Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Lula: Çin’le ilişkileri geliştirmemizi kimse yasaklayamaz

Yayınlanma

Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, cuma günü Pekin’de, yeniden yakın ilişkiler kurmaya hazırlandığı Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile bir araya geldi.

Bugün Pekin’in Tiananmen Meydanı’nda Halk Kahramanları Anıtı’na çelen koyan Brezilya Devlet Başkanı, ardından Büyük Halk Salonu’nda Başbakan Li Qiang’la biraraya geldi ve Xi Jinping ile görüşmeye geçti.

Xi, görüşmenin başında, Lula’nın iyileştikten kısa bir süre sonra Çin’e yaptığı ziyaretin, Brezilya cumhurbaşkanının Çin-Brezilya ilişkilerine ne kadar değer verdiğini gösterdiğini söyledi.

Lula’ya “kadim dostumuz” diye hitap eden Çinli lider, iki ülke ilişkilerinin bugünkü düzeye çıkarılmasının Lula’nın desteğiyle olduğunu belirtti.

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Hua Chunying’in bildirdiğine göre, Xi Jinping görüşmenin başında, yeni dönemde Çin-Brezilya ilişkilerine yön vermek ve yeni bir gelecek yaratmak için Lula da Silva ile birlikte çalışmaya hazır olduğunu ifade etti.

Xi ayrıca, “sağlam ve istikrarlı büyümeye devam eden bir Çin-Brezilya ilişkisinin bölgelerinde ve ötesinde barış, istikrar ve refah için önemli ve olumlu bir rol oynayacağına olan güvenini” vurguladı.

Huawei vurgusu

Lula da Silva ise Xi’ye, “Brezilya’nın Çin ile ilişkilerini geliştirmesini kimsenin yasaklamayacağını” söyledi.

Brezilyalı lider, “Dün, Çinlilerle ilişkilerimizde hiçbir önyargımız olmadığını dünyaya göstermek istediğimiz için Huawei’yi ziyaret ettik. Kimse Brezilya’nın Çin ile ilişkilerini geliştirmesini yasaklamayacak” ifadelerini kullandı.

Lula, iki ülke arasındaki ilişkilerin ticaretin yanı sıra, bilim ve teknoloji, iklim değişikliği ile mücadele stratejileri, temiz enerji ve elektrikli araba ve otobüs üretimi gibi alanlarda yoğunlaşmasına da değindi:

“Ticari çıkar çok önemli olsa da, sadece ticari çıkar ilişkisinden ibaret olmayan bir Brezilya-Çin ilişkisi yaratmak için çok çalışmalıyız.”

Farklı alanlarda 20 ikili anlaşma imzalandı

Latin Amerika basınının bildirdiğine göre, Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva, Çin ile yaklaşık 20 ikili anlaşma imzaladı. Anlaşmalar, Lula’nın Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i ziyareti sırasında imzalandı.

Anlaşmaların, yenilenebilir enerjiler, otomotiv endüstrisi, tarım ticareti, yeşil kredi hatları, bilgi teknolojisi, sağlık ve altyapı gibi alanları kapsadığı kaydedildi. Ayrıca, anlaşmalar arasında, Brezilya ve Çin ortaklığındaki yedinci uydunun fırlatılması da yer alıyor.

İki devlet başkanının Çin’deki Brezilya Büyükelçiliği’nde basın açıklaması yapması bekleniyor.

Xi ile görüşme öncesinde, Büyük Halk Salonu’nda Çin Halk Meclisi başkanı Zhao Leji ile bir araya gelen Lula, “Dış ticaretin en önemli akışını Çin ile sürdürüyoruz. En büyük ticaret dengemizi Çin ile sağladık ve en önemli konuları tartışarak dünya jeopolitiğini Çin ile birlikte dengelemeye çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

‘Brezilya geri döndü’

Çin ziyaretine “Brezilya geri döndü” mesajıyla başlayan Devlet Başkanı Lula, dün ‘BRICS Bankası’ etkinliğinde dolar hegemonyasına son verilmesi çağrısı yaparken, BRICS ülkeleri için para birimi önerisinde bulundu.

