AB Ticaret Şefi Maroš Šefčovič salı günü, ABD Başkanı Donald Trump’la “barışı satın alabileceğini” ve giderek büyüyen bir ticaret savaşını önleyebileceğini umduğu bir paketle Washington’a uçtu.
POLITICO’nun haberine göre Trump’ın gümrük vergilerini önlemek amacıyla yeni yönetime bir “işbirliği paketi” vaat eden Šefčovič’in çarşamba günü (19 Şubat) ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, ABD Ticaret Temsilcisi Jamieson Greer ve Trump’ın ekonomi başdanışmanı Kevin Hassett ile bir araya gelmesi bekleniyor.
Ziyaret, Trump’ın önümüzdeki ay çelik ve alüminyum üzerindeki vergileri yeniden yürürlüğe koyacağını söylemesinin ardından, blok için tehlikeli bir zamanda gerçekleşiyor. Trump ayrıca, başta otomobil endüstrisi olmak üzere Avrupalı ihracatçılara zarar verecek karşılıklı gümrük vergileri uygulama yönünde bir adım attı.
Brüksel son dört yılını ticaret silahlarını güçlendirmekle geçirirken, öncelikle Trump ile bir anlaşma yapmayı denemek istiyor. POLITICO’ya göre AB’nin çantasında 4 ana öneri yer alıyor.
1. Amerikan LNG’si daha fazla satın almak
Bunlardan ilki, ABD’den sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) ithalatını artırmak. Trump’ın Amerika’nın AB ile olan 198 milyar avroluk ticaret açığı konusundaki takıntısı, bloğa milyarlarca dolara mal olabilecek ağır gümrük vergileri uygulama tehditlerinin merkezinde yer alıyor.
Fakat Trump’ın aynı anda daha fazla fosil gazı için daha fazla sondaj sözü vermesi, Avrupa ülkelerinin Atlantik ötesinden daha fazla yakıt satın alarak bir ticaret savaşı olasılığını önleyebileceği umutlarını artırdı.
Fakat uygulamada Almanya gibi AB ülkeleri, bloğun mevcut hacimlere ek olarak ne kadar daha Amerikan LNG’si satın alabileceğini sorguluyor. En azından bir AB ülkesi, enerji güvenliği adına Amerikan LNG kargolarını daha uygun fiyatlı hale getirmek için bir sübvansiyon programı fikrini ortaya atıyor.
Bu arada sektör temsilcileri, Trump’ın ülkesinde çevre standartlarını düşürmeye hazırlandığı ve enerji devlerinin kural değişikliklerinden faydalanmaları halinde Avrupa ülkelerinden ağır para cezalarıyla karşılaşabilecekleri göz önüne alındığında, AB paketinin metan emisyonları nedeniyle Amerikan yakıtı ithalatçılarını cezalandırmama taahhüdü içermesi için baskı yapıyor.
2. Amerikan otomobillerine gümrük indirimi
İkincisi, AB’nin Amerika otomobilleri üzerindeki gümrük vergisini azaltma taahhüdü. Trump’ın AB’ye yönelik şikâyetlerinin merkezinde otomobiller ve AB’nin araçlara uyguladığı yüzde 10’luk ithalat vergisi yer alıyor.
ABD’de yüzde 2,5 gümrük vergisi var, fakat bu oran hafif kamyonlar için keskin bir şekilde yüzde 25’e yükseliyor.
Trump’ın gümrük tehdidine en bariz cevap, otomobil üreticisi BMW ve Avrupa Parlamentosu’nun (AP) uluslararası ticaret komitesi başkanı Bernd Lange’nin savunduğu bir yaklaşımla, bloğun gümrük vergilerini ABD’ninkilerle eşleşecek şekilde düşürmek olacak.
Ne var ki küresel ticaret kuralları uyarınca AB’nin gümrük vergilerinde yapılacak herhangi bir indirimin tüm ticaret ortaklarına uygulanması gerekecek.
Bu durum, elektrikli araç üreticilerinin yeni pazar arayışında olduğu Çin için bir kazanç anlamına geliyor. Avrupa Komisyonu, sübvansiyon karşıtı soruşturmasının ardından geçen yıl Çin malı elektrikli araçlara yeni vergiler getirmişti.
