İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin Akdeniz’den alınan sığınmacıları Arnavutluk’a gönderme yönündeki tartışmalı planı, Roma göçmenlik mahkemesinin ilk göçmen grubunun açık denizde gözaltında tutulmasını reddetmesinin ardından ciddi bir darbe aldı.
Roma mahkemesinin göçmenlik bölümü verdiği kararda, Arnavutluk’ta tutulan ve aslen Bangladeş ve Mısır’dan gelen 12 erkek göçmenin, “gözaltına alınan kişilerin menşe ülkelerinin ‘güvenli ülke’ olarak tanınmasının imkansızlığı” nedeniyle “İtalya’ya götürülme hakkına sahip olduğuna” hükmetti.
Karar, Avrupa Adalet Divanı’nın bu ay aldığı ve ülkelerin sınır dışı edilmelerine karar vermek amacıyla “kısmen güvenli” olarak kabul edilemeyeceğine hükmeden yeni bir karara dayandırıldı.
Bir İtalyan yetkili 12 kişinin daha ileri işlemler için ülkeye getirileceğini doğruladı.
Karar, sığınmacı adaylarını Arnavutluk’taki toplama merkezlerinde tutma planını, Akdeniz’den düzensiz göçmen akınını azaltma vaadini yerine getirmenin bir yolu olarak lanse eden Meloni için önemli bir siyasi darbe oldu.
Meloni’nin dışında, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in “ders çıkarılması gereken bir örnek” olarak tanımladığı ve Birleşik Krallık Başbakanı Keir Starmer’ın kısa süre önce Roma’da İtalyan liderden daha fazla ayrıntı istediği planı uluslararası alanda da büyük ilgi görmüştü.
Meloni: Güvenli ülke kararı yargıya değil, hükümete ait
Meloni, karardan duyduğu üzüntüyü dile getirdi fakat bunun sadece geçici bir aksama olacağını savundu. Lübnan’a yaptığı resmi bir ziyaret sırasında yaptığı açıklamada başbakan, “İtalyanlar benden yasadışı göçü durdurmamı istediler ve ben de elimden geleni yapacağım. Tüm Avrupa’nın İtalya’nın yapmaya çalıştığı bir şeye baktığı bir zamanda, her zaman olduğu gibi tekerleklere çomak sokmaya çalıştığımız için üzgünüm,” dedi.
Meloni, yeni yasal engellerin nasıl aşılacağını görüşmek üzere bugün (21 Ekim) günü acil bir kabine toplantısı düzenleyeceğini de belirtti.
Başbakan, “Hangi ülkelerin güvenli olup olmadığını belirlemenin yargıçların yetkisinde olduğunu sanmıyorum; bu hükümetin yetkisinde. Belki de hükümetin güvenli ülke ile neyin kastedildiğini daha iyi açıklığa kavuşturması gerekiyor,” ifadelerini kullandı.
Yeni kararname hazırlığı
Meloni hükümeti, Roma mahkemesinin kararının ardından, İtalya-Arnavutluk göç modelinin uygulanmasının önündeki yasal engelleri aşmak için güvenli ülkeler listesinde değişiklik yapılmasına yönelik bir kararname üzerinde çalışıyor.
Corriere della Sera’nın haberine göre Dışişleri, İçişleri ve Adalet bakanlıklarının hafta sonu kararname taslağını hazırladıkları ve güvenli ülkeler listesinin her altı ayda bir güncellenmesini önerdikleri söyleniyor.
Adalet Bakanı Carlo Nordio da pazar günü La Repubblica’ya verdiği mülakatta, “Güvenli ülke tanımı yargıya bırakılamaz; uluslararası hukuk çerçevesinde de olsa bu siyasi bir karardır,” dedi.
Sağcı koalisyondan mahkeme kararına tepki
Meloni’nin sağcı İtalya’nın Kardeşleri partisinden Senatör Lucio Malan, mahkemenin kalan 12 göçmeni İtalya’ya geri gönderme kararını “skandal” olarak nitelendirdi.
