Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

NATO’nun yeni genel sekreteri Rutte’nin ilk durağı Kiev

Yayınlanma

NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte, görevindeki ilk yurt dışı ziyaretini Ukrayna’nın başkenti Kiev’e gerçekleştirdi. Rutte, ittifakın Ukrayna’ya desteğini vurgularken, silah üretiminin artırılması ve müttefiklerin desteğinin sürdürülmesi konularına öncelik vereceğini belirtti.

NATO’nun yeni Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’nın başkenti Kiev’e ulaştı. Söz konusu ziyaret Rutte’nin NATO Genel Sekreteri sıfatıyla gerçekleştirdiği ilk yurt dışı seyahati olma özelliğini taşıyor.

Bloomberg, Rutte’nin Kiev ziyaretinin amacını ‘ittifakın Ukrayna’ya verdiği desteği somut bir şekilde göstermek’ olarak yorumladı.

Kiev’e varışında yaptığı açıklamada, silah üretiminin artırılmasının NATO için öncelikli konulardan biri olacağının altını çizdi.

Bununla birlikte Rutte, müttefik ülkeleri Ukrayna’ya desteklerini sürdürmeleri konusunda daha fazla ikna etmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.

NATO’nun yeni genel sekreteri, Ukrayna’nın gelecekte ittifaka üye olacağı konusundaki inancını da vurguladı.

Eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte, 1 Ekim tarihinde Kuzey Atlantik İttifakı’nın genel sekreterliği görevini resmen devraldı. Rutte, bu görevde 2014 yılından beri hizmet veren Jens Stoltenberg’in yerini aldı.

Öte yandan, Kremlin’den yapılan açıklamada NATO politikasında herhangi bir değişiklik beklenmediği ifade edildi.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rutte’nin Moskova tarafından ‘iyi tanındığını’ ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in kendisiyle müzakere masasında çok zaman geçirdiğini belirtti.

Peskov’un değerlendirmesine göre, Rusya ve Hollanda arasında iyi ve pragmatik ilişkiler kurma umudu vardı. Fakat Hollanda yönetimi, Moskova ile temasları tamamen dışlayan ‘oldukça uzlaşmaz’ bir tutum sergiledi.

NATO’nun genel sekreter adayı Mark Rutte kimdir?

DİPLOMASİ

Lübnan, Rusya’dan diplomatik yardım talep etti

Yayınlanma

Lübnan’ın Rusya Büyükelçisi Şevki Bu Nasır, ülkesinin Orta Doğu’daki çatışmanın çözümü için Rusya’dan diplomatik destek istediğini açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, Lübnan’a bu konuda tam destek sözü verdi.

Lübnan’ın Moskova Büyükelçisi Şevki Bu Nasır, TASS haber ajansına yaptığı açıklamada, Lübnan’ın Orta Doğu’daki çatışmanın çözümü için Rusya’dan diplomatik yardım talep ettiğini bildirdi.

Bu Nasır, Rus tarafından Birleşmiş Milletler platformu ve diğer uluslararası örgütler aracılığıyla Orta Doğu ve dünyadaki tüm ilgili taraflar ve etkili aktörlerle iletişim kurarak diplomatik çabalarını artırmasını istediklerini ifade etti.

Büyükelçi, “Moskova, Rus yetkililerin barışçıl bir çözüm için destek aramak üzere çok sayıda girişimde bulunduğunu açıkça ortaya koydu,” dedi.

Bu Nasır’ın aktardığına göre, Rusya ve Lübnan Dışişleri Bakanları Sergey Lavrov ile Abdullah Bu Habib arasında yakın zamanda gerçekleşen görüşmede, Lavrov mevkidaşına Rusya’nın Ortadoğu’daki, özellikle de Lübnan’daki çatışmayı sona erdirmek için gerekli tüm çabayı göstermeye hazır olduğunu belirtti.

Lavrov, 2 Ekim’de Moskova’da Arap büyükelçileriyle Ortadoğu’daki gerilimi ele aldı. Toplantıya katılan yetkililer, Filistin-İsrail çatışma bölgesinde acil ateşkes sağlanmasını savunarak, tüm bölge için yıkıcı sonuçlar doğurabilecek geniş çaplı bir çatışma riskinden duydukları endişeyi dile getirdiler.

