Bizi Takip Edin

AVRUPA

Kemer sıkma politikaları Avrupalıları fakirleştirdi

Yayınlanma

New Economics Foundation (NEF) ve Finance Watch tarafından yayınlanan bir rapora göre Avrupa’da 2009’dan bu yana uygulanan kemer sıkma politikaları nedeniyle Avrupalılar yıllık ortalama üç bin euro fakirleşti.

4 Kasım’da yayımlanan raporda, kemer sıkma politikaları uygulanmadığı takdirde, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin kamu hizmetlerine kişi başına yılda bin euro daha fazla harcama olanağı sağlayabileceğine dikkat çekiliyor.

Rapor ayrıca, 2008 mali krizinden sonra, AB ülkelerinin devlet borç seviyelerini azaltmak amacıyla kamu harcamalarında kesintiler yapması ve planlanan kamu yatırımlarını iptal etmesinin, Avrupa’yı Kovid-19 salgını ve Ukrayna savaşı gibi ekonomik şoklara karşı daha az dirençli hale getirdiğini ortaya koyuyor.

Daha fazla kemer sıkan daha fazla borçlandı

AB’de 2008 mali krizinin ardından getirilen kemer sıkma politikalarının, kalıcı bir gelir kaybına ve altyapı ve hayati kamu hizmetlerine yapılan harcamalarda kesintilere yol açtığı kaydediliyor.

Araştırma, kemer sıkma politikalarının bir sonucu olarak, hayati kamu harcamalarında kesinti yapan büyük Avrupa hükümetlerinin son on yılda daha düşük büyüme seviyeleri yaşadığını ve daha fazla kemer sıkan Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin ise daha yüksek devlet borç seviyeleri ile karşı karıya kaldığını gösteriyor.

Vatandaşlar endişeli

NEF ve Finance Watch tarafından bu yılın başlarında yaptırılan ve Censuswide tarafından yürütülen anket sonuçlarına göre, Avrupalıların yüzde 70’i, kemer sıkma politikalarının yeniden uygulanmasının yaratabileceği etkiler konusunda endişe duyduğunu bildirdi.

Yine ankete katılanların yüzde 70’i, artan devlet borcundan endişe duyduklarını belirtti.

Bununla birlikte ankete katılanlar eğitim, sağlık ve sosyal bakım gibi hayati kamu hizmetlerine daha fazla yatırım yapılması gerektiğini ifade etti.

‘Kemer sıkma Avrupa ekonomilerine zarar verdi’

“Son on yılda kemer sıkma politikaları Avrupa ekonomilerine zarar verdi ve yaşam standartlarımızın iyileşmesini engelledi. Borç ve bütçe açığını azaltma takıntısı ne ekonomik büyümeyi artırır ne de borcu düşük tutar. Aksine kemer sıkma, Avrupa ülkelerini potansiyelinden geride bıraktı” diyen NEF’in makro-ekonomi program sorumlusu Frank Van Lerven, AB’nin mali sorumlulukla, yaşam standartlarını iyileştirme ve iklim krizini durdurma taahhütlerini eşleştirmesi gerektiğini vurguladı.

Finance Watch’ta araştırmacı olan Ludovic Suttor-Sorel de, AB’nin keyfi borç eşiklerine ulaşmak için kamu harcamalarını azaltmaya aşırı odaklandığını, bunun da birçok ülkede ekonomik faaliyetleri baskılayarak daha yüksek borç-GSYİH seviyelerine neden olduğunu hatta daha da kötüsü, bu uygulamaların Avrupa’yı hızla yoksullaştırarak, Avrupalıları artan yaşam maliyetlerine karşı savunmasız bıraktığını söyledi.

AB yeni mali kurallar açıklayacak

Euro Bölgesi üyesi ülkelerin maliye bakanları bugün toplanarak, artan enerji fiyatları karşısında ekonomilerin desteklenmesi için oluşturulmuş destek programlarının koordine edilmesini ele alacaklar.

Maliye bakanları, üye ülkelerin 2023 yılı bütçelerinde oluşturdukları destek programlarına yönelik belirsizlikleri ortadan kaldırmayı ve yaklaşan resesyona daha iyi hazırlanmayı tartışacaklar.

Maliye bakanlarının ortak zemini oluşturabilmeleri halinde AB Komisyonu detaylar üzerinde çalışarak AB hükümetlerinin ulusal destek politikalarında uygulamaları gereken prensipleri belirleyecek.

Çarşamba günü ise, Avrupa Komisyonunun 2023’te Avrupa Birliği’nin mali kurallarında yapacağı değişiklikleri açıklaması bekleniyor.

