Bizi Takip Edin

AMERİKA

Trump’ın Hazine Bakanı adayı Bessent: Doları zayıflatmayacağız

Yayınlanma

Donald Trump’ın üst düzey ekonomi danışmanı Scott Bessent, eski başkanın yeniden seçilmesi halinde doları zayıflatacağı ya da ticareti azaltacağı yönündeki endişeleri reddederek, doların dünyanın rezerv para birimi olarak kalmasını istediğini ve gümrük vergilerini bir müzakere taktiği olarak kullandığını ısrarla vurguladı.

George Soros’un Japon yeni ve İngiliz sterlini üzerine bahis oynayarak kazanmasını sağlayan 62 yaşındaki hedge fon yöneticisi Scott Bessent’in yorumları, son yıllarda Trump’ın ekonomi ve finans konularında en iyi danışmanlarından biri olarak öne çıkması nedeniyle önem taşıyor.

Bessent 2017-2021 yılları arasında Trump yönetiminde görev almamış olsa da, 2024 kampanyasına 2 milyon dolardan fazla bağışta bulundu ve ABD’de ve Birleşik Krallık’ta bağış toplama etkinliklerine ev sahipliği yaptı.

Bessent’in adı, Trump’ın Beyaz Saray’ı tekrar kazanması halinde olası bir Hazine Bakanı olarak sıkça anılıyor.

Trump ve Vance, ihracat için doları zayıflatmak istiyordu

Daha önce Trump ve başkan yardımcısı adayı JD Vance, ithal malları satın alan Amerikalı tüketicilere maliyetine rağmen Amerikan ihracatını artırmak için doların zayıflatılması çağrısında bulunmuştu.

Fakat Financial Times’a (FT) konuşan Bessent, olası yeni bir Trump yönetiminin ABD’nin on yıllardır izlediği politika doğrultusunda güçlü bir doları desteklemesini ve kasıtlı olarak değerini düşürmeye çalışmamasını beklediğini söyledi.

Bessent, Trump’ın “rezerv para birimi olarak ABD dolarının yanında durduğunu” ileri sürdü ve “Rezerv para birimi piyasaya bağlı olarak inip çıkabilir. İyi ekonomi politikalarınız varsa, doğal olarak güçlü bir dolara sahip olacağınıza inanıyorum,” dedi.

Bessent, gümrük vergisi hedefinin “pazarlık için” olduğunu savundu

Trump adına konuşmadığı konusunda uyarıda bulunan Bessent, eski başkanın tüm mallara yüzde 20’ye varan genel vergiler de dahil olmak üzere ithalata kapsamlı gümrük vergileri uygulama taahhüdünü de savundu.

Ekonomist, bunların ticaret ortaklarıyla görüşmelerde muhtemelen yumuşatılacak “maksimalist” pozisyonlar olduğunu söyledi.

Bessent, “Benim genel görüşüm, günün sonunda onun bir serbest ticaret yanlısı olduğu yönünde. Gerilimi düşürmek için gerilimi tırmandırıyor,” dedi.

Bessent ayrıca, Trump’ın yeni bir Fed başkanı atayacağını fakat bağımsızlığına müdahale etmeyeceğini de sözlerine ekledi.

Eski başkanın ikinci kez seçilmesi halinde merkez bankasını “siyasallaştırmasından” korkuluyor. Bessent ise, “Görüşlerini açıklayacaktır. Bence Trump’ın farkı bir iş adamı olması ve ekonomiden anlaması,” iddiasında bulundu.

Trump’ın ekonomi danışmanı yıllarca Soros için çalıştı

Güney Carolina’da yaşayan Bessent, Soros’tan aldığı 2 milyar dolarla küresel makro yatırım şirketi Key Square Group’u kurdu.

Bessent 1990’larda Soros Fon Yönetimi’nin Londra ofisini yönetti ve İngiliz sterlinine karşı 1 milyar dolardan fazla kâr getiren bir yatırımın yapılmasına yardımcı oldu.

2011’den 2015’e kadar Soros’un aile ofisinde baş yatırım sorumlusu olarak çalıştı ve Japon yenine karşı bahis oynayarak bir başka başarı kazandı.

Bessent, Soros için çalıştığı için Cumhuriyetçilerden herhangi bir şüpheyle karşılaşmadığını söyledi. Trump’ın danışmanı, “George karmaşık sistemlerin nasıl hızlandığını ya da bozulduğunu anlamakta çok başarılı. Bence bu benim de güçlü yanım. Ne yazık ki [Soros] bunu siyasi arenaya da taşıdı,” dedi.

