Bizi Takip Edin

AMERİKA

Joe Biden’ın Elon Musk sancısı

Yayınlanma

Teknoloji startuplarına yönelik ilginin Silikon Vadisi Bankasının (SVB) iflasından sonra artması beklenir bir şey. Zira bu bankanın müşterilerinin önemli bir kısmı Pentagon’la bağı olan taşeron startuplar. Bu meseleye şu yazıda değinmiştik.

Bu alanda faaliyet yürüten şirketleri devletle daha sıkı ilişkili hale getirmek için bir girişim de başlatılmış durumda. Elbette, bu girişimin hedefinde Pentagon’a çok sayıda iş yapan Elon Musk var.

Bloomberg’de çıkan bir değerlendirmeye göre, Musk Twitter’ı satın aldığından beri, Biden yönetim için ‘baş ağrısı’ olarak görülüyor.

Nakliye, uzay ve havacılık, sağlık, telekomünikasyon ve sosyal medya sektörlerinde çeşitli derecelerde devletle kesişen işlevlere sahip şirketlerin Musk’ın kontrolünde olması işleri karmaşıklaştırıyor.

Konu hakkında yorum yapan bir ABD’li yetkili, Musk’ın şirketi Tesla’yı ‘Amerikan iştiraki olan bir Çin şirketi’ olarak tanımlıyor.

Şirketin Şangay’daki fabrikası geçen yıl küresel üretiminin yarısından fazlasını gerçekleştirirken, Biden da Musk’ın yurtdışı bağlantılarının ‘incelenmeye değer’ olduğunu söylüyor.

Ukrayna savaşını bitirmeyi isteyen ve Çin ile Tayvan’ın birleşmesi için plan hazırlayan Musk hakkında konuşan Virginia’nın Demokrat senatörü Mark Warner, “Komünist Partinin cömertliğine Elon Musk kadar bağımlı başka bir Amerikalı olduğunu sanmıyorum,” demişti.

Musk ve şirketleri federal kurumların incelemelerine maruz kalıyor. Örneğin, tweetleri nedeniyle Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu ile olan kavgası devam ediyor ve Adalet Bakanlığı, SEC ve Ulusal Karayolu Trafik Güvenliği İdaresi şirketin otomatik sürüş iddialarını inceliyor.

Cumhuriyetçi dönüş

Öte yandan Musk, Cumhuriyetçilerle olan bağını da güçlendiriyor. California’daki SpaceX operasyonlarına ev sahipliği yapan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi Başkanı Kevin McCarthy ile yakın ilişkiler kuran milyarder, geçen yıl McCarthy ile Wyoming’deki tatil köyünde vakit geçirdi ve Ocak ayında doğum gününü bizzat kutladı.

SpaceX, 2022’de aldığı yaklaşık 3 milyar dolarlık işle birlikte ABD hükümet sözleşmelerinin devi konumuna geldi.

Musk ve şirketin lobicileri, senatörlerin desteğini almak için yıllarca Kongrede çalıştı ve SpaceX, savunma devleri Boeing ve Lockheed Martin’in uzun süredir devam eden ortak girişimiyle rekabet etme hakkı için Hava Kuvvetlerine dava açtı.

Musk, 2020 yılında Biden’a ‘tereddütle’ oy verdiğini söylemişti. 2024 seçimleri için ise Florida’nın Cumhuriyetçi Valisi Ron DeSantis’e işaret etti. Musk, Kasım ayındaki ara seçimlerde takipçilerini Cumhuriyetçilere oy vermeye çağırırken, DeSantis’i ‘mantıklı ve merkezde’ olarak tanımlamıştı.

Öte yandan Elon Musk ile Biden yönetiminin birbirine bağımlı olduğu da akılda tutulmalı. Beyaz Saray’ın temiz enerji dönüşüm planında elektrikli araçların önemli bir yeri var ve Tesla bu konuda dünyanın öncülerinden.

Şubat ayında Tesla’nın şarj istasyonlarını diğer markalara da açma kararı almasını sağlayan Beyaz Saray, daha sonra şirketin Buffalo, New York’taki fabrikasında sendikalaşmaya çalışan işçilerin kovulması ile birlikte şaşkına döndü.

