Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Koalisyon görüşmeleri tıkandı

Yayınlanma

Netanyahu ve aşırı sağcı müttefikleri arasında koalisyon görüşmeleri çıkmaza girdi. Ben-Gvir, kendisine söz verilen ek bakanlığın verilmediğini öne sürerek, Smotrich’in savunma bakanlığındaki ısrarı ile tıkanan koalisyon görüşmelerinden çekildiğini duyurdu.

İsrail’de, bakanlıkların dağıtılması konusundaki anlaşmazlık hükümeti kurmakla görevlendirilen Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu’nun işini zorlaştırıyor. Netanyahu, savunma bakanlığı için talepte bulunan Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich ile Smotrich’i bu makamda görmek istemeyen ABD’nin baskısı nedeniyle köşeye sıkışmışken Ben-Gvir’in koalisyon görüşmelerinden çekilmesi işleri iyice çıkmaza soktu.

İsrail Kamu Yayın Kuruluşu’nun (KAN) haberine göre, ülkede hükümeti kurma sürecinde hâlâ anlaşmaya varılamadı. Netanyahu ile savunma bakanlığı için talepte bulunan Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich arasında anlaşmazlık yaşanıyor. İki lider arasında yapılan toplantının gergin bir havada geçtiği belirtilen haberde, Netanyahu’nun, Savunma Bakanlığı’nın Smotrich’e devredilmesinin ABD yönetimi ile bir çatışmaya yol açmasından endişe duyduğu ifade edildi. Smotrich’in görüşmede Netanyahu’ya “Bir bakanı kimin atayacağını Amerikalılar mı belirliyor” dediği, bunun üzerine Netanyahu’nun sinirlendiği iddia edildi. Öte yandan ABD’nin İsrail Büyükelçisi Tom Nides’ın Netayahu ile görüştüğü ve Nides’ın Netanyahu’dan üstü kapalı olarak Smotrich’i savunma bakanı olarak atamamasını istediği ileri sürüldü.

Her iki toplantının detaylarına ilişkin sızan ayrıntılar tartışılırken Dini Siyonizm Partisi’nden resmi bir açıklama geldi. “Büyük saygı duyduğumuz ve takdir ettiğimiz müttefikimiz ABD, yeni İsrail hükümetinin oluşumuna müdahale etmemeli” denilen açıklamada Biden yönetimi İsrail demokrasisine saygı duymaya davet edildi.

Dini Siyonizm franksiyonları ayrıldı

Öte yandan seçimlere Dini Siyonizm Partisi’nin çatısı altında giren Ben-Gvir, Knesset Düzenleme Komitesi’ne başvurarak partisini koalisyondan ayırdı. Böylece üç franksiyonlu Dini Siyonizm Partisi, Knesset’teki üçüncü büyük parti olma özelliğini yitirdi. Smotrich liderliğindeki Dini Siyonizm’in 7, Ben Gvir’in Yahudi Gücü’nün 6 ve Avi Maoz liderliğindeki Noam’ın bir vekili bulunuyor. Bu gelişme, Netanyahu’nun Smotrich’e karşı elini güçlendirme potansiyeli taşıyor ancak Ben-Gvir, koalisyonu dağıtırken Netanyahu’dan Smotrich’in taleplerini kabul etmesini istedi.

Ben-Gvir el yükseltti

Ben-Gvir’in Netanyahu’nun elini rahatlattığına dair yorumlar yapılırken koalisyon görüşmelerinden çekildiğini duyurması “ters köşe” etkisi yarattı. Ben-Gvir, kamu güvenliği bakanlığına ek Çevre, Negev ve Celile Kalkınma Bakanlığını istiyordu. Partisinden yapılan açıklamaya göre Netanyahu bu iki bakanlık için söz vermişti ancak şimdi geri atım attı ve sözünü tutmuyor.

