Bizi Takip Edin

RUSYA

Rusya’nın kamu bankaları Çin’in UnionPay kartlarıyla sorun yaşamaya başladı

Yayınlanma

ABD yaptırımlarının hedefi haline gelen Rus bankaları, UnionPay ödeme sistemine ait kartların yurt dışında kullanımında sorunlar yaşanabileceği konusunda müşterilerini uyarmaya başladı.

Gazprombank, 21 Kasım itibarıyla UnionPay ödeme sistemi kartlarının yurt dışında kullanımında zorluklar yaşanabileceğini duyurdu.

Vedomosti gazetesinin aktardığına göre banka yetkililerinin açıklamasında, “Yurt dışında bulunan müşterilerimizin nakit kullanmalarını öneriyoruz,” ifadesi yer aldı.

Bu açıklama, bankanın bir gün önce yaptırımların faaliyetlerini etkilemeyeceğini ve kartların normal şekilde çalışmaya devam edeceğini bildirmesinin ardından geldi.

Banka ayrıca, 26 Kasım’dan itibaren yeni ve mevcut müşteriler için “180 gün UnionPay” kredi kartından nakit çekme işlemlerinde artı 590 ruble komisyon uygulayacağını açıkladı.

Bu komisyon, bankanın ATM’lerinden, döviz bürolarından ve kurumsal ağa dahil olan bankalardan yapılacak nakit çekme işlemlerini kapsıyor. Yaptırımlar öncesinde müşteriler, bu kartlardan 50 bin rubleye kadar komisyonsuz nakit çekebiliyordu.

Primsotsbank ise yaptığı açıklamada, bankanın ABD yaptırım listesine dahil edilmesi nedeniyle UnionPay kartlarıyla yurt dışında yapılan işlemlerin engellenebileceğini, ancak Rusya içindeki işlemlerin normal şekilde devam edeceğini duyurdu.

Banka, yurt dışındaki müşterilerinden en kısa sürede nakit çekmelerini talep etti.

Rusya’da halihazırda UnionPay kartları Gazprombank, Credit Ural Bank (Gazprombank Grubu’nun bir parçası), Primsotsbank, Asia-Pacific Bank (APB) ve RSHB tarafından veriliyor.

Credit Ural Bank yetkilileri, kartların yurt dışında çalışıp çalışmayacağının terminal ve ülkeye göre değişiklik gösterebileceğini belirtti.

Yeni Amerikan yaptırımları listesi, 50’den fazla banka ve 40 kayıt şirketi ile emanetçi olmak üzere toplam 100’e yakın finans kuruluşunu kapsıyor.

Rusya’da yaptırım uygulanmayan son büyük banka olan Gazprombank’ın yanı sıra, ithalatçıların Çin ve Türkiye’ye ödemelerini aktardığı BKS Bank, Dom.rf, Forabank, Garant-Invest, Derjava, Sinara, Primsotsbank gibi orta ve küçük ölçekli kuruluşlar da listede yer alıyor.

Çin bankalarının Rusya’ya yönelik ödeme kontrolleri sertleşiyor

RUSYA

The Economist: Rusya’nın yeni hedefi Zaporojye

Yayınlanma

The Economist dergisine göre Rusya, Zaporojye’ye yönelik kapsamlı bir taarruz hazırlığı içinde. Yaklaşık 130 bin askerin katılacağı belirtilen bu operasyon hem Ukrayna hem de Rusya için stratejik önem taşıyor. Bu sırada Ukrayna savunma hatlarını güçlendirirken, Donetsk oblastında şiddetli çatışmalar devam ediyor.

Ukraynalı istihbarat yetkililerinin The Economist dergisine verdiği bilgilere göre Rusya, cephe hattına 30 kilometre mesafedeki Zaporojye kentine “cüretkâr” bir saldırıya hazırlanıyor.

Yetkililer, saldırının net tarihinin belirsiz olduğunu, ancak Rusya ordusunun bu operasyona yaklaşık 130 bin askerle katılmasının beklendiğini ifade etti.

Zaporojye’nin ele geçirilmesi, Moskova açısından son derece kritik bir adım olarak değerlendiriliyor.

