Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump, enerji bakanlığı için milyarder Kuzey Dakota Valisi Burgum’u düşünüyor

Yayınlanma

ABD’nin seçilmiş başkanı Donald Trump, “yeşil dönüşüm” kapsamında atılan adımları geri almayı ve Amerikan fosil yakıt endüstrisi önündeki bürokratik engelleri kaldırmayı planlıyor.

Bu kapsamda Trump’ın, Kuzey Dakota Valisi Doug Burgum’u yeni enerji bakanı olarak atamayı düşündüğü bildiriliyor. “Petrol eyaleti” olarak bilinen Kuzey Dakota’nın Cumhuriyetçi valisinin çevresel regülasyonları azaltma ve ABD’nin fosil yakıt üretimini artırma konusunda kapsamlı bir yetki elde edeceği söyleniyor.

Financial Times’a konuşan ve müzakerelere aşina olan kişiler, Trump’ı desteklemeden önce bu yıl Cumhuriyetçi ön seçim yarışına katılan milyarder işadamı Burgum’un, seçilmiş başkanın bu rol için tercih ettiği aday olduğunu söyledi. Eski enerji bakanı Dan Brouillette’in adı da adaylar arasında zikrediliyor.

Trump, araç emisyonlarından petrol ve doğalgaz kiralamaya kadar her konudaki kuralları elden geçirmek için deneyimli isimleri ararken, ilk dönemindeki yetkilileri üst düzey enerji rollerine yeniden atamayı değerlendiriyor.

Yeni enerji bakanının rolü ve yetkileri henüz kesinleşmedi, fakat planlara aşina olan kişiler, yeni başkanın Enerji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Federal Enerji Düzenleme Komisyonu ve Çevre Koruma Ajansı da dahil olmak üzere bir dizi kurumdaki deregülasyon gündemini koordine edeceğini söyledi.

2016’dan bu yana Kuzey Dakota’yı yöneten ve aynı zamanda Kuzey Dakota Petrol Konseyini de yöneten Burgum, petrol endüstrisinin yeni pozisyonu doldurmak için favorisi. Eyaletin Bakken petrol sahası, ABD’yi son on yılda dünyanın en büyük üreticisi haline getiren “şeyl devrimine” öncülük etti. Eyalet, Teksas ve New Mexico’dan sonra ülkenin en büyük üçüncü ham petrol üreticisi konumunda.

Trump’ın geçiş ekibinin düşüncelerine aşina olan kişiler, Washington’a dönmesi düşünülen diğer Trump yönetimi kıdemlileri arasında eski içişleri bakanı David Bernhardt ve eski Çevre Koruma Ajansı (EPA) yöneticisi Andrew Wheeler’ın da bulunduğunu söyledi.

Trump’ın ikinci döneminde deneyime öncelik verdiğinin bir işareti olarak Brouillette, Bernhardt ve Wheeler eski görevlerine dönmeye aday kişiler olarak görülüyor.

Trump-Vance geçiş ekibinin sözcüsü Karoline Leavitt, seçilmiş başkanın kabine kararlarını “yakında” vereceğini ve atamaların “yapıldıklarında duyurulacağını” söyledi.

Seçilmiş başkan, federal hükümet genelinde oluşturulan her yeni düzenleme için en az 10 regülasyonu ortadan kaldırma sözü verdi ve Tesla CEO’su Elon Musk’ı “tüm federal hükümetin tam bir mali ve performans denetimini yapmak ve köklü reformlar için tavsiyelerde bulunmakla görevli” yeni bir verimlilik komisyonunun başına atayacağını söyledi.

Trump, EPA’nın otomobil emisyon kurallarına karşı çıkarak bunları “çılgın elektrikli araç zorunluluğu” olarak adlandırmıştı ve ayrıca federal topraklarda petrol ve gaz sondajı üzerindeki kısıtlamaları da kaldırması muhtemel.

Wyoming senatörü Cynthia Lummis ve eski içişleri bakan yardımcısı Katherine MacGregor da içişleri bakanlığına aday olarak görülüyor.

Bir teknoloji yöneticisi ve eski Çevre Bakanlığı yetkilisi olan Paul Dabbar da enerji bakanlığı için aday olarak görülüyor.

Lummis, MacGregor ve Dabbar da görevleriyle ilgili yorum taleplerine hemen yanıt vermedi ancak senatörün bir sözcüsü Trump’ın Biden’ın “korkunç kamu arazileri politikalarını” geri almasına yardımcı olmak için çalışacağını söyledi.

Burgum daha önce Trump’ın başkan yardımcısı olmak için en büyük adaylardan biri olarak görülüyordu ve pazartesi günü Grand Rapids, Michigan’daki son mitinginde ve seçim gecesi Mar-a-Lago tatil köyünde Trump’la birlikteydi.

Brouillette geçtiğimiz hafta ABD’nin önde gelen kamu hizmeti lobi grubu Edison Electric Institute’un başkanlığından “odağını küresel enerji ortamının karşı karşıya olduğu kapsamlı sorunlara genişletmek için” istifa etmişti.

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Teksas, toplu sınır dışı prosedürü için Trump’a 1.400 dönüm arazi teklif etti

Yayınlanma

Teksas Arazi Komiserinin Starr County’de 1.402 dönümlük bir araziyi ABD için “sınır dışı etme tesisleri” inşa etmek üzere teklif ettiği belirtiliyor.

