Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Üsküp’te yemin töreni krizi

Yayınlanma

Kuzey Makedonya’nın yeni seçilen milliyetçi cumhurbaşkanı pazar günü yemin töreninde komşu Yunanistan ile diplomatik bir krizi tetikledi.

Genç ülkenin ilk kadın cumhurbaşkanı olan İç Makedon Devrimci Örgütü – Makedonya’nın Ulusal Birliği Demokratik Partisi (VMRO-DPMNE) üyesi Gordana Siljanovska-Davkova, parlamentodaki yemin töreni sırasında ülkesinden anayasal adı olan “Kuzey Makedonya” yerine “Makedonya” deyince kriz patlak verdi.

Yunanistan’ın Üsküp Büyükelçisi Sophia Philippidou, protesto amacıyla yemin törenini derhal terk etti.

Yunanistan Dışişleri Bakanlığı yaptığı açıklamada, yeni cumhurbaşkanının sözlerinin Atina ve Üsküp arasında 2018 yılında imzalanan uluslararası Prespa Anlaşmasının şartlarını ihlal ettiğini ve hem ikili ilişkileri hem de Kuzey Makedonya’nın Avrupa Birliği’ne katılma ihtimalini tehlikeye attığını söyledi.

Prespa Anlaşması uyarınca ülkenin adı ve anayasası değiştirilerek Kuzey Makedonya’nın 2020’de NATO’ya katılması ve AB üyelik sürecini başlatması sağlanmıştı.

Yunanistan, Kuzey Makedonya’nın AB ve NATO üyeliğini on yıllar boyunca engellemişti. Bunun gerekçesi, Balkan komşusunun kendisini “Makedonya” olarak adlandırarak bir Yunan ismini ve eski Yunan Makedonya Krallığı’nın tarihini kendine mal ettiğini iddia etmesiydi.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen de X’te yaptığı açıklamada, “Kuzey Makedonya’nın AB’ye katılım yolunda başarılı bir şekilde ilerleyebilmesi için, ülkenin reformlar yolunda ilerlemeye devam etmesi ve Prespa Anlaşması da dâhil olmak üzere bağlayıcı anlaşmalara tam saygı göstermesi büyük önem taşımaktadır,” dedi.

Geçtiğimiz iki yıl boyunca Bulgaristan, Kuzey Makedonya’nın AB üyeliğini de engelledi. Sofya, ülkenin Bulgar azınlığını tanımak için anayasasının bir kez daha değiştirilmesini talep ediyor.

Prespa Anlaşması o dönemde sosyalist SDSM partisi liderliğindeki hükümet tarafından imzalanmıştı. Buna karşın Siljanovska-Davkova’nın mensubu olduğu milliyetçi VMRO her zaman anlaşmaya karşı çıktı.

VMRO lideri Hristijan Mickoski geçen haftaki parlamento seçimleri için yürüttüğü kampanya sırasında SDSM’yi “komşularla olan anlaşmazlıkları çözmek için aşağılayıcı tavizler vermekle” suçladı ve Prespa anlaşmasına rağmen ülkeyi “Makedonya” olarak adlandırmaya devam etti.

Mickoski, “Benim için Makedonya Makedonya’dır ve Makedonya olarak kalacaktır,” demişti.

VMRO AB üyeliğini desteklese de, Bulgaristan’ın talep ettiği ve ülkenin bloğa katılımı için bir ön koşul olan anayasal değişiklikleri kabul etmeyeceğini söylüyor.

Yunanistan’da muhalefet partisi Syriza, Siljanovska-Davkova’nın Makedonya terimini kullanmasını kınadı ve ülke hükümetini “bu pasif tutumdan vazgeçmeye” ve Kuzey Makedonya’nın yeni cumhurbaşkanı ve yeni hükümet üyeleri tarafından “Prespa Anlaşmasını ihlal eden her türlü terim veya eylemin … şiddetle ele alınması için uluslararası ve Avrupa düzeyinde mevcut tüm diplomatik araçları” harekete geçirmeye çağırdı.

DİPLOMASİ

Çin ve Rusya birlikleri sınır ötesi terörizmi hedef alan ortak tatbikat düzenledi

Yayınlanma

Moskova’da terör saldırılarına ilişkin endişeler artarken Çin ve Rusya sınır ötesi terörizme odaklanan ortak bir askeri tatbikat gerçekleştirdi.