Ülkedeki üç büyük ağır sanayi merkezinden biri olan bu şehir, Ukrayna’nın bir devlet olarak ekonomik varlığını sürdürebilmesi açısından kilit rol oynuyor.

İddiaya göre Rusya, muhtemel saldırı öncesinde Zaporojye’ye yoğun bir bombardıman düzenliyor. Cephe hattı, patlama seslerinin eksik olmadığı, giderek daha aktif bir çatışma bölgesine dönüştü.

Buna karşılık, bazı Ukraynalı askeri yetkililer Rusya’nın Zaporojye yakınlarında saldırıya hazır olmadığı görüşünde.

Ukrayna ordusundan Albay Aleksey Hliçenko, ilk aşamada iki tümenin (yaklaşık 20 bin ila 30 bin asker) bu saldırıya katılmasının planlandığını, fakat bu birliklerin yarısının Ukrayna mevzilerini terk etmeye zorlamak amacıyla Kursk yakınlarına gönderildiğini belirtti.

Ukrayna ordusunun 118. Tugayı’na bağlı, “Lemberg” çağrı kodlu bir tabur komutanı ise “Henüz saldırıya hazır değiller. Ancak hazır olduklarında ilk darbe çok sert olacak,” ifadelerini kullandı.

The Economist’e göre, Ukrayna ordusu yaklaşan saldırıya karşı Zaporojye etrafında savunma hatları inşa ediyor.

Beton ve demirden yapılmış bariyerler, çeşitli mühendislik yapıları ve mayın tarlaları, şehrin savunmasını güçlendirmek için kullanılıyor.

Öte yandan, Rusya’nın Donetsk oblatsındaki taarruzları devam ediyor. Bu ayın başında, Ukrayna Genelkurmay Başkanı Aleksandr Sırskiy, bu saldırıların Ukrayna’da savaşın başlamasından bu yana en güçlü operasyonlardan biri olduğunu ifade etmişti.

Gallup anketi: Ukraynalılar savaştan yoruldu, barışa destek artıyor

Okumaya Devam Et

RUSYA

Rus uzman: “Kremlin, Trump’ın dönüşünü dört gözle bekliyor”

Yayınlanma

Rusya’nın saygın eğitim kurumlarından HSE (Higher School of Economics) Üniversitesi Center for Comprehensive European and International Studies’te (CCEIS) uzman olan Eduard Galimullin’e 6 soru yönelttik. Trump yönetiminin iş başına gelecek olmasının Ukrayna’daki savaşa etkileri üzerine yaptığımız mülakatta Galimullin, “Trump’un öngörülemezliğine” dikkat çekti. Kremlin’in temkinli bir iyimserlik taşıdığını düşünen Galimullin, Rusya’nın kırmızı çizigilerini ihlal eden eylemlere Kremlin’in kesin yanıtını henüz vermediğini vurguladı.

ABD ve İngiltere, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı derin vuruşlar yapabilecek silahları kullanmasına izin verdi. Bu adım ABD’de iktidar değişikliğinin arifesinde geldi. Sizce bu adım savaşın gidişatını nasıl etkileyecek?

Bence ABD yönetiminin değişmesini bekleme eğilimi oldukça güçlü. Her ne kadar Kremlin, Beyaz Saray’da kim oturursa otursun ABD’nin Rusya’yı çevreleme politikasının değişmeyeceğini söylese de, Trump’ın dönüşüyle ilgili hala bir umut olduğunu düşünüyorum. Özellikle de kamuoyu önünde dile getirdiği çatışmayı sona erdirme niyeti göz önüne alındığında.

Dolayısıyla Batılı ülkelerin Kiev’e Rus topraklarını vurmak için füze kullanma izni vermesinin savaşın gidişatını temelden etkilemeyeceğini düşünüyorum. Gördüğümüz üzere Moskova’nın nükleer olmayan bir yanıt için hala çeşitli seçenekleri var. Savaş alanındaki durum da bu kadar kısa bir süre içinde önemli ölçüde değişmeyecektir.