Çin ziyaretine Şanghay şehrinden başlayan Lula, kendisinin el vermesiyle 2011-16 arası Brezilya Devlet Başkanı olan Dilma Rousseff’in ‘BRICS bankası’ olarak da bilinen Yeni Kalkınma Bankası’nın (NDB) başına atanması münasebetiyle düzenlenen etkinlikte yarım saatlik bir konuşma yaptı. Gelişen ülkeler için ‘BRICS Bankasını’ IMF’ye alternatif olarak sunan Latin Amerikalı lider, gelişmekte olan ülkelere uluslararası ticarette doları terk ederek ulusal para birimlerine geçmeleri çağrısı yaptı.

Brezilya siyasetine geri dönüşünü, “Brezilya geri döndü. Brezilya’nın önemli dünya kararlarında yer almadığı zamanlar geçmişte kaldı. Açıklanamayan bir yokluğun ardından uluslararası sahneye geri döndük” diye ortaya koyan Lula, Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’dan oluşan BRICS grubunun ticarette dolara alternatif para birimi araması çağrısında bulunarak şunları söyledi:

“Her gece kendime şu soruyu soruyorum: Neden tüm ülkeler ticaretlerini dolara dayandırmak zorunda? Neden kendi para birimimizle ticaret yapamıyoruz? Altın standardının ortadan kalkmasından sonra doların (rezerv) para birimi olduğuna kim karar verdi?”

BRICS’e ortak para birimi önerisi

“Herkes tek bir para birimine bağımlı” diye eleştiren Lula, ‘Brezilya ile Çin, Brezilya ve diğer ülkeler arasındaki ticari ilişkileri finanse edecek bir para birimi’ önerisini dile getirdi:

“BRICS bankası gibi bir banka neden Brezilya ile Çin, Brezilya ile diğer BRICS ülkeleri arasındaki ticareti finanse edecek bir para birimine sahip olamıyor?… Bugün ülkeler, kendi para birimleriyle ihracat yapabilecekken, ihracat yapmak için dolar peşinde koşmak zorunda kalıyor.”

‘BRICS bankası IMF’ye alternatif’

Latin Amerika lideri konuşmasına şöyle devam etti: “NDB, Küresel Güney’in büyük bankası olmak için tüm şartları yerine getiriyor. İlk kez, başlangıç aşamasında gelişmiş ülkelerin katılımı olmaksızın küresel ölçekte bir kalkınma bankası kuruldu. Bu nedenle, geleneksel kurumlar tarafından gelişmekte olan ekonomilere dayatılan koşullulukların prangalarından özgür. Ve dahası: Projeleri yerel para biriminde finanse etme imkanına sahip.”

IMF’nin ‘kurtarma kredileri’ karşılığında Brezilya’nın komşusu Arjantin gibi nakit sıkıntısı çeken ülkelere halkı vuran aşırı sert tasarruf tedbirleri dayattığını da hatırlatan Lula, şöyle konuştu:

“Hiçbir banka, IMF’nin şu anda Arjantin’de yaptığı veya uzun süre Brezilya’da ve her üçüncü dünya ülkesinde yaptığı gibi ülkelerin ekonomilerini boğmamalı. Hiçbir lider ülkesi borçlu diye boğazına bıçak dayalı halde çalışamaz.”

BRICS bankasının, IMF’ye alternatif oluşturabileceğini vurgulayan Brezilya Devlet Başkanı,  “Yükselen ekonomilerimizi, bizi yönetmek isteyen geleneksel finans kurumlarına boyun eğmekten kurtarabilir” dedi.

Çin ziyaretinde Lula’ya eşlik eden 40 kişilik heyette yer alan Brezilya Maliye Bakanı Fernando Haddad da, Brezilya’nın, gelişmekte olan ülkelerin doların kullanımını devre dışı bırakmaları için ticaret mekanizmaları oluşturmayı amaçladığını belirtti. Haddad, “Bunun avantajı, ticari işlemlerin, illa ki işlemde yer almayan bir ülkenin para biriminde yapılmasının dayattığı deli gömleğinden kaçınmaktır” dedi.

İki ülke, geçen ay karşılıklı ticaretlerinde Amerikan doları yerine kendi yerel para birimlerini kullanmak üzere anlaşma imzalamıştı.

Ayrıca Çin medyası önceki gün, Çin Sanayi ve Ticaret Bankası (ICBC) Brezilya şubesinin, ilk sınır ötesi Yuan takas işlemini gerçekleştirdiğini duyurdu.