‘Maliye’ paylaşılamıyor

Netanyahu’nun hükümet kurma görüşmelerini çıkmaza sokan savunma ve kamu güvenliği bakanlıklarıyla sınırlı değil. Maliye bakanlığı üzerinde de tartışmalar yaşanıyor. Smotrich dışında Geleneksel Siyonist partilerden Şas’ın lideri Arya Deri de bu koltuğu istiyor. Maliye’nin Smotrich’in 7 vekiline karşı Knesset’te 11 vekille temsil edilen Şas’a verilmesi daha adil görünüyor ancak Deri’nin yolsuzluk nedeniyle kesinleşen ve ertelenen hapis cezaları hem etik hem de hukuki bir engel olarak Netanyahu’nun önünde duruyor. İsrail Anayasası, hapis cezasına çarptırılan kişilerin 7 yıl boyunca bakanlık yapamayacağını öngörüyor. Yolsuzluktan hüküm giymiş bir isme eğer hukuki bir açık bulunabilse dahi İsrail hazinesini teslim etmenin getireceği eleştirilerin yanı sıra Netanyahu’nun kendi partisi içinden de bu koltuğa taliplerin çıkması Likud liderinin işini iyice zorlaştırıyor.

Süre henüz dolmadı

Hükümeti kurması için Netanyahu’ya verilen süre henüz dolmadı, ayrıca Likud lideri talep ederse 14 gün daha ek süre alabilir. Ancak Smotrich’in savunma bakanlığından geri adım atmaması ve Biden yönetiminin en baştan çizgiyi çekmesi nedeniyle Netanyahu’nun işini zorlaştırıyor. Likud liderinin bu pozisyonu “başka bir seçime gitme” pahasına bile olsa Smotrich’e vermeyi reddettiğine dair basına yapılan Likud kaynaklı “sızıntılar” ise Netanyahu’nun elini güçlendirme hamlesi gibi duruyor.

ORTADOĞU

Irak’a sığınan iki bin Suriye askerinin iadesi bugün başlıyor

Yayınlanma

suriye ordusu

Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, Irak’a kaçan Suriye ordusu askerlerinin iadesine bugün başlanacağını açıkladı.

Irak resmi haber ajansı INA’ya göre Irak Güvenlik Medya Ağı Sözcüsü Mikdad Miri, konuya dair açıklama yaptı. Miri, Irak’a Esad yönetimi askerlerinin Suriye’ye iadesine bugün başlanacağını belirtti. İade işlemlerinin Irak’taki ilgili makamlar tarafından başlatılacağını aktaran Miri, sürecin Suriye tarafı ile koordineli yürütüleceğini ifade etti.

Suriye ordusuna bağlı yaklaşık 2 bin asker 7 Aralık’ta El-Kaim Sınırı Kapısı üzerinden Irak’a kaçmıştı. 9 Aralık’ta ise Heyet-i Tahrir Şam’a bağlı askeri operasyonlar komutanlığı, zorunlu askerlik yapanlara yönelik genel af kararı çıkarmıştı.

Irak’ın Anbar vilayetine bağlı Rutba ilçesinde bir kampa yerleştirilen askerler kötü koşullar nedeniyle ülkelerine geri gönderilmek için eylem yapmıştı.

Rutba ilçesi Kaymakamı İmat el-Duleymi, yaptığı açıklamada kaçan askerlerin çadırlarda barındığını ve bölgede elektrik, su ve ısınma imkanlarının yetersiz olduğunu ve yerleştirildikleri kampın internet erişiminden yoksun olduğundan dolayı aileleriyle iletişim kuramadıklarını söylemişti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail tek kurşun sıkmadan Dera’ya ilerliyor: PYD, İsrail dahil herkesten yardım istiyor

Yayınlanma

Türkiye ve onun desteklediği Suriye Milli Ordusu (SMO) Ayn el Arap’a (Kobani) yönelik operasyona hazırlanırken HTŞ ile aradığı diyaloğu henüz kuramayan PYD, Türkiye’ye karşı İsrail dahil tüm ülkelerden yardım bekliyor. Bu arada Suriye topraklarına giren İsrail de Dera’ya doğru ilerliyor.

PKK’nın Suriye kolu Demokratik Birlik Partisi (PYD) Başkanlık Konseyi Üyesi Salih Müslim video konferans yöntemiyle düzenlenen toplantıda gazetecilerin sorularını yanıtladı.

DW Türkçede yer alan habere göre Salih Müslim HTŞ ile PYD arasında PYD’nin işgalindeki toprakların geleceğine ilişkin henüz bir müzakere süreci başlamadığını söyledi.

