Bizi Takip Edin

AVRUPA

Washington’ın aksine Fransa’nın Çin’den ayrışma niyeti yok

Yayınlanma

Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Chunying, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in daveti üzerine Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un 5-7 Nisan tarihlerinde Çin’e resmi bir ziyaret gerçekleştireceğini duyurdu.

Bakanlık sözcüsü Mao Ning, Xi Jinping’in, “Çin-Fransa ilişkilerinin gelecekteki gelişimini ortaklaşa planlamak ve yönlendirmek ve Çin, Fransa ve Avrupa arasındaki çeşitli alanlarda işbirliğini derinleştirmek için” Macron’la görüşmeler yapacağını ve iki liderin “önemli uluslararası ve bölgesel meseleler hakkında derinlemesine görüş alışverişinde bulunacaklarını” açıkladı.

Çin Dışişleri Bakanlığı ayrıca, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in de 5-7 Nisan tarihlerinde Çin’i ziyaret edeceğini bildirdi.

Üst düzey AB diplomatı Josep Borrell’in de Japonya’daki G7 Dışişleri Bakanları Zirvesine giderken nisan ortasında Pekin’i ziyaret edeceği duyurulmuştu.

Ayrıca, Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock’un G7 öncesinde Çin’e resmi ziyarette bulunacağı kaydedildi.

Öncesinde, 30-31 Mart’ta İspanya Başbakanı Pedro Sanchez de Çin’i ziyaret etmişti.

Macron, 60 iş insanı ile birlikte gidiyor

Fransa Cumhurbaşkanının Çin ziyaretinin ana gündeminde Ukrayna’daki savaş ve ikili ticari-ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi yer alacak.

Fransa cumhurbaşkanlığı ofisinden yapılan açıklamada, “Fransa ve Çin cumhurbaşkanları, barışı ve uluslararası hukuka uyumu, özellikle de Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini yeniden tesis etmek için Ukrayna’daki savaş hakkında kapsamlı görüşmeler yapacak” denildi.

Aralarında elektrik şirketi Electricite de France, tren üreticisi Alstom ve atık ve su yönetimi şirketi Veolia Environnement’ın yanı sıra Avrupalı ​​uçak üreticisi Airbus’un da bulunduğu irili ufaklı Fransız şirketlerinden yaklaşık 60 yöneticiden oluşan bir heyetin seyahatte Macron’a eşlik edeceği bildirildi.

Macron Çin’e bir önceki seyahatinde (2019), Airbus için yaklaşık 30 milyar Euro değerinde sözleşme imzalamıştı. Yeni uçak siparişleri için müzakerelerin devam ettiği bilgisi basında yer aldı.

Ukrayna gündemi

Fransız basınında, Macron’un Ukrayna konusunda Pekin’i Kiev ile doğrudan diyalog kurmaya ikna etmeye çalışacağı yazıldı.

Bloomberg’in aktardığına göre ise, üst düzey bir Fransız yetkili, Çin’in, Moskova üzerindeki etkisi göz önüne alındığında “çatışmada oyunun kurallarını değiştirebilecek tek ülke” olduğunu söyledi.

Ayrıca, Macron’un, “Fransa’nın jeopolitiğe yaklaşımını ABD’ninkinden ayırabilecek bir ticaret tartışmasını ima edeceği” kaydedildi. Üst düzey yetkili, Washington’ın aksine, Fransa’nın Çin’den ayrışmaya “niyeti olmadığını” belirtti.

Macron’un, Hint-Pasifik, Orta Doğu ve Afrika’daki meseleleri de gündeme getirmesi bekleniyor.

Macron, Xi Jinping’in yanı sıra Başbakan Li Qiang ve Çin’in en yüksek yasama organı başkanı Zhao Leji ile de görüşmelerde bulunacak.

Pekin’in Moskova üzerindeki etkisini kullanma hedefi

Macron ve Ursula von der Leyen’ın ziyareti, Xi Jinping ve Putin’in Moskova zirvesinden sadece birkaç hafta sonra gerçekleşiyor.

Von der Leyen, Xi’nin Moskova ziyaretinin “Pekin’in küresel amaçlarının kesin bir hatırlatıcısı olduğunu” söylemişti.

