Bizi Takip Edin

ASYA

LDP başbakanlık yarışına başlıyor: Bilmeniz gereken 5 şey

Yayınlanma

Dokuz adayla Japonya’nın iktidar partisi Liberal Demokrat Parti (LDP) 27 Eylül’de şimdiye kadarki en kalabalık liderlik yarışını gerçekleştiriyor. Başbakanlık için yarışanlar arasında iki kadın aday da var. Adayların çoğu savunma ve dışişleri bakanlığı ile diğer üst düzey hükümet ve parti pozisyonlarında görev yaptı.

Japon nüfusunun %1’inden azını temsil eden bir milyon yerel LDP destekçisi, ilk tur oylamada LDP’nin 368 parti milletvekiliyle aynı söz hakkına sahip olacak. Ancak hiçbir adayın o aşamada çoğunluğu elde etmesi beklenmediğinden, milletvekillerinin oyu, iki öncü aday arasındaki ikinci turda çok daha fazla ağırlık kazanacak.

Önde gelen yarışmacılar kimler ve politikaları neler?

İktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin liderlik yarışını kazanan, 2000 yılından bu yana üçüncü en uzun süre görevde olan Fumio Kishida’nın yerini alacak.

Önceki başkanlık seçimlerinde etkili bir rol oynayan LDP’nin altı parti içi fraksiyonundan beşi, geçen yılın sonlarında ortaya çıkan bir siyasi finansman skandalının ardından dağılmaya karar verdi. Fraksiyonel kontrol böylece zayıfladığından, adayların liderlik yarışına girmesi daha kolay hale geldi. Kazanan, Fumio Kishida’nın yerini alacak ve partinin hem üst hem de alt meclislerde en fazla sandalyeye sahip olduğu koalisyonda Japonya’nın 102. başbakanı olarak atanacak.

Japonya’nın gelecek başbakanı: Eski muhafızlar mı, genç kan mı, yoksa ilk kadın mı?

Şu ana kadar sahada lider olanlar: Soldan sağa Shinjiro Koizumi, Shigeru Ishiba ve Sanae Takaichi.

Oylamanın sonucu nesiller arası bir değişime yol açabilir. 43 yaşındaki eski çevre bakanı Shinjiro Koizumi öne çıkan bir aday. Japonya’nın uluslararası alanda en tanınmış başbakanlarından biri olan Junichiro Koizumi’nin oğlu olmasının yanı sıra Koizumi, 19. yüzyıldan bu yana ülkenin en genç başbakanı olacak.

Kishida’nın kabinesinde 63 yaşındaki Ekonomi Güvenlik Bakanı Sanae Takaichi de dahil olmak üzere iki kadın üyenin yer almasıyla Japonya da ilk kadın başbakanına kavuşabilir.

67 yaşındaki eski LDP Genel Sekreteri Shigeru Ishiba, beşinci kez en üst göreve gelmeye çalışıyor. Yerel LDP destekçilerinden çok fazla destek alıyor.

Nikkei anketine göre Ishiba, Japonya liderlik yarışında Koizumi’nin önünde

Eski Savunma Bakanı Şigeru Ishiba, Nikkei/TV Tokyo’nun son anketine göre Japonya’nın gelecek başbakanı olmak için halkın favorisi olarak öne çıkıyor.

Ishiba, dokuz adayın onaylanmasının ardından yapılan son kamuoyu yoklamasında Shinjiro Koizumi’yi geride bırakarak partiye liderlik etmek için en iyi tercih olarak sıralandı. Kendisini eski Başbakan Shinzo Abe’nin varisi olarak gören şahin aday Ekonomik Güvenlik Bakanı Sanae Takaichi, tüm anket katılımcıları arasında üçüncü sırada yer aldı.

Abe’nin himayesindeki Takaichi, borsanın Japonya lideri için ilk tercihi

LDP’nin cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, Ekonomi Güvenlik Bakanı Sanae Takaichi’nin Japonya’nın ilk kadın başbakanı olma garantisi olacak. Aylık bir ankete göre, borsa profesyonelleri arasında Japonya’nın bir sonraki lideri olmak için en popüler tercih Sanae Takaichi oldu. Takaichi, piyasa katılımcılarının yasa koyucunun eski Başbakan Shinzo Abe’nin “Abenomics”ine benzer ekonomik politikalar izleyeceğini ummasıyla %29’luk yanıt oranıyla ankete liderlik etti.

Ishiba, Okinawa’da ortak ABD üssü yönetimi fikrini ortaya attı

Eski Savunma Bakanı Shigeru Ishiba, Okinawa prefektörlüğündeki ABD askeri üslerinin Japon kuvvetleriyle ortak yönetilmesini önerdi ve bunu tüm adayların katıldığı bir kamu forumunda söyledi. Güvenlik tartışması, Çin’in Tayvan’a yönelik askeri baskıyı artırması ve Doğu ve Güney Çin denizlerindeki deniz varlığını genişletmesiyle birlikte geldi. “Asya Nato’su” önerisi ile kamuoyu önüne çıkan Ishiba’ya ABD’den böyle bir isteğin “gerçekçi” olmadığı yanıtı gecikmedi.

