Bizi Takip Edin

AVRUPA

Kosova gerilimi sürüyor

Yayınlanma

24 Eylül’de Kosova’nın kuzeyinde polisle yaşanan çatışma sonrasında bir kez daha patlayan Belgrad-Priştine gerilimi sürüyor.

Kosova polisi saldırının ardından Kosova’nın kuzeyindeki Banjska’da baskınlar düzenlemeye devam ederken Salı günü Sırbistan, Sırp Listesi’nin eski başkan yardımcısı Milan Radoičić’i tutukladı. Radoičić bir Kosova polisinin ölümüne yol açan saldırıyı yönettiğini itiraf etti.

Basın açıklamasında, “3 Ekim 2023 tarihinde, Kriminal Polis Müdürlüğü görevlileri Milan Radoičić’in ikametgahında ve diğer tesislerinde bir arama gerçekleştirdi ve Radoičić 48 saate kadar polis gözetiminde tutuldu,” denildi. Radoičić, hakkında hazırlanan iddianame ile birlikte Belgrad’daki Yüksek Savcılığa götürüldü.

Kosova polisi ve NATO gücü KFOR, bölgedeki güçlerinin sayısını artırırken, bölgede silah ve mühimmat aramaları da devam ediyor.

Jarinje ve Brnjak sınır kapılarını kapalı tutan Priştine yönetimi, Kosova topraklarından çıkışlara izin verirken girişleri engelliyor. Şu anda şahısların yanı sıra ticari mallar, ilaçlar ve hatta para bile Sırbistan’dan giremiyor.

Para taşımacılığından sorumlu şirket de Kosova’ya giremediği için çalışanlara maaşların ödenemeyecek. Euractiv’e konuşan bir ‘siyasi aktivist’ Dejan Nedeljković, bankalarda para kalmadığını iddia etti.

Avrupa Parlamentosu’nda tartışma

Öte yandan AB’nin son gerilimde nasıl tavır alması gerektiğine ilişkin iç tartışma da sürüyor.

Avrupa Parlamentosu (AP) üyeleri, 24 Eylül saldırısının ardından Kosova’daki durumu tartışırken, milletvekilleri Sırbistan’a karşı ‘acilen harekete geçilmesi’ ve Kosova’ya yönelik yaptırımların kaldırılması çağrısında bulundu.

Tartışma Yeşiller tarafından başlatıldı ve AP üyesi Viola von Crammon, “Bugün Balkanlar’da barış ve demokrasi kırılgan ve tehdit altında. Kosova-Sırbistan sınırındaki gerilim ve asker yığılması endişe vericidir ve durumun acilen yatıştırılmasına ihtiyacımız var,” dedi. Yeşil vekil, AB’nin Kosova’ya yönelik yaptırımları kaldırması ve Sırp hükümetine karşı ‘sert olması’ çağrısında bulundu.

Crammon, AB’nin ‘dürüst bir arabulucu’ olabilmesi için Kosova ve Sırbistan’a yönelik yaklaşımlarını değiştirmesi gerektiğini savundu ve 

“Silahlı bir terörist çetenin Kosova polislerine yönelik son saldırısını kınıyoruz,” dedi.

Priştine diken üstünde

Kosova Başbakanı Albin Kurti Salı günü yaptığı açıklamada, Kosova makamlarının ön bilgilerinin, Banjska’daki saldırıya karışan kişilerin çoğunun, her ikisi de bu yılın Haziran ayında Kosova’da ‘terörist’ ilan edilen Sivil Savunma veya Kuzey Tugayı örgütlerinin üyeleri olduğunu gösterdiğini söyledi.

Olaya karışan diğer kişiler arasında Sırp Listesi adlı siyasi partinin başkan yardımcısı Milan Radoičić ve Sırp güvenlik şefi Aleksander Vulin’in koruması da yer alıyor.

Kurti’ye göre şu anda en önemli konu Kosova’nın güvenliği ve Kosova polisine saldıranların cezalandırılması. Priştine Siyasi Araştırmalar Enstitüsünün (PIPS) yuvarlak masa toplantısına katılan Kurti, “Saldırganların cezalandırılması, Banjska i Zvečani’de olanları mali, askeri, lojistik, siyasi, aleni ve resmi olarak destekleyen Sırbistan’ın cezalandırılması anlamına geliyor, ancak aynı zamanda suç mahallinden ve ülkemizden kaçtıkları için zulüm gören herkesin iade edilmesi, teslim edilmesi anlamına da geliyor,” dedi.