Joe Biden, kendisini ABD tarihinin sendikalaşmaya en çok önem veren başkanı olarak lanse etmeye çalışıyor. Elon Musk’ın şirketleri ise, sendikalaşmaya asla izin vermeyen bir siyaset takip ediyor. Bu, Cumhuriyetçi ‘serbest piyasa’ ideolojisiyle de uyumlu görünüyor.

Pentagon’la derinleşen bağlar

Musk’ın şirketlerinin ABD Savunma Bakanlığının en büyük yüklenicisi haline gelmesi, işleri iyice karmaşıklaştırıyor.

Geçen Ekim ayında Wall Street Journal’da (WSJ) yayınlanan bir haberde, Ukrayna konusundaki Starlink anlaşmazlığına rağmen, Pentagon’un, SpaceX uydu kapasitesinin kullanımını genişletmeye hazırlandığı yazıyordu.

WSJ’nin ele geçirdiği hükümet belgelerinde, Pentagon-SpaceX ilişkilerinin, Starlink’in kilit bölgelerde baskın bir oyuncu olduğu uydu hizmetlerine doğru büyümeye hazırlandığı belirtiliyordu.

Haberdeki ilginç noktalardan biri de, aralarında Avrupa operasyonlarını yürüten ve Hava Kuvvetlerinin jet avcı uçaklarının çoğunu uçuran komutanlık da dahil olmak üzere en az üç Hava Kuvvetleri komutanlığının, Starlink donanımı ve hizmeti için yapılan sözleşmeleri, Starlink’in rakiplerine göre avantajlı olduğunu söyleyerek gerekçelendirmesi. 

Bu, ABD’nin Avrupa Komutanlığının (EUROCOM) SpaceX ile olan derin bağlarına işaret ediyor.

Öte yandan Pentagon’un diğer birimleri de Starlink ile sözleşme yapmak istediklerini açıklamışlardı.

Starlink, alçak dünya yörüngesinde (LEO) uydu işleten ve hem Avrupa hem de Afrika’da internet bağlantısı sağlayabilen tek şirket. ABD Hava Kuvvetlerinin Avrupa ve Afrika komutanlığı tarafından hazırlanan bir belgeye göre, şu anda Ukrayna’da kullanılan tek LEO uydu ağı sağlayıcısı da Starlink.

Elon Musk’ın, Starlink’ib Ukrayna’yı sonsuza kadar fonlamasının akılcı olmayacağını söylemesinin ardından başlayan tartışma Pentagon ile şirket arasındaki görüşmelerin ardından çözülmüştü.

Musk daha önce attığı bir tweette SpaceX’in bu hizmet için fon talebini geri çektiğini belirtmişti. Musk’ın iddiasına göre şirketin Ukrayna operasyonları ayda 20 milyon dolara mal oluyordu.

Musk ile Pentagon arasındaki ilişkilerde mali boyut dudak uçuklatıyor. Örneğin, Hava Kuvvetleri Araştırma Laboratuvarı ile SpaceX arasında 2018 yılında imzalanan 28,7 milyon dolar değerindeki bir sözleşme, hava taşıtları da dahil olmak üzere internet bağlantısı deneylerine odaklanıyor.

Silikon Vadisi hayranı bakanlar

Elon Musk’ın 2016 yılında dönemin Savunma Bakanı Ash Carter ile buluşması bir hayli dikkat çekmişti.

Esas dikkat çekici olan şey, Carter’ın 20 yılda Silikon Vadisini ziyaret eden ilk bakan olmasıydı. 

Vaktinde Mashable’da çıkan bir makalede, Carter’ın ‘Silikon Vadisinin bir hayranı’ olduğu belirtiliyor ve bölgenin ‘inovatif’ yapısının Pentagon’un teknolojik olarak ileri seviyede kalmasına yardımcı olacağı vurgulanıyordu.