Japonya’nın güvenlik geleceği: ‘Asya NATO’su’ önerisi ve SOFA revizyonu

ASYA

Sri Lanka’da solcu Dissanayake başkanlık seçimini kazandı

Yayınlanma

Sri Lanka’da cumartesi günü yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini, neredeyse 80 yıldır Güney Asya ülkesinde iktidarı elinde tutan siyasi elitleri şoke eden sonuçla sol görüşlü muhalif milletvekili Anura Kumara Dissanayake kazandı.

Dissanayake Sri Lanka’nın dokuzuncu lideri olma yolunda ilerlerken, “Bu başarı tek bir kişinin çalışmasının değil, binlercenizin kolektif çabalarının sonucudur” dedi. 17 milyon seçmenden 13 milyondan fazlası oy kullandı. Dissanayake’nin zaferi büyük bir değişim olarak yorumlanıyor. İttifak, yaygın siyasi yolsuzluk ve 2022’de patlak veren ekonomik krizin ardından ülkenin sıkıntıları nedeniyle halkın öfkesinden faydalandı. Sol eğilimli politikaları ve halktan yana duruşuyla bilinen Dissanayake, özellikle yolsuzlukla mücadele ve sosyal reform vaatleriyle dikkat çekiyor. Sri Lanka’nın zorlu ekonomik sorunlarını çözme ve halkın güvenini yeniden inşa etme konusundaki yaklaşımı, ülkenin siyasi sahnesinde büyük bir değişim dalgası yaratıyor.

Dissanayake, seçim kampanyası sırasında, milyonlarca yoksul Sri Lankalının yükünü hafifletmek amacıyla, Uluslararası Para Fonu’nun 3 milyar dolarlık kurtarma paketi için ortaya koyduğu reformları “yeniden gözden geçireceğine” söz vermişti.

Analistler, Dissanayake’nin zaferini, NPP’nin ortaya koyduğu, yenilikçi ama aynı zamanda Marksist parti öncüllerinden de beslenen plana bağlıyor. Para siyasetine aşina olan eski, daha büyük yerleşik partileri hazırlıksız yakaladı.

Londra merkezli Uluslararası Kriz Grubu’nun Sri Lanka kıdemli danışmanı Alan Keenan, “Sabırlı, sürdürülebilir köy düzeyindeki örgütlenme sayesinde kampanya, 2022 protesto hareketinin ‘sistem değişikliği’ taleplerini seçimlere kanalize edebildi. Dissanayake’nin zaferi, partisinin kendisini iktidar için ciddi bir yarışmacı olarak kurmadaki önceki başarısızlıkları göz önüne alındığında özellikle etkileyici.” dedi.

Okumaya Devam Et

ASYA

Rusya Bilimler Akademisi: Kore Yarımadasında savaş ihtimali yüzde 20’nin altında

Yayınlanma

Rusya Bilimler Akademisi Çin Enstitüsü, Kore Yarımadası’nda savaş ihtimalini değerlendirdi. Enstitü, Güney Kore ile Kuzey Kore arasında askeri bir çatışma ihtimalinin düşük olduğunu ve yüzde 20’yi geçmeyeceğini öngördü.

Rusya Bilimler Akademisi Çin ve Modern Asya Enstitüsü, Kore Yarımadası’ndaki duruma ilişkin olumlu, orta derecede olumlu ve askeri şeklinde üç olası senaryo belirledi.

İlk senaryoda, yüzde 10 olasılıkla, ülkeler arasında diyaloğun yeniden kurulacağı öngörülüyor. Ancak şu an için böyle bir gelişmenin gerçekleşmesi için gerekli koşullar mevcut değil.

İkinci senaryo, yüzde 70 olasılıkla, Kore Yarımadası’ndaki gerginliklerin, ABD ve Sovyetler Birliği arasındaki Soğuk Savaş dönemindeki çatışma modeline benzeyeceğini öne sürüyor.

Üçüncü senaryo ise yüzde 20 olasılıkla silahlı bir çatışmanın patlak vermesi ihtimalini ele alıyor. Bu senaryoda bir dizi alt seçenek sunuluyor.

En olası seçenek: Çatışmanın, ülke liderlerinin bilinçli kararıyla değil, öngörülemeyen bir nedenle başlaması. Daha düşük olasılıklı seçenekler: Çatışmanın Güney Kore veya Kuzey Kore’nin inisiyatifiyle başlaması.

Genel değerlendirmede, kısa ve orta vadede Güney ve Kuzey Kore arasında savaş ihtimali düşük görülüyor. Uzun vadede ise bu olasılık artıyor, ancak yine de ağır basmıyor.

