Bizi Takip Edin

Ortadoğu

Muhalefet, İsrail hükümetinin ABD’ye tepkisinden rahatsız

Yayınlanma

Gazze’deki savaşın nasıl yönetileceği konusunda Tel Aviv ve Washington arasında büyüyen anlaşmazlık, İsrail koalisyonunun ABD’ye tepkisine yol açarken muhalifler ve bazı koalisyon üyeleri, Netanyahu ve aşırı sağcı bakanların ABD’ye tepkisini eleştiriyor. İsrail ordusu ise Refah dahil planlanan saldırılar için yeterli silahları olduğunu söylüyor.

ABD Başkanı Joe Biden’ın Refah’a yönelik kapsamlı bir saldırı durumunda silahlar sevkiyatını durdurma tehdidi İsrail Başbakan Binyamin Netanyahu’ya yönelik sert eleştirilere yol açarken, muhalifler hem Netanyahu’nun ABD ile ilişkileri ele alış biçimini hem de aşırı sağcı müttefiklerinin İsrail’in en yakın müttefikine yönelik “aşağılayıcı” suçlamalarını eleştirdi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu Tel Aviv’e silah sevkiyatını kesen ABD yönetimine yayımladığı görüntülü mesajla dolaylı cevap verdi. Netanyahu mesajda İsrail’in bağımsızlığını ilan ettiği 1948’e oranla daha güçlü olduğunu söyledi, “Yalnız durmamız gerekiyorsa yalnız duracağız. Daha önce de söylediğim gibi gerekirse tırnaklarımızla mücadele edeceğiz” ifadelerini kullandı.  İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant da ABD’ye dolaylı yanıt vermeyi tercih ederek “İsrail devletine boyun eğdirilemeyeceğini” söyledi.

Koalisyonun diğer üyeleri ise ABD’ye verdikleri tepki de daha dolaysız yollar seçti. Maliye Bakanı Bezalel Smotrich, Gazze’nin “tamamen işgal etmesi” çağrısı yaptı. Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir de “Hamas Biden’ı seviyor” ifadelerini kullandı.

The Times of Israel’in haberine göre, muhalefet lideri Yair Lapid, Radyo 103FM’e verdiği demeçte İsrail hükümetinin iki ülke arasındaki anlaşmazlığı ele alış biçimini eleştirdi.  “Savaş zamanında bunun kamuya açık bir anlaşmazlık haline gelmesinin sorumlusu tamamen hükümettir. İşlerin bu noktaya gelmemesi gerekiyordu” diyerek hükümetin ikili ilişkileri “başarısız bir şekilde yönetmesini” kınadı.

Lapid, Netanyahu’dan Ben Gvir’i görevden alması istedi, bunu yapmamanın “IDF’deki her askeri ve İsrail devletindeki her vatandaşı tehlikeye attığını” belirtti.

İşçi Partisi’nin görevden ayrılan başkanı Merav Michaeli de Netanyahu ve hükümetini hedef alan bir tweet atarak “İsrail’in stratejik durumunu daha da kötüleştirmeye ve bizi varoluşsal tehlikeye daha da yaklaştırmaya devam ediyorlar. Netanyahu’nun görevde olduğu süre boyunca yaptığı şey buydu. Şimdi her şey herkesin görebileceği şekilde ortada ve yardımcısı da sadece ‘buraların patronu benim’ diye bağırmayı bilen utanç verici mahalle delikanlısı” diye yazdı. Michaeli, “Netanyahu İsrail için tehlikeli” diye de ekledi.

Ordu: Yeterli silahımız var

Öte yandan İsrail Ordu Sözcüsü Daniel Hagari, Biden yönetiminin Tel Aviv’e silah sevkiyatını kesmesinin ardından, yaklaşık 1,5 milyon yerinden edilmiş Filistinlinin sığındığı Gazze Şeridi’nin güneyindeki Refah kenti dahil planlanan saldırılar için “yeterli silahlarının” olduğunu söyledi.

Hagari, basın toplantısında, ordunun Refah’taki saldırısının kentin tamamıyla değil, yalnızca kentin doğusuyla sınırlı olduğunu iddia etti. ABD’nin şimdiye kadar İsrail’e ve ordusuna ciddi güvenlik yardımları sağladığını kaydeden Hagari, “Ordunun, planladığı görevler ve ayrıca Refah’taki görevler için yeterli silahı var. İhtiyacımız olan şeye sahibiz” dedi. İsrail Genelkurmay Başkanı Herzi Halevi’nin ABD Merkez Kuvvetler (CENTCOM) Komutanı General Michael Erik Kurilla ile her gün konuştuğunu belirterek, “Aramızda anlaşmazlıklar olsa dahi bunları kapalı kapılar ardında çözüyoruz” ifadesini kullandı.