En büyük ticaret ortağı

Çin, üst üste 14 yıldır Brezilya’nın en büyük ticaret ortağı konumunda. Brezilya aynı zamanda Çin’in soya fasulyesi, tavuk ve şeker gibi birçok tarım ürününün en büyük kaynağı iken Çin, Brezilya’nın ana yabancı yatırım kaynağı.

Pekin, 23 Mart’ta, Lula’nın nisan ayında planlanan ziyaretinden sadece haftalar önce, hastalık nedeniyle Brezilya’dan sığır eti ithalatına getirilen yasağı kaldırdı. Ayrıca Çin hükümeti de Brezilya’da çeşitli yatırımlar için atmosfer arıyor.

Bolsonaro’nun başkanlığı sırasında birçok Çinli şirket, belirsiz politika ortamı ve Çin’e yönelik düşmanca politikalar nedeniyle Brezilya ile işbirliği planlarını askıya almıştı. Şu anda ise, birçok Çinli firma Brezilya’da iş yapmanın koşullarının oluştuğuna inanıyor.

Bununla birlikte, Brezilya’nın Çin’e ihracatının hâlâ ağırlıklı olarak soya fasulyesi, sığır eti, ham petrol, demir cevheri ve kağıt hamuru gibi birincil ürünlere odaklanıyor, Çin’in Brezilya’daki yatırımı ise imalat, enerji ve madencilik gibi konvansiyonel alanlara yönelik. Dolayısıyla Lula, bu ziyarette, iki ülke arasındaki ticaret ve yatırımdaki sürdürülebilir büyümenin yanı sıra, çeşitlilik ve dengeyi sağlamak için işbirliğini farklı alanlara da yaymayı umuyor.

DİPLOMASİ

Rusya, Kuzey Kore ile imzalanan askeri iş birliği anlaşmasını Duma’da kabul etti

Yayınlanma

Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, Rusya ile Kuzey Kore arasındaki kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasını onayladı. Anlaşma, iki ülke arasında askeri iş birliği öngörüyor ve Kuzey Kore’nin Ukrayna savaşına destek verebileceği iddialarını güçlendiriyor.

Duma, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu yıl haziran ayında Pyongyang’a gerçekleştirdiği ziyarette Kuzey Koreli mevkidaşı Kim Jong-un ile imzaladığı kapsamlı stratejik ortaklık anlaşmasını oybirliğiyle kabul etti.

Bu anlaşma, iki ülke arasında fiili bir askeri ittifak anlamı taşıyor.

Anlaşmanın 4. maddesi, “taraflardan biri bir ya da daha fazla devletin silahlı saldırısına uğrayıp kendisini savaş durumunda bulursa, diğer tarafın derhal tüm imkanlarıyla askeri yardım sağlayacağı” hükmünü içeriyor.

Kim Jong-un, Rusya’ya “tam destek” verdiğini ifade ederken, anlaşmanın “sadece barışçıl ve savunma amaçlı” olduğunu ileri sürdü. Putin ise, Kim Jong-un’a bu tutarlılığı için teşekkür ederek, “ABD ve müttefiklerinin emperyalist politikalarına” karşı mücadele kararlılığını vurguladı.

Putin, Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin resmi gazetesine yazdı

Anlaşmanın detaylarını milletvekillerine sunan Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Andrey Rudenko, bu iş birliğinin iki ülke arasındaki ilişkileri “ittifak seviyesine” taşıdığını ve anlaşmanın savunma amaçlı olduğunu belirtti.

Rudenko, ayrıca anlaşmanın “ABD liderliğindeki kolektif Batı’dan gelen bölgesel ve küresel tehditlere karşı koymak” için tasarlandığını dile getirdi.

Toplam 23 maddeden oluşan bu anlaşma, uzay ve nükleer alanlar da dahil olmak üzere, ticaret, ekonomi ve yatırım alanlarında iş birliğini arttırmayı hedefliyor.

Rusya’nın, yalnızca Moğolistan ile benzer bir anlaşması bulunuyor, ancak şu anda İran ile de yeni bir anlaşma üzerinde çalışıyor.