Bloomberg’in aktardığına göre Komisyon Üyesi Dawn Buckingham Trump’a gönderdiği mektupta araziyi geçen ay satın aldığını ve Rio Grande City yakınlarındaki ABD-Meksika sınırı boyunca yer aldığını belirtti. Parsel New York’taki Central Park’ın neredeyse iki katı büyüklüğünde.

Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago kulübüne 19 Kasım’’da gönderdiği mektupta, “Ofisim, ülke tarihindeki en büyük şiddet suçlularının sınır dışı edilmesinin işlenmesi, alıkonulması ve koordinasyonu için bir tesis inşa edilmesine izin vermek üzere İç Güvenlik Bakanlığı, Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza veya Birleşik Devletler Sınır Devriyesi ile bir anlaşma yapmaya tamamen hazırdır,” diye yazdı.

Trump seçim kampanyasını ABD-Meksika sınırını bir duvar inşasını tamamlayarak ve toplu sınır dışılar yoluyla güvence altına alma vaadiyle yürüttü. Göçmenlik, Teksas Valisi Greg Abbott’un binlerce göçmeni New York ve Chicago gibi Demokratlar tarafından yönetilen şehirlere taşımasının ardından 2024 seçimlerinin parlama noktalarından biri haline geldi ve daha sonra bu akınla başa çıkmak için mali ve lojistik olarak mücadele etti.

Cumhuriyetçiler ayrıca Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in Başkan Joe Biden’ın yönetimi sırasında göçmenlik konularını denetleyen rolünü de vurguladılar.

Trump, İç Güvenlik Bakanlığının başına Güney Dakota Valisi Kristi Noem’i ve “sınır çarı” olarak da ABD Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi’nin eski başkan vekili Tom Homan’ı seçti.

Yeni yönetimin sınır dışı etme planlarının, ABD’de suç işledikleri ya da temyiz yollarını tükettikleri için ülkede kalmak için yasal dayanağı olmayan 1 milyondan fazla kişiyi hedef alarak başlaması bekleniyor. Her türlü çaba önemli miktarda finansman gerektirecek ve lojistik engellerle karşılaşacak.

Buckingham, mülkü satın aldıktan 24 saat sonra sınır duvarının inşa edilebilmesi için bir irtifak hakkı verdiğini söyledi; önceki mal sahibinin “duvarın inşa edilmesine izin vermeyi reddettiğini ve kolluk kuvvetlerinin mülke erişimini aktif olarak engellediğini” söyledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, Trump gelmeden önce Ukrayna’nın 4,6 milyar dolarlık borcunu silmeyi planlıyor

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, Ukrayna’nın 4,65 milyar dolarlık borcunu silme niyetini Kongre’ye resmen bildirdi.

Söz konusu miktar, Washington’un nisan ayında onayladığı 61 milyar dolarlık yardım paketinin bir parçası olarak Kiev’e sağlanan 9 milyar doların yarısını oluşturuyor.

Bu yardımlar, diğer yardımlardan farklı olarak, şartlı geri ödenebilir kredi şeklinde verilmişti. ABD Başkanı’nın, gerekirse bu kredinin yüzde 50’sini iptal etme yetkisine sahip olduğu belirtilmişti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, borcun iptal edilmesinin “Ukrayna’nın kazanmasına yardımcı olacağı ve ABD’nin yanı sıra AB, G7+ ve NATO’daki ortaklarının ulusal çıkarlarına uygun olduğu” ifade edildi.

Bloomberg‘in haberine göre Biden, seçilmiş Başkan Donald Trump’ın Beyaz Saray’a girmesinden önce Ukrayna’ya mümkün olduğunca fazla yardım sağlamaya kararlı. Fakat, borcun silinmesi önerisi Cumhuriyetçilerden tepki gördü.

Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul, Biden yönetiminin bu borcun yükünü Amerikan halkının omuzlarına yıkmaması gerektiğini savundu ve Kongre’nin üst kanadında bir oylama talep edeceğini söyledi.

Bununla birlikte, Bloomberg’e göre Paul’un önerisinin Kongre’nin her iki kanadından da onay alması gerekiyor.

Ancak, Senato’nun Demokratlar tarafından kontrol edilmesi nedeniyle bu durumun pek olası olmadığı belirtiliyor. Ayrıca Biden, tasarıyı veto etme yetkisini de elinde tutuyor.

Daha önce ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, Beyaz Saray’ın, Kongre tarafından onaylanan yardımın “her bir dolarını” Trump’ın 20 Ocak’ta göreve başlamasından önce harcamayı planladığını açıklamıştı.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise Biden yönetiminin kalan aylardaki öncelikli hedeflerinden birinin, “Ukrayna’yı savaş alanında mümkün olan en güçlü konuma getirmek ve müzakere masasında elini güçlendirmek” olduğunu ifade etmişti.

Pentagon yetkilileri, şu anda Ukrayna için 9,3 milyar dolarlık askeri yardım üzerinde çalışıldığını bildirdi. Sözcü Sabrina Singh, Trump göreve başlamadan önce bu yardımların harcanması için Kiev’e haftalık olarak silah sevkiyatlarının planlandığını açıkladı.

Ayrıca 20 Kasım’da Pentagon, Ukrayna’ya 275 milyon dolarlık ek bir askeri yardım paketi daha göndereceğini duyurdu.

İsviçreli askeri uzman Bosshard ile mülakat: Rusya’dan hangi karşılık beklenebilir?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English