Carter, Pentagon’u Silikon Vadisine açan bakan olarak nitelendirilebilir. Tersinden, Musk da federal hükümet kurumlarından aldığı sözleşmelerle yükseldi denebilir. Nitekim, NASA, Musk’ın yükselişindeki en önemli ortaklardandı. Bir röportajında Musk, NASA’dan kazandıkları 1,5 milyar dolarlık ihalenin şirketi kurtardığını söylüyordu.

Carter’ın Pentagon’u ‘Silikon Vadisinin suretinde yeniden yapılandırma’ hayalinin en önemli parçası olan Savunma İnovasyon Biriminin ilk lideri Raj Shah, eski bir F-16 pilotu olduğu gibi aynı zamanda bir Silikon Vadisi girişimcisi idi.

SVB’nin iflası ve Musk’ın tutumu

SVB’nin iflasının ardından, Amerikan Merkez Bankası Fed’in faiz artırma politikasına yönelik muhalefet de yükseldi.

SVB’nin en önemli müşterileri, Silikon Vadisinde Pentagon’a iş yapan teknoloji startupları. Nitekim, SVB’nin Fed, federal hükümet ve regülatör kurum FDIC tarafından ‘kurtarılmasında’ Pentagon’un önemli rolü olduğu iddia edilmişti.

Özellikle küçük ve orta büyüklükteki bankaların yaşadığı risklere dikkat çekilirken, bu bankaların toplam kredilerdeki payının bir hayli önemli olduğu hatırlatılıyor.

Musk da Fed’e çağrı yaparak, kurumun küçük ve orta büyüklükteki bankaların batmasını engellemesi gerektiğini düşünenlerden. 

Bu kapsamda Musk, geçen haftaki Fed kararından önce attığı tweette, politika faizinin 50 baz puan düşürülmesi gerektiğini söylemişti.

Musk, geçen Ekim ayında yaptığı bir açıklamada da ABD’de enflasyondan çok deflasyonun olduğunu ileri sürmüş ve “Bu noktayı Fed’e tekrar tekrar anlatacağım. Fed dinlemiyor çünkü ön camdan dışarı bakmak yerine dikiz aynasına bakıyor,” demişti.

Yapay zeka araştırmalarında devletle daha çok işbirliği çağrısı

Elon Musk’ın önem verdiği bilinen yapay zeka araştırmaları üzerine yaptığı çağrı da dikkat çekici.

Fırtınalar koparan ChatGPT’nin geliştiricisi OpenAI’ın kurucularından olan Musk, daha sonra şirketten ayrılmıştı. OpenAI, şu anda fiili olarak Microsoft’un kontrolünde.

ChatGPT’ye rakip olarak Alphabet’in (Google) yayınladığı Bard da üretici yapay zeka alanında rekabeti kızıştırıyor. ‘Beş Büyükler’ olarak bilinen tüm ABD’li teknoloji tekelleri, yapay zeka araştırmalarına büyük paralar harcıyor.

Musk ve bir dizi şirket yöneticisinin yapay zeka araştırmalarını altı aylığına durdurma çağrısı ise, ‘etik’ kaygılardan öte Amerikan sermayesindeki iç rekabete işaret ediyor. Daha önce Amerikan ordusunun bir konferansında, Hava Kuvvetleri Komutanının karşısında ‘inovasyon’ alanında rekabetin önünü açılması gerektiğini savunan Musk’ın bu fikrini etik kaygılarla değiştirdiğini söylemek mümkün değil. 

Nitekim Musk, ay başında Tesla’nın ‘Yatırımcı Günü’nde yaptığı konuşmada, yapay zekanın ‘düzenleyici bir otorite’ tarafından denetlemesi ve ‘kamu yararı’ çerçevesinde faaliyet yürütmesinin garanti altına alınması gerektiğini söylemişti.

Elektrikli araçları için yapay zeka destekli otomatik pilot testleri yapan bir şirketin sahibi, regülasyonu etik kaygılarla değil, tekelleşme kaygıları ile istiyor olmalı. 

