Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

Yeni İsrail hükümeti içeriden ve dışarıdan tepkilerle karşı karşıya

Yayınlanma

İsrail’de 1 Kasım’da yapılan erken genel seçimlerin ardından hükümeti kurmakla görevlendirilen Likud Partisi lideri Netanyahu’nun “kabinesinin hazır olduğunu” duyurmasının ardından, yakında muhalefete geçmesi beklenen İsrail Başbakanı Yair Lapid’den “tehlikeli, fanatik ve sorumsuz” yorumu geldi. Netanyahu ise Lapid’e “seçimleri kaybettin, evine git” yanıtını verdi.

Önceki hükümetin maliye bakanı Avigdor Lieberman da, yeni koalisyonu “İsrail’i katı Yahudi yasalarıyla yönetilen bir devlete götürebilecek karanlık bir hükümet” olarak nitelendirdi.

Netanyahu’nun kurduğu İsrail tarihinin en radikal ve aşırı sağcı hükümetinin Meclisteki güvenoyu oturumunun 2 Ocak’ta yapılması bekleniyor.

Netanyahu’nun yeni kabinesinde, Filistin’i yok sayan Ultra Ortodoks Yahudi partilerden Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği ile aşırı sağcı, ırkçı ve şiddet yanlısı politikalarıyla bilinen Dini Siyonizm, Yahudi Gücü ve Noam Partileri yer alıyor.

Netanyahu Maliye Bakanlığını verdiği Dini Siyonizm Partisi lideri Bezalel Smotrich,  işgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri ile Filistinlilerin inşa, çalışma ve seyahat izinlerinden sorumlu birimde de söz sahibi olacak. Smotrich’in İsrail ordusuna bağlı bu birimde görev almasıyla, yasadışı ilhakın genişletileceği ve yasallaştırılacağı öngörülüyor.

Daha önce ırkçılığa tahrik ve terör örgütün desteklemek suçundan 53 kere itham edilmiş, 8 kere mahkum edilmiş Yahudi Gücü Partisi Lideri Itamar Ben-Gvir ile de güvenlik güçlerinden sorumlu Ulusal Güvenlik Bakanlığı için anlaşıldı. Ayrıca kendi talebi üzerine yeni yasal düzenlemelerle Ben-Gvir’in polis üzerindeki yetkileri de genişletiliyor.

Hukuk reformlarının yeni hükümetin öncelikleri arasında yer alması beklenirken, böylece milletvekillerinin Yüksek Mahkeme kararlarını basit çoğunlukla geçersiz kılmaları hedefleniyor. Hukuk reformundaki asıl amaçlardan birinin ise, Netanyahu’nun iki yıldır peşini bırakmayan yolsuzluk davasının düşürülmesine yönelik yasanın geçirilmesi olduğu düşünülüyor. Ben-Gvir, Netanyahu’ya yasayı destekleyeceğine dair taahhüt vermişti.

Koalisyonunu kuran Bibi’nin zorlu görevi: ABD ile ilişkiler

İlk tebrik Putin’den

Hükümeti kurduğunu açıklayan Netanyahu’yu tebrik eden ilk lider, Rusya Devlet Başkanı Putin oldu.

Netanyahu’nun, kendisini tebrik etmek için telefonla arayan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Ukrayna ve İran konularını ele aldığı bildirildi.

Washington sahaya bakacak

Netanyahu’yu tebrik eden ikinci bir isim ise ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken.

Dışişleri Bakanı Antony Blinken, dün düzenlediği basın toplantısında Netanyahu’yu tebrik ederek, Filistin hakları da dahil olmak üzere “değerlere” bağlılık çağrısında bulundu.

Biden yönetiminin İsrail hükümetindeki aşırılık yanlılarına ilişkin tavrının sorulması üzerine Blinken, Washington’ın “İsrail’deki ortaklarıyla, hükümeti oluşturan şahsiyetlere göre değil, izledikleri politikalara göre ilişki kuracağını” savundu.

Netanyahu’nın aşırı sağcı yeni kabinesi ülke içinde ve dışında çokça tartışılıyor.

‘Batı hesap sormak için kozlarını kullanmalı’

Financial Times gazetesi gelişmeyi, “İsrail’in yeni hükümetinde tehlike ve aşırıcılık” başlığı ile duyurdu.

Netanyahu’nun seçimleri kazandığından beri, Arap karşıtı ırkçılar, hüküm giymişler ve homofobiklerle anlaşmalar yaptığı vurgulanan yazıda, şimdi ise Netanyahu’nun Yahudi devleti tarihindeki en aşırı sağcı hükümete başkanlık etmenin eşiğinde olduğu belirtiliyor. Bu durumun liberal fikirlere sahip İsrailliler ve Filistinliler için ‘felaket’ anlamına geldiği yorumu yapılıyor.

Nitekim, Netanyahu ve Ben-Gvir’in, Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimci karakollarını yasallaştırma konusunda çoktan anlaştığı not edilirken, bu durumun İsrail’in işgal altındaki topraklardaki yerleşimlerini daha da güçlendireceği ve Batı Şeria’nın 2005’ten bu yana en şiddetli yılını yaşadığı bir zamanda Filistinlilerle gerilimi alevlendireceği belirtiliyor. Nihayetinde ise İsrail’in Batı Şeria’daki yerleşimlerin sömürgeleştirilmesini hızlandıracağı ve onu fiilen ilhak etmeye yaklaştıracağı vurgulanıyor.

