Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Putin, Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin resmi gazetesine yazdı

Yayınlanma

Editörün notu: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, bugün Pyongyang’a yönelik iki günlük dostluk ziyaretine başlayarak Kore İşçi Partisi Merkez Komitesi’nin resmi gazetesi Rodong Sinmun için bir makale kaleme aldı.

Beş sayfalık makalenin tam metnine, Kremlin’in internet sitesinde yer verildi. Pyongyang’da 1 Kasım 1945’ten bu yana yayımlanan gazetenin tirajı yaklaşık 1,5 milyon. Putin’in 18 Haziran akşamı Yakutsk’tan Pyongyang’a vardı. Rusya Devlet Başkanı, Kuzey Kore’yi en son 24 yıl önce Temmuz 2000’de ziyaret etmişti.


Rusya ve Kuzey Kore: Yıllara dayalı dostluk ve işbirliği gelenekleri

Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ne gerçekleştireceğim resmi ziyaret öncesinde, ülkelerimiz arasındaki ortaklık ilişkilerinin geleceği ve modern dünyadaki önemine ilişkin düşüncelerimi Rodong Sinmun gazetesinin Koreli ve yabancı okurlarıyla paylaşmak isterim.

Rusya ile Kuzey Kore arasında eşitlik, karşılıklı saygı ve güven ilkelerine dayanan dostluk ve iyi komşuluk ilişkileri yetmiş yıldan daha eskidir ve görkemli tarihsel geleneklerle zengindir. Halklarımız Japon militarizmine karşı verilen zorlu ortak mücadelenin anısını yaşatmakta ve şehit düşen kahramanları onurlandırmaktadır. Ağustos 1945’te Koreli yurtseverlerle omuz omuza savaşan Sovyet askerleri Kwantung Ordusunu mağlup ederek Kore yarımadasını sömürgecilerden kurtarmış ve Kore halkının bağımsız bir şekilde gelişmesinin yolunu açmıştır. Kore’nin Kızıl Ordu tarafından kurtarılması onuruna 1946 yılında Pyongyang’ın merkezinde Moranbong Tepesi’nde dikilen anıt, iki halkın kardeşliğinin bir sembolüdür.

Sovyetler Birliği, genç Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’ni dünyada ilk tanıyan ve onunla diplomatik ilişkiler kuran ülke olmuştur. Ve daha 17 Mart 1949’da, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin kurucusu Yoldaş Kim Il Sung’un Moskova’ya yaptığı ilk ziyaret sırasında, SSCB ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti arasında İktisadi ve Kültürel İşbirliği Anlaşması imzalanarak ikili işbirliğinin daha da güçlendirilmesi için yasal temel atılmıştır. Ülkemiz, Koreli dostlarımızın ulusal ekonomiyi inşa etmelerine, bir sağlık sistemi kurmalarına, bilim ve eğitimi geliştirmelerine, profesyonel idari ve teknik personel yetiştirmelerine yardımcı olmuştur.

1950-1953 yılları arasındaki Kurtuluş Savaşı’nın zor dönemlerinde Sovyetler Birliği de KDHC halkına yardım elini uzatmış ve bağımsızlık mücadelelerinde destek olmuştur. Daha sonra, genç Kore devletinin milli ekonomisinin restorasyonu ve güçlendirilmesinde ve barışçıl bir yaşamın tesis edilmesinde önemli yardımlarda bulunmuştur.

2000’de Pyongyang’a yaptığım ilk ziyaret ve ertesi yıl Kuzey Kore Devlet Savunma Komitesi Başkanı Yoldaş Kim Jong Il’in Rusya’ya yaptığı iade-i ziyaret, ülkelerimiz arasındaki ilişkilerde yeni önemli kilometre taşları oldu. Daha sonra imzalanan ikili deklarasyonlar, önümüzdeki yıllarda yapıcı ve çok boyutlu ortaklığımızın ana önceliklerini ve yönlerini belirlemiştir.