Çin ordusunun resmi yayın organı PLA Daily’nin salı günü bildirdiğine göre tatbikat 25 Haziran’da Rusya’nın Blagoveshchensk kenti ile Çin’in Heihe kentini birbirine bağlayan Heilongjiang köprüsü yakınlarındaki bir nehir bölgesinde gerçekleştirildi.

Bu tatbikat, Rusya’nın Ukrayna müdahalesinden bu yana komşu ülkelerin ilk ortak terörle mücadele tatbikatı oldu.

Tatbikat, 23 Haziran’da Rusya’nın güneyindeki Dağıstan bölgesinde iki sinagog, iki Ortodoks kilisesi ve bir polis karakoluna düzenlenen silahlı saldırılarda en az 22 kişinin öldürüldüğü terör saldırılarından sadece birkaç gün sonra gerçekleşti.

Mart ayında Moskova’da bir konser salonuna düzenlenen saldırıda 140’tan fazla kişi hayatını kaybetmiş ve bu olay Rusya’da neredeyse yirmi yıldır yaşanan en ölümcül terör saldırısı olmuştu. Saldırının sorumluluğunu IŞİD’in Horosan kolu üstlenmişti.

PLA Daily’nin haberine göre geçen haftaki ortak tatbikatta “sınırı geçmeye çalışan teröristler” saldırı düzenlemek üzere simüle edildi.

Çin ve Rus birlikleri tatbikat sırasında teröristleri engellemek ve yakalamak için hava keşfi, denizde durdurma ve karada pusu kurma yöntemlerini kullandı.

Rapora göre, istihbarat paylaşımı ve operasyonel koordinasyonun artırılmasına odaklanılan tatbikat, her iki ordunun da sınır bölgelerini ortaklaşa güvence altına alırken her türlü “terörizm, ayrılıkçılık ve aşırıcılıkla mücadele etmek” için etkili önlemler alma konusundaki “kesin kararlılığını” gösterdi.

Raporda ayrıca iki tarafın sınır işbirliğinin daha da derinleştirilmesi konusunu ele aldığı belirtildi.

İki ülke terörle mücadele odaklı ortak tatbikatları ilk kez gerçekleştirmiyor. Çin’in Halk Silahlı Polis Gücü 2019 yılında Rusya’da Rus Ulusal Muhafızları ile birlikte bir tatbikata katılmıştı.

Tass’ın haberine göre Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov sisan ayında Çinli mevkidaşı Wang Yi ile yaptığı görüşmede iki ülkenin çok taraflı platformlar da dâhil olmak üzere terörle mücadelede süregelen işbirliğini teyit etti.

Kolluk kuvvetleri arasındaki işbirliğini güçlendirme hedefi

Geçen haftaki ortak tatbikat, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in mayıs ayında Pekin’i ziyareti sırasında Çinli ve Rus liderler arasında, ortak eğitim ve tatbikatların genişletilmesi de dâhil olmak üzere, kolluk kuvvetleri ve savunma alanındaki işbirliğinin güçlendirilmesi konusunda varılan mutabakatın ardından gerçekleşti.

Çin ve Rus sahil güvenlik birimleri geçen yıl nisan ayında da deniz kolluk kuvvetleri işbirliği konusunda bir mutabakat zaptı imzalamıştı.

Çin ve Rusya mart ayında İran ile birlikte korsanlıkla mücadele çabalarına odaklanan bir deniz tatbikatı düzenledi. Çin ve Rusya ayrıca geçen yıl temmuz ayında Japon Denizi ya da Doğu Denizi’nde ortak deniz ve hava tatbikatı düzenledi.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Lukaşenko: Batı, Ukrayna’daki durumu tüm dünyayı titretecek ölçüde tırmandırmaya çalışıyor

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Minsk ve Moskova’nın rakiplerinin her iki ülkeyi de bir çatışmanın içine çekmeye ve durumu ‘tüm dünyayı titretecek’ ölçüde tırmandırmaya çalıştığını söyledi.

Lukaşenko, Minsk’te Bağımsızlık Günü ve ülkenin Nazi işgalcilerinden kurtuluşunun 80. yıldönümü kutlamalarına katılmak üzere Belarus’a giden Rusya parlamentosunun alt kanadı Duma Başkanı Vyaçeslav Volodin ile görüştü.

