Bizi Takip Edin

Diplomasi

Macron ile Scholz Ukrayna gerilimini konuşacak

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Ukrayna’daki savaşla ilgili karşılıklı suçlamalar ve kamuoyu önündeki sert tartışmalarla bozulan Fransız-Alman ilişkilerini onarmak için Berlin’de.

Financial Times’a göre Fransa Cumhurbaşkanı ile Almanya Şansölyesi Olaf Scholz arasındaki tartışma öyle bir boyuta ulaştı ki müttefikler, kritik bir dönemeçte Avrupa’nın birliğinin baltalanmasından korkuyor. 

Gerilim artık o kadar büyük ki her iki ülkede de kamuoyunu ilgilendiren bir mesele haline geldi.  Almanya’da muhalefetteki Hıristiyan Demokratların (CDU) dışişleri sözcüsü Jürgen Hardt bu hafta Scholz’a Alman ve Fransız liderlerin ‘kamuoyu önünde tartışmaktan kaçınma’ alışkanlıklarını neden terk etmiş göründüklerini sordu.

Hardt, Federal Meclis’te Şansölye ile yaptığı soru-cevap oturumunda, “Stratejideki bu değişikliğin bir nedeni var mı, yoksa bu sadece bir defaya mahsus bir gaflar dizisi mi?” diye sordu.

Scholz ise ortada bir sorun olduğunu reddetti. Alman lider, ‘tekil konularda anlaşmazlığa düşse bile’ iki ülkenin her zaman birlikte çalıştığını söyledi.

Polonya Başbakanı Donald Tusk da cuma günkü (15 Mart) toplantıya katılacak ve Ukrayna’yı desteklemek için birlik ve Batı kararlılığı imajı yansıtmayı amaçlayacak. Fakat Scholz ve Macron önce ikili bir görüşme yapacaklar ve bu görüşmenin aralarındaki bozuk ilişkileri onarmak için tasarlandığı ileri sürülüyor.

Bundestag’ın Avrupa komitesi başkanı Yeşil milletvekili Anton Hofreiter, “Bu bir Fransız-Alman sorunu değil; bu bir Macron-Scholz sorunu. Ama yine de diğer her şey üzerinde büyük bir etkisi var,” dedi.

Macron’un Batının Ukrayna’ya asker göndermeyi göz ardı etmemesi gerektiğini söylemesiyle gerilim iyice su yüzüne çıktı. Bu fikir Scholz’un yanı sıra ABD ve Hollanda gibi diğer müttefikler tarafından da reddedildi.

Macron’a yakın bir kişinin FT’ye aktardığına göre bu yorumların nedeni Macron’un Rusya’nın savaşı kazanmasına izin vererek Avrupa’nın ‘uyurgezerlikle bir felakete sürüklenebileceği’ yönündeki inancının giderek güçlenmesiydi.

Alman ve Fransız yetkililer bu anlaşmazlığın, Batılı müttefikler arasında Ukrayna konusunda geniş çaplı bir fikir birliği olduğu gerçeğini maskelediğini ileri sürdü.

Almanya sınırına yakın Alsace bölgesinde Macron’un Rönesans partisinden milletvekili olan Brigitte Klinkert, “Ukrayna konusunda hedeflerimiz aynı ve konunun pek çok yönü üzerinde hemfikiriz,” dedi. Klinkert, Macron ve Scholz’un ortalama 48 saatte bir konuştuklarını da sözlerine ekledi. 

Fakat Scholz’un partisi Sosyal Demokratların (SPD) dış politika sözcüsü Nils Schmid, “Sorun şu ki, [Macron’un] bir sonraki fikrinin ne olacağını asla tam olarak bilemiyorsunuz,” dedi.

Öte yandan yetkili farklılıkların abartıldığını söylüyor. Schmid, ikilinin Ukrayna’yı AB üyeliği yoluna sokmak için birlikte yakın çalıştıklarını ve Macaristan’ın Kiev’e yönelik büyük bir AB yardım paketine karşı direncini birlikte aştıklarını belirtti.

Sözcü, “Bir taraf diğer tarafın tüm fikirlerini müthiş bulmak zorunda değil. İyi bir ilişkide işler böyle yürür,” dedi.

Diplomasi

Rutte’den Trump’a ‘Ukrayna’yı Rusya lehine anlaşmaya zorlamama’ çağrısı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Washington’da ABD Başkanı Donald Trump’ın yakın çevresiyle görüşerek, Ukrayna’yı Rusya lehine barış anlaşmasına zorlamama çağrısı yapacak. Rutte, böyle bir anlaşmanın Avrupa’nın güvenliğini tehlikeye atacağını savunuyor.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD’yi Ukrayna’yı iradesi dışında bir barış anlaşmasına zorlamaması konusunda “uyaracak”.

Financial Times gazetesine hazırlıklar hakkında bilgi veren üç yetkiliye göre Rutte, Trump’ın yakın yardımcılarıyla yapacağı görüşmelerde, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i “yatıştıracak adaletsiz bir barış anlaşmasının Moskova’nın Avrupa’ya yönelik tehdidini artıracağını” savunacak.