Kuzey Kore’nin şu anki lideri Kim Jong-un Yoldaş, selefleri olan seçkin devlet adamları ve Rusya halkının dostları Kim Il-sung ve Kim Jong-il Yoldaşlar tarafından çizilen yolu emin adımlarla takip etmektedir. Geçtiğimiz eylül ayında Rusya’da Vostoçnıy Kozmodrom’da gerçekleşen görüşmemizde buna bir kez daha ikna oldum.

Rusya ile Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, daha önce olduğu gibi bugün de aktif bir şekilde çok yönlü bir ortaklık geliştirmektedir. Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti’nin Rusya’nın Ukrayna’daki özel askeri harekatına verdiği güçlü desteği, kilit uluslararası meselelerde bizimle dayanışma içinde olmasını ve Birleşmiş Milletler platformunda ortak öncelikleri ve görüşleri savunmaya hazır olmasını takdirle karşılıyoruz. Pyongyang, kolektif Batı’nın adalete, egemenliğe karşılıklı saygıya ve birbirlerinin çıkarlarını gözetmeye dayalı çok kutuplu bir dünya düzeninin kurulmasını engelleme arzusuna kararlılıkla karşı çıkmaya hazır, ikna olmuş bir destekçimiz olmuştur ve olmaya da devam etmektedir.

Amerika Birleşik Devletleri, dünyaya sözüm ona kurallara dayalı bir düzen dayatmak için büyük çaba sarf etmektedir ki bu esasında çifte standartlara dayalı küresel bir neo-kolonyal diktatörlükten başka bir şey değildir. Bu yaklaşımı kabul etmeyen ve bağımsız politikalar izleyen ülkeler giderek daha şiddetli bir dış baskıyla karşı karşıya kalmaktadır. ABD liderliği, özerklik ve bağımsızlığa yönelik böylesi doğal ve meşru bir arzuyu, dünyadaki hakimiyetine yönelik bir tehdit olarak görmektedir.

ABD ve vekilleri, hedeflerinin Rusya’yı stratejik bir yenilgiye uğratmak olduğunu açıkça beyan etmektedir. 2014’te Kiev’deki silahlı darbeyi ve ardından Donbass’taki savaşı destekleyerek ve örgütleyerek kendilerinin kışkırttığı Ukrayna’daki çatışmayı uzatmak ve daha da alevlendirmek için her şeyi yapıyorlar. Aynı zamanda, tüm bu yıllar boyunca durumu barışçıl bir şekilde çözmeye yönelik tüm girişimlerimizi defalarca reddettiler. Rusya en zor konularda bile eşit diyaloğa açık olmuştur ve olmaya da devam edecektir. Kısa bir süre önce Moskova’da Rus diplomatlarla yaptığım bir görüşmede bu konuyu tekrar dile getirmiştim.

Aynı zamanda, tam aksine, hasımlarımız Kiev’deki neo-Nazi rejimine para, silah ve istihbarat sağlamaya devam ediyor ve Rusya topraklarına saldırılar düzenlemek için modern Batı silah ve teçhizatını kullanmasına izin veriyor ve hatta buna zorluyor. Ve çoğu zaman da kasıtlı olarak barışçıl hedeflere saldırıyorlar. Askeri birliklerini Ukrayna’ya göndermekle tehdit ediyorlar. Aynı zamanda, giderek daha fazla yaptırımla ekonomimizi yıpratmaya ve ülke içinde sosyal ve siyasi gerilimin artmasına neden olmaya çalışıyorlar.

Fakat ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar, Rusya’yı çevreleme ve tecrit etme çabaları başarısız oldu. İktisadi potansiyelimizi güvenle inşa etmeye, sanayi, teknoloji, altyapı, bilim, eğitim ve kültürümüzü geliştirmeye devam ediyoruz.

Koreli dostlarımızın, ABD’nin yıllardır süren iktisadi baskılarına, provokasyonlarına, şantajlarına ve askeri tehditlerine rağmen kendi çıkarlarını aynı etkinlikle savunuyor olmaları memnuniyet vericidir. Kuzey Kore halkının özgürlüğü, egemenliği ve milli gelenekleri için ne kadar güçlü, onurlu ve cesur bir şekilde mücadele ettiğini görüyoruz. Ülkenin savunma ve teknolojik, bilimsel ve endüstriyel gücünü güçlendirmede muazzam sonuçlar, gerçek atılımlar elde ediyorlar. Aynı zamanda, Yoldaş Kim Jong-un liderliğindeki ülke yönetimi, mevcut tüm farklılıkları barışçıl bir şekilde çözme arzusunu defalarca dile getirmişti. Fakat Washington, daha önce varılan anlaşmaları yerine getirmeyi reddederek sürekli olarak yeni, giderek sertleşen ve kasıtlı olarak kabul edilemez talepler ileri sürmektedir.

