Avrupa
Le Pen, Ukrayna’ya ağır silah gönderilmesine karşı

Fransa’da sağcı Ulusal Birlik (NR) partisinin eski lideri ve önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Macron’un rakibi olan Marine Le Pen, Rusya ile gerilimi tırmandırması riski nedeniyle Ukrayna’ya ağır silah tedarikine karşı olduğunu belirtti.
BFMTV’ye röportaj veren Le Pen, “Tüm bunlar savaşı daha da kötüleştirmez mi?” diye sordu.
Le Pen, bu adımın çatışmanın ‘dünyaya yayılması’ ve ‘müzakere edilmiş bir barış çözümünden uzaklaşma’ riskleri barındırdığını da sözlerine ekledi.
Almanya’nın Ukrayna’ya Leopard 2 tipi muharebe tankları tedarik edilmesine izin verip vermeyeceği henüz netleşmemişken Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Kiev’e ağır silah sevkiyatını desteklediğini belirtmişti.
Öte yandan Macron, Silahlı Kuvvetler Bakanı Sébastien Lecornu’ya Ukrayna’ya Leclerc tankı tedariki üzerinde ‘çalışması’ talimatını vermişti.
Cumhurbaşkanı, ağır silah sevkiyatının ‘ülkenin kendi savunma kabiliyetlerini zayıflatmadan ana müttefiklerle koordine edilmesi gerektiğini’ kaydetmişti.
Avrupa
Fransa, Britanya’nın AB savunma fonuna erişimini engelliyor

Fransa, Brexit sonrası yeniden başlangıç olmasına rağmen, İngiliz silah şirketlerini AB’nin savunma sanayi programından dışlamaya çalışıyor.
Bir diplomatik kaynak The Telegraph’a yaptığı açıklamada, Paris’in bu program kapsamında silah satın almak isteyen üye ülkeleri, çoğunlukla blok içinde üretilen silahlarla sınırlandırmaya çalıştığını söyledi.
Avrupa Savunma Sanayii Programı (EDIP), Avrupa Komisyonu tarafından kıtanın sanayi tabanının en büyük revizyonu olarak lanse ediliyor.
Program kapsamında AB fonları, ortak tedarik projelerine ve silah, mühimmat ve diğer askeri teçhizatın üretimine aktarılacak.
Altı aydır hazırlığı süren EDIP, on yıl sonuna kadar 800 milyar avroyu savunmaya harcamak için başlatılan daha geniş çaplı bir yarışın parçası.
Fransız diplomatlar, bu aracın yalnızca AB, Norveç ve Ukrayna’da bulunan şirketleri desteklemek için kullanılması gerektiğini ısrarla vurguladı.
Bu, program kapsamında satın alma yapmak isteyen üye ülkelerin, parçalarının en az yüzde 85’i blok içinde üretilen teknolojilerle sınırlı olacağı anlamına geliyor.
Bu talep, kısa süre önce Brüksel ile önemli bir savunma ve güvenlik anlaşması imzalayan Birleşik Krallık’ın, AB bütçesinden finanse edilen projelerin çoğundan dışlanacağı anlamına geliyor.
Londra, EDIP programı kapsamındaki ortak satın alma projelerinden de men edilecek.
Bir AB diplomatı The Telegraph’a, “Daha bir ay önce, Birleşik Krallık ile ilişkilerimizde yeni bir sayfa açıldığını ve yeni bir dönem başladığını ciddiyetle ilan etmiştik. Fakat bu sözleri eyleme geçirmek için ilk fırsatta, kitabı kapattık,” dedi.
Sert tutum sergileyen Fransa’nın, ABD teknolojisi olduğu için Patriot karadan havaya füze savunma sistemleri üreten fabrikaların potansiyel AB fonlarının kesilmesine yol açacağına dair endişeler de var.
Bu karar, NATO’nun Avrupalı müttefikleri ve Kanada’nın, Rusya’nın olası bir saldırısına karşı hava savunma sistemlerini %400 oranında artırmaları gerektiği konusunda uyarıldığı bir dönemde geldi.
Diplomat, “Sırf Amerikan malı olduğu için, hazır bulunan tek hava savunma sistemine yatırım yapmamak kendi kendimize zarar vermek gibi görünüyor,” diye ekledi.
