Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

İstiklâl saldırısında ABD’ye tepki

Yayınlanma

İstanbul’da dün altı yıl aradan sonra ilk kez bombalı saldırı düzenlendi. İstiklâl Caddesi üzerindeki bir banka bırakılan bombayla düzenlenen saldırının, PKK/YPG’li olduğu belirtilen faili yakalandı. İçişleri Bakanı Soylu saldırı sonrası taziye mesajı yayınlayan ABD’ye tepki gösterdi.

İstanbul’un en işlek caddelerinden İstiklâl Caddesi’nde pazar günü öğleden sonra düzenlenen bombalı saldırıda altı kişi hayatını kaybetti, 81 kişi yaralandı. Yaralılardan 55’i taburcu edilirken ikisinin durumu ağır olmak üzere 5 kişinin tedavisine yoğun bakımda devam ediliyor.

Bombalı paketi bırakan kişinin Suriye uyruklu Ahlam Albashir olduğu açıklandı.

Emniyet kimliğini açıkladı

Saldırının ardından İstiklâl Caddesi insan girişine kapatılırken sabah saatlerinde polis ablukası kaldırıldı. Terör saldırının ardından bin 200 kamera görüntüsünü inceleyen emniyet güçleri, 21 adrese operasyon yaparak 46 şüpheliyi gözaltına aldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, saldırganın ismini paylaşarak şu açıklamayı yaptı: “Olayı gerçekleştiren Suriye uyruklu Ahlam Albashir isimli şahıs sağ olarak ele geçirilmiştir. Şahıs yapılan sorgusunda, PKK/PYD/YPG terör örgütü tarafından özel istihbarat elemanı olarak yetiştirildiğini ve Afrin üzerinden ülkemize eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığını beyan etmiştir. – PKK/PYD/YPG terör örgütünün Suriye Kobani’deki merkezinden İstanbul’da eylem talimatı alarak 13.11.2022 Pazar günü saat 16:20 sıralarında Bombalı eylemi gerçekleştirdiğini ve kaçtığını beyan etmiştir. Olayla ilgili başlatılan çalışmalar çok yönlü olarak devam etmektedir.”

Görüntüleri yayınlandı
Anadolu Ajansı bombalı çantayı bıraktığı belirtilen kişinin polisler tarafından evinde yakalandığı ve polis merkezine götürüldüğü görüntüler yayınladı.

‘Yunanistan’a kaçacaklardı’

Öte yandan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş, İstanbul Emniyet Müdürü Zafer Aktaş, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya ve Ak Parti İstanbul İl Başkanı Osman Nuri Kabaktepe ile patlamanın yaşandığı İstiklal Caddesi’ndeki alana gelerek, hayatını kaybedenlerin anısına karanfil bıraktı. Ardından basına açıklamalarda bulunan Soylu, “Bize ne cevap verildiğini, ne mesaj verildiğini iyi bir şekilde biliyoruz. Operasyonlar devam ediyor. Başarılı bir şekilde yapılan operasyonla elbette ki teröristler yakalandı. Eğer yakalamasaydık bugün Yunanistan’a kaçıracaklardı. Onun için nasıl ve ne şekilde koordine edildiğini bildiğimiz, nereden hareketlendiğini bildiğimiz bir terör yapısıyla karşı karşıyayız. PYD’yi orada kim besliyorsa, PKK’ya kim iç istihbarat sağlamaya çalışıyorsa fail odur. Piyonları çok fazla tartışmanın bir anlamı yoktur. Dünyada çok fazla piyon bulunur. Bu milletin, en önemli hasleti piyonların kafasını kırmaktır. Allah milletimizin yardımcısı olsun. Şunun bilinmesini isteriz: Bu aldığımız mesaja çok güçlü bir mesaj vereceğiz hem de çok güçlü bir mesaj.”