Avrupa Komisyonu geçen ay, Avrupa Birliği’nin mali kurallarında değişikliğe giderek her bir üye ülkeye özel borç azaltma yolları önereceğini açıklamıştı.

AVRUPA

Fransa, savunma sanayisi için 450 milyon avroluk fon kuruyor

Yayınlanma

Fransa Ekonomi Bakanı Eric Lombard geçen hafta Fransa’nın kamu yatırım bankası BpiFrance’ın, insanların paralarını “uzun vadede” savunma şirketlerine yatırmaları için 450 milyon avroya kadar yeni bir fon açacağını duyurdu.

Fona minimum 500 avro yatırım yapılması gerekiyor ve garanti edilmeyen kazançlar beş yıl boyunca geri çekilemiyor.

Duyuru, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un bu ayın başlarında ülkenin zorunlu askerliği yeniden getirmeye hazır olmadığını, ama “sivilleri harekete geçirmenin yollarına bakmak” istediğini söylemesinin ardından geldi.

Lombard geçen hafta yaptığı açıklamada, sabit bir getiri oranı sunmayan yeni kişisel yatırım planının, Fransızların “uzun vadeli plasmanlarla” “savunma sektöründeki şirketlerde doğrudan hissedar” olmaları için bir yol olduğunu söyledi.

Lombard, fona doğrudan ya da hayat sigortası poliçeleri aracılığıyla yatırım yapmanın mümkün olacağını da sözlerine ekledi.

Lombard açıklamasının ardından yayın kuruluşu TF1’e yaptığı açıklamada, “Diğer özel şirketler, yatırım fonları ve bankalar müşterilerine uyarlanmış ürünler sunacaklar,” dedi.

Müşterilerin bu yılın ikinci yarısından itibaren programa abone olmaya başlaması bekleniyor.

Sıradan insanlar için cazip bir yatırım mı?

BFM TV’nin kısa süre önce yaptığı bir ankete göre, Fransa’nın Ukrayna’ya desteğinin artırılması ya da sürdürülmesinden yana olan insanlar arasında yatırım fonuna olan ilk ilgi oldukça yüksek görünüyor.

Ouest-France’a göre Fransa Silahlanma Bakanı Sébastien Lecornu kısa bir süre önce yaptığı açıklamada, “Bakanlık olarak yurttaşlarımızdan hiç bu kadar çok mektup almamıştık: ‘Nasıl yardımcı olabiliriz?’ [diye soruyorlar],” dedi.

Bpifrance Genel Müdürü Nicolas Dufourcq geçen hafta yatırımcılar ve savunma şirketleri arasında yapılan bir toplantıda fonun “savunma şirketlerine yatırım yapacağını” söyledi.

Ekonomi Bakanlığı, fonun Dassault Aviation, Safran, Thales ve Airbus gibi dokuz büyük grubun yanı sıra 4.500’den fazla küçük ve orta ölçekli işletmeyi içeren Fransa’nın “endüstriyel ve teknolojik savunma üssünü” desteklemeyi amaçladığını söyledi.

Başlıca Fransız bankaları Fransız savunma sanayine desteklerini ve sektörün beklenen ihtiyaçlarını finanse etmeye hazır olduklarını teyit ettiler.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

İsveç’ten Soğuk Savaş sonrası en büyük savunma harcaması artışı

Yayınlanma

İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, ülkesinin Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük savunma harcaması artışını planladığını duyurdu. Silahlı kuvvetlerin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayrılacak ve savunma harcamalarının 2030’a kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılması hedefleniyor.

İsveç, silahlı kuvvetlerinin modernizasyonu için 300 milyar İsveç kronundan (yaklaşık 30 milyar dolar) fazla kaynak ayırarak savunma harcamalarını önemli ölçüde artırmayı planlıyor.

Başbakan Ulf Kristersson, bunun İsveç’in Soğuk Savaş’tan bu yana savunma kapasitesini en kapsamlı şekilde güçlendirmesi olacağını vurguladı.

Kristersson, sosyal medya platformu X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı paylaşımda, “İsveç ve tüm Avrupa, benzeri görülmemiş yeni güvenlik sınamalarıyla karşı karşıya. Bu nedenle bugün, İsveç silahlı kuvvetleri için Soğuk Savaş’tan bu yana en büyük yeniden silahlanma planını sunuyoruz,” ifadelerini kullandı.

Başbakan, ülkenin savunma bütçesinin hâlihazırda NATO’nun yüzde 2’lik Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) hedefini aştığını ancak bunun yeterli olmadığını belirtti.

Yeni strateji kapsamında, savunma harcamalarının 2030 yılına kadar GSYİH’nin yüzde 3,5’ine çıkarılacağını açıkladı.