Bir de Pentagon’un kaygıları… Geçen Mayıs ayında, Atlantik Konseyi’nin düzenlediği bir konferansta konuşan Pentagon’un yapay zeka şefi Michael Groen, Çin’in 2030 yılına kadar yapay zeka alanında dünyaya hükmetmeyi hedeflediğini ileri sürmüş ve bu yıla kadar yapay zekanın toplamda 16 trilyon dolarlık bir endüstri haline geleceğini öngörmüştü.

Groen’e göre Pentagon bir koordinasyon organı olmanın ötesine geçip bu alan ‘yapıcı’ bir kurum haline gelmeliydi ve bakanlık, bu meydan okumayla yüzleşmek için ‘kendini başta yapmalıydı.’

Groen’in tüm konuşması, yapay zeka araştırmalarını Pentagon için ‘asil’ hale getirmeye ve bunun için gerekli düzenlemeleri yapmaya ayrılmıştı. Yani bakanlık, biraz zaman istiyordu. Tıpkı Elon Musk ve arkadaşları gibi.

Uyuşmazlık çizgileri ve uzlaşı ihtimali

Musk ve bağlı bulunduğu Pentagon kontratlarının ‘serbest piyasa’ ile ‘devlet müdahalesi’ arasındaki ayrımları silikleştirdiği görülüyor. Cumhuriyetçilerin başını çektiği piyasa ideolojisine sahip görünen Musk, bir anda devlet müdahalesini savunur hale gelebiliyor.

Biden’ın baş ağrısı olsa bile, Musk’ın ‘yeşil dönüşüm’ kapsamında üstlendiği rol azımsanacak gibi değil. Nitekim, Biden’ın önerdiği daha kapsamlı bir devlet-şirket bütünleşmesi, Tesla’nın patronunun itiraz edeceği bir şey değil. Bu noktada, Biden ve Demokratların savunduğu sözde ‘ilerici’ gündemin sermaye tarafından delik deşik edilmesi, veya devlet-şirket bütünleşmesi perçinlenirken kavganın bu kültür alanında verilmesi muhtemel görünüyor. Uzlaşmanın zemini ise ancak ekonominin askerileştirilmesi-devletle bütünleştirilmesi olabilir.

AMERİKA

Amazon, Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyar dolar bağış yapacak

Yayınlanma

Büyük teknoloji şirketleri ABD’nin yeni başkanı ile ilişki kurmaya çalışırken, Amazon perşembe günü Donald Trump’ın yemin töreni fonuna 1 milyon dolar nakit bağışta bulunacağını doğruladı.

Amazon’un bu hamlesi, Facebook ve Instagram’ın ana şirketi Meta’nın da benzer şekilde fona 1 milyon dolar bağışta bulunmasının ardından geldi. Amazon ayrıca Trump’ın yemin törenini Prime Video hizmetinde yayınlayacak.

Trump uzun zamandır Büyük Teknoloji şirketlerini, muhafazakâr medyaya yönelik sansür de dahil olmak üzere bir dizi suistimalle suçluyor. Kasım ayındaki seçim zaferinin ardından, Büyük Teknoloji yöneticileri onu tebrik etmek için sıraya girmişti.

Amazon’un bağışını ilk haber yapan Wall Street Journal’a göre şirketin icra kurulu başkanı ve kurucusu Jeff Bezos da önümüzdeki hafta Trump’ın Mar-a-Lago tatil köyünü ziyaret etmeyi planlıyor.

Google ve Apple üst düzey yöneticileri Sundar Pichai ve Tim Cook da seçimlerin ardından Trump’ı tebrik etmekte gecikmemişlerdi.

The Information’ın haberine göre Pichai’nin perşembe günü Mar-a-Lago’da Trump’la bir araya gelmesi bekleniyordu ve Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg de seçimi kazanmasının ardından Trump ile birlikte yemek yedi.

Apple’ın, Trump’ın vaat ettiği kapsamlı gümrük vergisi planlarına maruz kalma potansiyeline sahip olduğu ve bunun da kritik Çin tedarik zincirlerini alt üst etme riski taşıdığı belirtiliyor.

Trump’ın ilk döneminde Cook, şirketin ürünleri için muafiyetler sağlamayı başarmıştı.