Heyet-i Tahrir Şam (HTŞ) Suriye’nin başkentini ele geçirip Esad yönetimini devirdiğinde Salih Müslim HTŞ ile diyaloga açık olduklarını söylemiş, “HTŞ bize bir adım atarsa biz iki adım atarız” demişti. Ayrıca PYD liderliği kendine bağlı kurumlara HTŞ’nin tanıdığı yeni Suriye bayrağının asılması talimatını vermişti.

Şam’a gönderdikleri mesajlara “henüz yanıt alamadıklarını” söyleyen Müslim, yine de olası müzakereleri yürütmek üzere bir heyet hazırladıklarını ve umutlu olduklarını belirtti.

Müslim, MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın “HTŞ ve Kürtler arasında bir diyaloğu önlemek için aceleyle ve erkenden” Şam’a gitmiş olabileceğini düşündüğünü de söyledi.

HTŞ ile müzakerelerden istedikleri sonucu alamamaları halinde Şam’la bir çatışma ihtimali görüp görmediğinin sorulması üzerine Müslim, “Bu olmazsa kendimizi siyasi olarak savunacağız. Her şey masada ancak iyi niyetle yaklaşıyoruz” dedi.

Hem HTŞ hem SMO için “cihatçı” nitelemesi yapan Müslim, yine de HTŞ’nin geçmişte kendilerine yönelik operasyonlara katılmadığına dikkat çekti. Fakat bu yapının da “Türkiye ile koordinasyon halinde olduğunun” farkında olduklarını kaydetti.

“İsrail desteğine açığız”

İsrail basınında son günlerde çıkan “İsrail’in Suriyeli Kürtleri Türkiye’ye karşı koruması gerektiği” şeklindeki yorumların sorulması üzerine Müslim, “Özellikle İsrail’den değil, herkesten destek istediklerini” söyledi. Salih Müslim, “İsraille iletişimimiz yok, eğer böyle bir (Kürtlere destek) açıklamaları varsa elbette takdirle karşılarız” dedi. Müslim, Türkiye’nin Ortadoğu’da izlediği tutumun “İsrail’i de rahatsız ettiğini” savundu.

Jerusalem Post gazetesi 9 Aralık tarihinde, “Suriye Kürtlerinin temsilcileri yardım ve koruma talebiyle İsrailli yetkililere başvurdu” diye yazmıştı.

İsrail’in Türkiye’ye karşı açık desteğinin SDG kontrolündeki bölgelerde yaşayan Arap halkları huzursuz edip etmeyeceği sorusu üzerine Müslim, “Mısır, Fas, Tunus, Körfez ülkeleri… tüm bu Arap ülkelerinin zaten İsraille ilişkisi var” ifadelerini kullandı. Arap aşiretlerinin sırf bu yüzden kendileri aleyhine tutum almasını beklemediğini söyledi.

İsrail ordusu Dera’ya ilerliyor

Türkiye’nin PYD’ye yönelik eylemlerinden rahatsızlığını dile getiren İsrail ise Esad yönetiminin devrilmesi üzerine girdiği Suriye topraklarındaki işgalini tek bir kurşun dahi sıkmadan derinleştiriyor.

İngiltere merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), İsrail’in Dera kırsalında dokuz kilometre ilerleyerek bölgedeki Koya köyüne ve Vahdet barajı bölgesine girerek stratejik mevzilere konuşlandığını duyurdu.

SOHR’un bildirdiğine göre İsrail güçleri bölgeye girmeden önce bölge sakinlerinden silahlarını teslim etmelerini istedi.

SOHR, ayrıca İsrail güçlerinin İsrail – Suriye sınırındaki tampon bölge yakınlarındaki Kuneytra bölgesi ve Dera arasındaki sınırda yer alan Sayda köyü yakınlarındaki askeri bir bölge olan 74. Tugay bölgesine girdiğini aktardı.