Suikast talimatı

Olay sonrası yapılan teknik dinlemede, çok açık bir şekilde terör örgütünün talimatının teröristin öldürülmesine yönelik olduğunu aktaran Soylu, “’Ya kattan atın ya kanala atın’ diye bir talimatı var, net bir şekilde. Bu konuda teröristi öldürüp tüm networkü ve olayın ardıl sebeplerini çözmemizi engelleyecek bir plan hazırladıkları apaçık ortada. Ama Allah razı olsun emniyet güçlerimiz, tüm istihbarat birimlerimiz, el birliğiyle bu meselenin üstünün örtülmesini, kapatılmasını ve faillerin ortadan kaldırılmasını engellemişlerdir” diye konuştu.

Soylu’nun ‘ABD’ çıkışına sansür

Saldırıdan sonra bir çok ülke lideri ve yetkilisi Türkiye’ye taziye mesajı yayınladı. Onlardan biri de ABD Büyükelçiliği’nden yapılan açıklamaydı. ABD Türkiye Büyükelçiliği resmi sosyal medya hesabından yayınladığı mesajda “ABD’nin Türkiye’deki Diplomatik Misyonu olarak, bugün öğleden sonra İstanbul’da meydana gelen patlamadan derin bir üzüntü duymaktayız. Hayatını kaybedenlerin ailelerine en içten taziyelerimizi sunar, yaralılara acil şifalar dileriz” ifadelerini kullandı. Büyükelçiliğin açıklamasını “katilin olay yerine geri dönmesi” olarak nitelendiren İçişleri Bakanı Soylu, “Bunlara kendi senatolarından para gönderen sözde müttefiklerimizin herhalde samimiyetsizlikleri ortadadır” dedi.

Soylu daha sonra yaptığı açıklamada da ABD’ye tepki göstermeye devam etti: “Tekrar altını çizerek ifade ediyorum: Amerikan Büyükelçiliğinin taziye dilemesini kabul etmiyoruz, reddediyoruz. Kobani’yi, terör bölgelerini besleyen ve oradan Türkiye’nin huzurunu bozmaya çalışan bu anlayışa, kendi senatolarından para gönderen bir devletle müttefikliğimiz elbette tartışılmalıdır. Biz kimsenin düşmanı değiliz, kimsenin topraklarında gözümüz yok, kimseye kalleşlik yapmıyoruz ama bu kalleşliklere elbette ki tahammül edecek gücümüzün kalmadığını ifade etmek istiyorum.”

NYT’nin ‘turizm’ vurgusu tepki çekti

Öte yandan New York Times gazetesinin saldırıyla ilgili yaptığı haberi sosyal medya hesabından “Her yıl dünyanın dört bir yanından Türkiye’yi ziyaret eden on milyonlarca turist, Pazar günkü saldırının düzenlendiği bölgede vakit geçiriyor” şeklinde duyurması Türk vatandaşlarının tepkisini çekti. Gazetenin bu haberini “empatiden yoksun” olarak niteleyen sosyal medya kullanıcıları New York’ta 2001’de yaşanan 11 Eylül saldırılarına atıfta bulundu. Kullanıcılardan biri, “Düşünün ki, İkiz Kuleler vurulduğunda Türkiye’de bir gazete, terör saldırısının Amerika’nın turizm sektörüne etkilerinden bahsediyor. Ahlaksızsınız” ifadesine yer verdi. Bir kullanıcı da “Tek trajedi turizmmiş gibi neden bundan (turizmden) bahsediyorsunuz? Acılı aileler, bu bölgelerde yürüyen sevdiklerini kaybetti. Sevdiklerini kaybeden ailelere ve kederli ülkeye taziyelerinizi sunmayacak mısınız?” değerlendirmesinde bulundu.

NYT, daha sonra yayımladığı başka bir haberi de “İstanbul’un merkezindeki hareketli yaya yolunu vuran bombalı saldırıda en az 6 kişi öldü. Saldırı, Türkiye’de 5 yıldan uzun bir süre sonra olan en amansız saldırıydı” şeklinde verdi.

