Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Japonya’nın AUKUS’a dahil olma müzakereleri başlayacak

Yayınlanma

ABD, Avustralya ve Birleşik Krallık arasındaki güvenlik paktı AUKUS’a yeni üyeler kazandırmak üzere görüşmeler başlarken, Washington da Japonya’nın Çin’e karşı caydırıcı olması hedeflenen güvenlik paktına dâhil olması için bastırıyor. 

Financial Times’ın (FT) konuyla ilgili bilgi sahibi kişilerden aktardığına göre, AUKUS savunma bakanları pazartesi günü ittifakın denizaltı yetenekleri ve hipersonik silahlar gibi teknolojilerde işbirliğini içeren ‘Sütun II’ ile ilgili görüşmelere başlayacaklarını açıklayacaklar. Avustralya’nın nükleer güçle çalışan denizaltı tedarikine odaklanan ‘Sütun I’ genişletmeyi ise düşünmüyorlar.

Açıklama, ABD Başkanı Joe Biden’ın çarşamba günü Beyaz Saray’da Japonya Başbakanı Fumio Kishida’yı ağırlayacağı zirve ve perşembe günü yapılacak ABD-Japonya-Filipinler üçlü toplantısından hemen önce yapılacak. ABD ve Japonya Çarşamba günü 1960 yılından bu yana güvenlik ittifaklarında en büyük güncellemeyi planladıklarını açıklayacaklar.

AUKUS’un genişleme konusunda istişarelere başlama taahhüdü, bazı ABD’li yetkililerin Japonya’nın AUKUS’a resmen üye olarak katılması için baskı yapmasının ardından müttefikler arasında varılan bir uzlaşma olarak görülüyor.

ABD’nin Tokyo elçisinin açıklamaları tepki çekti

AUKUS 2021’de başlatıldığında, diğerlerinin de bir noktada Sütun II’ye katılması konuşuluyordu. Her üye için Asya’daki kritik müttefik olan Japonya, ‘JAUKUS’ olarak adlandırılacak oluşum için doğal adaydı.

FT’ye göre Japonya savunma harcamalarını artırdıkça hipersonik silahlar geliştirmek için daha fazla yatırım yapıyor. Diğer ortakların da devreye girmesi teknolojilerin geliştirilmesindeki maliyetlerin yayılmasına yardımcı olacak. 

Özellikle ABD’nin Tokyo Büyükelçisi Rahm Emanuel’in bu hafta Japonya’nın ‘ilk ek Sütun II ortağı olmak üzere olduğunu’ söylemesinin ardından Tokyo’dan Sütun II üzerinde çalışmasının isteneceğine dair spekülasyonlar artmıştı.

ABD hükümeti içerisinde bazıları, Japonya’nın AUKUS’a dahil edilmesine ivme kazandıracağını umarak Emanuel’in müdahalesini özel olarak memnuniyetle karşıladı. Fakat FT’ye göre Emanuel’in yorumları Beyaz Saray’dan Londra’ya, Canberra’dan Tokyo’ya kadar pek çok kesimi kızdırdı çünkü ortada bir anlaşma yoktu.

Avustralya ve Britanya aylardır Japonya’nın bu noktada davet edilmesi fikrine karşı çıkıyorlardı çünkü kısmen üçlü işbirliklerindeki mevcut pürüzleri gidermeye odaklanmak istiyorlardı.

Avustralya öncelikle Sütun I’in tamamlanmasından yana

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Japonya’nın AUKUS’a katılımını savunan Kurt Campbell bu hafta yaptığı açıklamada ABD’nin hem Britanya hem de Avustralya ile ayrı ayrı geliştirme ve ortak yapım çalışmaları yürüttüğünü fakat ‘bunların bir kısmını zaman içinde nasıl üç taraflı hale getireceğimizin zor olduğunu’ söyledi.

Britanya ve Avustralya da Washington’daki pek çok kişi gibi Japonya’nın hâlâ son derece hassas bilgileri korumak için gerekli güvenlik sistemlerinden yoksun olduğu konusunda endişeli. Campbell, Tokyo’nun yapması gereken daha çok iş olduğunu kabul eder göründü ve ABD’nin Japonya’yı önlemler almaya çağırdığını söyledi.

Washington’daki bir düşünce kuruluşu olan CNAS’ta düzenlenen AUKUS etkinliğinde konuşan Campbell, “Japonya bu adımlardan bazılarını attı ama hepsini değil,” demişti.

Canberra, Sütun II’ye ülkeler ekleyerek AUKUS’u genişletmeden önce denizaltı programına odaklanılması gerektiğini düşünüyor. AUKUS müttefikleri arasındaki görüşmelere aşina olan bir kişi, “Üçü de hâlâ Sütun I’in tamamlanmasının öncelikli olduğu konusunda hemfikir,” dedi.

Müttefikler hâlâ tartışıyor

Konu müttefikler arasında ve ABD yönetimi içinde büyük tartışmalara yol açtı. Bir noktada Biden, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese ve Birleşik Krallık Başbakanı Rishi Sunak’ın daha fazla etki yaratmak için ortak bir açıklama yapmaları fikri ortaya atıldı fakat nihayetinde savunma bakanlarının hamleyi duyurması tercih edildi.

AUKUS’un açıklaması potansiyel olarak Biden ve Kishida’nın zirve sonrasında yayınlayacakları ortak bildiride Japonya’nın gelecekteki katılımına ilişkin umut verici bir atıfta bulunmalarının önünü açacak.

Japonya kararını vermiş değil

Konu üzerine Japonya’da da tartışmalar yaşandı. Tokyo AUKUS’un güçlü bir destekçisi olsa da, bazı yetkililer pakt ülkeleri arasındaki bölünmeler göz önüne alındığında dahil olmak için çok fazla zorlama konusunda temkinli davrandılar.

Cuma günü Financial Times ve diğer medya kuruluşlarına verdiği mülakatta Kishida, Japonya’nın gelecekte AUKUS ile nasıl işbirliği yapacağına dair resmi bir karar alınmadığını söyledi.

Japon lider, “Özgür ve açık bir Hint-Pasifik’e ulaşmak için, güvenlik ve savunma alanında önemli ortaklar olan ABD, Avustralya ve Britanya ile işbirliğimizi güçlendirmeye yönelik çeşitli çabaları sürdürmek istiyoruz,” dedi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English