Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Xi, ABD iş dünyasını cesaretlendirmeye çalıştı

Yayınlanma

Çin Devlet Başkanı Xi Jinping bu hafta San Francisco’da büyük Amerikan şirketleri ile görüşmeler yapıyor. Pekin, Çin-ABD arasındaki yapısal gerilimlerin iki ülkenin iş dünyasına yansımaması için çalışıyor.

Çarşamba günü San Francisco’da düzenlenen gala yemeğinde Xi, aralarında Apple CEO’su Tim Cook, Tesla’nın CEO’su Elon Musk ve Salesforce CEO’su Marc Benioff’un da bulunduğu Amerikalı iş dünyası liderlerine Çin’in iş ortamının elverişli olduğu konusunda güvence verdi.

Yemek, Xi ve ABD Başkanı Joe Biden’ın bir yıl sonra ilk kez bir araya gelmelerinden saatler sonra gerçekleşti ve iki taraf uyuşturucu akışını kontrol etmek, askerden askere iletişimi sürdürmek ve yapay zekanın yarattığı riskler konusunda işbirliği yapmak için birlikte çalışma konusunda anlaştı.

Xi yemekte yaptığı konuşmada “Ne kadar çok zorluk varsa, halklarımız arasında daha yakın bir bağ kurma ve kalplerimizi birbirimize açma ihtiyacımız da o kadar büyüktür” dedi.

İş dünyası etkilendi

Yemeğe katılan Bridgewater Associates’in kurucusu Ray Dalio Global Times’a verdiği demeçte, bunun gibi “harika bir konuşma ve iletişimin çok yararlı olduğunu” söyledi.

Dalio, şu anda Çin-ABD ilişkileri için en önemli şeyin “önyargılı olmamak, karşılıklı anlayış ve birlikte var olmak” olduğunu söyledi.

Xinhua Haber Ajansı’nın haberine göre, birkaç ay önce Çin’e bir ziyaret gerçekleştiren Tesla’nın CEO’su Elon Musk yemekten sonra yaptığı açıklamada “Çin ve ABD’nin dünyanın daha zengin refahı için birlikte çalışabileceğini umuyorum” dedi.

Davetli listesinde NIKE Yönetim Kurulu Başkanı, Pfizer CEO’su, Qualcomm CEO’su, Mastercard Yönetim Kurulu Başkanı gibi isimler de yer aldı.

Akşam yemeği ABD’li şirket yöneticileri arasında oldukça hareketli geçti. Bloomberg’in konuyla ilgili bilgi sahibi kişilere dayandırdığı haberinde, yöneticilerin Çin Devlet Başkanı ile görüşebilmek için yemekte yer kapma ya da bekleme listesine alınma telaşında oldukları belirtildi.

İsminin açıklanmasını istemeyen ve yukarıda alıntılanan kişi, “Bekleme listesindeki bazı kişiler, Çin Devlet Başkanı ile yemek için son dakikada bir fırsat elde etme umuduyla yemek mekanının dışında bile bekliyorlar” dedi.

İş dünyasından yöneticilerin yanı sıra Çin Devlet Başkanı Xi’nin bir grup “eski dostu” da yemeğe katıldı. Örneğin, 1985 yılında Muscatine’e yaptığı ziyaret sırasında Xi’yi ağırlayan Eleanor ve Thomas Dvorchak ailesinin oğlu Gary Dvorchak da yemeğe katıldı.

Şu anda ABD ve Çin’de iş yapan Gary Dvorchak Global Times’a verdiği demeçte Xi’nin ticaret ve ekonomide açıklık mesajı verdiğini söyledi. Çin hükümetinin kesinlikle yatırım ve ticareti teşvik eden bir politikası olduğunu belirtti. Dvorchak’a göre ailesi Xi’nin 1985’teki ziyaretinden sonra onunla dostluk geliştirdi. Dvorchak, Xi’nin, bu eski dostlarla ‘siyasi olmayan ama onlara samimi bir ilgi gösteren’ aile görüşmelerine katılacak.

Çin ekonomisinde yabancı yatırım ihtiyacı

Xi’nin ABD ziyareti öncesinde Çin son ayların en büyük Amerikan soya fasulyesi alımını açıkladı. Xi’nin ziyaretinden önce Pekin’in dört yıldan uzun bir süredir ilk kez yeni Boeing jetleri için de sipariş verebileceğine dair haberler ortaya çıkmış, ancak anlaşma bu hafta gerçekleşmemişti.