3. Pekin ile mücadelede Brüksel-Washington ortaklığı
AB’nin Trump’a sunacağı tekliflerden üçüncüsü, Çin’e karşı AB-ABD ortaklığı.
POLITICO’da yer alan habere göre Brüksel’deki yetkililer Trump’ın seçim kampanyasında göründüğü gibi bir “Çin şahini” olmayabileceğini anlamaya başladılar.
Trump’ın Pekin’e yönelik ilk yumuşak hamleleri, Brüksel’in Washington ile daha iyi uyum sağlayacağı görüşünden hareketle Çin’in pazar kapma uygulamalarına karşı ortak mücadele için adımlar atan AB’de alarm zillerinin çalmasına neden oluyor.
Šefčovič, yapay zeka, yarı iletkenler ya da kuantum teknolojisi gibi kilit teknolojilerde dışarıya yapılan yatırımların denetlenmesi gibi konularda AB’nin ekonomik güvenliğe odaklanmasının güçlendirilmesini önermişti.
Trump’ın ilk dönemini yansıtacak bir başka hamleyle Brüksel, Çin’in şirketlere sübvansiyonlar sağlaması ya da Batılı firmaları kamu ihalelerinden dışlaması gibi piyasa dışı uygulamalarıyla mücadelede ABD ile işbirliği yapmak istiyor.
2023 yılında Washington ve Brüksel, Çin gibi piyasa dışı ekonomilerden çelik ve alüminyum ithalatına vergi uygulayacak bir “yeşil” metaller kulübü kurmayı denemiş ama başarısız olmuştu.
Eğer iki taraf Sürdürülebilir Çelik ve Alüminyum Küresel Düzenlemesi üzerinde anlaşabilirse, Trump’ın ilk dönemine kadar uzanan gümrük vergisi kavgası da son bulabilir.
4. Amerikan silahlarına yatırım
Avrupa ülkelerinin daha fazla Amerikan silahı satın almasını sağlamak, Trump yönetiminin Avrupa’dan asker çekme fikriyle flört ettiği ve AB ülkelerine defalarca savunma harcamalarını artırma çağrısında bulunduğu bir dönemde, bloğun kendi güvenliği konusunda ciddi olduğuna ikna etme avantajına sahip olacaktır.
Almanya ve İtalya’da ilgi gören bu yaklaşım geçtiğimiz kasım ayında Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde tarafından da dile getirilmiş ve Lagarde AB ülkelerinin “uyumlu” bir yaklaşımla kendi üretemedikleri silah sistemlerini satın alabileceklerini söylemişti.
Fakat bu fikir, Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un AB’nin “stratejik özerkliğinin” en güçlü savunucusu ve Dassault gibi ulusal savunma şampiyonlarının güçlü bir destekçisi olduğu Fransa’da muhtemelen dirençle karşılaşacak.
Bu arada Washington geçen hafta Avrupa’ya silah sevkiyatını hızlandırma sözü verdi.
AB, teknoloji şirketleri konusunda tutumunu değiştirmiyor
Öte yandan Brüksel, Washington ve teknoloji şirketlerinin şikayet konusu olan Büyük Teknoloji’ye yönelik regülasyonlar konusunda geri adım atmayı düşünmüyor.
Üst düzey bir Avrupalı milletvekiline göre, Washington’dan gelen uyarılara rağmen AB, çoğu Amerikalı olan büyük teknoloji şirketlerini düzenleme yolundan sapma niyetinde değil ve teknoloji mevzuatı konusunda müzakereye açık olmayacak.
Bloğun X ve Amazon gibi ABD’li teknoloji devlerini yöneten üç ana kural kitabının (Yapay Zeka Yasası, Dijital Hizmetler Yasası ve Dijital Piyasalar Yasası) uygulanması, bir ticaret çatışmasında Washington’u yatıştırmak için esnetilmeyecek.
AP’nin ABD delegasyonu başkanı Brando Benifei, “Bu yaklaşımı kabul edemeyiz, çünkü mevzuatımızın bir müzakerenin parçası olduğunu düşünmüyoruz,” dedi.
Benifei, POLITICO’ya verdiği mülakatta AB’nin bu nedenle ABD politikasında değişiklik talep etmediğini vurguladı.