İsrail ordusu bu ay Esad hükümetinin çöküşünün ardından, Suriye sınırında yer alan stratejik Hermon Dağı’nı işgal etmiş ve Suriye ile işgal altındaki Golan Tepeleri arasındaki silahtan arındırılmış bölgeye girmişti. İsrailli yetkililer, bu hareketi İsrail’in sınırlarının güvenliğini sağlamak için sınırlı ve geçici bir önlem olarak tanımlamasına rağmen en az 2025’in sonuna kadar işgali devam ettireceklerinin mesajlarını veriyor.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD, Suriye’de eğittiği gruba Esad devrilmeden önce “Zamanınız geldi” demiş

Yayınlanma

“IŞİD’e karşı mücadele” kapsamında ABD ve Birleşik Krallık tarafından eğitilen “Devrimci Komando Ordusu” (RCA) isimli gruba, Esad devrilmeden önce ABD Özel Kuvvetleri tarafından verilen bir brifingde, “Sizin zamanınız geldi,” denildiği belirtiliyor.

İngiliz The Telegraph’ta yayınlanan habere göre, Washington’un saldırıdan önceden haberdar olduğuna dair ilk işaret olarak RCA, Esad yönetiminin sonunu getirebilecek bir saldırı için güçlerini artırmalarının ve “hazır olmalarının” söylendiğini açıkladı.

RCA komutanlarından Başar el-Maşadani, Palmira kentinin eteklerinde Rusya tarafından kullanılan eski bir Suriye ordusu hava üssünden The Telegraph’a yaptığı açıklamada “Bize bunun nasıl olacağını söylemediler. Bize sadece, ‘Her şey değişmek üzere. Bu sizin anınız. Ya Esad düşecek ya da siz düşeceksiniz’ [dediler]. Ama ne zaman ya da nerede olacağını söylemediler, sadece hazır olmamızı söylediler,” dedi.

Maşadani’ye göre, Irak sınırındaki ABD kontrolündeki Tanf hava üssündeki brifingden önceki haftalarda, RCA’nın safları, komutası altına aldığı kendisi gibi daha küçük serbest birliklerle dolduruldu.

HTŞ geçen ayın sonlarına doğru yıldırım harekatıyla güneye, Şam’a doğru ilerlerken, RCA da Tanf’tan ilerledi ve şu anda başkentin kuzeyindeki toprak parçaları da dahil olmak üzere ülkenin yaklaşık beşte birini işgal ediyor.

Üst düzey RCA yetkilileri, Suriye’deki ABD’li komutanların ilerleme emrini, 2019’daki yenilgisine kadar ülkenin kuzeydoğusunun büyük bölümünü işgal eden IŞİD’in kalıntılarının “Esad’ın düşmesi halinde oluşacak güç boşluğundan yararlanmasını önlemek için” verdiklerini söyledi.

The Telegraph’a göre bu durum Washington’un sadece 8 Aralık’ta Beşar Esad yönetimini deviren HTŞ öncülüğündeki saldırıdan haberdar olduğunu değil, aynı zamanda operasyonun boyutları hakkında da kesin istihbarata sahip olduğunu gösteriyor.

Geçen hafta kentin eteklerindeki Rus kontrolündeki Suriye hava üssünü ele geçiren RCA savaşçıları, saldırı başlamadan yaklaşık üç hafta önce, kasım ayı başında Esad’ın olası düşüşüne hazırlanmalarının söylendiğini belirttiler.

Ekim ayı başında Maşadani ve diğer komutanlar, Tanf’taki Amerikalı subayların Ebu Hatab tugayını ve diğer birlikleri RCA’nın ortak komutası altına soktuğunu söyledi.

Bunun sonucunda RCA’nın mevcudu yaklaşık 800’den 3.000’e çıktı. Kuvvetin tüm üyeleri ABD tarafından silahlandırılmaya ve şu anda feshedilmiş olan Suriye ordusundaki askerlere ödenen maaşın yaklaşık 12 katı olan ayda 400 dolar maaş almaya devam etti.

Saldırı başladığında RCA güçleri doğu çölü boyunca yayıldı ve kilit yolların kontrolünü ele geçirdi. Ayrıca güneydeki Dera kentinde HTŞ’den önce Şam’a ulaşan bir isyancı grupla birleştiler.

Yüzbaşı Maşadani, RCA ve Suriye’nin geçici lideri Muhammed el-Colani tarafından yönetilen HTŞ militanlarının işbirliği içinde olduğunu ve iki güç arasındaki iletişimin Tanf’taki Amerikalılar tarafından koordine edildiğini söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English