Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Lübnan’ın güneyinde can pazarı

Yayınlanma

lübnan-saldırı

İsrail ordusunun hava saldırılarını yoğunlaştırması nedeniyle Lübnan’ın güneyinde halk ülkenin kuzeyine doğru kaçmak zorunda kaldı. Eğitime iki gün ara verilirken İsrail’in bugünkü saldırılarında ölenlerin sayısı 182’ye yükseldi.

İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyi ve doğusuna yönelik hava saldırılarını bu sabahtan itibaren yoğunlaştırdı. Lübnan resmi ajansı NNA’da yer alan haberde, İsrail’in Lübnan’a sabah saatlerinden bu yana düzenlediği saldırıların yol açtığı kayıplara ilişkin bilgiye yer verildi. Habere göre, İsrail’in Lübnan’ın güneyindeki kasaba ve köyleri hedef alan saldırılarında ölenlerin sayısı 100’e yükseldi, 700’den fazla kişi yaralandı.

Saldırılarla ilgili İsrail Ordusunun yaptığı açıklamada ise Lübnan’ın güneyi ve doğusunda 300’den fazla “hedefin” vurulduğu belirtildi. Saldırıların yanı sıra İsrail ordusu, Lübnan’ın güneyindeki sivillere, Hizbullah’a ait olduğunu iddia ettiği ev ve binaları boşaltma ve bunlardan uzak durma çağrısı yaptı.

Sabah saatlerinde başlayan iki ayrı hava saldırıları nedeniyle Lübnan’ın güneyi ve doğusundaki birçok bölgeden dumanlar yükseldi.

Saldırılar nedeniyle özellikle Lübnan’ın güneyinde sınıra yakın bölgelerdeki yerleşim yerlerinde ikamet eden siviller, ülkenin kuzeyine doğru kaçmak zorunda kaldı. Evlerini terk etmek zorunda kalan Lübnanların araçlarla bölgeden ayrılmasının ardından kuzeye giden yollarda yoğun trafik oluştu.

Eğitime ara verildi

Lübnan Eğitim Bakanı Abbas el-Halebi, binlerce kişinin ülkenin kuzeyine doğru kaçmaya başlamasının ardından eğitim durumuna ilişkin açıklama yaptı. Halebi, güvenlik ve askeri durumun öğrenciler için tehlike oluşturduğunu, ülkenin güneyindeki tüm illerde, güneydoğudaki Bekaa, doğudaki Baalbek el-Hermel ve Beyrut’un güney banliyölerindeki okul, lise ve enstitülerde 23-24 Eylül’de eğitim yapılmayacağını belirtti.

Hizbullah’tan roketli yanıt

İsrail’in şiddetli hava saldırılarının ardından Hizbullah, İsrail’in kuzeyindeki bölgelere yaklaşık 35 roket attı.

İsrail’in kuzeyindeki Aşağı Celile, Tabariye Gölü çevresindeki bölgelerde saldırı alarmları çaldı.

İsrail Ordu Sözcülüğünden yapılan yazılı açıklamada, kuzeydeki Amiad ve Safed çevresine 25 roket atıldığı, bazılarının hava savunma sistemleri tarafından önlendiği, bazılarının ise Amiad çevresinde açık alanlara düştüğü belirtildi. Aşağı Celile bölgesine atılan 10 roketten bazılarının isabet ettiği aktarılırken sınıra yakın Alkosh bölgesinde çalan saldırı alarmlarının incelendiği kaydedildi.

İsrail acil yardım servisi Kızıl Davud Yıldızı’na göre, Tabariye Gölü çevresindeki sağlık merkezine, şarapnel isabet etmesi sonucu hafif yaralanan bir kişi sevk edildi.

İsrail ve Hizbullah “açık hesap savaşı”nda

Hayfa’da eğitime ara verildi

Sosyal medyada, Safed kentinde İsrail’e ait hava savunma sistemleri füzelerinin ateşlendiği, Tabariye Gölü çevresinde bir otoyol kenarında patlamaların yaşandığı görüntüler paylaşıldı.

İsrail ordusunun iç cephe komutanlığının dün akşam Hayfa kentinden itibaren sınıra kadar yaptığı güvenlik uyarıları geçerliliğini korurken, Hayfa Belediyesi 24 Eylül Salı günü de eğitime ara verileceğini duyurdu.

Hizbullah, “Gazze’deki Filistin halkının direnişiyle dayanışma, İsrail’in Lübnan’ın güneyine ve Beka bölgesine yaptığı saldırılara misilleme olarak” söz konusu saldırıların gerçekleştirildiğini bildirdi.