Xi’nin yatırım çekme girişimleriyle ilgili South China Morning Post’a yorum yapan Peterson Uluslararası Ekonomi Enstitüsü kıdemli araştırmacısı Mary Lovely, “Xi etkileyiciydi, onlara doğru şeyler söyledi ama bunu sahada görmeleri gerekiyor ve bence iş dünyası şu anda çok şüpheci” dedi.

Emlak sektöründeki çöküş, yavaşlayan büyüme, zayıflayan yuan ve artan işsizlik sebebiyle ekonomisi zor günler yaşayan Çin’in yabancı yatırımcılara ihtiyacı var ve Pekin bu hafta San Francisco’daki iş dünyası buluşmasını fırsat olarak görüyor.

Washington’ın korumacı önlemleri sonrası kendi önlemlerini artıran Pekin’in yabancı şirketlere yönelik katı veri yasaları ve Biden yönetiminin baskıları birçok Amerikalı şirketi temkinli davranmaya itti.

Çin’de doğrudan yabancı yatırımlar (DYY), Biden yönetiminin kısıtlamaları sonrası şirketlerin iş olanakları için giderek daha fazla Güneydoğu Asya’ya bakması nedeniyle son zamanlarda düşüş gösterdi. Çin’e gelen doğrudan yabancı yatırım 2023’ün ilk sekiz ayında %5’ten fazla düştü ve Çin kasım ayında doğrudan yabancı yatırım açığı verdi – Çin hükümeti 1998’de veri toplamaya başladığından beri ilk kez ülkeye giren yatırımdan daha fazlasının ülke dışına çıktığını tespit etti.

Teknoloji rekabeti devam edecek

Teknoloji yatırımcısı ve Interconnected web sitesinin kurucusu Kevin Xu, Xi ve Biden arasındaki görüşmenin son aylarda gerginlikle boğuşan ABD-Çin ilişkilerinde bir iyileşmeye işaret etse de, “geleceğin teknolojileri” üzerindeki yoğun rekabetin devam edeceğini söyledi.

Yapay zeka gelişimi için kritik öneme sahip yarı iletken çipler olan grafik işlem birimlerine atıfta bulunan Xu, “Çinli teknoloji şirketlerinin GPU’ları elde etme mücadelesi, yerli çip tasarımı, tedarik zinciri ve yarı iletken üretim kapasitesi oluşturmaya çalıştıkları için devam edecek,” diye ekledi.

Biden yönetimi, Çin’e giden üst düzey çipler üzerinde sıkı ihracat kontrolleri uyguladı ve yapay zeka çip üreticileri Moore Threads ve Biren Technology gibi Çinli teknoloji şirketlerini, listelenen şirketlere yapılan tüm ihracatı düzenleyen bir hükümet kara listesine yerleştirmeye devam etti.

Biden’ın sert teknoloji politikaları, Nvidia ve Intel gibi şirketlerin, Çin’in devasa pazarına belirli ürünlerin satışının sorgulanması nedeniyle karlılıkları konusunda endişelenmelerine yol açtı. Nvidia, 2022 yılı için 27 milyar ABD doları tutarındaki toplam gelirinin 5,8 milyar ABD dolarını Çin’e yaptığı satışlardan elde etti. Bu arada, Intel’in 2022 yılı için 63 milyar ABD doları tutarındaki toplam gelirinin 17,1 milyarı Çin’den geldi.

‘Çin’den ayrışmak imkansız’

Bununla birlikte, bazı teknoloji CEO’ları APEC zirvesinden, haftanın toplantılarından elde edilen bazı olumlu sonuçlar nedeniyle iyimser çıktı.

“Bir meydan okuma olduğuna şüphe yok, bunu kimse inkar etmiyor. [Çin ve ABD başkanları bunu açıkça kabul ediyor. Ancak her iki taraf da çaba sarf ediyor, iletişim kurmaya çalışıyor ve ilişkiyi yönetmeye çalışıyor,” dedi bağımsız içerik yaratıcılarına hizmet veren bir yazılım firması olan Vobile Group’un CEO’su Yangbin Wang.

Şirketi zirvenin kurumsal sponsorlarından biri olan Wang, “APEC ekonomi liderliği, CEO’lar bir araya geliyor, cesaretlendiklerini hissettiler… önlerinde zorluklar var ama cesaretlendiklerini hissettiler” dedi.