Times of Israel’e göre İsrail, 7 Ekim’de savaşın başlamasından bu yana havadan ve denizden saldırı için kullandığı silah ve mühimmatın neredeyse tamamını ABD’den aldı. Ancak Netanyahu’nun “İsrail’i dışa bağımlılıktan kurtaracak çok yıllı bir plan” açıklamasına rağmen, ocak ayı itibariyle savunma sanayindeki kaynaklar, bugüne kadar yeni üretim hatları için hiçbir hazırlık yapılmadığını veya fabrikaların ithalata güvenmek yerine yerel üretim kapasitelerini genişletmeleri için talimat verilmediğini söyledi.

İsrail Evimiz Partisi’nden Milletvekili Evgeny Sova, “ABD ile ilişkilerimiz İsrail’in güvenlik konseptinin en güçlü çıpasıdır. Bunu anlamayanlar ya da saçma sapan konuşup ilişkilerimize kasten zarar verenler İsrail’in güvenliğine de zarar veriyor. Hükümet üyelerinin ABD’ye yönelik aptalca tweetleri bize stratejik zarar veriyor. Sorumluluk, 7 Ekim’den önce başlayan bu seli durdurmadığı için öncelikle Başbakan Netanyahu’ya ait” dedi.

Koalisyonda çatlak sesler…

Netanyahu ve müttefiklerine yönelik eleştiriler sadece muhalefetten değil, aynı zamanda kendi koalisyonunun üyelerinden de geldi; Ulusal Birlik Milletvekili Matan Kahana “Amerikalılarla ilişkiler, Refah’taki IDF operasyonu örneğinde olduğu gibi, yerimizde durmamıza izin verecek şekilde yönetilmelidir. Gereksiz ve aptalca açıklamalar ve Amerikalılarla mutabık kalınan kararlara uyulmamasından kaynaklanan güven zedelenmesi, önemli anlarda ve olaylarda yerimizi koruma kabiliyetimize zarar veriyor” açıklamasını yaptı.

Kahana, “İsrail’in Gazze’ye yardım konusunda “ayak sürümesi” dostumuzla aramızdaki güvenin ihlalidir. Başkan Biden’a karşı saldırgan ifadeler ve görevdeki bir başkana karşı Amerikan iç siyasetine gereksiz müdahaleler de öyle” ifadelerini kullandı.

Ulusal Birlik’in bir diğer Milletvekili Pnina Tamano-Shata da The Times of Israel’e verdiği demeçte “Netanyahu’nun Amerikan hükümetiyle olan anlaşmazlıkları kamuoyuna yansımadan önce kapalı kapılar ardında çözmesinin daha iyi ve gerekli olduğunu” söyledi.

Ortadoğu

İran, Rus kredisiyle yeni nükleer santral kuracak

Yayınlanma

Buşehr Nükleer Santrali

İran, Rusya’nın sağlayacağı finansman desteğiyle yeni bir nükleer santral inşa etmeye hazırlanıyor. Anlaşma, İran-Rusya Ortak Ekonomik İşbirliği Komisyonu’nun Moskova’daki toplantısında duyuruldu.

İran’ın resmi haber ajansı IRNA’ya göre, İran-Rusya Ortak Ekonomik İşbirliği Komisyonu’nun 18’inci toplantısı için Moskova’da bulanan İran Petrol Bakanı Paknejad, toplantının kapanış oturumunda konuştu.

Komisyon toplantısının dostluk ve karşılıklı anlayış atmosferinde geçtiğini belirten Paknejad, İran ile Rusya’nın, “nükleer enerjinin barışçıl kullanımı, yeni nükleer enerji tesislerinin inşası ve Moskova’nın sağlayacağı kredi ile Buşehr Nükleer Santrali’nin ikinci ve üçüncü fazlarının tamamlanması konusunda işbirliğini sürdüreceğini” kaydetti.

Paknejad, “Taraflar arasındaki anlaşmaya göre, Moskova’dan sağlanacak krediyle İran’da yeni bir nükleer enerji santrali inşa edilecek” dedi.

Enerji işbirliği petrol ve doğalgazı da kapsıyor

İran ile Rusya arasında petrol endüstrisi ile petrol ve doğal gaz sahalarının geliştirilmesinde işbirliğini güçlendirmeyi amaçlayan önceki anlaşmalara değinen Paknejad, “Tahran ve Moskova, Gazprom ile işbirliği anlaşmalarının hayata geçirilmesi ve tamamlanmasını hızlandırmayı hedefliyor” ifadelerini kullandı.