Açıklamada, İsrail ordusuna ait Amiad’daki lojistik depoları, savunma sanayi şirketi Rafael’in Hayfa kentinin kuzeyindeki Zvolon bölgesinde yer alan askeri endüstri kompleksinin onlarca roketle hedef alındığı aktarıldı.

ORTADOĞU

Gazze’de “generallerin planı” gündemde

Yayınlanma

İsrail Meclisi Dışişleri ve Güvenlik Komisyonu, kuzeyde Hizbullah ile yaşanan gerilimi tartışmak üzere toplandı. Basına kapalı yapılan oturumda İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, emekli üst düzey İsrail Savunma Kuvvetleri (IDF) subayları tarafından önerilen ve kuzey Gazze’yi kuşatmayı içeren “generallerin planı” olarak adlandırılan öneriyi değerlendirdiklerini açıkladı. Netanyahu, ayrıca Hizbullah’a baskı uygulanmasının Hamas lideri Yahya Sinvar’ı müzakere masasına çekebileceğini savundu.

Netanyahu, oturumda Hamas’ın geride kalan güçleriyle nasıl mücadele edileceğine ilişkin eski İsrail Ulusal Güvenlik Konseyi Başkanı emekli General Giora Eiland’ın sunduğu plan dahil seçeneklerin tartışıldığını söyledi.

Yedioth Ahronot gazetesine göre, Eiland’ın ortaya attığı ve ordudaki onlarca üst düzey subay tarafından desteklenen plan, İsrail’in, Gazze’nin kuzeyini ablukaya alıp halkını tehcir ederek insani yardımları kontrol altına almayı amaçlıyor.

Plan çerçevesinde kuzey ile güneyi birbirinden ayıran Netzarim Koridoru’nun kuzeyinde yer alan bölgenin tamamının (Gazze, Kuzey Gazze, Beyt Hanun, Beyt Lahiya ve Cibaliya) kapalı askeri bölge ilan edilmesi, bölgede yaşayan yaklaşık 300 bin kişinin ordunun “güvenli” koridorları aracılığıyla derhal burayı terk etmesi öngörülüyor.

Halkın burayı boşaltması için verilecek 1 haftalık mühletin ardından bölgeye tam bir askeri abluka uygulanması ve Gazze’deki direnişçilerin teslim olma ya da ölüm seçeneğinden birini seçmek zorunda kalması hedefleniyor.

Ayrıca Netanyahu, Gazze’deki savaşın kazanılabilmesi için insani yardımların dağıtımını kontrol etmenin kilit önemde olduğunu ve aşiretleri bu süreçte devreye sokma çabalarının başarısız olduğunu itiraf etti. Bu nedenle, bölgedeki yönetimi geçici olarak askeri bir rejim altında yürütmenin gerekli olabileceğini ileri sürdü.

Likud Milletvekili Amit Halevi, Eiland’ın planını memnuniyetle karşılayarak, bunun Gazze politikasında “doğru bir rota” olduğunu iddia etti. Halevi, Hamas’ı yenmek için alan ve nüfus üzerinde kontrol sağlanması gerektiğini savunarak, bu yaklaşımın aynı zamanda rehinelerin serbest bırakılma şansını da artıracağını söyledi.

“Hizbullah’a baskı Hamas’ı masaya oturtabilir”

Oturumda Hizbullah’a karşı süren çatışmalara değinen Netanyahu, Hizbullah’ı sınırdan uzaklaştırmak ve yeteneklerini zayıflatmak için operasyonların süreceğini, ayrıca Hizbullah’a baskının Hamas lideri Sinvar’ı müzakere masasına çekebileceğini ancak tam ölçekli bir savaşa girmenin istenmeyen bir durum olduğunu söyledi.

Öte yandan Netanyahu, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yakında Gallant ve kendisi için tutuklama emri çıkarabileceğini öngördüğünü aktardı. Netanyahu milletvekillerine UCM Başsavcısı Kerim Han’ın, “siyasi bir güdümlü füze” olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Ukrayna, Batılı ülkelerden iki farklı savaş uçağı daha istedi

Yayınlanma

Ukrayna, F-16 ve Mirage-2000’lere ek olarak Gripen ve Eurofighter savaş uçakları için de Batılı ülkelerle görüşmeler yürütüyor.

Ukrayna Savunma Bakanı Rustem Umerov, Kiev’in Gripen ve Eurofighter savaş uçaklarının temini için Batılı ülkelerle görüşmeler yürüttüğünü açıkladı.