Rusya, Kuzey Kore’yi ve kahraman Kore halkını, bu sinsi, tehlikeli ve saldırgan düşmanla yüzleşmelerinde, bağımsızlık, kimlik ve kendi gelişim yollarını seçme hakkı için verdikleri mücadelede her zaman desteklemiştir ve desteklemeye devam edecektir.

Ayrıca uluslararası ilişkileri daha demokratik ve istikrarlı hale getirmek için birlikte çalışmaya hazırız. Bu amaçla, ticaret ve karşılıklı anlaşmalar için Batı’nın kontrolü dışında alternatif mekanizmalar geliştirecek ve gayri meşru tek taraflı kısıtlamalara birlikte karşı çıkacağız. Aynı zamanda Avrasya’da eşit ve bölünmez bir güvenlik mimarisi inşa edeceğiz.

Elbette ülkelerimiz arasında insani işbirliğini de geliştireceğiz. Rusya ve Kore üniversiteleri arasındaki akademik hareketliliği yoğunlaştırmayı planlıyoruz. Karşılıklı turistik gezileri, kültür, eğitim, gençlik ve spor değişimlerini daha da arttıracağız. Ülkeler ve halklar arasındaki iletişimi ‘insanileştiren’ her şey, güveni ve karşılıklı anlayışı güçlendirir.

Ortak çabalarımızla ikili etkileşimi daha da yüksek bir seviyeye çıkarabileceğimize, bunun da Rusya ve Kuzey Kore arasında karşılıklı yarar sağlayan ve eşit işbirliğinin gelişmesine, egemenliğimizin güçlenmesine, ticari ve ekonomik bağların derinleşmesine, insani alandaki temasların gelişmesine ve nihayetinde iki ülke vatandaşlarının refahının artmasına katkıda bulunacağına kesinlikle inanıyorum.

Yoldaş Kim Jong-un’a ve Kuzey Kore’nin tüm dost halkına sağlık, barış ve kalkınma yolunda büyük başarılar diliyorum.

DİPLOMASİ

Peru Devlet Başkanı Boluarte Çinli teknoloji devi Huawei ile anlaşma imzaladı

Yayınlanma

Peru, binlerce vatandaşını yeni teknolojiler konusunda eğitmek üzere Çinli telekom devi Huawei Technologies ile bir anlaşma imzaladı.

Devlet Başkanı Dina Boluarte, daha fazla yatırım çekmek amacıyla Çin’e yaptığı bir haftalık ziyaretin bir parçası olarak çarşamba günü Huawei’nin Shenzhen’deki merkezini ziyaret etti.

Peru Devlet Başkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, 20.000 genç profesyonelin, kadının ve küçük ve orta ölçekli girişimcilerin başta yapay zeka olmak üzere yeni teknolojiler konusunda eğitilmesi için bir anlaşma imzalandığı belirtildi.

Devlete ait China Daily gazetesi tarafından pazartesi günü yayınlanan bir makalede Boluarte ayrıca ziyaretinin altyapı geliştirme, dijital dönüşüm, yapay zeka, temiz enerji ve insanlar arası değişim gibi kilit sektörlerde Çin ile “daha fazla yatırım ve işbirliğinin önünü açtığını” söyledi.

China Daily tarafından WeChat resmi hesabında yayınlanan bir haber klibinde, Buluarte’nin Huawei’nin başkanı Liang Hua ile görüştüğü ve yeni M9 akıllı arabasını test ettiği de gösterildi.

Buluarte’nin ayrıca Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile görüşeceği Şanghay ve Pekin’e gitmeden önce elektrikli otomobil devinin Peru’da bir fabrika kurma planlarını görüşmek üzere BYD’nin Shenzhen’deki merkezini ziyaret etmesi bekleniyordu.