TASS haber ajansının aktardığına göre görüşme sonrasında açıklama yapan Lukaşenko, “Bizi bu sınır boyunca dağıtmak, direnişimizi imkânsız hale getirmek, gerilimi tüm dünyayı titretecek bir boyuta taşımak ve çatışmaya dahil etmek için can atıyorlar. Durum çok ciddi ve kesinlikle gardımızı indiremeyiz,” ifadelerini kullandı.

Geçen ay Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Ukrayna birliklerinin Belarus sınırında toplanmasından endişe duyduğunu, zira Moskova’nın Minsk’in müttefiki olduğunu söylemişti.

Putin ve Lukaşenko arasında konuyla ihlgili olası bir etkileşime ilişkin bir soruyu yanıtlayan Peskov, iki liderin ‘gerekli gördükleri takdirde bunu yapabileceklerini’ kaydetti.

Daha önce Minsk, Ukrayna birliklerinin Belarus sınırına yığınak yaptığını bildirmişti.

Genelkurmay Başkanı Pavel Muraveyko, Ukrayna kuvvetlerinin aktif olarak hareket ettiğini, sınır boyunca periyodik olarak insansız hava araçlarının uçuş yaptığını ve Belarus topraklarında keşif faaliyetlerinin aktif hale geldiğini kaydetti.

Buna karşılık Minsk sınır korumasını güçlendirdi, ilave güç ve araçları yeniden konuşlandırdı.

Belousov: Rusya-Belarus Birlik Devletinin güvenliği için yeni tedbirler alması gerekiyor

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Maduro, ABD ile doğrudan müzakerelerin yeniden başlayacağını duyurdu

Yayınlanma

Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD ile diplomatik temasların yeniden kurulacağını ve iki ay önce Washington yönetiminden diyaloğu yeniden başlatma teklifi aldıklarını duyurdu.

İki ülke, yarın doğrudan görüşmelere geri dönecek.

Maduro, Venezolana de Televisin‘e verdiği demeçte “Yeni anlaşmalar imzalamak ve daha önce imzalanmış anlaşmaları uygulamak için müzakere edeceğiz. Diyalogdan, karşılıklı anlayıştan, ilişkilerimizin geleceğinden, Venezuela’nın egemenliğine ve bağımsızlığına tam saygı göstererek değişimden yanayım,” dedi.

Venezuela lideri, ayrıca ABD’nin yaptığı anlaşmalara sadık kalması gerektiğini vurguladı.

Maduro, devlet başkanlığı seçimlerinde iktidar partisinden resmen aday gösterildi. Seçimler 28 Temmuz 2024 tarihinde yapılacak.

Aynı zamanda, seçmenlerin yüzde 54’ünden fazlasının desteğiyle ülkedeki en popüler siyasetçi muhalefetin temsilcisi Maria Corina Machado olarak öne çıkıyor.

Geçen yılın aralık ayında Venezuela Yüksek Mahkemesi, Maria Corina Machado’yu siyasi haklardan mahrum bırakarak seçimlere katılmasını yasaklamıştı.

Mahkeme, kararına gerekçe olarak muhalefet liderinin bir ‘yolsuzluk planına’ karışmış olmasını göstermişti.

Temmuz 2023’te Maria Corina Machado’nun Venezuela’da 15 yıl boyunca kamu görevinde bulunması yasaklandı. Mart ayında da muhalif Henrique Capriles’e benzer bir yasak getirilmişti.

Ekim ayına gelindiğinde hükümet ve muhalefet, diyaloğun yeniden başlatılması ve seçimlerin düzenlenmesi için meşru bir seçim sürecinin güvence altına alınmasını içeren bir anlaşma imzaladı.

Bunun ardından ABD, Venezuela’ya yönelik yaptırımları geçici olarak hafifletti ve ülkenin petrol, doğalgaz ve altın sektörlerini kapsayan işlemlere izin veren genel lisanslar çıkardı. Geçici hafifletme Nisan 2024’e kadar geçerliydi. Ülkenin petrol ve doğalgaz sektörüne yönelik yaptırımlar 2019 yılında seçim hileleri iddiasıyla uygulanmıştı.

Maduro, ABD yetkililerinin ‘bir şiddet dalgası başlatma’ ve ülkeyi işgal etme niyetinde olduğunu belirtmiş ve ’emperyalizme karşı çıkan tüm hükümetlerin’ saldırı altında olduğuna işaret etmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English