ABD’yi “Avrupa gibi bir ekonomi” yapmamak istiyor

Bessent kendisini, diğer konuların yanı sıra dış ticaret konusunda da anlaşmazlık yaşayan geleneksel ve milliyetçi muhafazakârlıklar arasında bir “köprü” olarak gördüğünü söyledi.

Bessent, ABD’nin bu borçtan kurtulması ve “Avrupa tarzı, aşırı düzenlenmiş, aşırı borçlu bir ekonomi” haline gelmemek için son şansları olduğunu ileri sürdü ve “Bence uluslararası ticaret ve ilişkilerin yeniden düzenlenmesinin tam ortasındayız ve ben de içeride ya da dışarıda bunun bir parçası olmak istiyorum,” dedi.

Demokrat aday Kamala Harris’i “ekonomi cahili” ve başkan yardımcısı adayı Tim Walz’ı da “iki kat cahil” olarak nitelendirdi.

Trump’ın iktisadi planlarını savunan Bessent ayrıca Trump’ın gümrük vergileri, vergi indirimleri, deregülasyon ve sınır dışı etme gibi önerilerinin tüketici fiyatlarını artıracağını gösteren çalışmaları da eleştirdi ve Joe Biden’ın başkanlığı döneminde fiyatların nasıl fırladığına dikkat çekti.

Milyarder yatırımcıya göre Trump’ın en büyük başarısı Cumhuriyetçileri “işçi sınıfı partisi” yapması

Trump’ın enflasyonist olduğu fikrini “saçmalık” olarak nitelendiren Bessent, “Biden-Harris döneminde son 40 yılın en kötü enflasyonunu yaşadık. Trump’ın bahsettiği her şey enflasyonist, ama bir şekilde onun döneminde enflasyonda eşitlik olacak,” dedi.

Bessent, Trump’ın “bütçe açığı için kıyamet makinesi” olarak nitelendirdiği Biden’ın Enflasyonu Düşürme Yasasını (IRA) ortadan kaldırarak harcamaları kısabileceğini öne sürdü.

Danışman ayrıca federal hükümetin, Uygun Bakım Yasası kapsamında genişletilen yoksul ailelere yönelik ABD hükümetinin sağlık programı Medicaid konusunda eyaletlere daha fazla yetki verebileceğini de sözlerine ekledi. Böyle bir hamle potansiyel olarak kesintilere yol açabilir.

Öte yandan milyarder yatırımcı, Trump’ın yaptığı “en büyük şeylerden birinin” Cumhuriyetçi Parti’yi “işçi sınıfı insanlarının partisi” haline getirmek olduğuna inandığını söyledi.

AMERİKA

ABD’nin nükleer ve hava üsleri üzerinde gizemli İHA’lar uçmaya başladı

Yayınlanma

ABD’deki askeri ve nükleer tesislerin üzerinde gizemli drone uçuşları gerçekleşiyor. Ordu, bu dronların kim tarafından ve ne amaçla kullanıldığını henüz belirleyemedi. Özellikle Virginia ve Nevada’da yoğunlaşan olaylar ulusal güvenlik endişelerini artırırken, Pentagon ve diğer yetkililer çözüm arayışında.

The Wall Street Journal‘a konuşan askeri yetkililer, geçen yıl ABD hava üsleri ve nükleer tesisleri üzerinde “gizemli” drone uçuşlarının kaydedildiğini belirtti.

ABD Hava Kuvvetleri Generali Mark Kelly, Aralık 2023’te 17 gece boyunca kendisinin ve diğer subayların, Virginia kıyısındaki Langley Hava Kuvvetleri Üssü üzerinde dronların hava sahasını ihlal etmesini izlediğini aktardı.

Bu üs, ABD’nin en gelişmiş savaş uçaklarından F-22 Raptor’a ev sahipliği yapıyor.

Kelly’nin ifadesine göre, drone hareketliliği genellikle gün batımından 45 dakika ila bir saat sonra başlıyordu. Yaklaşık 6 metre uzunluğundaki bu insansız hava araçları, üs üzerinde 900 ila 1200 metre yükseklikte, saatte 160 kilometreden fazla hızla ardı ardına uçuyordu.

Bu insansız hava araçları, Chesapeake Körfezi boyunca güneye, dünyanın en büyük deniz limanlarından birinin bulunduğu ve ABD Donanması’nın SEAL Team Six üssüne ev sahipliği yapan Norfolk’a doğru ilerliyordu.