Güney kentindeyken, başkanın ofisinin Peru’dan 150’den fazla Kolomb öncesi eşyanın yer aldığını söylediği İnka kültürü üzerine bir sergiyi de ziyaret etti.

Fudan Üniversitesi Yeşil Finans ve Kalkınma Merkezi’ne göre Peru, Kuşak ve Yol Girişimi kapsamında Çin yatırımları için önemli bir destinasyon ve geçen yıl 2.9 milyar ABD Doları aldı – dünya çapında üçüncü en yüksek toplam.

Öte yandan Kuşak ve Yol projesi kapsamındaki Lima yakınlarındaki Chancay Limanı tartışmalara neden oldu. Peru, devlete ait Çinli gemicilik firması Cosco’ya 2021 yılında limanı işletmek için münhasır haklar verdi, ancak bu yılın başlarında “idari bir hata” olduğunu söyleyerek kararı iptal etmeye çalıştı.

Hükümet, Cosco’yu limana ilişkin iş modeli nedeniyle yasal işlem başlatmakla tehdit etmiş, ancak Boularte’nin Çin gezisinden günler önce davayı geri çekmişti.

Reuters’a göre Peru lideri perşembe günü Şanghay’da Cosco temsilcileriyle bir araya gelecek ve ayrıca Chancay Limanı’nı Bolivya ve Brezilya’ya bağlayacak bir demiryolu bağlantısı inşa etme planlarını görüşmek üzere Çin Demiryolu İnşaatı ile bir toplantıya katılacak.

Xi’nin Asya-Pasifik Ekonomik İşbirliği zirvesi için kasım ayında Peru’yu ziyaret etmesi bekleniyor ve ev sahipleri Chancay Limanı’nın açılışına da katılacağını umuyor.

Liman, Pasifik’te askeri amaçlarla kullanılabileceğini düşünen ABD’de de endişeye neden oldu.

Ancak Peru Başbakanı Gustavo Adrianzen pazartesi günü gazetecilere yaptığı açıklamada “ABD gibi dostlarımızın, Peru’ya Çin yatırımlarını getirdiğimiz için kızgınlık duyacaklarına inanmıyoruz. Bunun ABD de dahil olmak üzere Batı sermayesinin gelmesi için bir davet olduğuna inanıyoruz” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Suudi Savunma Bakanı Pekin’de Çin’in üst düzey generalleriyle görüştü

Yayınlanma

Çin’in önde gelen iki generali, iki ülke arasında son yıllarda hızlanan askeri işbirliğinin bir parçası olarak salı günü Pekin’de Suudi Arabistan Savunma Bakanıyla bir araya geldi.

Çin’in en üst düzey üniformalı yetkilisi olan Merkezi Askeri Komisyon (CMC) başkan yardımcısı Zhang Youxia ve Savunma Bakanı Dong Jun, Suudi Savunma Bakanı Prens Halid bin Selman ile ayrı ayrı görüşmelerde bulundu.

Çin Savunma Bakanlığı’na göre Zhang, Selman’a “Çin’in Suudi Arabistan ile geleneksel dostluğuna değer verdiğini” ve orduları arasındaki ilişkilerin “hızlı bir yolda” olduğunu söyledi.

Zhang, “askeri değişimler, personel eğitimi ve ortak tatbikatlar” konusundaki işbirliğinin “verimli” olduğunu söyledi ve “Çin’in Suudi ordusuyla işbirliğine açık olduğunu” sözlerine ekledi.

Devlet Başkanı Xi Jinping’den sonra Çin’in ikinci en üst düzey askeri yetkilisi olan ve aynı zamanda ülkenin en üst düzey askeri karar alma ve komuta organı olan CMC’ye başkanlık eden Zhang, savunma bakanlarıyla nadiren bir araya geliyor.

Selman ile yapılan görüşme Zhang’ın bu yıl yabancı bir savunma bakanıyla yaptığı ilk görüşmeydi ve ekim ayında Pekin’de düzenlenen yüksek profilli Xiangshan Forumu’nda savunma bakanlığı başkanlarıyla yapılan birkaç görüşmeyi takip etti.

