Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacmi artıyor

Yayınlanma

Rusya Başbakan Yardımcısı Andrey Belousov, hükümetler arası Rus-Çin yatırım işbirliği komisyonu toplantısında yaptığı konuşmada, Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacminin 2030 yılına kadar ciddi bir şekilde artabileceğini belirtti.

Vedomosti‘nin haberine göre Belousov, yaptığı açıklamada “Metalürji ürünleri, kimyasallar, gıda, ekipman ve araç ticaretinde gözle görülür bir ilerleme kaydedildi. Tahminlerimize göre yıl sonuna kadar, ancak 2024 yılında ulaşılması planlanan 200 milyar dolarlık bariyeri aşmış olacağız,” ifadelerini kullandı.

Ayrıca Belousov, Çin’in ticaret ve yatırımda kilit bir ortak olduğunu ve ikili ticaretin 2023’ün başından bu yana üçte bir oranında arttığını vurguladı.

Yetkili, “Ülkelerimiz arasında ulusal para birimleriyle yapılan karşılıklı ödemelerin hacmi artıyor. Yuan ve ruble halihazırda Rusya ve Çin arasındaki tüm ticari işlemlerin yüzde 95’ini oluşturuyor,” diye ekledi.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçen ay Çinli mevkidaşı Xi Jinping ile yaptığı görüşmede iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2023 yılı sonuna kadar 200 milyar doları aşacağını duyurmuştu. Mart ayında da Putin, 2022 yılında Rusya ile Çin arasındaki ticaret hacminin 185 milyar dolarla tarihi bir rekora ulaştığını söylemişti.

Ekim ayı ortasında Çin Halk Cumhuriyeti Gümrük Genel İdaresi tarafından yayımlanan istatistiklere göre, 2023 yılının ilk dokuz ayı sonunda Rusya ile Çin arasındaki toplam ticaret hacmi geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 29,5 oranında artarak 176,4 milyar dolara ulaştı.

Sadece eylül ayında ihracat ve ithalat hacmi 21,177 milyar dolar olarak gerçekleşti. Yılın başından bu yana Çin, Rusya’ya yaklaşık 81,427 milyar dolar değerinde mal ihraç etti ve bu rakam 2022 yılına kıyasla yüzde 56,9 daha fazla.

Çin ve Rusya daha güçlü yatırım ve finansman bağları için plan yaptı

DİPLOMASİ

Tusk: Polonya bir cephe ülkesi, Ukrayna’nın savunmasına her şeyini veremez

Yayınlanma

Polonya Başbakanı Donald Tusk salı günü Lviv’e yaptığı sürpriz ziyarette Varşova’nın, Rusya ile savaşında Ukrayna’nın savunmasına olan bağlılığını bir kez daha teyit etti fakat ülkesinin Kremlin’den gelen tehditler artarken hükümetinin komşusuna “her şeyi veremeyeceği” konusunda uyarıda bulundu.

Tusk Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy ile görüşmelerinin ardından düzenledikleri ortak basın toplantısında, “Her şeyi vermemiz mümkün değil. Bir anlamda biz de bir cephe ülkesiyiz. Polonya giderek doğrudan vatandaşlarımıza, devletimize yönelik sabotaj, saptırma [ve] hibrid eylemlerin hedefi haline geliyor,” iddiasında bulundu.

Başbakan yine de Polonya’nın Ukrayna ile dayanışmasını sürdürdüğünü vurgulayarak, Varşova’nın zor durumdaki ülkeyle omuz omuza durmasının sadece Ukrayna’nın savunması için değil, “Rusya bölgedeki saldırganlığını artırırken Polonya’nın kendi güvenliği” için de kritik önemde olduğunu belirtti.

Tusk ayrıca Kiev ile Varşova arasındaki ilişkilerde tarihsel olarak yaşanan “iniş çıkışları” da kabul etti. Bir muhabirin Ukraynalı bir Nazi grubunun etnik temizlik misyonu çerçevesinde on binlerce Polonyalıyı öldürdüğü İkinci Dünya Savaşı Volhinya katliamından kalan husumetle ilgili sorusunu yanıtlayan Tusk, “kötü tarih ve kötü duyguların” Polonya-Ukrayna dayanışmasına müdahale etmesine izin vermenin “korkunç bir hata, affedilemez bir günah” olacağını söyledi.

