Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Rusya Savunma Bakanlığı, Baltık’taki deniz sınırının değiştirilmesini önerdi

Yayınlanma

Rusya Savunma Bakanlığı, ülkenin Baltık Denizi’nde Litvanya ve Finlandiya sınırına yakın karasularını genişletmeyi önerdi.

Bakanlık tarafından hazırlanan karar taslağına göre Rusya, Finlandiya Körfezi’nin doğusu ile Kaliningrad bölgesindeki Baltiysk ve Zelenogradsk kentleri yakınlarındaki su alanının bir kısmını iç deniz suları olarak ilan etmeyi planlıyor.

İnterfaks ajansının aktardığın göre belge, sınırın artık ‘modern coğrafi duruma’ uymadığı için değiştirilmesi gerektiğini ifade ediyor.

Bakanlığın önerisi, Finlandiya Körfezi’nin doğu kısmında, Rus adalarının çevresinde ve Rusya’nın Kaliningrad bölgesinde, özellikle de Zelenogradsk ve Baltiysk kentleri civarında sınırın tek taraflı olarak taşınmasını öngörüyor.

Finlandiya için bu, Rus adaları Hogland, Sommarö, Rödskär, Tyterskär ve Vigrund yakınlarındaki sınırı yeniden çizecek. Sınırın tam olarak nerede çizileceği belirtilmedi ve belgeye herhangi bir harita eklenmedi.

Aralarında devlet haber ajansı TASS ve The Moscow Times‘ın da bulunduğu çok sayıda medya kuruluşuna göre, belge daha sonra çarşamba günü öğleden sonra alt parlamento kanadı Duma’nın internet sitesinden kaldırıldı.

Belge, SSCB Bakanlar Kurulu’nun 1985 tarihli kararnamesiyle belirlenen mevcut coğrafi koordinatların ‘mevcut coğrafi duruma tam olarak uymadığını’ savunuyor.

Belgede, noktaların ‘küçük ölçekli deniz seyrüsefer haritalarına göre’ tespit edildiği, bunların da 20. yüzyılın ortalarındaki çalışmalara dayandığı ve bunun Rusya Federasyonu’nun ‘iç deniz sularının dış sınırını belirlemeye izin vermediği’ vurgulanıyor.

Savunma Bakanlığı, Baltık Denizi’ndeki sınırları düzenleyen SSCB Bakanlar Kurulu kararının kısmen ‘işlevsiz olarak tanınmasını’ öneriyor.

Kremlin: Siyasi bir yanı yok

Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov, çarşamba günü düzenlediği basın toplantısında deniz sınırlarının yeniden çizilmesi önerisinin ‘siyasi bir yanı olmadığını’ söyledi.

Peskov, “Özellikle Baltık bölgesinde gerilimin ve çatışma düzeyinin nasıl tırmandığını görebilirsiniz. Bu durum, güvenliğimizin sağlanması için ilgili kurumlarımızın uygun adımları atmasını gerektiriyor,” ifadelerini kullandı.

Baltık ülkelerinden tepki

Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis, öneriyi NATO ve Avrupa Birliği’ne karşı ‘açık bir tırmanma’ olarak nitelendirdi.

Landsbergis, “Bu kez Baltık Denizi’ndeki niyetleri hakkında korku, belirsizlik ve şüphe yaymaya çalışan bir başka Rus hibrit operasyonu devam ediyor. Bu NATO ve AB’ye karşı açık bir tırmanmadır ve uygun şekilde sert bir yanıtla karşılanmalıdır,” açıklamasını yaptı.

Estonyalı mevkidaşı Margus Tsahkna ise “Bunun kafa karışıklığı yaratmaya yönelik bir girişim olduğunu göz ardı edemeyiz ancak soğukkanlılığımızı koruyoruz,” dedi.

TT haber ajansına konuşan İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, “Rusya tek taraflı olarak yeni sınırlar belirleyemez,” değerlendirmesini yaptı.

Finlandiya tarafında ise yetkililer sükûnet çağrısında bulundu ve durumun soruşturulmasını istedi.

Finlandiya Başbakanı Petteri Orpo, Letonyalı ve Litvanyalı mevkidaşlarıyla temas halinde olduğunu söyledi ancak Vilnius’un sert söylemini eleştirdi.

Ilta-Sanomat gazetesinin aktardığına göre Orpo, “Biz her zaman önce gerçekleri detaylı bir şekilde inceler ve daha sonra sonuçlara varırız,” yorumunda bulundu.

Finlandiya Dışişleri Bakanı Elina Valtonen ise, basın mensuplarına verdiği demeçte deniz sınırlarının yeniden çizilmesine ilişkin bilginin bir Rusya’nın provokasyonu değil, rutin eylemlerinden biri olduğuna işaret etti.

Valtonen, şimdilik bunun NATO düzeyinde bir mesele olmadığına dikkat çekerek, “Rusya böyle bir şey yaparsa BM sözleşmesini ihlal etmiş olur ve tüm dünyayı karşısına alır,” diye ekledi.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English