DİPLOMASİ

Hindistan ve Birleşik Krallık serbest ticaret anlaşması imzalamak için çalışıyor

Yayınlanma

Hindistan ve Birleşik Krallık yakında bir serbest ticaret anlaşması (STA) imzalamak için çalışıyor. Yeni İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy devam eden müzakereleri ikili potansiyellerini ortaya çıkarmak ve büyüme sağlamak için ortak hedeflerin “tavanı değil tabanı” olarak tanımladı.

Lammy, Başbakan Narendra Modi’yi ziyaret ettiği ve Dışişleri Bakanı S. Jaishankar ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval ile görüşmelerde bulunduğu iki günlük ilk Yeni Delhi ziyaretini perşembe günü tamamladı.

Çarşamba günü geç saatlerde iki taraf bir teknoloji güvenlik girişimi imzaladı. Lammy’nin ofisinden yapılan açıklamaya göre anlaşmanın amacı “her iki ülkede de ekonomik büyümeyi artırmaya odaklanarak kapsamlı stratejik ortaklığı yenilemek ve derinleştirmek”.

Anlaşmanın, telekom, kritik mineraller, yapay zeka ve yarı iletkenler gibi “bu on yılın belirleyici teknolojilerinde” işbirliğini mümkün kılacağı; ticaret, teknoloji, eğitim ve iklim gibi kilit konularda işbirliğini derinleştireceği kaydedildi.

Yeni Delhi ziyareti öncesinde yeni hükümet Lammy’nin, ülkenin her iki ekonomiye de fayda sağlayacak bir STA’yı güvence altına alma taahhüdünü güçlendirmek de dahil olmak üzere İngiltere-Hindistan ortaklığının “yeniden başlatılması” için bastıracağını söyledi.

Keir Starmer başkanlığındaki İşçi Partisi bu ayın başlarında yapılan genel seçimlerde ezici bir zafer kazandı. Analistler Lammy’nin ziyaretinin yeni hükümetin kurulmasından bir ay sonra gerçekleşmesinin Starmer yönetiminin Hindistan ile ilişkilere verdiği önemi yansıttığını belirtiyor.

Lammy, Hindistan’ın başkentindeki temasları öncesinde yaptığı açıklamada “Hindistan 21. yüzyılın yükselen süper gücü, 1,4 milyar nüfusuyla dünyanın en büyük ülkesi ve dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri” dedi.

“Serbest ticaret anlaşması müzakerelerimiz, Bengaluru’dan Birmingham’a kadar ortak potansiyelimizi ortaya çıkarma ve büyüme sağlama hedeflerimizin tavanı değil tabanıdır” dedi ve “Yeşil dönüşüm, yeni teknolojiler, ekonomik güvenlik ve küresel güvenlik konularında ortak çıkarlarımız var” diye ekledi.

Lammy’nin ziyareti üzerine Hindistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, her iki tarafın da “Hindistan-İngiltere STA müzakerelerinde kaydedilen önemli ilerlemeyi takdir ettiği ve erken sonuçlanmasını dört gözle beklediği” belirtildi.

Başbakan Rishi Sunak yönetimindeki önceki İngiliz hükümeti Hindistan ile bir STA imzalamaya hevesliydi ancak Londra’da Delhi yönetiminin Birleşik Krallık seçimlerinden önce bu konuda isteksiz olduğu yönünde spekülasyonlar vardı.

Lammy’nin ziyareti sırasında ayrıca Hint-Pasifik bölgesinde ve ötesinde savunma ve güvenlik işbirliğini derinleştirme ve “devlet dışı aktörlerden kaynaklanan artan tehditleri ele alma kapasitelerini geliştirme” konusunda anlaştılar.