Ordu, bu dronların “tehlikeyi göze alan amatörlere mi yoksa düşman kuvvetlerine mi” ait olduğunu belirleyemedi, zira gece uçuşları sırasında takip edilemedi.

Bazı yetkililer, bu uçuşların ABD’nin tepkisini test etmek amacıyla Rusya veya Çin tarafından gerçekleştiriliyor olabileceğini öne sürdü.

Bunun sonucunda, Langley Hava Kuvvetleri Üssü’nün komutanları, dron sürüsüyle çarpışma korkusuyla gece eğitim uçuşlarını iptal etmek ve F-22 savaş uçaklarını başka bir üsse taşımak zorunda kaldı.

Bu olaylardan birkaç ay önce, Ekim 2023’te, Nevada’daki bir Enerji Bakanlığı nükleer tesisinin üzerinde de birkaç gün boyunca beş drone görüldü. ABD yetkilileri, bu dronları kimin uçurduğunu ve ne amaç taşıdıklarını hâlâ çözememişti.

Benzer vakalar ABD’nin farklı bölgelerinde de kaydedildi. Bu yılın ocak ayında Kaliforniya’daki Edwards Hava Kuvvetleri Üssü yakınlarında da insansız hava araçları tespit edildi ve bu durum ulusal güvenlik endişelerini daha da artırdı.

Wall Street Journal‘a konuşan askeri yetkililer, ağustos ve eylül aylarında da üs yakınlarında dronların görüldüğünü bildirdi.

Gazetenin hatırlattığına göre, ABD’deki federal yasalar, acil bir tehdit oluşturmadıkları sürece askeri üslerin yakınındaki insansız hava araçlarının düşürülmesini yasaklıyor.

Fakat bu olaylar, Başkan Joe Biden’ın da dikkatini çekti ve Beyaz Saray’da yapılan bir toplantıda masaya yatırıldı. Pentagon, FBI ve diğer kurumlar, bu olaylara yönelik olası açıklamaları araştırıyor ve tehditlere nasıl yanıt verileceğini değerlendiriyor.

Öte yandan Washington yönetimi, stratejik bölgelerdeki dronları etkisiz hale getirme konusunda orduya “daha fazla hareket serbestisi” tanınması için ısrarcı.

Wall Street Journal, ABD’deki askeri ve nükleer tesisler üzerinde uçan dronlarla ilgili sorunun, ordunun bunları takip etme ve ülkenin ulusal güvenliğine yönelik olası tehditler hakkında daha fazla bilgi edinme çabalarına rağmen henüz çözülemediğine dikkat çekti.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Trump: Seçim günü düzeni korumak için ordu kullanılabilir

Yayınlanma

Eski ABD Başkanı Donald Trump, pazar günü Maria Bartiromo ile yaptığı söyleşide seçim günü kaos bekleyip beklemediği sorulduğunda “gerçekten gerekirse” ordunun “bazı hasta insanlar, radikal sol deliler” için çağrılması gerektiğini söyledi.

Trump Fox News’in ‘Sunday Morning Futures’ programında Bartiromo’ya, “Bence daha büyük sorun içerideki insanlar. Bazı çok kötü insanlarımız, bazı hasta insanlarımız, radikal sol delilerimiz var. Gerekirse Ulusal Muhafızlar ya da gerçekten gerekliyse ordu tarafından çok kolay bir şekilde halledilmelidir. Çünkü bunun olmasına izin veremezler,” dedi.

Bartiromo seçim günü kaos bekleyip beklemediğini sorduğunda Trump, kendisine oy veren taraftan böyle bir şey gelmeyeceğini savundu.

Trump, Seçim Günü’nde sorun çıkması söz konusu olduğunda, aksi takdirde “ülkemizi tamamen yok eden” kişiler olsalar bile, sorunun “yeni gelen insanlar bile olmadığını”, düşmanın “içeriden” geldiğini düşündüğünü söyledi.

Thomas Jefferson’ın başkanlığı döneminde çıkarılan 1807 tarihli Ayaklanma Yasası, başkana ayaklanma ya da diğer düzensizliklerle mücadele etmek üzere Ulusal Muhafızları ve orduyu görevlendirebilme yetkisi verse de, seçim günü ordunun görevlendirilmesi fikri eşi benzeri görülmemiş bir uygulama olabilir.