Umerov, Rada TV kanalına yaptığı açıklamada, “Şu anda müttefiklerimizden F-16’lar ve Mirage-2000’ler için söz aldık. Gripen ve Eurofighter Typhoon savaş uçakları için de müzakereler sürüyor. Yakında alacağımız somut neticeleri açıklayabiliriz,” dedi.

Bakan, Ukrayna’nın hava üstünlüğü elde etmek için çok sayıda uçağa ihtiyaç duyduğunu da sözlerine ekledi.

Mayıs ayı sonunda İsveç, Gripen savaş uçaklarının teslimatını askıya almıştı. İsveç Savunma Bakanı Paul Jonsson, bu kararın F-16 uçaklarının teslimatı üzerinde çalışan müttefiklerin isteği üzerine alındığını belirtmişti.

İlk F-16’ların ülkeye ulaştığı ve savaşta kullanılacağı, Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy tarafından duyurulmuştu. Fakat 26 Ağustos’ta ilk F-16 kaybı yaşandı ve pilot Aleksey Mesya kazada hayatını kaybetti. Kazanın olası nedenleri arasında pilot hatası ve dost ateşi gösteriliyor.

Eurofighter Typhoon, Avrupa konsorsiyumu Eurofighter GmbH tarafından geliştirilen 4. nesil çok amaçlı bir savaş uçağı. İlk uçuşunu 1994’te gerçekleştiren uçak, 2003’ten beri aktif olarak kullanılıyor.

Avusturya, Almanya, İtalya, İspanya, Birleşik Krallık, Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan ve Umman’da hizmet veriyor. Hava üstünlüğü sağlamak için tasarlanan bu uçağın birim fiyatı yaklaşık 120 milyon dolar.

JAS 39 Gripen de benzer özelliklere sahip 4. nesil bir savaş uçağı. İsveçli Saab şirketi tarafından geliştirilen uçak, 1997’de İsveç Kraliyet Hava Kuvvetleri envanterine girdi.

Çok yönlü görevler üstlenebilen Gripen, hassas bombalar, seyir füzeleri ve gemi savar füzeler dahil çeşitli silah sistemleri taşıyabiliyor. JAS kısaltması İsveççede Jakt (avcı), Attack (saldırı uçağı) ve Spaning (keşif) kelimelerinin baş harflerinden oluşuyor.

ABD, Ukrayna’ya F-16’lar için orta menzilli güdümlü bomba tedarik edecek

Öte yandan ABD, 23 Eylül Pazartesi günü açıklanması beklenen 375 milyon dolarlık yeni askeri yardım paketinin bir parçası olarak Ukrayna’ya F-16’larda kullanılmak üzere orta menzilli güdümlü bombalar göndermeyi planlıyor.

Joint Standoff Weapon (JSOW) olarak bilinen bu bombalar hem Amerikan ordusu hem de müttefikleri tarafından kullanılıyor.

Politico‘nun Amerikalı üst düzey yetkililere dayandırdığı haberinde, bu bombaların 130 kilometreye kadar uzaklıktaki hedefleri vurma kapasitesine sahip olduğu ve bu sayede Ukrayna’ya Rus hedeflerine karşı ek yetenekler kazandıracağı belirtiliyor.

Hazırlık aşamasında olan yardım paketi, hava savunma sistemlerinin yanı sıra topçu mühimmatı ve füzeleri de içerecek.

ABD, F-16’lara hizmet vermek üzere Ukrayna’ya yüklenici göndermeyi reddetti

JSOW, hava savunma sistemlerinin kapsama alanı dışındaki hem sabit hem de hareketli hedefleri vurmak üzere tasarlanmış, taktik amaçlı güdümlü bir hava bombası. Bombanın geliştiricisi ise ABD’li Texas Instruments şirketi.

Eylül ayı başında ABD, Ukrayna’yı Rusya’ya karşı yürüttüğü savaşta desteklemek amacıyla 250 milyon dolarlık ek yardım sağlamıştı. Bu yardım paketinde Javelin ve AT-4 tanksavar sistemleri, Bradley zırhlı muharebe araçları, M113 zırhlı personel taşıyıcıları, mayına karşı korumalı zırhlı araçlar (MRAP), el bombaları, RIM-7, Stinger ve TOW füzeleri ile HIMARS çoklu roketatar sistemleri için mühimmat ve 155 ile 105 milimetre kalibreli topçu mühimmatı yer alıyordu.

Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü olan 24 Ağustos’ta Pentagon, Kiev’e toplamda 125 milyon dolar değerinde hava savunma füzeleri, Javelin tanksavar sistemleri, HIMARS mühimmatı, anti-drone ekipmanları ve topçu mermileri sağlayacağını duyurmuştu.

ABD, Rusya’nın askeri müdahalesinin başından bu yana Ukrayna’ya toplamda yaklaşık 56 milyar dolarlık askeri yardımda bulundu. Washington, Kiev’i gerektiği sürece desteklemeye devam edeceğini defalarca vurguladı.

Ukrayna’ya ait F-16 düştü: ‘Dost ateşi’ iddiası

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrail’in “tampon bölge” planı

Yayınlanma

İsrail Diaspora Bakanı Amichai Chikli, Lübnan’ın güneyinde yaşayan halkın sürülerek bölgede “tampon bölge” oluşturulması önerisinde bulundu.

Hizbullah saldırıları nedeniyle yaklaşık bir yıldır evlerine dönemeyen İsraillilerin durumu hükümet üzerinde baskı yaratmaya devam ediyor. Düzenlediği saldırılara rağmen Hizbullah’ı Litani Nehri’nin kuzeyine çekilmeye zorlayamayan İsrail, Lübnan’ın güneyinde yeni bir tampon bölge kurulması önerisini dillendirmeye başladı.

İsrail basını, İsrail Ordusu Kuzey Komutanlığı Komutanı Tümgeneral Ori Gordin’in Hizbullah ile gerilim zirveye çıkmadan önce yapılan kapalı bir toplantıda Lübnan’ın güneyinde “tampon bölge” kurulmasını önerdiğini yazmıştı.

Ardından İsrailli Bakan Chikli, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Lübnan yönetiminin ülkenin güneyinde “egemenliğini sağlayamadığını” iddia etti. Chikli, “İsrail ordusunun bölgeyi ele geçirmesi gerektiğini” ileri sürdü.

Aynı zamanda Başbakan Binyamin Netanyahu’nun partisi Likud Milletvekili de olan Chikli, yayımladığı haritayla Lübnan’ın güneyindeki bir bölgede İsrail ordusunun “kontrolünde bir tampon bölge” kurulması önerisi yaptı. Chikli, kurulmasını istediği “tampon bölgede” yaşayan Lübnanlıların ise bölgeden sürülmesini savundu.

İsrail ve Hizbullah “açık hesap savaşı”nda

“İsrail Lübnan’ın köy ve beldelerini yok etmeyi planlıyor”

Öte yandan Lübnan Başbakanı Necib Mikati, İsrail’in saldırılarla Lübnan’ın köy ve beldelerini yok etmeyi, tüm yeşil alanları ortadan kaldırmayı planladığını belirtti.

Lübnan Başbakanlık Ofisinden yapılan yazılı açıklamaya göre Başbakan Mikati, başkent Beyrut’ta düzenlenen Bakanlar Kurulu Toplantısı’nda son gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

Mikati, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Lübnan’ın güneyinin ikinci bir Gazze’ye dönüşmesi yönündeki endişesini hatırlatarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin (BMGK) Gazze’de ateşkes sağlanmasını öngören 2735 sayılı kararının uygulanması ve İsrail-Filistin sorununun iki devletli çözüm çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerektiğini vurguladı.

İsrail’in Lübnan’a devam eden saldırılarına dikkati çeken Mikati, “İsrail’in bu saldırıları, Lübnan’a yönelik tam anlamıyla bir soykırım savaşıdır. İsrail, saldırılarla Lübnan’ın köy ve beldelerini yok etmeyi, tüm yeşil alanları ortadan kaldırmayı planlıyor” dedi.

Mikati, gerçekleştirdikleri tüm görüşmelerde BM’ye, BMGK’ya ve aktif devletlere “doğru olanın yanında yer alma ve saldırıları durdurma çağrısı” yaptıklarını belirterek Lübnan’ın BMGK’nın 1701 sayılı kararına bağlı olduğunu kaydetti.

İsrail ordusu, bu sabah saatlerinde Lübnan’a iki ayrı hava saldırısı başlattığını duyurmuştu. Saldırılarda Lübnan’ın güneyi ve doğusundaki bazı bölgelerin hedef alındığı aktarılmıştı. Ordu, Lübnan’ın güneyi ve doğusunda sabahtan bu yana 300’den fazla “hedefe” hava saldırıları düzenlendiğini belirtmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English