Jaishankar ve Lammy, Rusya-Ukrayna çatışması ve Orta Doğu ve Kızıldeniz’deki durumlar da dahil olmak üzere, ortak ilgi alanlarına giren bölgesel ve küresel meseleler hakkında da görüş alışverişinde bulundular.

Yeni Birleşik Krallık hükümeti Yeni Delhi ile ilişkilerini daha da güçlendirmeye kararlı olduğunu ifade ettiği. Uzmanlara göre, her iki taraf da STA’yı erken sonuçlandırmak istiyor ve yeni Birleşik Krallık hükümetinin parlamentoda “daha güçlü” çoğunluğa sahip olması nedeniyle bu olası görünüyor.

Daha önce Boris Johnson’dan Liz Truss’a ve Rishi Sunak’a kadar başbakanların değişmesi nedeniyle anlaşmanın geciktiği ancak şimdi bunun daha kolay olacağı düşünülüyor.

Bu arada Modi, Hindistan’daki son genel seçimlerde beklenenden çok daha az bir çoğunlukla da olsa nadir görülen bir üçüncü dönem elde etti.

Her iki ülkede de seçimlerden önce, Ocak 2022’den bu yana 14 tur STA müzakeresi yürütülmüş ve görüşmelerin aynı yılın ekim ayına kadar sonuçlandırılabileceği umulmuştu.

Lammy ile görüştükten sonra Modi, X’te Starmer’in Hindistan-İngiltere kapsamlı stratejik ortaklığını genişletme ve derinleştirmeye verdiği önceliği takdir ettiğini paylaştı.

İlişkileri geliştirme konusundaki kararlılığını ifade eden Lammy de ikili teknoloji güvenliği girişimini ve karşılıklı fayda sağlayacak bir STA imzalama arzusunu memnuniyetle karşıladı.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’daki Baykar fabrikası çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçecek

Yayınlanma

Ukrayna’nın Ankara Büyükelçisi Vasil Bodnar, Baykar’ın insansız hava aracı üretim tesisinin Rusya ile çatışmaların sona ermesinin ardından faaliyete geçeceği bilgisini verdi.

Euronews‘e mülakat veren Bodnar, Ukrayna tarafının aynı zamanda TUSAŞ ile de işbirliği yaptığına işaret etti.

Büyükelçi, güvenlik gerekçesiyle Türkiye’nin Baykar ile yaptığı anlaşma hakkında daha fazla yorum yapmaktan kaçındı ve Türkiye’nin Moskova ile tahıl anlaşması ve esir takası konusundaki müzakerelerde arabuluculuk yapmasının ‘Türk diplomasisinin başarısı’ anlamına geldiğini belirtti.

Bu yılın şubat ayında Baykar, Kiev yakınlarında bir insansız hava aracı fabrikası kurmaya bildirilmişti.

O dönemde şirketin CEO’su Haluk Bayraktar, fabrikanın inşasının bir yıl süreceğini ve ancak o zaman şirketin kendi içinde üretim tesisleriyle donatılmaya başlanacağını belirtmişti.

2022’nin ağustos ayında Bayraktar, şirketin silahlı insansız hava araçlarını Rusya’ya tedarik etmeyeceğini açıklamıştı.

Baykar, Ukrayna’daki İHA fabrikasının inşaatına başladı

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Reuters: Çin’in İran’dan ithal ettiği ham petrol kuzeydoğuda yeni pazar buluyor

Yayınlanma

Tanker takip firmaları ve ticaret kaynakları, İran’dan ham petrol ithalatının geçen yılın sonlarından bu yana Çin’in Dalian limanına ve rafineri şehrine aktığını ve ülkenin petrol alımlarının neredeyse rekor seviyelerde kalmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Reuters’a konuşan tüccarlar, Shandong eyaletinin bağımsız rafinaj merkezindeki küçük alıcıların İran ham petrolüne olan talebinin, yüksek ham petrol fiyatları ve beklenenden daha zayıf yakıt talebi nedeniyle kötüleşen rafinaj marjları karşısında azaldığını belirtti. Bu ülkeler 2019’dan bu yana İran’ın Çin’deki ana alıcıları konumunda.