Osmani, Vučić ile görüşmedi

Kosova Cumhurbaşkanı Vjosa Osmani, Priştine’nin tutumunu bir adım daha ileri götürerek, Avrupa Birliği de dahil olmak üzere batılı ülkeler Belgrad’a karşı ‘tedbir alana’ kadar Sırp mevkidaşı Aleksandar Vučić ile görüşmeyeceğini açıkladı.

Osmani iki günlük Avrupa Siyasi Topluluğu zirvesi için Granada’da bulunuyor. Kosovalı lider, “Vučić’e yaptırım uygulanmadığı sürece görüşmek için bir neden yok. Önce yaptırımlar, sonra daha fazlasını konuşabiliriz,” dedi Osmani.

Zirveye girmeden önce yaptığı konuşmada Osmani, Sırbistan Cumhurbaşkanı ile herhangi bir yüz yüze görüşmeyi teyit etmediğini ve bunun gündemde olmadığını söylemişti.

Avrupa’nın, ‘bir grup paramiliter ve terörist tarafından gerçekleştirilen Sırbistan saldırganlığı’ ile karşı karşıya kalan Kosova da dahil olmak üzere zor zamanlardan geçtiğini sözlerine ekleyen Osmani, Avrupalı müttefiklerine ‘Kosova’ya ve komşularına karşı bu tür eylemleri tekrar tekrar yapmaya cesaretlendirilmemeleri için’ Sırbistan’a yaptırım uygulama çağrısında bulundu.

Kosova’ya destek İngiltere’den

Avrupa Parlamentosu’nda Sırbistan’a karşı harekete geçilmesi ve Kosova’ya yönelik yaptırımların kaldırılması için baskı artarken, Priştine’nin tutumuna destek Londra’dan geldi.

İngiliz milletvekili Alicia Kearns ‘uluslararası toplum’u Kosova’ya karşı takındığı tutum nedeniyle eleştirdi. X’te yayınlanan mesajında Kearns, gerçeklerin Sırbistan’ı ‘saldırgan’ olarak göstermesine rağmen hiçbir önlem alınmadığını ileri sürdü.

Kearns, “Radoičić Sırbistan’da serbest kalmaya devam ediyor. Polis memurunun öldürülmesi, paramiliter güçlerin silahlandırılması, polislerin kaçırılması ve NATO askerlerinin ciddi şekilde yaralanmasındaki rolüne rağmen İngiltere, ABD ve AB’den Belgrad’a yönelik herhangi bir tedbir alınmadı. Ancak Kosova AB yaptırımları altında kalmaya devam ediyor. Önleyici diplomasi mi?” diye sordu.

Britanya, Kosova’daki saldırıyı gerekçe göstererek NATO gücü kapsamındaki birliklerine 200 asker daha ekleyeceğini açıkladı.

AVRUPA

Merkel: Rusya’nın çıkarları tartışılmalı

Yayınlanma

Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Berliner Zeitung‘a verdiği özel röportajda, savunma bütçesinden Washington’daki krize, Putin yanlıları ile Putin destekçileri arasındaki ayrımdan uyku düzenine kadar çeşitli konularda açıklamalarda bulundu. Merkel, Ukrayna’ya destek vermenin önemini vurgularken, Rusya’nın çıkarlarının da göz ardı edilmemesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, AfD’nin yükselişine de değinen Merkel, bu durumun sadece Doğu Almanya’ya özgü olmadığını ifade etti.

Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, Berliner Zeitung‘dan Anja Reich ve Tomasz Kurianowicz’e verdiği özel röportajda önemli değerlendirmelerde bulundu. Merkel, savunma bütçesi, Ukrayna ve Washington’daki kriz gibi çeşitli konulara değindi.

Röportajın başında, planlanan görüşmenin “dramatik gelişmeler” nedeniyle ertelenmesi konusu gündeme geldi.

Merkel, Washington’daki toplantı ve CDU ile SPD arasındaki özel bütçe görüşmeleri nedeniyle röportajı ertelediğini belirterek, “Görüşme, Washington’daki toplantıdan sonra ve Başkan Trump’ın ABD Kongresi’ndeki konuşmasından hemen önce planlanmıştı. Hem Trump’ın Ukrayna hakkında söyleyecekleri hem de CDU ile SPD arasındaki özel bütçe görüşmeleriyle ilgili olarak bazı gelişmeler olabileceğini düşündüm,” dedi.

Yüz milyarlarca avroluk özel bütçe konusuna da değinen Merkel, prensipte bu bütçeye destek vereceğini ifade etti.