Yeni başkan ilk döneminde Amazon ile çatışmış, online perakende devini şirketleri iflas ettirmekle suçlamış ve vergi politikasını eleştirmişti. Ayrıca 2018’de ABD Posta Servisinin paket teslimatları için uyguladığı fiyatlandırmanın gözden geçirilmesini emretmiş ve kurumu Amazon’un “kuryesi” gibi davranmakla suçlamıştı.

Biden yönetimi altında Amazon, Lina Khan yönetimindeki ABD Federal Ticaret Komisyonu (FTC) ve birkaç eyaletin geçen yıl şirkete karşı tekel davası açmasıyla daha fazla baskıyla karşı karşıya kaldı.

FTC ayrıca Amazon da dahil olmak üzere büyük bulut hizmeti sağlayıcılarını, üretken yapay zeka alanındaki ortaklıkları konusunda soruşturuyor.

Yaz aylarında Trump’a yönelik ilk suikast girişiminin ardından Bezos X’te bir mesaj yayınlayarak Trump’ı “gerçek ateş altında gösterdiği muazzam zarafet ve cesaret” dolayısıyla tebrik etmişti.

Washington Post’un da sahibi olan Bezos, ekim ayında gazetenin Trump’ın Demokrat rakibi Kamala Harris’i desteklemesini de engellemişti.

Trump ile Bezos arasında zımni bir anlaşmanın olduğu, bu anlaşmanın da Elon Musk’ın SpaceX’i ile rekabet eden roket şirketi Blue Origin ile ilgili olduğu ileri sürülmüştü.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Ukrayna için 117 silah üretim hattına yatırım yapıyor

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’ya verdiği destek kapsamında 117 silah üretim hattına yatırım yaparken Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne göre, 2023’te küresel silah satışları 632 milyar dolara ulaştı; ABD ve NATO şirketleri bu satışların büyük bölümünü oluşturdu.

Bloomberg’in haberine göre, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Yönetim ve Kaynaklardan Sorumlu Müsteşarı Richard Verma, Ukrayna’ya verilen desteğin ABD’ye ekonomik olarak da katkı sağladığını belirtti.

Washington’daki Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde gerçekleştirdiği mülakatta Verma, “31’den fazla ABD eyaletinde 117’den fazla üretim hattına yatırım yapıyoruz,” ifadelerini kullandı.

Bu yatırımlar arasında obüsler, Bradley piyade savaş araçları, mühimmat ve diğer silahların üretimi yer alıyor.

Rusya’dan tepki: Silah sevkiyatları meşru hedef

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Ukrayna’ya silah taşıyan herhangi bir sevkiyatın Rusya için meşru bir hedef olduğunu ifade etti.

Lavrov, ABD ve NATO’nun yalnızca silah sağlayarak değil, aynı zamanda İngiltere, Almanya, İtalya ve diğer ülkelerdeki personeli eğiterek de çatışmaya doğrudan müdahil olduğunu savundu.

Rusya Dışişleri Bakanlığı da ABD’nin dondurulmuş Rus varlıklarından elde ettiği gelirle Ukrayna’ya kredi sağlamasını sert bir dille eleştirdi.

Bakanlık, “Bu sıradan bir hırsızlıktır,” diyerek durumu kınadı. Açıklamada, ABD’nin Kiev rejimine 20 milyar dolarlık yeni bir kredi sağlamak üzere harekete geçtiği belirtildi. Bu miktarın, G7 ülkelerinin Rusya’dan aldığı dondurulmuş devlet varlıklarından elde edilen gelir olduğu öne sürüldü.

Silah şirketlerinin gelirleri artıyor

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’nün (SIPRI) raporuna göre, 2023 yılında 41 ABD silah şirketi, başta Ukrayna olmak üzere çatışma bölgelerine yapılan satışlardan 317 milyar dolar gelir elde etti.

Bu şirketler, dünyadaki toplam silah satışlarının yüzde 78’ini gerçekleştirdi.

Raporda, 2023 yılı toplam küresel silah satışlarının 632 milyar dolara ulaştığı, bunun 494 milyar dolarlık kısmının ABD ve NATO şirketlerine ait olduğu belirtildi.