Trump, başkanlığı sırasında George Floyd’un Minneapolis polisi tarafından öldürülmesi üzerine yapılan protestolara yanıt olarak bu yasayı devreye sokacağı uyarısında bulunmuş fakat sonuçta bunu yapmamıştı.

Harris’in kampanyası Trump’ın önerisine hemen yanıt verdi. Harris’in kampanya sözcüsü Ian Sams yaptığı açıklamada, “Donald Trump Amerikalı hemşerilerinin yabancı düşmanlardan daha kötü ‘düşmanlar’ olduğunu öne sürüyor ve onlara karşı orduyu kullanacağını söylüyor,” dedi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

S&P, daha fazla gelişmekte olan ülkenin temerrüde düşmesini bekliyor

Yayınlanma

S&P Global Ratings’e göre, yoksul ülkeler büyük borç yükleri ve yüksek borçlanma maliyetlerinin mirası altında ezildikçe, temerrütler önümüzdeki on yılda daha da sıklaşacak.

Financial Times’a (FT) göre her ne kadar küresel faiz oranları düşmeye başlamış ve Zambiya ve Sri Lanka gibi ülkeler temerrütten çıkmaya başlamış olsa da, pek çok ülke yabancı para cinsinden borçlarını ödemek için yetersiz kaynaklara ve sermayeye çok az erişime sahip.

Derecelendirme kuruluşu son yayınlanan raporunda, “Daha yüksek devlet borcu ve döviz cinsinden borçlanma maliyetlerindeki artış nedeniyle … ülkeler önümüzdeki 10 yıl içinde geçmişte olduğundan daha sık döviz cinsinden borçlarını ödeyemeyecek,” dedi.

Kenya ve Pakistan gibi borçlu ülkeler bu yıl yeni IMF kurtarma paketleri ve diğer krediler sayesinde temerrüde düşmekten kıl payı kurtuldu. Fakat, benzer birçok hükümetin ödemek zorunda olduğu çift haneli borçlanma maliyetleri göz önüne alındığında, borçlarını yeniden finanse etmek için hâlâ tahvil piyasalarının dışında kalmış durumdalar.

Gana bu ay, alacaklılara yüzde 37’lik bir zarar yükleyen ABD doları cinsinden bir tahvil yeniden yapılandırmasını tamamlayarak temerrütten çıktı. Bu yılın başlarında Zambiya dört yıllık bir yeniden yapılandırma sürecini sona erdirirken, Sri Lanka’nın yeni hükümetinin 2022 tahvil temerrüdünü sona erdirmek için yakında bir anlaşma yapması bekleniyor.

Ukrayna da, savaşın başlamasının ardından ödemelere getirilen askıya almanın yerine, 2020’de Arjantin’den bu yana en büyüğü olan 20 milyar dolardan fazla borcun yeniden yapılandırılmasını tamamladı.

S&P Global Ratings gelişmekte olan ülkeler uzmanı Frank Gill’e göre borç yapılandırmalarından çıkan ülkeler geçmişe kıyasla daha düşük notlara sahip ve bu da temerrütlerin tekrarlanma olasılığına işaret ediyor.

Gill, temerrüt seviyesinin ülkelerin mali tercihlerine ve cari açıklarını kapatmak için doğrudan yabancı yatırım gibi denizaşırı sermayeyi ne ölçüde çekebileceklerine bağlı olduğunu da sözlerine ekledi fakat bu ikincisinde büyük bir artış olduğuna dair çok az işaret olduğunu söyledi.

S&P Global Ratings, devletlerin temerrüde düşeceğine dair tek bir erken uyarı işareti olmasa da, hükümetlerin borç ödemelerini durdurmadan önceki yıl gelirlerinin ortalama beşte birini faiz ödemelerine ayırdıklarını tespit ettiğini söyledi.

Önümüzdeki yıl rezervlerine oranla büyük borç vadeleriyle karşı karşıya olan ülkeler arasında kısa süre önce Hindistan’dan kurtarma paketi alan Maldivler ve Arjantin de bulunuyor.

S&P’de ülke derecelendirmesi analisti olan Giulia Filocca, önümüzdeki on yıl içinde bu tür geri alımların ve benzer operasyonların artmasının “temerrütlerin doğasının muhtemelen çok daha alışılmadık hale geleceği” anlamına geldiğini söyledi.

Filloca, “Giderek artan bir şekilde, temerrüt gibi görünmeyen ancak tam bir temerrütten kaçınmak için yapılıyorsa ajansın sıkıntılı bir değişim olarak sınıflandırabileceği geri alım operasyonları görüyoruz,” dedi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English