Anlaşma, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy‘in, Kuzey Kore’nin Ukrayna’daki çatışmalara “fiilen katıldığını” iddia ettiği bir dönemde, 14 Ekim’de Duma’da onaylanmak üzere sunuldu.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin de Kuzey Kore ordusunun Rusya’da 3 bin kişilik bir varlığı olduğunu iddia etti. Ancak Austin, “Bu askerlerin tam olarak ne yaptığını henüz bilmiyoruz. Bu soruları öğrenmemiz gerekiyor,” dedi.

Kuzey Kore askerlerinin Ukrayna’da savaştığı iddiaları ne kadar doğru?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

BRICS Zirvesi’nde çok taraflılık vurgusu

Yayınlanma

BRICS ülkeleri, çok taraflılığı güçlendirmeyi amaçlayan Kazan Deklarasyonu’nu onaylayarak küresel yönetişimde reform, finansal iş birliğinin artırılması ve diplomasi yoluyla anlaşmazlıkların çözümü konularında taahhütlerde bulundu. Ayrıca Gazze’de ateşkes çağrısında bulunulurken, Filistin’in BM’ye tam üyeliği de desteklendi.

BRICS ülkelerinin devlet ve hükümet başkanları, Kazan’da düzenlenen 16. Zirve sırasında “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” başlıklı deklarasyonu onayladı.

Belge, Kremlin’in resmi internet sitesinde yayımlandı. Kazan Deklarasyonu, BRICS üyesi ülkelerin siyaset ve güvenlik, ekonomi ve finans, kültürel ve insani bağlar olmak üzere üç ana alanda iş birliğini derinleştirme taahhüdünü ifade ediyor.

Adil ve demokratik bir dünya düzenine doğru

Deklarasyonda, “daha adil, demokratik ve dengeli çok kutuplu bir dünya düzeninin” temellerini atacak yeni güç merkezlerinin, siyasi karar alma mekanizmalarının ve ekonomik büyüme odaklarının ortaya çıktığı belirtildi.

Küresel yönetişimin iyileştirilmesi amacıyla, özellikle Afrika, Latin Amerika ve Karayipler’den yükselen piyasa ekonomileri, gelişmekte olan ülkeler ve en az gelişmiş ülkelerin daha fazla katılımı çağrısında bulunuldu. Ayrıca Bretton Woods kurumlarında reform yapılması ve gelişmekte olan ülkelerin liderlik pozisyonlarında daha fazla temsil edilmesi önerildi.

Tek taraflı ekonomik yaptırımlar ve ikincil yaptırımlar da dahil olmak üzere zorlayıcı tedbirlerin kaldırılması talep edildi.

Zirvede ayrıca Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) bünyesinde iki kademeli bir anlaşmazlık çözüm mekanizmasının başlatılması ve Temyiz Organı’na yeni üyelerin hızla atanması gerektiği vurgulandı.

Modi ve Xi’yi buluşturan Putin, BRICS’ten istediği zaferi aldı

Güvenliğin güçlendirilmesi

BRICS ülkeleri, dünya genelinde devam eden silahlı çatışmalara duydukları endişeyi dile getirerek, anlaşmazlıkların diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözülmesi çağrısında bulundu.

Özellikle İsrail’in Filistin, Lübnan ve Suriye’deki askeri operasyonları kınandı. Gazze Şeridi’nde derhal ateşkesin uygulanması, her iki tarafın da tüm rehine ve tutukluların koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımların kesintisiz bir şekilde bölgeye ulaştırılması gerektiği belirtildi.

BRICS liderleri, Filistin’in Birleşmiş Milletler (BM)’e tam üye olarak kabul edilmesini de desteklediklerini açıkladı.

Deklarasyonda Rusya-Ukrayna ihtilafı da ele alındı. BRICS ülkelerinin, BM Güvenlik Konseyi ve BM Genel Kurulu’nda bu konuda sergiledikleri ulusal pozisyonlar hatırlatılarak, çatışmanın diyalog ve diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözüme kavuşturulmasının önemi vurgulandı.

Ayrıca, kara para aklama, terörün finansmanı ve siber suçlarla mücadele konularında BRICS çerçevesinde iş birliği yapılması kararlaştırıldı.

Mali ve ekonomik iş birliği

Deklarasyonda, mevcut uluslararası finansal yapının daha adil hale getirilmesi için reform yapılması gerektiği belirtildi.