Zhang ayrıca kasım ayında Rusya ‘ya giderek Ukrayna müdahalesinden bu yana Moskova’yı ziyaret eden en üst düzey Çin Halk Kurtuluş Ordusu (PLA) yetkilisi oldu ve Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Savunma Bakanı Sergei Shoigu ile bir araya geldi.

Ortak temel çıkarlar

Dong, Selman ile yaptığı görüşmede Çin ve Suudi Arabistan’ın “ortak temel çıkarlar konusunda sıkı bir şekilde birlikte durduklarını, uluslararası ve bölgesel meselelerde zamanında iletişim ve koordinasyon içinde olduklarını ve ortak çıkarları güçlü bir şekilde koruduklarını” söyledi.

Çin Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre Selman, Riyad’ın Pekin ile “stratejik iletişimi” güçlendirerek “ikili askeri bağları daha yüksek bir seviyeye çıkarmaya” hazır olduğunu söyledi.

Çin, Suudi Arabistan’ın en büyük ekonomik ve ticari ortağı ve Suudi petrolünün en büyük ithalatçısı. ABD, Riyad’ın en büyük silah tedarikçisi olmaya devam ederken, Orta Doğu gücü son yıllarda Çin’den silah ithalatını artırdı.

Çin’in devlete ait savunma sanayii, şubat ayında Riyad’da düzenlenen Dünya Savunma Fuarı’nda beşinci nesil savaş uçağı FC-31’in son modelini ve 30’dan fazla insansız hava aracını sergileyerek bölgeye ihracatı artırmayı umdu.

Çin ve Suudi donanmaları ayrıca ekim ayında İsrail-Gazze savaşının arka planında ortak bir terörle mücadele tatbikatı düzenledi.
Artan askeri bağlarına ek olarak Çin ve Suudi Arabistan yapay zeka ve altyapı da dahil olmak üzere bir dizi başka alanda da işbirliklerini derinleştirdiler.

Orta Doğu’daki etkisini artırmaya çalışan Pekin, geçen yıl Suudi Arabistan ile İran arasında imzalanan ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri yeniden tesis eden barış anlaşmasına aracılık etti.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD ve Rusya savunma bakanları arasında telefon görüşmesi

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, Bakan Andrey Belousov’un ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin ile yaptığı telefon görüşmesinde Washington yönetinin Ukrayna’ya silah sevkiyatını sürdürmesi nedeniyle gerilimin daha da tırmanması tehlikesi konusunda uyarıda bulunduğunu bildirdi.

Pentagon Sözcüsü Patrick Ryder da açıklamasında bakanların 25 Haziran’da ABD tarafının girişimiyle görüştüğünü duyurdu. Ryder’a göre görüşmede Austin, Ukrayna’daki çatışma bağlamında iletişim kanallarının öneminden bahsetti.

Görüşme ABD’nin girişimiyle gerçekleşti.

Rusya Savunma Bakanlığı, Belousov’un Austin ile yaptığı görüşmede ABD’nin Ukrayna’ya silah sevkiyatı nedeniyle tırmanma tehlikesine dikkat çektiğini ve ‘diğer konuların da ele alındığını’ belirtti.

Bakanlığın açıklamasına “Savunma bakanları Ukrayna’daki durum hakkında görüş alışverişinde bulundular. Belousov, Amerikan silahlarının Ukrayna Silahlı Kuvvetlerine devam eden sevkiyatı nedeniyle durumun daha da tırmanması tehlikesine işaret etti” ifadelerine yer verildi.

Belousov, Devlet Başkanı Vladimir Putin’in aday göstermesi üzerine 14 Mayıs’ta göreve atandı. Bundan önce bakanlık 11 yıldan uzun bir süre Güvenlik Konseyi Başkanlığı görevine getirilen Sergey Şoygu’nun yönetimindeydi.

Şoygu, Austin’i en son Mart 2023’te aramıştı. Austin bugüne kadar Belousov ile temasa geçmemişti.

Ukrayna, Sivastopol’a ABD yapımı ATAMCS füzeleriyle saldırdı: 151 yaralı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English