Rusya karşıtı ittifaklarına rağmen iki ülke arasındaki gerilim tırmanmaya devam etmiş ve Tusk ağustos ayında, Ukrayna’nın gerekli “kültürel ve siyasi standartları” karşılamaması halinde Polonya’nın yeni yılda dönem başkanlığını üstleneceği Avrupa Birliği’ne katılımını engelleyeceği tehdidinde bulunmuştu.

Bununla birlikte Polonya lideri salı günü Varşova’nın Ukrayna’nın AB’ye katılım müzakerelerini hızlandırma taahhüdünü teyit ederek ve Kiev’in NATO üyeliğini destekleme konusunda Polonya’ya güvenebileceğini söyleyerek fikrini değiştirmiş göründü.

Zelenskiy ise gazetecilere yaptığı açıklamada iki ülkenin kültür bakanlıkları arasındaki işbirliğinden “memnuniyet duyduğunu” ve tarihi gerginliklerin ele alınması yönünde “ilerleme” kaydedildiğini belirtti.

Zelenskiy, “Polonya’nın Ukrayna için yaptığı her şeyi takdir ediyoruz,” dedi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Rusya, yeni Suriye yönetimi BRICS’e başvurursa değerlendireceklerini söyledi

Yayınlanma

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Suriye’deki yeni yönetimin BRICS’e katılma başvurusu yapması durumunda bu talebin değerlendirilebileceğini belirtti.

TASS ajansına verdiği demeçte Ryabkov, böyle bir başvuru halinde Suriye’nin diğer ülkelerle eşit şekilde ele alınacağını vurguladı ve “Hiç şüphe yok ki tüm ülkelerin başvurularını ciddiyetle değerlendiriyoruz ve Suriye de burada bir istisna değil,” ifadelerini kullandı.

Fakat Ryabkov, BRICS üyelerinin bu konuda herhangi bir baskı yapmayacağını da sözlerine ekledi: “Kimseyi zorlamıyoruz, kimseyi bir şey yapmaya teşvik etmiyoruz ve her türlü tercihe saygı duyuyoruz.”

Ekim ayında Suriye’nin Moskova Büyükelçisi Beşar Caferi, ülkesinin BRICS’e katılma konusunda ciddi müzakereler yürüttüğünü açıklamıştı.

Moskova da Şam ile uzun süredir devam eden özel ilişkilerine vurgu yaparak bu konuda destek sunacağını duyurmuştu.

BRICS, 2006 yılında Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından kuruldu; 2011’de ise Güney Afrika gruba katıldı.

En son genişleme dalgasıyla Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri de 1 Ocak 2024 itibarıyla BRICS üyesi oldu.

Öte yandan Rusya, yeni Suriye yönetimine yönelik söylemini hızlı bir şekilde yumuşattı. Kremlin, Orta Doğu’daki askeri üslerini koruma hedefiyle HTŞ ile müzakerelere başladı.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Mihail Bogdanov, Heyet Tahrir Şam’ın (HTŞ) siyasi komitesiyle doğrudan temas kurulduğunu doğrularken, son dönemde Ahmed Şaraa adını kullanan HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Culani, Rusya ile ilişkileri “ortak çıkarlara hizmet edecek şekilde yeniden gözden geçirme” fırsatı bulduklarını söyledi.

Bu arada Suriye’nin Moskova Büyükelçiliği, konutuna yeni yönetimin bayrağını çekti ve “yeni liderlerden talimat beklediğini” duyurdu.

Öte yandan Viyana Silahsızlanma ve Silahların Yayılmasını Önleme Merkezi’nde kıdemli araştırmacı olan eski diplomat Nikolay Sokov, Guardian gazetesine yaptığı açıklamada, “Moskova, güç ve kontrol sahibi olanlarla çalışmayı tercih eder, kaybedenleri ise gözden çıkarır,” diyerek Moskova’nın stratejik yaklaşımını özetledi.