Zirvede, mevcut finansal piyasa altyapısını tamamlayıcı bir girişim olan BRICS Clear adlı bağımsız bir sınır ötesi mutabakat ve saklama altyapısının yanı sıra BRICS (Re)Insurance dâhil olmak üzere gönüllülük esasına dayalı bağımsız bir BRICS reasürans kapasitesinin kurulma imkânı tartışıldı.

Ayrıca, BRICS ülkeleri arasında muhabir bankacılık ağlarının güçlendirilmesi ve ulusal para birimlerinde mutabakat sağlanması çağrısında bulunuldu.

Taraflar, özel ekonomik bölgelerin yönetimi konusunda standart ve metodolojilerin paylaşılmasını da kabul etti.

Tüm BRICS ülkelerinin araştırma altyapısına yatırım yapması gerektiği belirtilirken, Yeni Kalkınma Bankası’nın yeni bir tür 21. yüzyıl Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankası’na dönüştürülmesi önerildi.

BRICS raporu: Üye ülkeler, ekonomik ve sosyal göstergelerde güçleniyor

İnsani yardım ve kültürel değişimlerin artırılması

Taraflar, BRICS içindeki insani yardımların önemini vurgulayarak, müzeler, ulusal galeriler, kütüphaneler, tiyatrolar ve bir Film Okulu İttifakı kurulması dâhil olmak üzere kültürel iş birliğini teşvik etme kararı aldılar.

Deklarasyon, Rusya’nın 2024’te BRICS başkanlığını üstlenmesinin memnuniyetle karşılandığı ve Brezilya’nın gelecek yılki başkanlığı sırasında tam destek verileceği ifadeleriyle sona erdi.

XVI. BRICS Zirvesi, 22 Ekim’de Kazan’da başladı ve iki oturumdan oluştu. İlk oturum, Rusya’nın 2024 dönem başkanlığı sloganı olan “Adil Küresel Kalkınma ve Güvenlik için Çok Taraflılığın Güçlendirilmesi” temasına odaklandı.

İkinci oturum ise BRICS Plus/Outreach formatında “BRICS ve Küresel Güney-Birlikte Daha İyi Bir Dünya İnşa Etmek” başlıklı toplantı olarak düzenlendi.

Zirve bu yıl ilk kez genişletilmiş bir formatta gerçekleştirildi ve Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika’ya ek olarak, Mısır, İran, Birleşik Arap Emirlikleri ve Etiyopya da birliğe katıldı.

Bloomberg: BRICS zirvesi, Batı’nın Rusya’yı tecrit etme çabalarına meydan okuyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Modi ve Xi’yi buluşturan Putin, BRICS’ten istediği zaferi aldı

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ve Hindistan Başbakanı Narendra Modi, çarşamba günü Rusya’da düzenlenen BRICS zirvesini, dünyanın en kalabalık iki ülkesi arasında yıllarca süren düşmanlığın ardından daha uyumlu bir ilişki kurma hedeflerini sergilemek için değerlendirdiler.

Beş yıldır resmi görüşme yapmayan Xi ve Modi arasındaki toplantı, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Batı’nın Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’yı izole etmekte başarısız olduğunu göstermek için kullandığı zirvenin en önemli olaylarından biriydi.

Zirvenin sonuç bildirisinde BRICS ülkeleri arasında, dolara alternatif bir ödeme sistemi de dahil, ticareti kolaylaştırmayı amaçlayan bir dizi proje sıralandı, ancak ayrıntılar ya da zaman çizelgesi yer almadı.

Yeni Delhi’nin tartışmalı Himalaya sınırında dört yıldır süren askeri gerginliği çözmek üzere Pekin ile anlaşmaya vardığını duyurmasından sadece iki gün sonra Xi, Modi’ye iletişim ve işbirliğini artırmaları ve farklılıkları etkin bir şekilde yönetmeleri gerektiğini söyledi.

Çin devlet televizyonu CCTV’nin haberine göre Xi, “Çin ve Hindistan’ın tarihin akışını ve ilişkilerinin gelişim yönünü doğru bir şekilde kavraması iki ülkenin ve halkların temel çıkarına olacaktır” dedi.

Buna karşılık Modi Xi’ye sınırlarında barış ve istikrarın korunmasının öncelik olması gerektiğini ve karşılıklı güven, saygı ve duyarlılığın ilişkilerin temelini oluşturması gerektiğini söyledi.