Avrupa Komisyonu Başkanı ayrıca, Pekin’in Ukrayna’da barış için sunduğu çözüm önerisini eleştirerek, “Ukrayna’nın gaddarca ve yasadışı işgalinden vazgeçmek şöyle dursun, Başkan Xi, Putin’in Rusya’sıyla ‘sınırsız dostluğunu’ sürdürüyor” demişti.

Diğer yandan Leyen, Ukrayna konusunda, Çin’i, Rusya üzerindeki etkisini kullanmaya zorlamayı hedefliyor.

Leyen’ın ziyaretinin gündeminde ekonomik konular da yer almasına rağmen, Avrupa Komisyonu Başkanı geçen hafta Pekin’in yeniden canlandırmayı umduğu Kapsamlı Yatırım Anlaşması’nın gerçekleşmesinin “pek olası olmadığını” söylemişti.

Von der Leyen ayrıca, AB’nin Çin’e olan bağımlılığını azaltmaya çalışmak için hammaddeler konusunda işbirliğini görüşmek üzere mart ayı başlarında Washington’u ziyaret etmişti.

Ancak geçen hafta ise Leyen, “Daha iddialı bir ortaklık ve rekabeti nasıl daha adil ve daha disiplinli hale getirebileceğimiz konusunda tartışmaya yer bırakmalıyız” ifadelerini kullanarak Çin ziyaretindeki görüşmeler için kapı araladı.

En büyük ikinci ticaret ortağı

AB ticaret verilerine göre Çin, Avrupa’nın en büyük ikinci ticaret ve yatırım ortağı. İki ekonomi 2021’de 795 milyar Euro (862 milyar $) mal ve hizmet alışverişinde bulundu.

Avrupa, Çin’den diğer tüm ülkelerden daha fazla mal ithal ediyor ve Çin’in 1,4 milyarlık devasa tüketici pazarı, Avrupa’nın otomobil, ilaç ve makine ihracatı için kritik bir hedef olmaya devam ediyor.

AB’nin Çin’den yaptığı ithalatın değeri ise 2020’ye kıyasla yüzde 63 arttı.

AVRUPA

AB’den Rusya ve Belarus’un tarım ürünlerine vergi hazırlığı

Yayınlanma

AB Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere gümrük vergisi getirmeyi planlarken, AB üyesi ülkeler arasında özellikle gübre vergisi konusunda görüş ayrılıkları ortaya çıktı.

Avrupa Birliği (AB) Komisyonu, Rusya ve Belarus’tan ithal edilen tarım ürünleri ile gübrelere yönelik yeni bir vergilendirme sistemi üzerinde çalışıyor.

Komisyon Başkan Yardımcısı Valdis Dombrovskis, AB Dış Ticaret Konseyi toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında, komisyonun Rusya ve Belarus kaynaklı tarım ürünlerine ve olası gübre ithalatına gümrük vergisi getirmeyi planladığını açıkladı.

Dombrovskis, “Rusya ve Belarus menşeli ürünlere gümrük tarifesi uygulanması konusunu ele aldık. Komisyonumuz yakın zamanda, geçtiğimiz ekim ayında gerçekleşen AB Zirvesi’nde alınan kararlar doğrultusunda, özellikle Rus tarım ürünleri ve gübrelerine yönelik önerilerini sunacak,” dedi.

Komisyon Başkan Yardımcısı, AB üyesi birçok ülkenin mümkün olan en geniş ürün yelpazesinde vergilendirmeyi desteklediğini belirtti.

Öte yandan, AB Konseyi’nin dönem başkanlığını yılsonuna kadar yürütecek olan Macaristan’ın Dışişleri Bakanı Peter Szijjártó, Rus ürünlerine yönelik gümrük vergisi teklifinin 27 AB üyesi ülkeden yalnızca 8’inin desteğini aldığını vurguladı.

Özellikle AB’de arz sıkıntısı yaşanan ve üretiminde doğalgaza bağımlı olan gübre ürünlerine getirilmesi planlanan gümrük vergisi kısıtlamaları en çok tartışılan konular arasında yer alıyor.

Bu durum, söz konusu ithalat vergilerinin AB Konseyi’nden onay almasını zorlaştırabilir.

Szijjártó ayrıca, AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımların beklenilen sonuçları vermediğinin altını çizdi.