Berlin’deki Carnegie Rusya ve Avrasya Araştırmaları Merkezi’nden Dara Massicot ise Rusya’nın yeni Suriye yönetimine para, takas, petrol ve doğalgaz desteği sunabileceğini, ancak yeni koalisyonun Moskova’dan ne talep edeceğinin belirsiz olduğunu dile getirdi.

Mihail Hazin: Suriye’deki üsleri kaybedersek, Afrika’ya hava erişimimizi de kaybederiz

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

AB, ilk kez Rus petrolüne tavan fiyatı ihlal eden bir Avrupalıya yaptırım uyguladı

Yayınlanma

Avrupa Birliği (AB), Rusya’dan ihraç edilen petrole getirilen tavan fiyatı ihlal ettiği gerekçesiyle İsviçre’de yaşayan Hollanda vatandaşı petrol tüccarı Nils Trost’a yaptırım uyguladı. İsviçreli yetkililer, Trost’un sahibi olduğu şirketi de mercek altına aldı.

AB’nin açıklamasına göre, Trost’un Cenevre merkezli şirketi Paramount Energy & Commodities SA, Haziran 2022’de Rus petrol ticareti operasyonlarını Dubai merkezli Paramount Energy & Commodities DMCC adlı yan kuruluşa devretti.

AB’ye göre, bu Dubai merkezli şirket, varil başına 60 doların üzerinde fiyatlarla düzenli olarak Rus ham petrolü ticareti yaptı.

Aralık 2022’de Batılı ülkeler, Rus ham petrolüne tavan fiyat uygulaması getirmişti. Buna göre, Batılı sigortacı ve finansörlerin hizmetleri kullanılırken, yalnızca varil başına 60 doları aşmayan fiyatlarla ticaret yapılabiliyor.

Ancak Paramount’un Dubai’deki iştiraki, Rusya’nın Ural petrolünden farklı olarak, neredeyse her zaman 60 doların üzerinde işlem gören Doğu Sibirya Pasifik Okyanusu (ESPO) kalitesindeki petrol ticaretini sürdürdü.

Trost, Financial Times’a verdiği demeçte, avukatlarının kendisine BAE’deki iştiraklerin, Avrupa’daki ana şirketin faaliyetlerine dahil olmaması durumunda AB yaptırımlarına uymak zorunda olmadığını söylediğini aktardı ve bu nedenle, kendisinin ve Paramount SA’nın Dubai iştiraki Paramount DMCC’nin operasyonlarından uzak durduğunu belirtti.

Trost ayrıca, kendisine uygulanan yaptırımların, eski iş ortağı Gaurav Kumar Srivastava’nın “entrikalarından” kaynaklandığını savundu.

İsviçre’deki şirketlerin yabancı iştirakleri, yasal olarak bağımsız sayılabilir ve İsviçre’nin getirdiği yaptırımlara uymayabilir. Fakat, ana şirket ile iştirakler arasında bağlantı tespit edilirse (örneğin, yaptırımlara tabi işlemlerden elde edilen ödemeler veya merkez ofisten iştiraklere verilen talimatlar), bu durum yaptırımların ihlali olarak değerlendirilebilir.

Bazı İsviçreli emtia tüccarları, Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki (BAE) iştiraklerini kullanarak Rusya ile ticareti sürdürdü. Bu bağlamda İsviçre Federal Hükümet İş Döngüleri Uzman Grubu (SECO), 2023 yılı başlarında Paramount dahil bazı şirketlerin faaliyetlerini incelemeye başladı.

Financial Times’ın haberine göre, 2024 baharında SECO, başsavcılığa iki soruşturma sonucuna dayanarak cezai işlem başlatılması için talepte bulundu.

Fakat savcılık, bir davayı kabul ederken diğerini reddetti. Söz konusu şirketlerin isimleri açıklanmadı.

ABD, Rusya’nın petrol endüstrisine ‘İran tarzı’ yaptırımlar planlıyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English