Beyaz Saray’dan Ukrayna’ya ‘askeri yardım yağdırma’ sözü

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Elon Musk evsizlik için ‘yalan’ ve ‘propaganda’ dedi

Yayınlanma

Dünyanın en zengin insanı Elon Musk Amerikan hükümetinin, evsizliği sona erdirmek için çalışan kuruluşları zenginleştirmek amacıyla daha fazla insanı evsiz bırakmaya yönelik “küresel bir komplonun” arkasında.

Musk, “‘Evsizleri kurtaran’ STK’lara genellikle sokaklarda kaç evsiz olduğuna göre ödeme yapılıyor, bu da evsizlerin sayısını en üst düzeye çıkarmaları ve sorunu asla çözmemeleri için güçlü bir mali teşvik yaratıyor!” diye yazdı.

Musk X’te yaptığı başka bir paylaşımda, “Çoğu durumda, ‘evsiz’ kelimesi bir yalandır. Genellikle ağır akıl hastalığı olan şiddet eğilimli uyuşturucu bağımlıları için kullanılan bir propaganda sözcüğüdür,” dedi.

Musk eylül ayında da, “Ne kadar çok evsiz varsa, bu kuruluşlar o kadar çok para alıyor, bu yüzden teşvikleri evsizliği azaltmak değil, artırmak!” demişti.

Trump da “tedavi, akıl hastanesi veya gözaltı” öneriyor

SpaceX ve Tesla CEO’su ekim ayında ise Tucker Carlson’a verdiği demeçte, “Evsiz kelimesi yanlış bir isimlendirme. Birinin ev kredisini biraz geciktirdiğini ve eğer ona bir iş verirseniz, kendi ayakları üzerinde durabileceğini ima ediyor,” demişti.

Musk’a göre “Aslında sahip olduğunuz şey, sokaklarda ölü gözleri, iğneleri ve insan dışkıları olan şiddet yanlısı, uyuşturucu zombileri.”

Musk, evsizlikle mücadele için ne kadar çok para harcanırsa “durumun o kadar kötüye gittiğini” söylemişti.

Bu arada Trump, evsiz kalan insanların tedaviye ya da akıl hastanelerine zorlanmaları ya da “gözaltına alınmaları” gerektiğini söylüyor.

Kampanyasında “tehlikeli derecede dengesiz” olanların “kâbusuna son verme” sözü veren Trump, “ucuz araziler açmayı, doktorlar, psikiyatristler, sosyal hizmet uzmanları ve uyuşturucu rehabilitasyon uzmanları getirmeyi ve evsizlerin yerleştirilebileceği ve sorunlarının tespit edilebileceği çadır kentler kurmayı” planladığını söylemişti.

Yeni başkan, “ciddi derecede akıl hastası veya tehlikeli derecede dengesiz” olanları “topluma yeniden kazandırmak” amacıyla barındırmak ve rehabilite etmek için akıl hastanelerini geri getirmek istiyor.

Trump yanlısı zenginler de evsizliği bir “hastalık” olarak göre eğiliminde

Musk ve Trump bu konuda yalnız değil. Ulusal Evsizlik Hukuk Merkezinin kampanya ve iletişim direktörü Jesse Rabinowitz’e göre, etkili milyarderler ve sağcı düşünce kuruluşları Kongrede ve Yüksek Mahkemede evsizliği suç sayan yasaları geçirmek istiyor ve “hepsi de insanları yeterince cezalandırırsak yoksul olmamayı seçecekleri şeklindeki bu geriye dönük, yanlış görüşü paylaşıyor.”

Tam verilerin mevcut olduğu son tarih olan Ocak 2023’te, ABD’de tek bir gecede 650.000’den fazla kişi evsizdi. Bu, 2022’ye göre yüzde 12’lik bir artışa işaret ediyor ve Konut ve Kentsel Gelişim Bakanlığı tarafından yaklaşık 20 yıldır kaydedilen en yüksek rakam.