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, fonların yabancı şirketlere yatırılmasına izin vermek yerine, AB savunma planlarının kıtanın kendi sanayisini güçlendirmek için kullanılması konusunda ısrarcı bir tutum sergiliyor.
Hollanda, Romanya ve Yunanistan gibi AB’deki birçok ülke, savunma stratejilerini Patriot hava savunma bataryaları gibi Amerikan sistemlerinin satın alınmasına dayandırıyor.
Endişeleri gidermek için, AB dışındaki savunma şirketlerinden blok içindeki şirketlere teknoloji transferine izin verilmesi konusunda tartışmalar sürüyor.
Fakat içeriden gelen bilgiler, bu mekanizmanın bürokrasiye takılacağı ve fonların sağlanmasının pratikte imkansız hale geleceği yönünde.
Avrupa
Avrupa: İsrail’in kendini savunma hakkı var

İsrail’in İran’a yönelik saldırılarının ardından gerilim artarken, Avrupa hükümetlerinden çoğunlukla İsrail’e destek açıklamaları geldi.
Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer, “Bu saldırılarla ilgili haberler endişe vericidir ve tüm tarafları geri adım atmaya ve gerilimi acilen azaltmaya çağırıyoruz,” derken, Dışişleri Bakanı David Lammy de gerilimin artmasının “kimsenin çıkarına olmayacağını” ileri sürdü “Orta Doğu’nun istikrarı” vurgusu yaptı.
Öte yandan Politico’nun haberine göre İngiliz savunma yetkilileri, İngiliz uçaklarının şu anda İsrail’ İran’ın karşı saldırılarından korumaya yardımcı olmadıklarını doğruladılar.
Times gazetesi savunma editörü X’te, “Birleşik Krallık’ın, İsrail’in İran’a yönelik saldırılarına dahil olmadığı ve İran’ın daha önce yaptığı gibi misilleme yapması durumunda İsrail’i korumayacağı anlaşılıyor,” demişti.
Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, İsrailli mevkidaşı Binyamin Netanyahu’nun kendisine cuma sabahı İsrail’in saldırısı hakkında bilgi verdiğini söyledi.
İsrail’in kendini savunma hakkı olduğunu ve İran’ın nükleer silah geliştirmemesi gerektiğini vurgulayan Merz, her iki tarafa da tırmanıştan kaçınmaları çağrısında bulundu.
Merz, “Federal Hükümet, İran’ın gelişmiş nükleer silah programına ilişkin endişelerini yıllardır defalarca dile getirmiştir. Bu nükleer program, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşmasının hükümlerini ihlal etmekte ve tüm bölgeye, özellikle de İsrail Devleti’ne ciddi bir tehdit oluşturmaktadır,” dedi.
Almanya’nın ülkesindeki Yahudiler ve İsrail vatandaşlarının korunmasını güçlendireceğini de sözlerine ekledi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, durumu “derinden endişe verici” olarak nitelendirdi ve tüm tarafları itidal göstermeye, gerilimi azaltmaya ve misilleme yapmamaya çağırdı.
Leyen, bölgesel ve küresel güvenlik için diplomatik bir çözümün her zamankinden daha acil olduğunu da sözlerine ekledi.
NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, İsrail’in müttefiklerinin gerilimi azaltmak için çalışmasının “hayati önemde” olduğunu söyledi. Rutte, Stockholm’de düzenlediği basın toplantısında gazetecilere, “Bence şu anda en önemli öncelik bu,” dedi.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot ise “itidal” çağrısında bulundu. Barrot, X’te yaptığı açıklamada, “Tüm tarafları itidal göstermeye ve bölgesel istikrarı bozabilecek her türlü tırmanıştan kaçınmaya çağırıyoruz,” dedi.
Bakan, “İsrail’in herhangi bir saldırıya karşı kendini savunma hakkını yeniden teyit ettiklerini” söylerken, gerilimi azaltmak için tüm diplomatik kanalların harekete geçirilmesinin çok önemli olduğunu savundu.
Élysée Sarayı, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un durumu görüşmek üzere bugün saat 11’de özel bir savunma kabine toplantısı düzenleyeceğini açıkladı.
İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise, “Durumun çok karmaşık olduğunu biliyoruz, fakat diplomatik bir çözümden başka bir çözüm yok. Çatışmaların bir an önce sona ermesini umuyoruz, eylemler ve tepkiler tehlikelidir, bölgedeki durum patlama riski taşıyor,” dedi.
Hollanda Başbakanı Dick Schoof X’te yaptığı açıklamada, Orta Doğu’daki saldırıların “endişe verici” olduğunu yazdı ve tüm tarafları “sakin olmaya ve daha fazla saldırı ve misillemeden kaçınmaya” çağırdı.
Avrupa
Almanya Savunma Bakanı: Ukrayna’nın geleceği NATO’da

Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna’nın geleceğinin kesin olarak NATO’da olduğunu ve bu yöndeki kararların geçerliliğini koruduğunu belirtti. Pistorius ayrıca, Almanya’nın 2025’te Ukrayna’ya 1,9 milyar avroluk ek destek sağlamayı planladığını açıkladı.
Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile Kiev’de düzenlediği ortak basın toplantısında, Ukrayna’nın geleceğinin kesin olarak NATO’da olduğunu açıkladı.
Pistorius, daha önceki NATO zirvelerinde alınan ve Ukrayna’nın ittifaka katılımına yönelik geri dönülemez hareketini teyit eden kararların geçerliliğini koruduğunu vurguladı.
UNIAN haber ajansının aktardığına göre Pistorius, “Ukrayna’nın geleceğinin NATO’da olduğunu Washington ve Brüksel’deki zirvelerde zaten tartıştık. Bu konuda devam eden başka bir süreç olduğunu düşünmüyorum,” ifadelerini kullandı.
Alman bakan, 24-25 Haziran’da Lahey’de düzenlenecek olan NATO zirvesinin sonuç bildirisinde Ukrayna ile ilgili hangi ifadelerin yer alacağını ise şimdilik yorumlayamayacağını ekledi.
1,9 milyar avroluk ek destek yolda
Pistorius, Almanya’nın 2025 yılında Ukrayna’yı desteklemek için ek olarak 1,9 milyar avro ayırmayı planladığını da duyurdu.
Bu fonların özellikle Ukrayna’nın uzun menzilli silah üretiminin geliştirilmesi için kullanılacağını belirten Pistorius, nihai kararın henüz alınmamış olmasına rağmen, bu desteğin onaylanacağından emin olduğunu dile getirdi.
Bununla birlikte Pistorius, Şansölye Friedrich Merz liderliğindeki yeni Alman hükümetinin, Ukrayna’ya uzun menzilli Taurus seyir füzeleri tedarik etme olasılığını değerlendirmediğini de sözlerine ekledi.
Üç yıllık hava savunma planı
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ise aynı basın toplantısında, Almanya’nın Ukrayna’ya IRIS-T hava savunma sistemleri tedariki için üç yıllık bir plan geliştirdiğini bildirdi.
Zelenskiy, “Bu, savaşın bu kadar yıl süreceği anlamına gelmiyor, ancak yine de Ukrayna’yı, topraklarımızı ve halkımızın huzurunu kaliteli hava savunma sistemleriyle korumak gerekiyor. Önümüzdeki üç yıl için bu projenin hayata geçirilmesi konusunda bir anlayışa sahip olduğumuz için minnettarım,” diye konuştu.
-
Görüş2 hafta önce
ABD Dışişleri’nin Avrupa eleştirisi ne anlama geliyor?
-
Asya3 gün önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Dünya Basını5 gün önce
Trumpizmin gerici ideoloğu: Curtis Yarvin
-
Avrupa2 hafta önce
Max Otte: Alman ekonomisinde bir gerileme değil, çöküş yaşanıyor
-
Rusya2 hafta önce
Ukrayna’dan Rus stratejik bombardıman üslerine kamyonlardan kalkan İHA’larla saldırı
-
Görüş2 hafta önce
Silahlar sustu, şimdi artılar eksiler hanesine bakma zamanı – 2
-
Dünya Basını2 hafta önce
Rusya ve Ukrayna heyetleri tekrar İstanbul’da: Masada neler var?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savaş sonrası Suriye’yi dönüştüren ‘Sünni popülizm’