Kristersson, bu girişimin hayata geçirilmesi için kredi finansmanı kullanılmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

Ayrıca Kristersson, NATO’nun üye ülkelerin askeri harcamalarına ilişkin gerekliliklerinin gözden geçirilmesini başlatmayı planladığını bildirdi.

Başbakan, haziran ayında Lahey’de yapılacak NATO zirvesinde, ittifakın asgari harcama oranının yüzde 2’den daha yüksek bir seviyeye çıkarılması için çaba göstereceğini ifade etti.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

AB’den vatandaşlara savaş uyarısı: 3 günlük erzak hazırlayın

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu, üye ülkelerden savaş ihtimali dahil çeşitli kriz senaryolarına karşı halkı hazırlamalarını tavsiye etti. Vatandaşlara en az 72 saat yetecek su, gıda, ilaç ve temel malzemeleri içeren acil durum kiti oluşturmaları önerildi. Preparedness Union Strategy adlı belge, AB genelinde kriz yönetimi kabiliyetlerini artırmayı ve tehditlere karşı dayanıklılığı güçlendirmeyi hedeflediğini öne sürüyor.

Avrupa Komisyonu, Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelere, halklarını savaş ihtimali de dahil olmak üzere çeşitli kriz senaryolarına karşı hazırlamalarını tavsiye etti.

Preparedness Union Strategy (Hazırlık Birliği Stratejisi) başlıklı belgeye göre, vatandaşların su, ilaç, kibrit, el feneri, pil, sıcak tutacak giysiler ve dayanıklı gıda maddelerini içeren asgari bir acil durum stoku oluşturmasına özel önem verilmesi gerekiyor.

Bu kitte ayrıca önemli belgelerin kopyaları ve kişinin acil bir durumda en az 72 saat dışarıdan yardım almadan idare edebilmesi için gerekli her şeyin bulunması gerektiği belirtildi.

Strateji, toplamda hem vatandaşları hem de devletleri acil durumlara hazırlamayı amaçlayan 30 somut eylem içeriyor.

17 sayfalık taslak metne göre, tüm talimatların yerine getirilmesi, “tehditleri ‘kaynağı veya doğası ne olursa olsun’ yönetme kabiliyetine sahip, güvenli ve dayanıklı bir AB oluşturulmasını” sağlayacak.

Komisyon, Avrupa’nın Kovid-19 salgını ve Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesinin ardından sürekli bir hazırlık durumunda olduğunu, ayrıca doğal afet ve finansal şok risklerinin de sürdüğünü hatırlattı.

Belgede, “Son yıllardaki büyük krizlerin hiçbiri tek başına veya kısa ömürlü olmadı,” denilerek Avrupa’nın sadece zorluklara yanıt vermekle yetinemeyeceği, aynı zamanda bunları öngörmesi gerektiği kaydedildi.

Öte yandan İnsani Yardım ve Kriz Yönetiminden Sorumlu Komisyon Üyesi Hadja Lahbib, “tehditlerin çoğaldığına ve daha büyük ölçekli hale geldiğine” dikkat çekerek, bu noktada AB içinde koordinasyon ve dayanışmanın gerekli olduğunu belirtti.

Strateji ayrıca, hastanelerin, okulların, ulaşım ağlarının ve telekomünikasyon sistemlerinin olağanüstü koşullarda işlevlerini sürdürebilmeleri için asgari hazırlık standartları getirilmesini öngörüyor.

Diğer bir madde ise, ülkeler arasındaki etkileşimi geliştirerek acil durum yönetiminde AB’nin “beyni” işlevi görecek bir kriz koordinasyon merkezi kurulmasını içeriyor.

Birlik ayrıca ilaçlar, ham maddeler ve enerji ekipmanları gibi kritik öneme sahip kaynakların stoklarını artırmayı hedefliyor.

Temel amaç, hazırlık düzeylerinin büyük farklılıklar gösterdiği 27 AB ülkesindeki yaklaşımları standart hale getirmek.

Örneğin, 2024 yılındaki sel felaketlerinin ardından İspanya’nın doğal afetlere karşı koruma önlemlerini zaten güçlendirdiği, Baltık ülkelerinin ise siber tehditlere karşı bir kalkan oluşturmak için aktif olarak çalıştığı belirtiliyor.

Strateji, tüm Avrupa Birliği’nin erişebileceği ortak standartlar ve rezervler oluşturarak çeşitli “kör noktaları” gidermeyi hedefliyor.

Belge yeni savunma girişimleri içermese de, Kuzey Avrupa ülkelerinin deneyimlerinden esinlenen ve vatandaşlardan iş dünyasına, ordudan hükümetlere kadar toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir kriz yönetimi modeli sunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English