Elçiler, çatışmanın sona erdirilmesi ve Orta Doğu’daki durumun normalleştirilmesi yönündeki çabalarından dolayı Rusya’ya teşekkürlerini iletti.

Stephen Walt: Netanyahu, Irak’ı işgal eden George W. Bush ile aynı büyük hatayı yapıyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Diplomasi rüzgarları: ABD’den Ukrayna’da çözüm mesajı

Yayınlanma

ABD, Ukrayna’daki savaşın diplomatik yollarla çözümünün yakın gelecekte başlayabileceğine dair umut besliyor. Bu iyimser yaklaşım, ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Kurt Campbell’ın Washington’da yaptığı konuşmada dile getirildi.

Campbell’a göre, bazı sorunların müzakere masasında çözülmesi gerektiği fikri giderek daha fazla kabul görüyor. “Umarım çok da uzak olmayan bir gelecekte kendimizi bir tür diplomatik süreç içinde bulacağız,” diyen Campbell, durumun çözümüne ilişkin beklentileri ifade etti.

Campbell ayrıca, Beyaz Saray’ın Ukrayna’ya ATACMS taktik balistik füzelerinin tedariki ya da Batı’nın Rus topraklarının derinliklerine silahla saldırması konusunda henüz yeni bir karar almadığını belirtti.

Bakan Yardımcısı, bu meselelerin ABD yönetiminde halen tartışma aşamasında olduğunu vurguladı.

Ayrıca Campbell, Rusya’nın son iki yılda savunma sanayi kapasitesini artırma hızına ilişkin endişelerini de dile getirerek “Rusya silahlı kuvvetlerinin bizi gerçekten kaygılandıran bir hız ve kararlılıkla yeniden yapılandırıldığını gördük,” diye ekledi.

Eylül ayı sonunda Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda konuşan Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, küresel toplumu barışı korumak için birleşmeye çağırdı ve barışın Ukrayna için ‘gerçek ve adil’ olması gerektiğini savundu.

Zelenskiy ayrıca ABD ziyareti sırasında, Rus birliklerinin geri çekilmesini ve Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün yeniden sağlanmasını içeren barış girişimini bir dizi dünya lideriyle görüştüğünü belirtti ve toplamda yaklaşık 100 ülkenin ve uluslararası kuruluşun barış formülünü desteklediğini vurguladı.

ABD Başkanı Joe Biden, BM Genel Kurulu’ndaki konuşmasında Batı’nın Ukrayna’ya sırtını dönmemesi gerektiğini ve ülkenin yok olmak yerine özgürlüğünü korumasını sağlamakla yükümlü olduğunu söyledi.

Daha önce Zelenskiy, Batılı müttefiklerine kış gelmeden savaşı sona erdirmeleri ve uluslararası güvenlik düzenini yeniden tesis etmeleri çağrısında bulunmuştu. Aynı zamanda Kiev, Rus topraklarını vurmak üzere uzun menzilli ABD füzelerini kullanmak için izin istedi ve saldırıların yalnızca askeri hedeflere yönelik olacağını ifade etti.

Ukrayna’dan barış için toprak tavizi sinyali

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Suudi Arabistan, OPEC+’daki ‘sahtekâr’ ülkeler nedeniyle petrol fiyatlarının 50 dolara düşebileceği uyarısını yaptı

Yayınlanma

Suudi Arabistan Petrol Bakanı, OPEC+ üyelerinin üretim kotalarına uymaması halinde petrol fiyatlarının varil başına 50 dolara kadar düşebileceği uyarısında bulundu.

Suudi Arabistan Petrol Bakanı Abdülaziz bin Selman, OPEC+ üyelerinin mutabık kalınan üretim sınırlarına uymaması halinde petrol fiyatlarının varil başına 50 dolara kadar düşebileceğini belirtti.

