Bizi Takip Edin

AMERİKA

Wall Street Journal’da ‘Biden ekonomisi’ eleştirileri

Yayınlanma

ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan’ın Brookings Enstitüsü’nde yaptığı konuşma ile birlikte işareti verilen yeni küresel ekonomik düzene yönelik eleştiriler de geliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) baş ekonomi yorumcusu Greg Ip, ‘Bidenomics’ olarak nitelendirdiği Biden’ın ekonomi politikalarının çelişkilerini yazdı.

Sullivan’ın konuşmasında Cumhuriyetçi ve Demokrat yönetimler tarafından on yıllardır paylaşılan serbest ticaret ve laissez-faire ilkeleri üzerine yaslanan neoliberalizmi hedef aldığını savunan Ip, 2020 seçimlerinden bu yana Biden ve ekibinin, yönetimin ekonomi politikaları için ‘birleşik bir teori’ ortaya koymaya çalıştığını belirtiyor.

Greg Ip’e göre, Sullivan’ın son açıklamalarını diğerlerinden ayıran şey, ‘Biden’ın Çin’in yarattığı tehdide odaklanan iç hedefleri ve dış politikasının entegre bir bütün oluşturduğu’ iddiası.

Sullivan’ın yıllar boyunca yazdığı yazılardan ve hem kendisine hem de Biden’a yakın kişilerle yaptığı röportajlardan, bu ekonomik programın üç ayağının tespit edilebileceğini belirten Ip, bunları şöyle sıralıyor: Birincisi, ekonomik büyümenin niteliğinin niceliğinden daha önemli olması; ikincisi, ‘laissez-faire out, sanayi politikası in’; üçüncüsü, ticaret politikası önceliği tüketicilere değil Amerikalı işçilere vermelidir.

Bu politika setinin gündeme getirilmesinde Sullivan’ın rolüne dikkat çeken Ip, şöyle diyor: “Sullivan verdiği röportajlarda ve iş arkadaşlarıyla yaptığı sohbetlerde, Clinton Demokrat adaylığı Bernie Sanders’ın isyankar, sert sol mücadelesine karşı neredeyse kaybettiğinde ve ardından popülist kampanyasıyla elitleri hedef alan Donald Trump’a karşı seçimi kaybettiğinde bu merkezci konsensüste bir şeylerin yanlış gittiğini hissettiğini söyledi.”

“Birçok Demokrat gibi Sullivan da sonraki birkaç yılını partinin işçi sınıfını nasıl yabancılaştırdığını anlamaya çalışarak geçirdi,” diyen Ip, Sullivan’ın 2007-09 resesyonunun ‘hükümetimizin vatandaşlarını kontrolsüz piyasa aşırılığından korumadaki başarısızlığını gözler önüne serdiğini’ belirttiğini aktarıyor.

Ip, bunun doğal olarak Çin politikasına bağlandığını belirtiyor. Sullivan’a göre Çin’le rekabet için en iyi bilinen ekonomik şablon, ABD’nin Sovyetler Birliği ile mücadelesinde mevcuttu. Ip’in aktardığına göre, Sullivan ve Harris 2020 tarihli makalelerinde, Soğuk Savaş sırasında Amerikan stratejisinin mimarlarının, ‘Sovyetlerle rekabet edebilmek için Buhran öncesindeki laissez-faire ekonomik felsefelerinin bir kenara bırakılması gerektiğine’ inandıklarını yazıyorlardı.

Ip, Sullivan’ın ekonomi konusundaki yeni görüşlerinin, Obama yönetimindeki neoliberallerle hiçbir zaman uyuşmayan Biden’ın görüşleriyle örtüştüğünü gördüğünü yazıyor.

Ip, bu politikanın kendi gördüğü sorunlarını da yazıyor: “Örneğin, temel ekonomi bize sermaye ve işgücünün sınırlı olduğunu, dolayısıyla üretkenliği ve büyümeyi en üst düzeye çıkaracak şekilde tahsis edilmeleri gerektiğini söyler. Deneyimler, hükümetlerin bu konuda piyasalardan çok daha kötü olduğunu acı bir şekilde göstermiştir. Elbette kirlilik veya askeri zafiyet gibi piyasa aksaklıkları mevcuttur, ancak bunlar istisnadır.”

Ip’e göre Bidenomics piyasaların değerini kabul ediyor ancak bölgesel, ırksal ve toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinden kırsal kesimde yüksek hızlı internet ve uygun fiyatlı çocuk bakımı eksikliğine kadar her şeyde piyasa başarısızlığı görüyor.

ABD’nin şu anda ithal ettiği her şeyi tedarik edecek kapasiteye sahip olmadığını hatırlatan WSJ yorumcusu, işçileri daha ucuza ithal edilebilecek şeyleri üretmeye yönlendirmenin maliyetleri yükselteceğini belirtiyor.

Güneş paneli üretiminden örnek veren Ip, ABD’nin tepki olarak Çin’den güneş enerjisi ekipmanı ithalatına uzun süredir gümrük vergisi uyguladığının altını çiziyor ve ekliyor: “Fakat ABD üretimi hala ABD’nin ihtiyaçlarını karşılamak için çok küçük. Bu nedenle, kamu hizmetleri ve güneş enerjisi tesisatçılarının isteği üzerine Biden, geçtiğimiz Haziran ayında Asya’dan ithal edilen güneş panellerine uygulanan gümrük vergilerini durdurdu.”

Ip, “Peki Bidenomics’in alternatifi nedir?” diye sorduktan sonra, Amerikan pazarına daha cömert erişimin tek başına daha fazla Asya ülkesinin Çin’e karşı ABD’nin yanında yer almasını sağlamayacağının altını çiziyor. Ona göre Soğuk Savaş’ta olduğu gibi Çin’le mücadele de ‘uzun soluklu bir oyun olacak.’

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English