Buna karşılık Dombrovskis, yaptırımların etkili olduğunu savunarak, AB ülkelerinin bu önlemleri “daha kapsamlı bir şekilde uygulaması” ve kurallara uymayan taraflarla etkin mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

ABD’nin ucuz Ukrayna tahılının Avrupa pazarına akmasından çıkarı ne?

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Polonya, AB’yi doğu savunması için daha fazla harcama yapmaya çağırıyor

Yayınlanma

NATO’nun en fazla savunma harcaması yapan ülkesi Polonya, Donald Trump’a kendi güvenlikleri konusunda kararlı olduklarını göstermenin bir yolu olarak AB ortaklarını Rusya ve Belarus’la olan sınırlarındaki savunmanın artırılmasına katkıda bulunmaya çağırdı.

Polonya’nın ocak ayında başlayacak AB dönem başkanlığını hazırlamakla görevli bakan yardımcısı Magdalena Sobkowiak-Czarnecka Financial Times’a (FT) verdiği demeçte, bloğun Doğu Kalkanı olarak adlandırılan güçlendirilmiş sınır savunması ve hava gözetleme sistemlerine katkıda bulunması gerektiğini söyledi.

Sobkowiak-Czarnecka, “Doğu Kalkanı konusundaki dayanışmanın Trump’a AB olarak savunma konusunda ne yapmamız gerektiğini anladığımızı göstermeye yardımcı olabileceğini düşünüyorum. Eğer Trump sadece savunmaya yatırım yapan ülkelerle çalışacağını söylüyorsa, GSYİH’nin %4’ünü zaten savunmaya ayırdığımız için Polonya için sorun yok, peki ya diğerleri? Doğu Kalkanı’nın finansmanı Avrupa ülkelerinin ortak taahhüdünü göstermenin bir yolu olacaktır,” dedi.

Mayıs ayında duyurulan Doğu Kalkanı, Polonya’nın Belarus ve Rusya’ya ait Kaliningrad eksklavı ile olan sınırları boyunca ilave tahkimat ve hava gözetleme sistemlerinden oluşuyor.

Doğu Kalkanı, Polonya Başbakanı Donald Tusk’ın “Rus saldırganlığını”, özellikle de Belarus’tan Polonya’ya “yasadışı göçü” kolaylaştıran “hibrit savaşı” durdurma vaadinin önemli bir bileşeni.

Tusk hükümeti, bu yıl Polonya’nın GSYİH’sinin yüzde 4,1’inden 2025’te yüzde 4,7’sine yükselecek olan savunma harcamalarının bir parçası olarak Doğu Kalkanı için 10 milyar zloti (2,3 milyar avro) ayırdı. Bu NATO’daki en yüksek seviye ve askeri ittifakın İtalya ve İspanya gibi bazı AB ülkelerinin hâlâ kaçırdığı GSYİH’nin yüzde 2’si hedefinin iki katı.

Sobkowiak-Czarnecka, “Tüm ortaklarımız [Doğu Kalkanı’nın] sadece Polonya ile ilgili değil aynı zamanda AB sınırları ile de ilgili olduğunu anlamalıdır,” dedi.

Trump’ın yaklaşan ikinci başkanlığı, birliği daha fazla gümrük vergisi uygulama sözü vermesi ve Ukrayna’daki savaşı sona erdireceğinin sinyalini vererek Rusya’nın lehine bir anlaşma ihtimalini artırmasının ardından AB başkentlerini alarma geçirdi.

Sobkowiak-Czarnecka, Polonya hükümetinin, bloğun askeri teçhizat üretimini artırmaktan dezenformasyonla mücadeleye ve enerji kaynaklarını güvence altına almaya kadar “tüm farklı boyutlarıyla” AB güvenliğini güçlendirmeye odaklandığını söyledi.

Polonyalı yetkili, “Polonya’nın bu dönem başkanlığı bizim için çok iyi bir zamanlamaya sahip, çünkü Polonya Ukrayna konusunda uzman olarak ve ABD’nin Avrupa’daki en güçlü müttefiklerinden biri olarak bu zor zamanlarda yol gösterici olacak,” dedi.

Okumaya Devam Et

AVRUPA

Avrupa’nın enerji piyasasında çalkantı: Doğalgaz fiyatların son bir yılın en yüksek seviyesinde

Yayınlanma

Rusya ile Ukrayna arasındaki gerilimlerin tırmanması, Gazprom’un Avusturya’ya doğalgaz sevkiyatını durdurması ve soğuk hava koşulları, Avrupa’da doğalgaz fiyatlarının son bir yılın en yüksek seviyelerine çıkmasına yol açtı.