Hindistan devlet televizyonu Doordarshan’da yayınlanan yorumlarında Modi Xi’ye “Son dört yılda gündeme gelen konular üzerinde anlaşmaya varılmasını memnuniyetle karşılıyoruz” dedi.

Bugün dünya nüfusunun %45’ini ve küresel ekonominin %35’ini oluşturan BRICS grubunun zirvesi Washington’daki Uluslararası Para Fonu ve Dünya Bankası yıllık toplantılarıyla aynı döneme denk geldi

BRIC terimini 2001 yılında ortaya atan eski Goldman ekonomisti Jim O’Neill Reuters’e verdiği demeçte, Çin ve Hindistan bu kadar bölünmüş kaldığı sürece BRICS kulübü için çok az iyimser olduğunu söyledi.

O’Neill Reuters’e verdiği demeçte, “Bana temelde, özellikle Rusya gibi gürültücü ülkelerin yanı sıra Çin gibi önemli gelişmekte olan ülkelerin bir araya gelip ABD’nin dahil olmadığı bir şeyin parçası olmanın ne kadar iyi olduğunu ve küresel yönetişimin yeterince iyi olmadığını vurgulayabilecekleri sembolik bir yıllık toplantı gibi görünüyor” dedi.

Ancak Hindistan ve Çin liderlerinin tokalaşması ve zirve öncesinde sınır sorununu aşmaya yönelik adımları Batı kamuoyunu şaşırttı.

Sonuç bildirgesinden öne çıkanlar

Batı’nın kendisini izole etme çabalarına karşı Putin, Volga kıyısındaki Kazan kentinde düzenlenen zirvede Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan’ın da aralarında bulunduğu 20’den fazla lideri ağırladı.

Ayrıca Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres’in de zirveye katılması Putin’in mesajını güçlendirdi.

Her ne kadar sonuç bildirgesinde Ukrayna krizi ile ilgili ayrıntılı ifadeler yer almasa da, savaş liderlerin gündemindeydi. Modi, Putin’e Ukrayna’da barış istediğini söyledi. Xi Jinping ve arabuluculuk yapmaya çalışan Birleşik Arap Emirlikleri lideri Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan Putin’le kapalı kapılar ardında yaptığı görüşmelerde Ukrayna’daki savaşı da görüştü.

Zirvenin 43 sayfalık sonuç bildirisi jeopolitik ve narkotik konulardan yapay zekâya ve hatta büyük kedilerin korunmasına kadar geniş bir yelpazeyi kapsadı, ancak bildiride Ukrayna’dan sadece bir kez bahsedildi.

Kazan deklarasyonunda “Çatışmanın diyalog ve diplomasi yoluyla barışçıl bir şekilde çözülmesini amaçlayan ilgili arabuluculuk ve iyi niyet misyonu önerilerini takdirle not ediyoruz” denildi.

Bildiride ayrıca Gazze Şeridi ve Batı Şeria’da ateşkes çağrısı yapıldı ve İsrail’in insani yardım operasyonlarına, tesislerine, personeline ve dağıtım noktalarına yönelik saldırıları kınandı.

Alternatif ödeme sistemleri konusunda ise çok az ayrıntı vardı, ancak BRICS liderleri bu sistemlerin geliştirilmesine ilgi duyduklarını ifade ettiler ve merkez bankacılarına bir sonraki başkanlık döneminde rapor vermeleri talimatını verdiler.

Nüfus artışı, kentleşme, sermaye birikimi ve verimlilik artışını kilit faktörler olarak gösteren Putin, “BRICS’in küresel ekonomideki öncü rolüne yönelik eğilim daha da güçlenecek” dedi.

Çin ve Hindistan, Moskova’nın en büyük döviz geliri olan Rusya petrolünün yaklaşık %90’ını satın alıyor. Rusya dünyanın en büyük ikinci petrol ihracatçısı konumunda.

Liderler BRICS’in kurumsal gelişimini daha da ilerletmeye çalışacaklarını söyledi ancak BRICS’in genişletilip genişletilmeyeceği konusunda netlik sağlanmadı.

Putin, 30’dan fazla devletin gruba katılmaya ilgi gösterdiğini ancak herhangi bir genişlemede dengenin sağlanmasının önemli olduğunu belirtti.

Hint akademisyen Harici’ye değerlendirdi: ‘BRICS, Hindistan-Çin gerilimini yatıştıran bir platform’

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English