Rapora göre, evsizlik yaşayan her 10 kişiden yaklaşık üçü çocuklu bir ailenin parçası ve tüm evsizlerin yüzde 17’si 18 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.

New York’ta ekim ayında 45.000’den fazlası çocuk olmak üzere 130.000’den fazla kişi barınaklarda uyuyordu.

Özellikle aileler arasında evsizliğin başlıca nedeni, evlerden tahliye, aşırı kalabalık konutlar, aile içi şiddet ve iş kayıplarının evsiz aileleri barınaklara ve sokaklara göndermesiyle birlikte, uygun fiyatlı istikrarlı konut eksikliği.

ABD’nin hiçbir yerinde asgari ücretli bir işçi iki odalı bir ev kiralayamıyor

İstatistiklere göre asgari ücret alan tam zamanlı bir işçi, ülkenin herhangi bir yerinde piyasa fiyatından iki yatak odalı bir ev kiralayamıyor.

Saatlik ücretle çalışan bir işçinin, ülkenin herhangi bir yerinde adil piyasa kirasıyla ortalama bir yatak odalı bir ev kiralayabilmesi için haftada 104 saat çalışarak saatte en az 15 dolar kazanması gerekiyor.

Musk evsizlik yaşayan insanları “şiddet yanlısı” olarak tanımlasa da, bu kişilerin suç faili olmaktan ziyade suç mağduru olma olasılığı daha yüksek. 

San Francisco’daki Kaliforniya Üniversitesi Benioff Evsizlik ve Barınma Girişimi, her gece yarım milyondan fazla Amerikalıyı sokaklara iten bir dizi politika başarısızlığından kaynaklanan “gizli bir salgın” olarak adlandırıyor.

Musk ve Ramaswamy, beslenme yardımı programında kesintiye gidecek

Musk ve milyarder girişimci Vivek Ramaswamy, sağlık sigortası ve gıda programlarındaki kesintiler de dahil olmak üzere, trilyonlarca dolarlık federal harcamalarda yapılacak kesintileri belirlemek üzere Kongre ile birlikte çalışmak üzere yeni oluşturulan bir danışma grubunu yönetiyor. 

Ramaswamy, yoksul Amerikalılar ve aileler için en kritik güvenlik ağı programlarından biri olan Ek Beslenme Yardımı Programı ya da gıda pulları için 1 milyar dolarlık kesinti yapılmasını önerdi.

Yardım alanların yaklaşık yüzde 75’i yoksulluk içinde ve yüzde 20’den fazlası bu yardımlar dışında başka bir geliri olmadığını bildirmiş durumda. 

Musk ve Ramaswamy’nin ayrıca düşük gelirli Amerikalılar ve çocuklara yönelik federal sağlık programlarında (evsiz Amerikalıların da hak sahibi olduğu programlarda) kesintiye gitmeyi düşündükleri bildiriliyor.

Trump’ın ilk döneminde evsizlik artmıştı

Trump ilk yönetimi sırasında, evsizliğe yönelik federal müdahaleyi denetleyen kurumun başına, kendini “evsizlik danışmanı” olarak tanımlayan birini atamıştı.

ABD Kurumlar Arası Evsizlik Konseyini 2019-2021 yılları arasında yöneten Robert Marbut, yıllardır krizi ele alma politikalarının arkasındaki itici güç olan ve ülke çapında evsizlik ve barınma kurumları ve hizmetleri tarafından yaygın olarak desteklenen standart “önce barınma” çerçevesini terk etti. 

Fakat Marbut, “dördüncü konut” olarak adlandırdığı ya da insanların destekleyici hizmetlere kaydolmasını sağlamak için konutun bir teşvik olarak kullanılmasını onayladı.

Trump “evsizlik belasını sona erdirme” sözü vermişti. Başkanlığının son yılı olan 2020’de, evsizliği deneyimleyen insanların sayısı üst üste dördüncü yıl artmıştı.

Covid-19 salgınının ilan edilmesinden iki ay önce, Ocak 2020’de tek bir gecede, yaklaşık 580.000 kişi (ya da ülkedeki her 10.000 kişiden yaklaşık 18’i) evsizdi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English