Sektör temsilcileri, piyasaya yeterince doğalgaz sağlandığını ancak arz-talep dengesinin oldukça kırılgan olduğunu ve olumsuz haberlerin fiyatları hızla yükseltebileceğini belirtiyor.

Hollanda TTF vadeli işlem fiyatı, perşembe günü 48,8 avro/MWh’ye (1.000 metreküp başına 538 dolar) yükseldi. Bu seviyelere en son Kasım 2023’te ulaşılmıştı.

31 Mart’ta sona eren ısıtma sezonundan bu yana gaz fiyatları yüzde 150’den fazla arttı.

Fiyat artışı, çarşamba günü Ukrayna’nın İngiliz yapımı Storm Shadow füzeleriyle Rusya topraklarını hedef almasıyla hızlandı. Gün sonunda fiyatlar yüzde 2,5 artışla 46,8 avro/MWh’ye ulaştı.

Aynı gün, ABD özel istihbarat raporlarına dayanarak “bölgede büyük bir hava saldırısı olabileceği” uyarısında bulundu. Bu uyarının ardından birçok Batılı ülke Kiev’deki büyükelçiliklerini kapattı.

Perşembe günü ise Ukrayna Hava Kuvvetleri, Rusya’nın ilk kez nükleer yük taşıyabilen kıtalararası balistik bir füze kullandığını duyurdu.

Bu gelişmeler, Rusya’nın nükleer doktrinindeki olası bir değişikliğin ve ABD’nin uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarını hedef alma izni vermesinin beraberinde gerçekleşti.

Öte yandan Bloomberg’e göre, Asya’da sıvılaştırılmış doğalgaza (LNG) talep düşük kalırken tüccarlar yükselen fiyatlardan yararlanmak için Avrupa’ya yöneldi.

Gas Infrastructure Europe verilerine göre, Avrupa’daki gaz depolarının doluluk oranı yüzde 90 seviyesinde bulunuyor.

Ancak, ısıtma sezonunun başlaması ve kuzey Avrupa’da kar yağışı ile dondurucu hava koşullarının etkili olması piyasa üzerinde baskı yaratıyor.

Equinor’un finans müdürü Torgrim Reitan, kırılgan piyasa dengesinin, dış faktörlerin fiyatlar üzerindeki etkisini artıracağını belirtti.

Rusya’dan Avrupa’ya boru hattı üzerinden doğalgaz tedarikinin durumu da piyasa katılımcılarının endişelerini artırıyor. Gazprom, 16 Kasım’dan bu yana Avusturyalı OMV şirketine gaz sevkiyatını durdurdu ve bir buçuk ay boyunca tedarik ettiği gaz için ödeme yapmamaya karar verdi.

Şirket, bu adımla tahkim mahkemesinden kazandığı 230 milyon avroluk kararın en azından bir kısmını tahsil etmeyi hedefliyor.

Bununla birlikte, Gazprom, Ukrayna üzerinden Avrupa’ya günlük 42,4 milyon metreküp gaz sevkiyatını sürdürüyor. Fakat OMV bu gazı alamıyor ve Slovakya gibi ülkelerden tedarik sağlamak zorunda kalıyor. OMV yetkilileri, Avusturya’nın ihtiyaçlarının diğer kaynaklardan tamamen karşılandığını belirtiyor.

Yatırım bülteni Fuller Treacy Money’nin yayıncısı Jon Treacy, “Avusturya resmi olarak tarafsız kalsa da OMV’nin müşterilerinin büyük bir kısmı NATO üyesi,” diyerek durumu yorumladı.

Treacy, Rusya’nın “uzun, soğuk kış” stratejisinin, Ukrayna dışındaki bölgelerde uygulamaya çalıştığı uzun vadeli taktiklerden biri olduğunu ifade etti.

Piyasa analistleri, Avrupa Birliği’nin toplam doğalgaz ithalatının küçük bir kısmını oluşturan Ukrayna üzerinden yapılan transit geçişin, Ocak 2024 itibarıyla tamamen durabileceğini de göz önünde bulunduruyor.

Putin’den füzelere yanıt: Çatışma küresel nitelik kazandı

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English