Paknejad, iki ülkenin komisyon toplantısında, bankacılık sistemi alanında kapsamlı işbirliği, ticaretin geliştirilmesi ve kısıtlamaların kaldırılması amacıyla standartların uyumlu hale getirilmesi, iş adamlarının tanışması ve ikili ticaretin kolaylaştırılması için iki ülkedeki ticaret merkezlerinin güçlendirilmesi, tarım, sağlık ve gümrük alanlarında işbirliğinin güçlendirilmesi konularında da mutabakata varıldığını kaydetti.

İran Petrol Bakanı Paknejad, daha önce yaptığı açıklamada, Rusya ile 7 petrol sahasının geliştirilmesi için 4 milyar ABD doları değerinde 4 anlaşma imzaladıklarını hatırlatmıştı.

Söz konusu dört anlaşma dışında petrol ve gaz sahaları konusunda başka mutabakat zabıtaları da imzaladıklarını aktaran Paknejad, bunların sonuca bağlanıp hayata getirilmesi için teknik heyetler arasındaki müzakerelerin devam ettiğini aktarmıştı.

Dönemin İran Petrol Bakanı Cevad Ovci, Kasım 2022’de yaptığı açıklamada, doğalgaz sahalarının geliştirilmesi ve ihracatı için nakil hatları konusunda Rusya’yla 4 milyar dolar civarında bir anlaşma yaptıklarını duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Bağdat-Şam arasında Kerkük-Banyas Boru Hattı teması

Yayınlanma

Ahmed Şara’nın Bağdat’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi’ne davet edilmesinin tepkileri dinmeden Irak istihbarat başkanı liderliğinde bir heyet Kerkük-Banyas Boru Hattı için Şam’a bir heyet gönderdi.

Reuters’ın haberine göre Irak, Suriye üzerinden Akdeniz’e uzanan Kerkük-Banyas Petrol Boru Hattı’nın yeniden işler hale getirilmesi amacıyla Şam’a üst düzey bir heyet gönderdi. Irak Başbakanlık Ofisi, heyetin başkanlığını Irak Ulusal İstihbarat Servisi Başkanı’nın yaptığını duyurdu. Heyetin ziyaret kapsamında yalnızca boru hattını değil, terörle mücadele, sınır güvenliği ve ticaretin geliştirilmesi gibi başlıkları da görüşeceği belirtildi.

1950’lerde inşa edilen Kerkük-Banyas Boru Hattı, Kerkük’ten başlayarak Suriye’nin Banyas Limanı’na kadar uzanıyor. Ancak 2003’teki ABD’nin Irak işgali sırasında hat büyük oranda devre dışı kalmıştı. Hattın yeniden devreye alınması, Irak’ın ihracat rotalarını çeşitlendirmesi ve Suriye’nin enerji krizine çözüm üretmesi açısından kritik görülüyor.

Şara’nın davet edilmesi tepki çekmişti

Ziyaretin zamanlaması da dikkat çekici. Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani, bu ay Katar’da Suriye’nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile bir araya gelmişti. Bu temas, aralık ayında Beşar Esad’ın devrilmesinden bu yana iki ülke arasında gerçekleştirilen ilk üst düzey görüşme oldu.

Ahmed Şara’nın Irak’a daveti ülkeyi karıştırdı

Sudani, görüşmenin ardından Şara’yı mayısta Bağdat’ta düzenlenecek Arap Birliği Zirvesi’ne davet etti. Ancak bu davet, özellikle Şara’nın geçmişi nedeniyle Irak kamuoyunda ciddi tepkiyle karşılandı. 2003’teki ABD işgalinden sonra Irak’a Suriye üzerinden giren binlerce yabancı savaşçıdan biri olan Şara, 2005’te ABD güçleri tarafından tutuklanmış ve 2011’e kadar cezaevinde kalmıştı. Serbest kaldıktan sonra Suriye’ye dönen Şara, El Kaide bağlantılı bir grup kurarak Esad rejimine karşı savaştı; 2016’da HTŞ’yi (Heyet-i Tahrir Şam) kurdu. 2023’te Şam’da yönetimi devralarak geçici bir hükümet kurdu.

Suriye’de enerji krizi derinleşiyor

Savaşın etkisiyle çöken petrol endüstrisi nedeniyle Şam’daki geçici yönetim ciddi bir enerji kriziyle karşı karşıya. Ülke, ithalatı yerel aracılar üzerinden yapmaya çalışıyor; ancak uluslararası yaptırımlar ve finansal riskler nedeniyle kamu ihaleleri yoluyla petrol temin çabaları büyük ölçüde başarısız oldu.