Rutte’nin uzun süredir planlanan Washington ziyareti, öncelikli olarak haziran ayındaki NATO liderler zirvesi hazırlıklarına odaklanıyor.

Kaynaklar, Rutte’nin Trump’ın savunma bakanı Pete Hegseth, Dışişleri Bakanı Marco Rubio ve ulusal güvenlik danışmanı Mike Waltz ile yapacağı görüşmelerde, mevcut çözüm önerilerinin Kiev’e dayatılması halinde Avrupa’nın güvenliğinin de risk altında olacağını vurgulayacağını belirtti.

Bir NATO diplomatı, “Temel mesaj, Amerikalıların tehlikede olanı anlamasını sağlamak,” dedi.

Kaynaklar, Rutte’nin ayrıca NATO’nun Avrupa savunma yükünün ABD’den Avrupalı ordulara daha fazla kaydırılmasının en iyi nasıl koordine edileceğini de görüşeceğini aktardı.

Ukrayna’nın Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanımayı reddetmesi Washington’ı kızdırdı

Diğer Batılı liderler de Trump’ın sert tutumunu değiştirme yönündeki çabalarını artırıyor.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in sözcüsü, bugün yaptığı açıklamada, von der Leyen’in cumartesi günü Papa Francis’in cenaze töreninde Trump ile konuşma fırsatını “değerlendireceğini” söyledi.

Avrupa ülkeleri, Trump’ın Rusya’nın Kırım üzerindeki kontrolünü tanıma konusundaki ısrarının, Beyaz Saray Moskova’ya yaklaşırken kendilerini Beyaz Saray ile karşı karşıya getireceğinden endişe ediyor.

Öte yandan Kremlin Dmitriy Peskov, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Trump’ın tavrının “tamamen Rusya’nın pozisyonuyla örtüştüğünü” söyledi.

TASS ajansının aktardığına göre Peskov, “Devlet Başkanı Putin, ülkemizin çıkarlarını güvence altına alırken barışın sağlanmasını destekliyor. Bu zorunlu bir koşul,” ifadesini kullandı.

Peskov ayrıca, ABD’nin geçen hafta Paris’te Ukrayna ve müttefiklerine sunduğu planın bir parçası olan Ukrayna’daki bir Avrupa barış gücü varlığını kabul etmeyi reddetti.

Trump’ın özel elçisi Steve Witkoff’un bu hafta Moskova’da Putin ile bu yıl dördüncü kez görüşmesi bekleniyor.

Rusya’dan Kiev’e aylar sonra en büyük saldırı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Rusya’dan Kiev’e aylar sonra en büyük saldırı

Yayınlanma

Rusya, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e aylar sonraki en büyük füze ve İHA saldırısını gerçekleştirdi. Konutları hedef alan saldırıda en az 9 kişi hayatını kaybederken, 70’ten fazla kişi yaralandı.

Ukraynalı yetkililer, Rusya’nın dün gece başkent Kiev’e düzenlediği ve aylardır yaşanan en ölümcül ve en büyük bombardıman olarak nitelendirilen hava saldırılarında en az 9 kişinin hayatını kaybettiğini, 70’ten fazla kişinin ise yaralandığını açıkladı.

Ukrayna Devlet Acil Durum Servisi, balistik füzeler ve i̇haların yaklaşık 4 milyon nüfuslu Kiev’deki apartman binalarını hedef alması sonucu altısı çocuk olmak üzere 42 kişinin hastaneye kaldırıldığını bildirdi.

Financial Times gazetesinin aktardığına göre saldırılar, ülkenin yedi farklı bölgesindeki diğer şehirlere de ulaştı.

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Sibiga, yaptığı açıklamada, saldırının ve Moskova’nın Ukrayna’dan kendi bölgelerinden güçlerini çekmesini talep eden “maksimalist taleplerinin”, “barışın önündeki engelin Ukrayna değil, Rusya olduğunu gösterdiğini” iddia etti.

Sibiga, X platformundan yaptığı paylaşımda, “Baskı Kiev’e değil, Moskova’ya uygulanmalı,” ifadelerini kullandı.

Kiev Şehri Askeri İdaresi Başkanı Timur Tkaçenko ise, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, Rus füzeleri ve i̇halarının büyük yıkıma yol açtığını ve birçok konut binasında yangın çıkardığını bildirdi.

ABD Başkanı Donald Trump, dün Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’i barışı sağlamak için taviz vermeyi reddettiği ve Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanıması önerisine uymadığı gerekçesiyle tepki göstermişti.

Trump, Truth Social hesabından yaptığı paylaşımda Zelenskiy hakkında, “Barış yapabilir ya da ülkenin tamamını kaybetmeden önce üç yıl daha savaşabilir,” ifadelerini kullandı.