Çok uluslu şirketler son yıllarda Washington’ın kısıtlamaları ve Pekin’in karşılık vermesi sebebiyle Çin’deki operasyonları üzerinde baskılar hissediyor.

Bu arada ABD ile yaşanan gerginlikler ve Tayvan konusunda gelecekte yaşanabilecek çatışma ihtimali, bazı şirketlerin Çin’de iş yapmayı geçmişe kıyasla daha riskli görmesine yol açtı.

Vietnam, Endonezya ve Malezya gibi bazı Güneydoğu Asya ülkeleri, kısmen bu dinamikler sayesinde doğrudan yabancı yatırımlarda artış gördü.

Filipin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı George Barcelon, Apec kapsamında düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, “Çin’den ayrılan bu firmalardan bazılarını Filipinler’e gelmeleri için teşvik etmek istiyoruz” dedi.

Muhasebe firması PwC’nin Asya-Pasifik ve Çin başkanı Raymund Chao ise, zirvedeki bir sohbet sırasında, tüm Batılı şirketlerin Çin’den hızlı bir şekilde çıkmasının mümkün olmadığını söyledi.

“Çin’in yerine herhangi bir yeri koymak çok zor, hatta imkansız. Bu anlamamız gereken bir gerçek” dedi.

DİPLOMASİ

Lukaşenko: Ukrayna, Putin ile gizli görüşmelere başladı

Yayınlanma

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı yetkililerin Vladimir Putin ile gizlice görüştüğünü iddia etti. Lukaşenko, bu görüşmelerin detaylarını vermekten kaçınırken, ABD’nin Ukrayna konusunda net bir stratejisinin olmadığını ve Moskova’ya yönelik yaptırım seçeneklerinin tükenmesi nedeniyle Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırdığını öne sürdü.

Belarus Devlet Başkanı Aleksandr Lukaşenko, Rus gazeteci Olga Skabeyeva’ya verdiği röportajda, Ukraynalı temsilcilerin Vladimir Putin ile gizli görüşmeler yaptığını iddia etti.

Avrupa Birliği’nde yapıcı müzakereler yapabilecek politikacıların olup olmadığı sorusuna yanıt veren Lukaşenko, Ukrayna’da böyle kişilerin olmadığını, ancak yine de bir diyalog yürütüldüğünü belirtti.

Lukaşenko, “Biz yine de onlarla (Ukraynalı temsilcilerle) görüşüyoruz. İsteyenlerle konuşmak gerekiyor. Fakat, kendi tarafımızda, Rusya’da ve benzeri yerlerde görüşmek için böyle tutkulu bir istek görmüyoruz. Gerçi, ben konuşmayacağım, bırakın Vladimir Vladimiroviç (Putin) söylesin. O görüşmüştü. Onu aradılar, anlattılar. Ancak, görüşmeleri dair kamuya açık bir dile getirilmedi,” dedi.

Detayları açıklama yetkisi olmadığını belirten Lukaşenko, ayrıntı vermekten kaçındı.

Belarus Devlet Başkanı, “Ancak Putin bana anlattı. Şu sonucu çıkardı: Görüşmek istiyorlarsa, gelsinler, şimdilik gizlice, gazeteciler öğrenmesin diye. Belki Vladimir Vladimiroviç risk alır ve kimin aradığını söyler,” diye ekledi.

13 Mart’ta Lukaşenko, Putin ile görüşmek üzere Moskova’ya gitti. Görüşmelerin başlamasından önce, Amerikan yönetiminin Ukrayna’daki çatışmayı çözmek için net bir stratejisinin olmadığını söyledi.

Lukaşenko, “ABD’nin Ukrayna konusunda hiçbir planı yok. Kesinlikle. Bir taraf ne istiyor, diğeri ne istiyor, sadece nabız yokluyorlar,” dedi.

Ayrıca Lukaşenko, Washington’ın Kiev üzerindeki baskıyı artırmaya karar verdiğini, çünkü Moskova’ya karşı yaptırım uygulama imkanlarının neredeyse tükendiğini dile getirdi.