İran, petrolü de dahil olmak üzere 2018’de yeniden yürürlüğe konan ABD yaptırımlarına tabi. Ancak Reuters’ın haberine göre, Çin İran petrolü alımını durdurmadı ve yaptırımlardan çekinen devlet şirketlerinin bıraktığı boşluğu marj odaklı bağımsız tesisler doldurdu.

Tanker akışlarını takip eden bir danışmanlık şirketi olan Vortexa, Ekim 2023 ile Haziran 2024 arasında Dalian’da 23 kargo veya toplam 45 milyon varil İran petrolünün boşaltıldığını söyledi.

Buna Dalian’ın merkezinin yaklaşık 85 km (53 mil) kuzeybatısındaki Changxing adasında boşaltılan 28 milyon varilin de dahil olduğunu söyledi.

Bir başka danışmanlık şirketi Kpler ise aynı dönemde Çin’in Dalian’a 34 milyon varil ithal ettiğini tahmin ediyor.

Bu rakamlar günde 124.000-164.000 varile denk geliyor ki bu da 2024’ün ilk yarısında Çin’in İran’dan ithal ettiği toplam petrolün yaklaşık %13’üne tekabül ediyor.

Analistler Çin’in söz konusu dönemde 1,2-1,4 milyon varil/gün İran ham petrolü ithal ettiğini tahmin ediyor. Vortexa, ithalatın geçtiğimiz Ekim ayında 1,52 milyon varile ulaşarak rekor kırdığını söyledi.

Dalian’ın ithalatı sorulduğunda Çin dışişleri bakanlığı Reuters’e Çin ve İran’ın “uluslararası yasal çerçeve altında her zaman normal ve meşru ticareti sürdürdüğünü” söyledi.

Çin tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu söylüyor. Yine de tanker takipçileri ve tüccarlar, tüccarların Çin’e gönderilen İran petrolünü Malezya, Umman veya Birleşik Arap Emirlikleri gibi başka bir yerden geliyormuş gibi gösterdiklerini iddia etti.

Resmi olarak, Çin gümrükleri Haziran 2022’den bu yana herhangi bir İran petrolü ithalatı bildirmedi.

Dalian sevkiyatları için dört olası varış noktası var: Hengli Petrochemical’ın 400.000 varillik rafineri kompleksi ve 44 milyon varillik depolama çiftliği, devlet devi PetroChina tarafından işletilen iki rafineri,  ve Changxing adasında Liaoning Liman İdaresi tarafından işletilen 30 milyon varillik bir depolama üssü.

Tüccarlar, depolama tesisini Dalian dışındaki rafinerilere bağlayan bir boru hattı olmadığını söyledi.

Hengli’ye yakın üç üst düzey ticaret kaynağı, şirketin sevkiyatların en azından bir kısmını satın aldığını kaydetti.

Kaynaklardan biri Hengli’nin, 2024 yılının ilk birkaç ayında ayda 4 milyon varil satın aldığını tahmin ediyor. Bir diğeri ise alımların ayda 4-6 milyon varil olduğunu söyledi.

Vortexa, tanker takip bilgileri ve analizlerine dayanarak Hengli’nin İran ham petrol sevkiyatlarının alıcısı olduğunu öne sürdü.

Bir Hengli sözcüsü ise şirketin İran petrolü satın almadığını söyledi.

Tüccarlar ve diğer sektör uzmanları, Çin’in diğer büyük devlet ham petrol alıcıları gibi PetroChina’nın da 2018/2019 civarında İran petrolü alımını durdurduğunu kaydetti.

Asya’nın en büyük petrol ve gaz üreticisi olan PetroChina, yorum talebine yanıt vermedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English