Trump, “Bir anlaşmaya çok yakınız, ancak ‘oynayacak kartı olmayan’ adam artık nihayet bunu yapmalı,” diye ekledi ve Ukrayna için durumu “vahim” olarak nitelendirdi.

Çarşamba günü ilerleyen saatlerde Trump, Washington’daki Oval Ofis’te basın mensuplarına yaptığı açıklamada Zelenskiy ile “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’den daha kolay başa çıkabileceğini düşündüğünü” ancak “şimdiye kadar daha zor olduğunu” belirtti. Rusya’nın saldırısı, Trump konuşurken Kiev’de gece yarısından sonra başladı.

Ukrayna’nın Kırım’ı Rusya toprağı olarak tanımayı reddetmesi Washington’ı kızdırdı

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Pekin, Washington ile müzakere iddialarını yalanladı, ‘önce tarifeleri kaldırın’ dedi

Yayınlanma

Pekin, dünyanın iki ekonomik süper gücü arasındaki ticaret savaşına ilişkin Çin’in şimdiye kadarki en güçlü yorumlarından birini yaparak, ABD’yi ticaret görüşmeleri istiyorsa “tüm tek taraflı tarife önlemlerini tamamen iptal etmeye” çağırdı.

Pekin yönetimi perşembe günü yaptığı açıklamada ayrıca, Washington’dan gelen son yumuşama işaretlerine rağmen, “şu anda Çin ile ABD arasında herhangi bir ekonomik ve ticari müzakere olmadığını” söyledi. ABD Hazine Bakanı Scott Bessent geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada ticaret savaşının “sürdürülebilir olmadığını” ve “her iki tarafın da gerilimi düşürmesi gerektiğini” söylemişti.

Çin Ticaret Bakanlığı sözcüsü He Yadong, “Tek taraflı gümrük vergisi önlemleri ABD tarafından başlatıldı,” dedi. “ABD sorunu gerçekten çözmek istiyorsa, Çin’e karşı tek taraflı gümrük vergisi önlemlerini tamamen iptal etmeli ve farklılıkları eşit diyalog yoluyla çözmenin bir yolunu bulmalıdır” diye ekledi.

Pekin, iki ülke ekonomileri arasında sert bir ayrışmaya yol açma tehdidi taşıyan krizi yatıştırmak için ilk hamleyi ABD’nin yapması gerektiğini savunuyor.

ABD Başkanı Donald Trump bu ay Çin’e yüzde 145 oranında ek gümrük vergisi getirmiş, Pekin de buna yüzde 125 oranında gümrük vergisiyle karşılık vermişti.

Trump o zamandan beri akıllı telefonlar, yarı iletkenler ve elektronik ürünler için muafiyetler tanıyarak ve ABD ile Çin’in “her gün” doğrudan temas halinde olduğunu iddia ederek bazı önlemleri yumuşatmaya başladı.

Salı günü Başkan, gümrük vergilerinin “önemli ölçüde” düşeceğini ve bir anlaşmanın “oldukça hızlı” bir şekilde yapılacağını söyledi.

Beyaz Saray, Çin’e uygulanan gümrük vergilerini düşürmeyi değerlendiriyor

Ancak Çin Dışişleri Bakanlığı perşembe günü yaptığı açıklamada Çin ve ABD’nin bir anlaşmaya yaklaştığına dair haberlerin “yalan haber” olduğunu söyledi.

Bakanlık sözcüsü Guo Jiakun, “Çin ve ABD arasında, bırakın bir anlaşmaya varmayı, gümrük tarifelerine ilişkin herhangi bir istişare ya da müzakere dahi yapılmamıştır” dedi.

Ticaret bakanlığı sözcüsü He, bir sorunu yaratan kişinin onu çözmesi gerektiği anlamına gelen bir Çin atasözüne atıfta bulunarak, “[kaplana] zili bağlayan kişi onu çözen kişi olmalıdır” dedi.

Pekin’in “istişarelere ve diyaloğa açık bir tutum” sergilediğini ancak “baskı, tehdit ve şantajın Çin ile ilişki kurmanın doğru yolları olmadığını” söyledi.

“Ticaret savaşı ABD’nin tek taraflı olarak başlattığı bir savaş… Müzakere etmek istiyorlarsa, samimiyet göstermeli ve eşit diyalog ve istişarelerin doğru yoluna geri dönmeliler” dedi.

Bessent salı günü yaptığı açıklamada, ticaret savaşındaki herhangi bir gerilemenin karşılıklı olması gerektiğini belirterek, Trump’ın Çin mallarına uygulanan vergileri tek taraflı olarak düşürebileceği yönündeki haberleri yalanladı.

Çinli analistler, ABD’nin yüksek gümrük vergileri uygulamasının Pekin’in krizi yatıştırmak için bir yol bulmasını zorlaştırdığını savunuyor.

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, öncesinde bir anlaşmaya varmak için kapsamlı müzakereler yapılmadığı sürece, ticaret savaşı konusunda Trump’la kişisel olarak temas kurmakta zorlanacağını söylüyorlar.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English