Savunma için ayrılan bu özel bütçenin akıllıca seçildiğini düşünen Merkel, “Savunma için ayrılan ve büyüklüğü tam olarak belirlenmemiş olan bu özel bütçenin çok akıllıca seçildiğini düşünüyorum. Belli bir taban miktar normal bütçeye alınıyor ve NATO’daki tartışmaların nasıl geliştiği, NATO Konseyi’nde hangi kararların alındığı görülebiliyor. Böylece belli bir hareket alanı bırakılıyor,” diye konuştu.

Ek özel bütçenin, bir amaca yönelik olması ve paranın sosyal harcamalar veya diğer tüketim harcamaları için kullanılamaması gibi büyük bir avantajı olacağını savunan Merkel, bütçe disiplininden yana olduğunu ancak olağanüstü durumlarda gerekli adımların atılması gerektiğini vurguladı.

Trump ile Zelenskiy’nin Washington’daki görüşmesinin “her şeyi tetikleyen an” olduğunu belirten Merkel, bu görüşmenin Amerikalıların artık Ukrayna Devlet Başkanı’nın yanında olmadığının bir ifadesi olduğunu söyledi.

Merkel, görüşmeyi izlerken yaşadığı duyguları, “Böyle bir şeyi bir daha görmek istemem. Çok üzücü,” sözleriyle ifade etti.

Trump’ın muhataplarına suçluluk duygusu yaşatmak istediğini ve Amerika’nın tüm dünya tarafından kullanıldığı görüşünde olduğunu belirten Merkel, “Evet, Başkan Trump, Amerika’nın tüm dünya tarafından bir şekilde kullanıldığı görüşünde. ABD’nin sebepsiz yere diğer ülkelere yardım ettiğini veya onları koruduğunu düşünüyor,” ifadelerini kullandı.

Ukrayna’ya destek verilmesinin ABD ve Avrupa’nın kendi çıkarları için olduğunu vurgulayan Merkel, bir ülkenin işgal edilmesine ve toprak bütünlüğünün sorgulanmasına izin verilemeyeceğini söyledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile sık sık görüşen bir siyasetçi olarak, Rusya liderinin olaylara bakış açısının dikkate alınmamasının büyük bir ihmal olduğunu belirten Merkel, “Rusya’nın çıkarları hakkında tartışmaya izin vermek gerekir,” dedi.

Ancak Merkel, Putin’in Baltık ülkelerine, Polonya’ya ve Almanya’ya saldırmasını mümkün görmediğini ifade etti.

Kuzey Akım-2 projesinin bir hata olup olmadığı sorusuna ise Merkel, “Sanırım, şimdi biraz kibirli konuşacak olursam, Putin hakkında çok az yanılsaması olanlardan biriyim. Gürcistan’ı işgal ettiğini, Kırım’ı ilhak ettiğini biliyordum, o zamanlar bana yalan söylemişti. Yine de böyle bir savaşı önlemek için her şeyi denemeyi doğru buluyorum,” şeklinde yanıt verdi.

AfD’nin yükselişine de değinen Merkel, bu durumun sadece Doğu Almanya’ya özgü olmadığını, ancak Doğu’da daha belirgin olduğunu ifade etti. AfD’nin ideolojik üst yapısının Doğu Almanya’da büyümediğini belirten Merkel, “AfD, ‘Biz halkız’ sloganıyla, devrim zamanının bu harika sloganını yeniden tanımlamaya çalışıyor. Memnun olmayan insanlara ‘Siz halksınız’ diyor. Ve memnun olmayan herkes elit kesime ait. Böylece toplumu bölüyorlar ve çeşitli şeylerden memnun olmayan insanlardan oluşan bir yankı odasıyla karşılaşıyorlar,” yorumunu yaptı.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Alman partilerinin ‘savaş’ anlaşması borsayı uçurdu

Yayınlanma

Almanya’da CDU/CSU, SPD ve Yeşiller arasında bir borç paketi için varılan milyar avroluk anlaşma borsada “sevinç çığlıklarına” yol verdi.

Spiegel’in aktardığına göre özellikle savunma ve altyapı hisseleri yükseldi.

Almanya’nın önde gelen endeksi Dax, bir ara 23.000 puanın üzerine çıktı ve öğleden sonra erken saatlerde yüzde 1,7 artışla 22.907 puana ulaştı.

Dax’ın liderleri, öğleden önce yaklaşık yüzde 5,7 oranında yükselen savunma şirketi Rheinmetall’in hisseleri oldu. Yapı malzemeleri üreticisi Heidelberg Materials ve enerji teknolojileri grubu Siemens Energy’nin hisseleri de talep gördü.

MDax’ta listelenen zırhlı şanzıman üreticisi Renk bile yaklaşık yüzde on oranında yükseldi. Yaklaşık yüzde 5,5 oranında yükselen savunma şirketi Hensoldt’un hisselerine de güçlü bir talep vardı.

