Bizi Takip Edin

Avrupa

Vučić’ten gizemli açıklama: Bizi zor günler bekliyor

Yayınlanma

Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vučić, 26 Mart akşamı sosyal medya hesabından gizemli bir mesaj yayınlayarak ülkeyi zor günlerin beklediğini açıkladı.

Sırp lider mesajında, “Sırbistan’ı zor günler bekliyor. Şu anda, son 48 saat içinde ne tür haberler aldığımızı söylemek kolay değil. Bunlar hem Sırbistan’ın hem de [Bosna-Hersek’teki] Sırp Cumhuriyeti’nin hayati ulusal çıkarlarını doğrudan tehdit etmektedir. Önümüzdeki günlerde Sırbistan halkını önümüzdeki tüm zorluklarla yüzleştireceğim. Zor olacak, şimdiye kadarkilerin en zoru olacak. Savaşacağız, Sırbistan kazanacak,” dedi.

Vučić’in mesajının ardından çeşitli iddialar da ortaya atıldı. Bu iddialardan biri, Kosova’nın Avrupa Konseyi’ne katılımına ilişkin bilgi ve AB’den bir ültimatom alınmış olması.

Bir diğer iddia ise, Bosna-Hersek Yüksek Temsilcisi Christian Schmidt’in kararına ve Bosna-Hersek Seçim Yasasında yapılan değişikliklere bir tepki olduğu yönünde.

Bosna-Hersek’in barış anlaşmasının uygulanmasını denetleyen uluslararası yetkili Christian Schmidt, salı günü ülkenin seçim yasasında bir dizi yeni değişiklik yaptı.

Schmidt’in müdahalesi, ‘seçim adaletini’ sağlamayı amaçlayan bir paketi içeriyor. Temsilci, “Yıllar önce yapılması gerekeni bugün yapacağım. Bosna-Hersek’in tüm vatandaşları için özgür ve adil seçimleri garanti altına alacağım,” dedi.

Schmidt, elektronik oy sayımı, elektronik kimlik tespiti ve dijital oy kullanma merkezlerinin pilot uygulama kapsamında sınırlı sayıda yerde uygulanması gibi değişiklikleri duyurdu. Schmidt ayrıca hüküm giymiş savaş suçlularının seçimlere katılmasını yasakladı.

Ama Sırp egemenliğindeki Sırp Cumhuriyeti [Republika Srpska] entitesinin başkanı Milorad Dodik, Schmidt’in müdahalesinin devam etmesi halinde Yüksek Temsilcinin, Dodik’in kabul edilemez olarak nitelendirdiği bir mülkiyet yasasını dayatmaya devam edeceğini söyledi.

Dodik, Sırp Cumhuriyeti topraklarındaki tüm kamu mülklerinin Bosna-Hersek devletine değil, yalnızca entiteye ait olduğunda ısrar ediyor ve Schmidt’in devleti mal sahibi ilan edecek bir yasayı destekleyeceğinden endişe ediyor.

Sırp lider, “Schmidt’in mülkiyetle ya da seçim süreciyle bir ilgisi yok, bunlar Bosna-Hersek’te yaşayan insanlara ait. Eğer bunun peşinden giderseniz, o zaman önlemler almalıyız ve hangi önlemleri alacağımızı söyledik,” dedi.

Dodik sık sık Sırp Cumhuriyeti’nin Bosna-Hersek’ten ayrılacağı tehdidinde bulunuyor. Sırp Cumhuriyeti, Bosna-Hersek’i oluşturan iki entiteden biri. Diğer entite, Bosna-Hersek Federasyonu.

Avrupa

Merkel, Merz’i yine göç siyaseti nedeniyle eleştirdi

Yayınlanma

Eski Almanya Şansölyesi Angela Merkel, yeni Şansölye Friedrich Merz’in göç politikasını “AB’deki serbest dolaşım özgürlüğüne tehdit” olarak eleştirdi.

Merz’in yeni sınır politikası hakkında konuşan Merkel, “Dış [AB] sınırlarının korunmasına odaklanmalıyız, aksi takdirde kalıcı hale gelirse, Avrupa Birliği içindeki serbest dolaşım özgürlüğü bedelini eninde sonunda biz ödeyeceğiz,” dedi.

Yeni politika, Almanya’nın AB sınırlarında göçmenleri geri çevirmeyi öngörüyor.

Eski Alman lider, bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Avrupa çözümlerini savunuyorum, çünkü aksi takdirde Avrupa’nın mahvolduğunu görebiliriz ve ben bunu istemiyorum, umarım yeni federal hükümet de istemez. Öyle olmadığını varsayıyorum,” dedi.

Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan erken seçimler öncesinde Merz, göreve başladığı “ilk gün” göçü durdurma sözü vermişti. Yemin töreninden 24 saat geçmeden, İçişleri Bakanı Alexander Dobrindt, sığınmacılar da dahil olmak üzere daha fazla göçmenin Almanya’ya girişinin engelleneceği daha sıkı sınır kontrolleri uygulayacağını duyurdu.