Okumaya Devam Et

Ortadoğu

Trump, Suudi Arabistan ziyareti sırasında dev silah satışı önerecek

Yayınlanma

ABD, Trump’ın mayıs ayında planlanan Suudi Arabistan ziyareti sırasında 100 milyar doları aşan büyük bir silah satış paketini duyurmaya hazırlanıyor.

ABD Başkanı Donald Trump’ın mayıs ayında gerçekleştirmesi beklenen Suudi Arabistan ziyareti, Washington’un Riyad’a sunacağı 100 milyar doları aşan kapsamlı bir silah satış paketinin ilanına sahne olabilir. Reuters’a konuşan ve konuyla ilgili bilgi sahibi altı kaynak, teklifin duyurusunun bu ziyaretle birlikte yapılmasının planlandığını aktardı.

Teklifin, Biden yönetiminin Suudi Arabistan’la İsrail’in normalleşmesini kapsayan daha geniş bir anlaşma kapsamında savunma işbirliği kurma girişiminin başarısız olmasının ardından geldiği belirtiliyor. Biden yönetimi, Çin’den silah alımının durdurulması ve Çin yatırımlarının sınırlandırılması karşılığında daha gelişmiş Amerikan silahlarına erişim teklif etmişti. Trump yönetiminin bu yeni teklifte benzer koşullar sunup sunmadığı ise henüz netleşmedi.

Silah paketi dev savunma şirketlerini kapsıyor

Trump, ilk başkanlık döneminde Suudi Arabistan’a yapılan silah satışlarını ABD ekonomisi ve istihdamı açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendirmişti. Yeni teklifin içeriğinde Lockheed Martin’in C-130 nakliye uçakları, füze ve radar sistemleri gibi ileri düzey savunma ekipmanlarının yer alacağı aktarılıyor. Ayrıca RTX (eski adıyla Raytheon Technologies), Boeing, Northrop Grumman ve General Atomics gibi dev Amerikan savunma şirketlerinin de pakette yer alması bekleniyor.

Reuters, teklif edilen anlaşmaların ne kadarının yeni olduğuna dair kesin bilgi edinemedi. Ancak iki kaynak, bazı anlaşmaların uzun süredir gündemde olduğunu belirtti. Örneğin, Suudi Arabistan’ın General Atomics’in insansız hava araçlarına ilk olarak 2018’de ilgi gösterdiği aktarıldı. Bir kaynağa göre, son 12 ayda General Atomics’in MQ-9B SeaGuardian tipi SİHA’ları ve diğer hava araçlarını içeren 20 milyar dolarlık bir anlaşma öne çıktı.

Kaşıkçı cinayeti sonrası sarsılan ilişkiler yumuşuyor

ABD’nin Suudi Arabistan’a silah satışı yeni bir gelişme değil. 2017’de Trump, 110 milyar dolarlık bir paket önermişti. Ancak 2018’de gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul’da öldürülmesi sonrası Kongre, bu anlaşmaların büyük kısmına karşı çıkmıştı. Biden yönetimi ise 2021’de, hem Kaşıkçı cinayeti hem de Yemen’deki sivil kayıplar nedeniyle saldırı silahlarının satışını askıya almıştı.

Ancak 2022’de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından yaşanan enerji krizi, ABD’nin Suudi Arabistan’a yönelik tutumunda yumuşamaya neden oldu. 2024 itibarıyla ambargo kaldırıldı ve Washington, Hamas’ın 7 Ekim saldırısından sonra Suudi Arabistan ile Gazze’nin geleceği konusunda daha yakın işbirliğine yöneldi.

F-35 uçakları masada ama imza zor

Üç farklı kaynak, ziyaret sırasında Suudi Arabistan’ın uzun süredir ilgilendiği Lockheed Martin üretimi F-35 savaş uçaklarının da gündeme gelebileceğini belirtti. Ancak aynı kaynaklar, bu ziyarette doğrudan bir F-35 anlaşmasının imzalanmasının düşük ihtimal olduğunu vurguladı.

ABD, İsrail’e Arap ülkelerine göre daha gelişmiş Amerikan silahları verilmesini garanti eden “Niteliksel Askeri Üstünlük” (QME) politikasını sürdürüyor. İsrail, dokuz yıldır F-35 jetlerine sahip ve bu süre zarfında çok sayıda filo oluşturdu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English