Lukaşenko, “O kadar çok yaptırım uyguladılar ki, daha ötesi yok. Bu nedenle Ukrayna’ya baskı yaptılar ve onun gidecek hiçbir yeri yok. 30 gün için anlaştılar, yani 30 gün,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

G7 bildirisinin hedefinde İran var

Yayınlanma

Reuters tarafından görülen nihai taslak bildiriye göre, önde gelen Batılı devletlerin dışişleri bakanları perşembe günü İran’ın “keyfi gözaltı ve yabancı suikast girişimlerini giderek artan bir şekilde baskı aracı olarak kullanmasının yarattığı tehdit” konusunda uyarıda bulundu.

ABD, Almanya, Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya ve Kanada’dan oluşan G7 ülkeleri yaptıkları açıklamada Tahran’ın “Orta Doğu’daki istikrarsızlığın başlıca kaynağı” olduğunu iddia ederek ülkenin nükleer programı konusunda diplomasiyi yeniden başlatmaya çağırdı.

Taslak bildiride, Filistin sorununa iki devletli çözümün de bahsi geçmedi ve metnin daha önceki taslaklarında bunun önemini vurgulayan dil terk edildi.

Üyeler bunun yerine “Filistin halkı için siyasi bir ufkun” gerekliliğini vurguladı ve Gazze’ye “engelsiz insani yardımın” yeniden başlaması ve kalıcı bir ateşkes için desteklerini yeniden teyit etti.

Diplomatlar tarafından onaylanan nihai taslağın cuma günü ilerleyen saatlerde bakanlar tarafından da kabul edilmesi bekleniyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

NATO Genel Sekreteri Rutte: Savaş sonrası Rusya ile ilişkiler yeniden kurulmalı

Yayınlanma

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki savaş sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin normalleştirilmesi gerektiğini belirtti. Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltmasına rağmen transatlantik ittifakı bir arada tutmaya çalışırken, Avrupa ülkelerinin savunma harcamalarını artırması ve askeri konumlarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini vurguladı.

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Ukrayna’daki çatışmalar sona erdikten sonra Rusya ile ilişkilerin zamanla normalleştirilmesi gerektiğini söyledi.

Rutte, Bloomberg TV‘de Annmarie Hordern’e verdiği mülakatta, “Savaş Avrupa için bir şekilde durmuş olursa, adım adım, ABD için de adım adım Rusya ile normal ilişkileri yeniden kurmak normal olur,” dedi.

Ancak Rutte, henüz o noktada olmadıklarını ve Rusya’nın müzakereleri ciddiye almasını sağlamak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeleri gerektiğini ifade etti.

Son haftalarda yoğun bir diplomasi yürüten Rutte, Başkan Donald Trump’ın Ukrayna’ya verdiği desteği azaltması ve ABD’nin Avrupa’daki geleneksel güvenlik rolünden çekileceğine işaret etmesiyle ittifakı bir arada tutmaya çalışıyor.

Bu sürpriz hamle, Avrupa ülkelerini savunma harcamalarını artırmaya ve askeri konumlarını yeniden düşünmeye sevk etti.

Rutte, perşembe günü Beyaz Saray’da Trump ile bir araya geldi ve ikili, Ukrayna’da ABD’nin arabuluculuğunda potansiyel bir ateşkesi görüştü. Avrupa’nın müzakerelerde büyük ölçüde dışlanması, kıtadaki pek çok lideri rahatsız etti.

Devam eden görüşmeler hakkında konuşan Rutte, “Amerikan yönetimi ve elbette Ukraynalılarla ciddi görüşmelere girmeye hazır olduklarından emin olmak için üzerlerindeki baskıyı sürdürmeliyiz,” ifadesini kullandı.

Rutte’nin en büyük görevi, Trump’ın üyelerin savunmaya yeterince harcama yapmayarak Washington’ı istismar ettiği yönündeki yaygın eleştirileri arasında ABD’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) bağlılığını sürdürmesini sağlamak.

Trump daha önce ABD’yi askeri ittifaktan çekmekle tehdit etmişti.

Trump ve Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin Oval Ofis’teki televizyonda yayınlanan tartışmasının ardından Rutte, ABD’nin Ukrayna için yaptığı her şeyi överken, Ukraynalı lidere ilişkileri düzeltme çağrısında bulundu.

NATO, haziran ayındaki bir sonraki zirvede üyelerinin savunma harcamaları hedefini en az yüzde 3’e çıkarmaya çalışacak.

Trump, müttefiklerin yüzde 5 harcama yapmasını talep etti; bu, yaygın olarak gerçekçi olmayan ve ABD’nin bile karşılamadığı bir hedef.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English