Finansal hizmet sunan Helaba’da uzman olarak çalışan Ulf Krauss, “Donald Trump’ın giderek daha kaotik ve tehditkar olarak algılanan ekonomi politikası ABD’de ekonomik karamsarlığa yol açarken, Almanya’nın borç frenini gevşetme girişimi Avro bölgesinde büyüme için iyimserlik yaratıyor,” diyerek piyasalardaki durumu özetledi.

Bu arada, bankacılık hisseleri Avrupa genelinde sektörün kazananları oldu. Sektör endeksi yüzde 2,2 oranında yükseldi. Commerzbank hisseleri yüzde üç artış gösterdi. Büyük İtalyan bankası UniCredit olası bir devralmaya bir adım daha yaklaştı.

Avrupa Merkez Bankası (ECB) Commerzbank’ın doğrudan hisselerinin yüzde 29,9’a çıkarılmasını onayladı.

Tahvil piyasası da milyarlarca avroluk harcama paketi için varılan anlaşmaya tepki gösterdi: Alman devlet tahvillerinin fiyatları düşerken, getirileri de önemli ölçüde yükseldi. On yıllık Alman devlet tahvillerinin getirisi yüzde 2,93’e çıktı.

Özel fonun duyurulmasından ve borç frenine istisna getirilmesinden bu yana Bund (Alman devlet tahvili) getirileri keskin bir şekilde yükseldi.

Diğer Avro bölgesi ülkelerinde de getiriler önemli ölçüde artarak ülkelerin borçlanmasını daha pahalı hale getirdi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Almanya’da Siemens yöneticileri Kırım’a türbin sevkiyatı nedeniyle yargılanacak

Yayınlanma

Almanya’da Hamburg Bölge Mahkemesi, Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında, Rusya’ya bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırımları ihlal ettikleri gerekçesiyle dava açtı. Dava, 2024 baharında açıldı ve Siemens yetkilileri, konuyla ilgili soruşturmanın şirkete yönelik olmadığını ve suçlanan kişilerin artık şirkette çalışmadığını belirtti. Avrupa Birliği ve ABD yaptırımları, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesini yasaklıyor.

Hamburg Bölge Mahkemesi, 2014’te referandumla Rusya Federasyonu’na bağlanan Kırım’a gaz türbinlerinin ihracatına yardım ederek yaptırım rejimini ihlal etmekle suçlanan sanayi şirketi Siemens’in iki eski yöneticisi hakkında dava açtı.

Reuters ajansının haberine göre yaptırım ihlali davası 2024 baharında açıldı. Hamburg savcılığı, Almanya Federal Cumhuriyeti vatandaşı olan dört kişi ve Fransa-İsviçre vatandaşlığına sahip bir kişi hakkında suç duyurusunda bulundu.

Fakat daha sonra bölge mahkemesi, kovuşturma için yeterli gerekçe bulunmaması nedeniyle üç sanıkla ilgili soruşturmayı durdurdu. Mahkeme belgelerinde sanıkların isimleri açıklanmadı.

İsmi belirtilmeyen bir Siemens yetkilisi, şirketin devam eden davalar hakkında yorum yapamayacağını, ancak davanın şirkete yönelik olmadığını ve sanıkların artık orada çalışmadığını belirtti.

Türbin işinin sahibi olan Siemens Energy ise, iki sanığın artık şirket çalışanı olmaması nedeniyle yorum yapmadı.

Avrupa Birliği (AB) ve ABD yaptırımlarına göre, Batılı şirketlerin Kırım’a enerji veya enerji ekipmanı tedarik etmesi yasak.

Fakat kısıtlamalara rağmen, Siemens’in elektrik üretimi için türbinleri, 2017 yılında Rusya’nın yarımadada inşa ettiği iki elektrik santraline teslim edildi.

O dönemde Siemens, türbinleri Rus bir müşteriye sattığını, bunların Rusya’daki elektrik santrallerine kurulmasını beklediğini ve Kırım’a gönderilme planlarından haberdar olmadığını açıklamıştı.

Rusya’nın Ukrayna’ya Şubat 2022’de başlattığı askeri müdahalenin ardından Batılı ülkeler, Rusya’ya karşı askeri, havacılık, petrol ve doğalgaz ve diğer sektörler için teknoloji ve ekipman tedarikini yasaklayan geniş kapsamlı yaptırımlar uyguladı.

The New York Times gazetesi, tedariki sağlamak için “devasa bir paravan şirket ağı kurulduğunu” ve çiplerin önemli bir kısmı Hong Kong üzerinden geldiğini iddia etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English