Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Yedi NATO ülkesi, Ukrayna’nın ‘hızlandırılmış üyeliğine’ karşı

Yayınlanma

NATO’nun yedi ülkesi, Ukrayna’nın derhal ittifaka davet edilmesi planına karşı çıktı. Başta ABD ve Almanya olmak üzere bazı ülkeler, Rusya ile savaşa çekilme endişesiyle bu plana destek vermiyor. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ve ABD’nin NATO’daki temsilcisi Julianne Smith de bu endişeleri dile getirerek, ittifakın henüz Ukrayna’nın üyeliğine hazır olmadığını belirtti.

Politico‘nun yetkili ve diplomat kaynaklardan aktardığına göre, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’in ülkesinin NATO’ya derhal davet edilmesi yönündeki “zafer planı”, ABD ve Almanya dahil olmak üzere yedi NATO ülkesi arasında destek bulmadı.

Washington ve Berlin, böyle bir kararın Rusya ile bir savaşa sürüklenme riski taşıdığı gerekçesiyle karşı çıkıyor.

Almanya Şansölyesi Olaf Scholz, bu endişesini defalarca kamuoyu önünde dile getirdi. Zelenskiy ise Almanya’nın bu konudaki şüpheciliğini değiştiremediğini kabul etti.

22 Ekim’de yaptığı açıklamada Zelenskiy, “Almanya, destek açısından ikinci sırada yer alıyor. Ancak Alman tarafının NATO üyeliğimiz konusunda şüpheleri olduğu da bir gerçek. Almanlarla çok çalışmamız gerekecek. Bu konuda ABD’nin de etkisi olacaktır,” ifadelerini kullandı.

ABD’nin NATO’daki daimi temsilcisi Julianne Smith, yaptığı açıklamada, ittifakın şu ana kadar Ukrayna’ya üyelik teklif etmeye ya da davet etmeye hazır olmadığını doğruladı.

Ukrayna ordusuna silah tedarikine karşı çıkan Macaristan ve Slovakya da bu davete karşı çıkan ülkeler arasında yer alıyor. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Zelenskiy’in “zafer planını” “dehşet verici” olarak nitelendirirken, Slovakya Başbakanı Robert Fico, Ukrayna’nın NATO’ya katılmasının “3. Dünya Savaşı için uygun bir zemin” oluşturacağını belirtti ve böyle bir hamleyi “asla kabul etmeyeceğini” ifade etti.

Kiev’in talebine hızlı yanıt vermek istemeyen, ancak bu konuda sessiz kalmayı tercih eden başka ülkeler de mevcut.

Bir NATO yetkilisi, Belçika, Slovenya ve İspanya’nın ABD ve Almanya’nın arkasına saklandığını, bu ülkelerin sürece dahil olmak istemediğini belirtti.

Aynı yetkili, bu ülkelerin Ukrayna’nın ittifaka davet edilmesini teorik olarak desteklediklerini, ancak sürecin ciddileşmesi durumunda daha açık bir şekilde karşı çıkacaklarını ifade etti.

Bu durum, Ukrayna’nın üyeliğini daha istekli destekleyen Baltık ülkeleri ve Polonya ile bir karşıtlık oluşturuyor.

Fakat yetkililer ne ABD’nin ne de Almanya’nın Ukrayna’nın NATO’ya katılımını prensipte reddetmediğini vurguladı. ABD Başkanı Joe Biden yönetimi, bu sürecin ancak savaş sona erdikten sonra mümkün olacağını belirtiyor, ancak Moskova’yı kışkırtmamak için bir zaman çizelgesi sunmuyor.

Beyaz Saray’dan üst düzey bir yetkili, çoğu Avrupa başkentinin de kısa vadede Ukrayna’nın NATO üyeliğini desteklemeyeceğinden emin olduklarını ifade etti.

Yetkili, Kiev’in öncelikle yolsuzlukla mücadeleye yönelik reformları hayata geçirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanlığı, Politico‘nun haberine hızlı bir tepki gösterdi. Devlet Başkanlığı sözcüsü Sergey Nikiforov, UNIAN ajansına verdiği demeçte, haberde sunulan bilgilerin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

Nikiforov, “Bu söylentiler, Ukrayna’nın üyeliğinin ittifak üyeleri arasında geniş bir desteğe sahip olmadığı izlenimi yaratmak isteyenlerin işine yarıyor,” diye konuştu.

Aksine Nikiforov’a göre “mutlak çoğunluk” Ukrayna’nın üyeliğini desteklerken, geri kalanlar için “aktif savunuculuk çalışmaları devam ediyor.”

Daha önce Le Monde gazetesinin kaynakları, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in başkanlık seçimlerini kazanması durumunda, Biden’ın geçiş döneminde Ukrayna’nın NATO’ya davet sürecini başlatabileceğini öne sürmüştü.

Le Monde: ABD, Ukrayna’nın NATO’ya katılımına artık karşı değil

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English