Buna karşın Batı’nın uzun menzilli füzelerinin kullanılması kitlesel sivil kayıplara yol açarsa dramatik bir tırmanma yaşanabilir. Ancak Kiev’in mümkün olan en kısa sürede Rusya’ya olabildiğince fazla zarar vermeye hevesli olacağını sanmıyorum. Evet, şu ana kadar Trump’ın Ukrayna konusunda oldukça şanssız olduğu görülüyor. Ancak paradoks şu ki hem Moskova hem de Kiev ondan umutlu. Bunun nedeni Trump’ın öngörülemez olması.

ABD ve genel olarak NATO, Rusya’nın Ukrayna’daki ‘kırmızı çizgilerini’ sürekli olarak aşındırıyor. Sizce Rusya nereye kadar ‘stratejik sabır’ gösterecek?

Rusya şu ana kadar nükleer silah kullanımı konusunda oldukça sorumlu bir yaklaşım sergiledi ve krizin Rusya ile NATO arasında bir çatışmaya dönüşmesine izin vermek istemedi. Ancak ABD ve birçok Avrupa ülkesi bunu bir zayıflık olarak yorumlayarak Kremlin’i gerilimi tırmandırmaya zorlamaya devam ediyor. Oysa dışarıdan bakan bir gözlemci için nükleer bir güce karşı askeri provokasyonların son derece tehlikeli olduğu açık olmalıdır. Çatışmayı çözmek için diplomatik tedbirler gereklidir. Rusya’nın “kırmızı çizgileri” ile dalga geçilebilirler ancak gerçek şu ki, kesin bir yanıt geldiğinde şaka yapmak için hiçbir neden kalmayacaktır.

Ukrayna ordusunun Sovyet askeri geleneğinin bir devamı olduğunu söyleyebiliriz. Sizce bu orduyu NATO sistemlerine adapte etme süreci tamamlandı mı? Yoksa bu modern Batı sistemleri doğrudan Batılı askeri uzmanlar ve personel tarafından mı kullanılıyor? Rus tarafının bu konuda kesin bir bilgisi ya da istihbaratı var mı? Sizin görüşünüz nedir?

Maalesef askeri bir uzman olmadığım için bu konuda kesin bilgi veremem. Ancak medya, Ukrayna ordusunun savaş alanı planlaması açısından bir kez daha Sovyet askeri geleneğine döndüğüne dair bilgileri defalarca sızdırdı. Ben bunun doğru olduğunu düşünüyorum. Batılı silahlara gelince, en azından Ukraynalı askerlerin Batı ülkelerinde bu silahları kullanmak üzere eğitildikleri biliniyor. Ancak pratik, bu silahların şimdiye kadar çatışmanın gidişatı üzerinde önemli bir etkisi olmadığını gösterdi.

Ukrayna’daki çatışmanın Avrupa’da devletler arası bir savaşa dönüşme riskini görüyor musunuz? Putin, ‘Silahlarının tesislerimize karşı kullanılmasına izin veren ülkelerin askeri hedeflerine karşı silahlarımızı kullanma hakkına sahip olduğumuza inanıyoruz’ dedi. Bu doğrudan Batılı devletlerin de Rusya’nın hedefi olabileceği şeklinde yorumlanabilir mi?

Bence durum şu şekilde. Batılı ülkelerin çatışmaya ne ölçüde dahil olduğu sorusu neredeyse çatışmanın en başından beri gündeme geliyor. Hangi noktadan itibaren ABD ve Avrupa’nın Rusya ile savaşa doğrudan dahil olduğunu iddia etmek mümkün? Elbette bunun en bariz cevabı Ukrayna’ya kara birlikleri göndermektir. Ancak şu ana kadar bu gerçekleşmedi.

Kuzey Kore birliklerinin Rusya lehine savaşa katıldığı iddia ediliyor. Ukrayna savaşının yarattığı kutuplaşmanın küresel bir askeri bloğu tetiklediğini söylemek için çok mu erken? Ya da böyle bir eğilim güç mü kazanıyor?

Rusya-Ukrayna çatışmasının, sıcak aşaması birkaç yıl daha sürse bile, dünyayı karşıt bloklara böleceğini düşünmüyorum. Avrupa ülkeleri arasında bile Rusya ile çatışma konusunda bir birlik olmadığını görüyoruz. Öte yandan Hindistan ya da Latin Amerika ülkelerinin de taraf tutması pek olası değil.  Bence Washington ve Pekin arasındaki teknolojik rekabet muhtemelen dünyayı iki karşıt blok halinde kutuplaştıracak.