Bakan, anlaşmalara uymayanları ‘sahtekârlar’ olarak nitelendirdi. The Wall Street Journal, diğer kartel üyelerinin bu sözleri üstü kapalı bir tehdit ve krallığın pazar payını korumak için bir fiyat savaşı başlatmaya hazır olduğunun işareti olarak algıladıklarını yazdı.

Bakan, kotaları ihlal eden ülkeler arasında Irak’ı da saydı. S&P Global Ratings‘e göre bu ülke ağustos ayında belirlenen sınırı aşarak günde 400 bin varil fazla üretim yaptı.

Abdülaziz bin Selman ayrıca, günde 720 bin varil kapasiteli Tengiz sahasının faaliyete geçmesi nedeniyle petrol üretiminin artması beklenen Kazakistan’a da dikkat çekti.

Toplantıya katılan bir delege, “Suudi Arabistan, piyasada yer yoksa daha fazla varil eklemenin bir anlamı olmadığını ve bazılarının sessiz kalıp OPEC+ taahhütlerini yerine getirmelerinin daha iyi olacağını açıkça belirtti,” diye konuştu.

Çarşamba günü OPEC+ izleme komitesi (JMMC) bakanları, aralık ayında kısıtlamaların hafifletilmesi olasılığını görüşecek. Financial Times gazetesinin kaynaklarına göre, Suudi Arabistan’ın kış aylarından itibaren üretimi her ay 83 bin varil artırmaya başlamayı ve düşen gelirleri devlet tahvili ihraç ederek ya da döviz rezervlerini kullanarak telafi etmeyi planladığı belirtiliyor.

Petrol fiyatları, İran’ın 1 Ekim’de İsrail’e yönelik füze saldırısının ardından yükseldi. Brent petrolü, 70 doların hemen altında dengelenmeden önce yüzde 5 artışla varil başına 75 dolara kadar çıktı.

Batılı ülkeler, Orta Doğu’da daha geniş çaplı bir savaşın İran sınırındaki Hürmüz Boğazı’ndan geçen Basra Körfezi’nden petrol ihracatını engelleyebileceğinden ve bunun da fiyatları yukarı çekmesinden endişe ediyor.

Ancak şu ana kadar durum bunun tam tersi yönde gelişti. Başlıca gösterge petrol fiyatları son çeyrekte yaklaşık yüzde 16 değer kaybetti. Bu düşüş, OPEC+’ın üretimi kısarak piyasaları dengeleme çabalarına rağmen gerçekleşti.

Kartel defalarca bu kısıtlamaların süresini uzatmayı teklif etti, fakat fiyatlar yine de düşmeye devam etti. Bu arada OPEC+’nın petrol piyasasındaki payı 2023’te yüzde 50 iken bu yıl yüzde 48’e geriledi.

Rekabetin önümüzdeki yıl daha da yoğunlaşması bekleniyor. ABD, Guyana ve Brezilya’da planlanan üretim artışlarının küresel petrol arzını günde 1 milyon varilden fazla artırması öngörülüyor. Brezilya bu yıl OPEC+’ya katıldı ancak üretimde kesintiye gitmeyeceğini açıkladı.

Aynı zamanda, kotalara uymayı kabul eden bazı kartel üyeleri söz verdiklerinden daha fazla petrol çıkarıyor. S&P Global‘in 8 Ağustos tarihli raporuna göre Irak ve Kazakistan’ın yanı sıra Rusya da limitleri aşmış durumda.

Eylül ayı sonunda Rusya Başbakan Yardımcısı Aleksandr Novak, ülkenin ‘her türlü petrol fiyatına dayanacağını’ zira, stratejik olarak ülke ekonomisinin hidrokarbonlara bağımlılığının azaldığını ifade etmişti. Bununla birlikte, cari yılın bütçesi Ural petrolünün varil başına 70 dolara mal olacağı varsayımına dayanıyor.

Rusya İktisadi Kalkınma Bakanlığı, 2025 projeksiyonlarında yaklaşık olarak aynı fiyatı, 69,7 dolar, öngörmüştü.

Novak: Rusya, petrol fiyatlarındaki düşüşlere karşı dirençli

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English