Japonya Başbakanı Fumio Kishida, pazartesi günü parlamento genel kurulunda yaptığı konuşmada ekonomiye ve hükümetinin “değişimin akışını yakalama” kararlılığına odaklandı.
The Japan Times’ın haberine göre, Kishida konuşmasında, “Ekonomi, ekonomi, ekonomi. Dikkatimi her şeyden çok ekonomiye odaklayacağım” diyerek bir açılış konuşması yaptı.
Kishida, şu anda enflasyona karşı üzerinde çalışılan ekonomik teşvik paketinin iki ana ayaktan oluşacağını söyledi: “Büyümenin meyvelerini vatandaşlara geri vermek ve arz kabiliyetlerini güçlendirmek.”
Japonya’da yükselen fiyatlar ve sürekli düşük seyreden Yen’in en çok düşük gelirli hanehalklarını vurduğu ve yaygın ücret artışları için zaten sınırlı olan ivmeyi daha da frenlediği belirtiliyor. Başbakan Kishida ise “uzun zamandır artan vergi gelirlerinin faydalarını bir şekilde vatandaşlara geri verme” arzusunu ima ederek gelir vergisinde bir indirim ve hatta tüketim vergisine müdahale konusunda spekülasyonlara yol açmıştı.
Kishida konuşmasında herhangi bir spesifik tedbire atıfta bulunmadan “Halkın çabaları sayesinde elde edilen büyümenin sonucu olarak artan vergi gelirlerinin bir kısmı, yüksek fiyatların halk üzerindeki yükünü hafifletmek için adil ve uygun bir şekilde iade edilecektir” dedi.
Geçen hafta iktidar koalisyonu tarafından Kishida’ya sunulan iki politika önerisinde de vergi indirimi yer almazken, Başbakan cuma günü parti yetkililerine önümüzdeki aylarda gelir vergisinde geçici bir indirim yapılmasının değerlendirilmesi talimatını verdi. Bu hamle, hükümete karşı hayal kırıklığı giderek artan seçmenleri yatıştırmaya yönelik bir girişim olarak görüldü.
Hükümet hafta sonuna doğru Liberal Demokrat Parti ve Komeito partisi yöneticileriyle bir araya gelerek daha ileri görüşmeler için zemin hazırlayacak. Şu anda, doğrudan nakit yardımları ve sabit oranlı gelir vergisi indirimlerinin bir kombinasyonu en öne çıkan seçenek gibi görünüyor.
Ancak, savunma harcamalarındaki artışı finanse etmek üzere gelir, kurumlar ve tütün vergilerinde yapılması planlanan artışlara ilişkin tartışmaların sürdüğü bir ortamda, vergi indirimlerinden söz edilmesi hem kamuoyunda hem de milletvekilleri arasında büyük bir kafa karışıklığı yarattı.
Hükümet kaynakları münferit tedbirlere odaklanmak yerine daha büyük ekonomik resme bakmanın önemini vurgularken, maliye politikasının dikkatsizce ele alınması hükümetin halk nezdindeki itibarını etkileyebilir.
Aynı zamanda, iki ila üç yıllık bir başlangıç döneminde hükümetim, ekonominin gerçek ve potansiyel çıktısı arasındaki farkın bir ölçüsü olan arz-talep açığını daha da azaltmak için çalışacağı ve verimliliği artırmak ve yarı iletkenler ve yenilenebilir enerji gibi stratejik sektörlerde sürdürülebilir yatırımları kolaylaştırmak için mali reform uygulayacağı kaydedildi.
Kishida’nın ocak ayındaki son politika konuşmasının merkezinde yer alan çocuk bakımı ve savunma harcamalarında vaat edilen cesur artışlar, hükümetin dikkatini şu anda seçmenleri daha fazla ilgilendiren bir konu olan ekonominin mevcut durumuna çevirmesiyle bu kez daha az ön plana çıktı.
Dış politika alanında ise Kishida, ABD-Japonya ittifakına istikrarlı bir bağlılık, Güney Kore ile yenilenen uyum, “Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin” güçlü bir şekilde kınanması ve Küresel Güney ülkeleriyle diyalogun yönetimin diplomatik stratejisinin temel direkleri olmaya devam edeceğini söyledi.
Çin’e gelince, hükümet ihracat pazarlarını çeşitlendirmeye çalışırken Tokyo’nun Fukushima No. 1 nükleer santralinden arıtılmış radyoaktif suyu boşaltma kararının ardından Japon balıkçılık ürünlerine uygulanan mevcut yasağın derhal kaldırılmasını “güçlü bir şekilde” talep edecek.
Kishida, “Sorumlu eylemleri güçlü bir şekilde teşvik ederken ve ortak zorluklar konusunda diyalog ve işbirliğine olan bağlılığımızı sürdürürken, teyit edilmesi gerekenleri teyit etmeye devam edeceğiz” dedi.
Kishida konuşmasının sonunda anayasa reformu ve imparatorluk veraseti konularına değinmekle yetindi ve devam etmekte olan parlamento oturumunda bu konuların daha fazla tartışılmasını beklediğini ifade etti ki bu da bu konuların şu anda yönetim için periferide kaldığının açık bir işareti olarak yorumlandı.