Rusya’nın bir sonraki Trump yönetiminden beklentileri var mı? Diyalog ve barış sürecinin başlaması için Rusya tarafından öne sürülen koşullar yerine getirildi mi?

Bence Kremlin kesinlikle Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşünü dört gözle bekliyor, ancak ABD politikasında bir değişiklik olacağına dair çok az umudu var. Trump’ın figürü son derece çelişkili. Bir yandan çatışmayı mümkün olan en kısa sürede sona erdirme niyetinde. Öte yandan, öngörülemez ve müzakere sürecini organize etmede ilk zorluklarla karşılaştığında, tırmanmayı hızlandırmak için sert önlemler alabilir.

Diyalog koşullarıyla ilgili olarak Rusya’nın ilhak edilen toprakların tanınması ve yaptırımların kaldırılması gibi talepleri karşılanmadı. Bunlar, mevcut jeopolitik iklimde anlamlı bir müzakere ihtimalini zorlaştıran önemli engeller olmaya devam ediyor.

Okumaya Devam Et

RUSYA

Kremlin: Göçmenlere ihtiyacımız var

Yayınlanma

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın mevcut demografik zorlukları aşabilmesi ve dinamik bir kalkınma süreci yürütebilmesi için yurt dışından gelen işgücüne ihtiyacı olduğunu belirtti.

Peskov, RIA Novosti‘ye verdiği açıklamada, şu ifadeleri kullandı: “Son derece gergin bir demografik durumumuz var. Dünyanın en büyük ülkesi olan Rusya’da yaşıyoruz, ancak nüfusumuz yetersiz. Dinamik bir şekilde gelişebilmek ve tüm planlarımızı hayata geçirebilmek için çalışan ellere ihtiyacımız var. Bu nedenle onlara kucak açıyoruz.”

Sözcü, Rusya’daki kaçak göçmenlerin dini aşırıcılık da dahil olmak üzere çeşitli suçların yayılması için zemin hazırladığını vurgulayarak şu açıklamayı yaptı: “Sorun, göçmenler değil, kaçak göçmenlerdir. Yasal olmayan bir ortamda her türlü suç için ön koşullar ortaya çıkar.”

Rusya’nın göç politikaları, 22 Mart’ta Moskova’daki Crocus City Hall’da meydana gelen ve 145 kişinin öldüğü, 550’den fazla kişinin yaralandığı terör saldırısının ardından sıkılaştırıldı.

Saldırının faillerinin Tacikistan vatandaşı olması, kamuoyunda göçmen karşıtı bir dalgaya yol açtı.

Bu kapsamda kolluk kuvvetleri, 2013’ten bu yana kaçak göçmenlere yönelik en geniş kapsamlı operasyonu başlatarak 68 bölgede baskınlar düzenledi.

Haziran ayında Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma, yabancı vatandaşların haklarını kısıtlayan bir yasayı kabul etti. Yeni düzenlemeler kapsamında, göçmenlerin özel bir sicile kaydedilmesi ve yaşam alanlarını değiştirme, araç kullanma, evlenme ve banka hesabı açma gibi haklarının sınırlandırılması planlandı.

Eylül ayında İçişleri Bakanlığı, 2 milyondan fazla göçmenin Rusya’yı terk ettiğini açıkladı.

Doğum oranları kritik seviyede

Rusya’da düşük doğum oranları, demografik krizin en büyük göstergelerinden biri olarak göze çarpıyor.

Federal İstatistik Kurumu (Rosstat) verilerine göre toplam doğurganlık oranı, kadın başına sadece 1,4 çocuk seviyesinde.

Bu oranı “son derece düşük” olarak nitelendiren Peskov, nüfusun her yıl azaldığına dikkat çekmişti. 2023 yılı sonunda doğan çocuk sayısının 1,264 milyona düşmesi bekleniyor ki bu, 1999’dan bu yana en düşük rakam olacak. Uzmanlara göre, ülkenin doğum oranı 18. yüzyılın sonlarından bu yana rekor seviyede düşük.

Tacikistan, Rusya’yı göçmenlerin haklarını ihlal etmekle suçladı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English