Güney Kore ve Kuzey Kore arasındaki ihtilaf 1950’li yıllardan bu yana devam ediyor. Geçtiğimiz eylül ayında Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, ülkesinin nükleer gücünü geliştirme ve silahlı kuvvetlerini ‘tam teyakkuz’ durumuna geçirme çağrısında bulundu.

Kim, Kuzey Kore’nin sorumlu bir nükleer güç olduğunu vurgularken, ‘ABD öncülüğündeki askeri düzenin’ genişlemesi karşısında ülkesinin ciddi bir tehditle karşı karşıya olduğunu ve savunma amaçlı nükleer güçlerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı.

Güney Kore lideri Yoon: Rusya, iki Kore arasında seçim yapmalı

Okumaya Devam Et

ASYA

Pakistan ve Çin ortak güvenlik şirketi kurma konusunda anlaşmak üzere

Yayınlanma

Pekin ve İslamabad, Pakistan’da çalışan Çin vatandaşlarına yönelik ölümcül saldırıların ekonomik ilişkilerini tehdit etmesinin ardından ortak güvenlik şirketleri kurma konusunda anlaşmayı planlıyor.

Nikkei Asia’ya konuşan çok sayıda kaynak, söz konusu anlaşmanın Çinli güvenlik personelinin Pakistan’da çalışmasını sağlayacağını ve İslamabad’ın Pekin’in artan baskısına rağmen buna daha önce direndiğini söyledi. Anlaşma ayrıca Çin vatandaşlarının zırhlı araçlarla taşınmasını da sağlayabilir.

Pakistan’ın en büyük yatırımcısı Çin, vatandaşlarının son yıllarda bir dizi ölümcül saldırıda hedef alınmasının ardından gelecekteki anlaşmalar konusunda giderek daha temkinli hale geldi. Binlerce Çin vatandaşının Güney Asya ülkesindeki projelerde çalıştığı düşünülüyor.

Pakistan, hükümeti devirmeyi amaçlayan İslamcılardan, 50 milyar dolarlık Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru’nun (CPEC) en önemli parçası olan Gwadar limanına ev sahipliği yapan güneybatı Belucistan’daki ayrılıkçılara kadar uzanan militan faaliyetlerindeki artışla boğuşuyor.

Pekin, Kuşak ve Yol Girişimi’nin önemli bir bileşeni olan CPEC’in ikinci aşamasına ilişkin son müzakereler sırasında Pakistan’a vatandaşlarını korumak için daha fazla önlem alması ve zırh korumalı araçlar için baskı yaptı.

Müzakereler hakkında bilgi sahibi bir kaynak Nikkei’ye isminin açıklanmaması kaydıyla yaptığı açıklamada “Önerilen ortak güvenlik şirketleri çerçevesinde Pakistanlı personel dış kordonda, Çinli personel ise Çin vatandaşlarının korunması için iç kordonda yer alacak” dedi. “Amaç Çinli güvenlik personeli ile sıradan Pakistan vatandaşları arasında minimum temas sağlamak” diye ekledi.

Pakistan’da gelecekte yapacağı yatırımları terörle mücadele ve daha iyi güvenlik konularında işbirliğine bağlayan Çin, 2022 yılından bu yana Pakistan’dan Çinli güvenlik şirketlerinin vatandaşlarını korumasına izin vermesini talep ediyor.

İslamabad bu talebi defalarca reddetti, ancak Uluslararası Para Fonu’ndan (IMF) defalarca alınan kurtarma paketleri ile desteklenen paramparça ekonomisi için daha fazla yatırıma ihtiyaç duyuyor.

Pekin, ortak güvenlik anlaşmasını kabul etmesi halinde Pakistan’a CPEC kapsamındaki altyapı, enerji ve ulaştırma projeleri için daha fazla finansman da dahil olmak üzere ek yatırımlar teklif ediyor. Pakistan medyasının bildirdiğine göre Pekin’in müzakerecileri, Pakistan’ın kuzeybatısındaki Peşaver şehrini güneydeki sahil merkezi Karaçi’ye 2.600 kilometreden fazla bir demiryolu ile bağlayacak en büyük tek CPEC projesi olan 7 milyar dolarlık Ana Hat 1 demiryolunun hızlı bir şekilde yeniden başlatılacağını da ima etti.

Çin ayrıca Belucistan’daki ayrılıkçılara ve Çin vatandaşlarına saldıran Pakistan Talibanı militanlarına karşı İslamabad ile daha derin bir terörle mücadele işbirliği önerdi.

Yakın savunma bağları olan iki ülke halihazırda personel eğitimi, ortak askeri tatbikatlar ve Çin tarafından tedarik edilen askeri teçhizat yoluyla terörle mücadele konusunda işbirliği yapıyor. Yeni işbirliği koşullarının istihbarat paylaşımı için bazı resmi düzenlemeleri ve suçluların iadesi anlaşmasının kapsamının terör şüphelilerini de içerecek şekilde genişletilmesini içerebileceği düşünülüyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English