Hukukçular, Almanya’nın sol eğilimli muhalefet partileri ve komşu ülkeler, yeni politikanın Avrupa hukukuna aykırı olduğunu söylüyor.

Merkel, “Almanya-Avusturya veya Almanya-Polonya sınırında yasadışı göçle mücadele edebileceğimizi sanmıyorum. Her zaman Avrupa çözümlerini savundum ve gerçek şu ki, bu çok uzun zaman alacak,” diye konuştu.

Merkel, her ikisi de merkez sağdaki iktidar partisi Hıristiyan Demokrat Birlik’in (CDU) üyesi olmasına rağmen, bu yıl Merz’i ikinci kez kamuoyuna açık bir şekilde eleştirdi.

Seçmenlerin sandık başına gitmesinden üç hafta önce Merkel, Merz’in parlamentoda göçmen karşıtı bir önergeyi geçirmek için AfD’li politikacıların oylarına güvenme kararını sert bir şekilde eleştirmişti.

Merz ise Merkel’i 2015 yılında Almanya’ya yüz binlerce Suriyeli mülteciyi kabul ettiği için sık sık eleştirmiş ve o zamandan beri partisini, özellikle göç konusunda “sağa” kaydırmıştı.

İkili arasındaki ilişkiler uzun süredir gergin. Merz’in yıldızı, 2000’lerin başında daha Merkel ile yaşadığı iktidar mücadelesini kaybettikten sonra sönmüştü.

Merz bunun ardından on yıl boyunca özel sektörde çalıştı ve Merkel’in 2018’e CDU liderliğinden istifa etmesinin ardından siyasete geri döndü.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Almanya, Litvanya’ya kalıcı olarak asker konuşlandırmaya başladı

Yayınlanma

Almanya, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana Litvanya’daki ilk kalıcı askeri varlığını başlattı.

Törene Almanya Şansölyesi Friedrich Merz, Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, Litvanya Savunma Bakanı Dovilė Šakalienė ve Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nausėda katıldı.

Şansölye Friedrich Merz, bunu “yeni bir dönemin başlangıcı” olarak nitelendirdi.

Vilnius’un eski kentindeki Gediminas Tepesi’nin eteklerinde, askeri bando eşliğinde ve yüzlerce askerin düzenli bir şekilde dizilmiş olduğu törende, “Berlin Baltık’a geri döndü ve burada kalacak,” mesajı verildi.

‘Vilnius’un savunması, Berlin’in savunmasıdır’

Merz, perşembe günü Litvanya Cumhurbaşkanı Gitanas Nausėda ile birlikte yaptığı açılış konuşmasında, “NATO’nun doğu kanadının savunmasını kendi ellerimize alıyoruz,” dedi.

Şansölye, “yeni bir dönemin başlangıcını” ilan ederken, bu konuşmayı Berlin ve Vilnius’un “Avrupa’nın özgürlüğünü her türlü saldırgana karşı korumak için ortak taahhüdü” olarak nitelendirdi.

Merz, “Litvanya’nın güvenliği bizim güvenliğimizdir. Vilnius’un savunması Berlin’in savunmasıdır. Ortak barışımız coğrafi sınırlar tanımaz; onu savunmayı bıraktığımız yerde sona erer,” iddiasında bulundu.

Nausėda, tugayın konuşlandırılmasının ülke tarihinde “olağanüstü bir olay” olduğunu söyledi.

Cumhurbaşkanı, “Onların gelişi, Litvanya ve Almanya’nın ortak değerlerini, zaman içinde kanıtlanmış dostluğumuzu ve nihayetinde son yıllarda stratejik ortaklığımızın kaydettiği olağanüstü ilerlemeyi yansıtıyor,” diye ekledi.

Nausėda daha sonra Alman askerlerine Almanca hitap ederek Litvanya’da bulunmalarından dolayı teşekkür etti.

Almanya, Nazilerin Yahudi kıyımı yaptığı bölgeye asker konuşlandırıyor

Alman askerlerinin aileleri ile birlikte 10 bin kişiye ulaşması bekleniyor

Litvanya ziyareti, Merz’in Alman ordusunu Avrupa’nın en güçlü ordusu haline getireceğine dair söz vermesinin ardından gerçekleşti.

5.000 kişilik Litvanya Tugayı, Vilnius’un sadece 30 km güneyindeki Rūdninkai’de karargahını kurdu ve Rokantiškės ve Nemenčinė’da destek unsurları konuşlandırıldı.

Euractiv’e verilen bilgilere göre, Litvanya’da nihayetinde 10.000 kadar Alman askeri ve aile üyeleri konuşlandırılabilir.

Tugayın tam operasyonel kapasiteye 2027 yılına kadar ulaşması bekleniyor.

Tugay, Kaliningrad ile Belarus arasındaki dar koridor olan ve NATO ile Rusya arasında olası bir çatışmada kilit nokta olarak görülen Suwalki Boğazında konuşlandırılacak.

Almanya’nın bu hamlesi, sırasıyla Estonya, Letonya ve Litvanya’da NATO muharebe gruplarına liderlik eden Fransa, Birleşik Krallık ve Kanada’nın taahhütlerini yansıtıyor.