Senatonun dış ilişkiler komitesinde yer alan senatör, X’e yazdığı mektupta, “Bazı siyasallaşmış yargıçlar güvenli menşe ülke olmadığına karar verdiler. Yasadışı yollardan giriş yapanları gözaltına almak imkansızdır; yasadışı göçmenleri ülkelerine geri göndermek yasaktır. İtalya’nın sınırlarını ortadan kaldırmak istiyorlar: buna izin vermeyeceğiz,” diye ekledi.
Meloni’nin partisi tarafından yapılan basın açıklamasında da, yargının bir bölümü “siyasallaşmakla” ve “bu hükümete karşı çıkmaya” çalışmakla suçlandı.
Başbakan Yardımcısı Matteo Salvini’nin partisi sağcı Lega ise, mahkeme kararını “kabul edilemez” olarak nitelendirdi.
İçişleri Bakanı Matteo Piantedosi cuma günü öğleden sonra düzenlediği basın toplantısında hükümetin karara bir üst mahkemede itiraz edeceğini söyledi.
Roma, Arnavutluk’taki merkezler için 60 milyon avro harcadı
İtalya, geçen çarşamba günü ilk 16 göçmenin gelişiyle resmen faaliyete geçen Arnavutluk merkezlerini inşa etmek ve donatmak için şimdiye kadar en az 60 milyon avro harcadı.
Meloni ve Arnavutluk Başbakanı Edi Rama arasında geçen yıl varılan anlaşma, İtalyan yetkililer sığınma taleplerini işleme koyarken İtalya’nın Arnavutluk’ta 3.000 kadar göçmeni tutacak iki göçmen gözaltı merkezi inşa etmesine izin verdi.
Anlaşmaya göre bu merkezlerde sadece İtalya’nın potansiyel geri dönüşler için “güvenli” kabul ettiği ülkelerden gelen sağlıklı yetişkin erkekler tutulacaktı.
Geçerli sığınma talepleri olduğu tespit edilenlere İtalya’da sığınma hakkı verilirken, yasadışı göçmen olduklarına karar verilenler hızlandırılmış bir süreçle menşe ülkelerine geri gönderilecek.
Son günlerde İtalyan yetkililer tarafından Akdeniz’de kurtarılan yüzlerce kişi arasından seçilen bu ilk gruptan dördü hemen Arnavutluk’ta tutulmaya uygun görülmedi ve ikisi reşit olmadığı düşünülerek, ikisi de tıbbi nedenlerle İtalya’ya götürüldü.
İtalya’nın “kısmen güvenli üçüncü ülkeler” kumarı
Merkezlerin açılışına hazırlanmak amacıyla İtalya bu yılın başlarında aralarında Bangladeş ve Mısır’ın da bulunduğu 22 ülkeyi, Mısır’daki siyasi muhalifler ve Tunus’taki LGBT bireyler gibi bazı istisnalar dışında, geri dönüşler için güvenli olarak belirlemişti.
İtalya’nın belirlediği ülkeler şunlardı: Arnavutluk, Cezayir, Bangladeş, Bosna Hersek, Kamerun, Cape Verde, Kolombiya, Gambiya, Gürcistan, Gana, Mısır, Fildişi Sahili, Kosova, Nijerya, Kuzey Makedonya, Karadağ, Fas, Peru, Senegal, Sırbistan, Sri Lanka, Tunus.
Bununla birlikte Avrupa Adalet Divanı, Avrupa hukukunun ülkelerin “kısmen güvenli” olarak sınıflandırılmasına izin vermediğine hükmetti ve bu da Roma mahkemesinin kararını şekillendirdi.
Bununla birlikte 2026 yılında yürürlüğe girecek olan yeni AB kuralları, ülkelerin bazı bölgeler veya bazı insan kategorileri için istisnalar dışında güvenli olarak tanımlanmasına izin verecek.
Financial Times’a konuşan bir AB diplomatı, İtalya’nın birliğin göç ve sığınma anlaşmasının bu bölümünün uygulanmasını ilerletmeye çalıştığını söyledi.
Ursula von der Leyen, bu hafta AB liderlerine gönderdiği bir mektupta, güvenli ülkeler konseptinin revizyonunu 2025’e kadar öne çekmeyi taahhüt etmişti.