Alman ordusunun konuşlandırılması, Vilnius’u da yeniden şekillendiriyor: Almanca okullar ve konut projeleri halihazırda devam ediyor ve ülkede bir Almanca radyo istasyonunun açılacağı konuşuluyor.

Alman savunma sanayii Baltık’ta büyüyor

Almanya’nın iki savaşın ardından bir kez daha Baltık’a yönelmesi, Berlin ve Vilnius arasındaki endüstriyel bağların derinleşmesiyle aynı zamana denk geliyor.

Leopard tanklarının ve top mermilerinin önemli tedarikçisi olan Alman savunma devi Rheinmetall, Litvanya, Romanya ve Macaristan’da yeni fabrikalar açarak Doğu Avrupa’daki varlığını genişletiyor.

Litvanya’nın Radviliškis bölgesinde 155 mm’lik büyük bir top mermisi fabrikası inşa ediliyor.

Litvanya ise Leopard 2 tanklarından Boxer zırhlı araçlara kadar Alman ekipman ve teknolojisine yatırımını ikiye katlıyor.

Okumaya Devam Et

Avrupa

AB, Rus gübresine kapıyı kapatıyor

Yayınlanma

Avrupa Parlamentosu, Rusya ve Belarus menşeli gübreler ile bazı tarım ürünlerine yüksek gümrük vergileri getirme kararı aldı.

Avrupa Parlamentosu (AP) dün, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen gübreler ile bazı tarım ürünlerine çok yüksek gümrük vergileri getirilmesini onayladı.

Bu kararın, Rusya’nın AB pazarının dörtte birinden fazlasını kontrol etmeye devam ettiği azotlu gübre alanında tüm Avrupa pazarını kaybetmesine yol açması bekleniyor.

Yeni düzenlemelerin 1 Temmuz’da yürürlüğe girmesi öngörülüyor.

Azotlu gübrelere yönelik gümrük vergileri üç yıl içinde mevcut yüzde 6,5 seviyesinden yüzde 100’e eş değer bir meblağa yükselecek.

Bu seviye, Rus ve Belarus menşeli ürünleri Avrupalı tüketiciler için kârsız hâle getirecek ve fiilen ticaretin durmasına neden olacak.

Reuters‘ın haberine göre, tarım ürünlerine ise ek yüzde 50 oranında gümrük vergisi uygulanacak.

Avrupa Birliği (AB) daha önce Rusya’dan kömür, petrolün büyük kısmı ve metallerin ithalatından vazgeçmiş, Gazprom’a olan bağımlılığını ise ithalatın yüzde 40’ından yüzde 13’e düşürmeyi başarmıştı (LNG dikkate alındığında Rusya’nın payı yaklaşık yüzde 19).

Fakat gübre sektöründe Rusya baskın aktör olmaya devam ediyordu. Eurostat verilerine göre, 2024 yılında AB’ye yapılan gübre tedariki yüzde 13 arttı ve çeşitli gübre türleri AB’nin toplam ithalatının dörtte biri ile üçte birini oluşturdu.

Rusya, geçen yıl AB’ye toplamda 1,8 milyar dolar değerinde gübre sattı.

Yeni gümrük vergilerinin hedef aldığı azotlu gübrelerin satışı 777 milyon dolar olarak gerçekleşirken, bu ürünlerin AB pazarındaki payı yüzde 26,2 oldu.

Gaydar Enstitüsü analistleri, satış hacminin ve pazar payının savaş öncesi 2021 yılına kıyasla (754 milyon dolar ve yüzde 25) bir miktar arttığını belirtiyor.

Bununla birlikte, diğer tüm kalemlerde paylar ve meblağlar, bazen önemli ölçüde azaldı: Örneğin, mineral gübrelerde pazar payı yüzde 41,2’den yüzde 33’e, karbonda ise yüzde 62,9’dan yüzde 17,2’ye düştü.

Brüksel’deki yetkililer, gümrük vergilerinin yerli üretimi destekleyeceğini ve tedarik kaynaklarını çeşitlendireceğini iddia ediyor.

Öte yandan Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, AB’nin kısıtlayıcı gümrük vergileri getirmesinin ardından Rusya’nın azotlu gübreleri başka pazarlara yönlendirebileceğini söyledi.

Peskov, “Azotlu gübreye olan talep tüm dünyada, diğer bölgelerde de aynı derecede yüksek, bu nedenle diğer pazarların bu Avrupa gümrük vergilerini telafi edeceğini düşünüyorum. Avrupalılar her zamanki gibi kendi ayaklarına sıkmaya devam ediyor,” dedi.

Tarım ürünleri konusunda ise AB, 2024 yılında Rus ve Belarus tahılına yönelik yasaklayıcı gümrük vergilerini zaten uygulamaya koymuştu.

Yeni tarifeler, Rusya’dan yapılan ve daha önce gümrük vergisine tabi olmayan 380 milyon avro değerindeki tarımsal ithalatın yüzde 15’ini kapsıyor. Bu ürünler arasında et, süt ürünleri, meyve ve sebzeler bulunuyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English