Financial Times yazısı Batı’ya yapılan şu uyarı ile son buluyor: “İsrail’in batılı müttefikleri bu felaketin gelişmesini beklememeli ve izlememeli. İsrail’in kilit askeri müttefiki ABD ve en büyük ticaret ortağı AB, Netanyahu ve onun azılı suçlular ekibinden hesap sormak için kozlarını kullanmalı. Geçmişte Batılı yetkililer, Yahudi devletiyle ortak değerleri yüceltirken, İsrail’in ihlallerini görmezden geldiler. Buna rağmen İsrail’in uzun süredir benimsediğini iddia ettiği çok demokratik değerler ciddi bir tehditle karşı karşıya. Netanyahu’nun yeni hükümetinin ne olduğu sorgulanmalı.

‘İki devletli çözümün tüm olasılıkları yok edilecek’

The Guardian gazetesi de Netanyahu’nun yeni koalisyonunu Arap karşıtı aşırı sağcı parti Dini Siyonizm’e işaret ederek duyurdu. İktidardaki Likud’u desteklemek için taraflarla yapılan anlaşmaların, işgal altındaki topraklarda yasadışı ilhakı yasallaştırabileceği vurgulandı.

The Guardinan’a konuşan İsrail dışişleri bakanlığının eski genel müdürü ve Yahudi-Arap işbirliğini teşvik eden yeni All Its Citizens partisinin kurucusu Alon Liel’e göre yapılacak yasal değişikliklerde Netanyahu’nun tek amacı hapisten kaçmak değil. Netanyahu için “Elbette hapse girmekten kaçınmaya çalışıyor ama aynı zamanda siyasi gündemini ilerletmek istiyor” ifadelerini kullanan Liel, bunun, İsrail-Filistin çatışmasına iki devletli bir çözüm için kalan tüm olasılıkları yok etmeyi ve İsrail’i herhangi bir dış tehdide karşı bağışık hale getirmeyi içerdiğini de sözlerine ekledi.

‘Demokrasinin geleceği tehlikede’ 

The New York Times gazetesi ise, Netanyahu’nun yeni katı hükümetinin ülkede liberal demokrasinin geleceğine dair endişeleri artırdığını vurguladı. Anayasal değişikliklerin daha hükümet kurulmadan hayata geçirilmesine işaret edilerek, bunun “ülkede demokrasinin kırılganlığının kanıtı” olduğu belirtiliyor.

Yazıda özellikle Ben-Gvir’e polis teşkilatını siyasallaştıracak geniş yetkiler verilmesi eleştirilirken, bu durumun polis gücünün liberal İsrail vatandaşları üzerinde, protestoları bastırmak için kullanılabileceğine işaret ediliyor.

Protestolar başladı: Sabıkalı hükümet

Bu arada ülkede yeni hükümet koalisyonuna karşı protestolar düzenlendi. Tel Aviv’de toplanan yüzlerce İsrailli, Netanyahu’nun yanı sıra özellikle parti liderleri Deri, Ben-Gvir ve Smotrich’i hedef aldı.

Gösteride, “Bu bir acil durum, İsrail demokrasisi tehlikede”, “sabıkalı başbakan” ve “sabıkalı hükümet” pankartları taşındı.

Tel Aviv, 17 Aralık 2022, Foto: Tomer Neuberg/Flash90

Filistinliler için en kanlı yıl

Diğer yandan, İsrail ordusu, son dönemlerde işgal altındaki Batı Şeria’nın farklı beldelerine baskın ve gözaltı operasyonlarını artırdı. Bölgede Filistinlilerle İsrail askerleri arasında çatışmalar yaşanıyor. Özellikle de Batı Şeria’nın kuzeyindeki Cenin ve Nablus gibi bölgelerde Filistinli gruplar ve İsrail askerleri arasında çatışmalar çıkıyor.

Bölgedeki köylere yasadışı olarak Yahudileri yerleştirmek için baskın düzenleyen İsrail askerlerine karşılık veren Filistinlilere karşı plastik merminin yanı sıra gerçek mermi kullanılıyor.  Daha bugün İsrail askerleri tarafından vurulduğu bildirilen 23 yaşındaki futbolcu Atıf Mustafa Derağime’nin cenazesine binlerce kişi katıldı.

Geçtiğimiz hafta Cenin’de İsrail askerlerinin düzenlediği operasyonda 16 yaşında Filistinli bir kızı öldürmelerinin ardından başta Hamas, İslami Cihad ve Filistin Halk Kurtuluş Cephesi olmak üzere Filistinli örgütler “İsrail’i caydıracak direniş yöntemlerini aktif hale getirme” çağrısı yapmıştı.

Birleşmiş Milletlerin açıkladığı rakamlara göre, BM’nin 2005’te bölgede kayıt tutmaya başlamasından sonra 2022, Batı Şeria’da en kanlı yıl olarak kayıtlara geçti.

Filistin haber ajansı WAFA’ya göre, 2022 başından bu yana İsrail askerleri tarafından vurulan Filistinlilerin sayısı 224’e yükseldi.

ORTADOĞU

Suriye Rusya’dan yeni banknotlar getirtiyor

Yayınlanma

Suriye Merkez Bankası, ekonomisini zor durumda bırakan ciddi nakit sıkıntısını hafifletmek için Rusya’dan yeni banknotlar getirdi.

Merkez Bankası cuma günü yaptığı açıklamada Suriye poundlarının “Rusya’dan Suriye’ye Şam uluslararası havaalanı üzerinden” ulaştığını söyledi ancak para miktarını teyit etmedi. Bankacıların ve işletmelerin nakit sıkıntısının işlerini ciddi şekilde engellediğini söylemesinin ardından nakit paraya şiddetle ihtiyaç duyuluyordu.

Bu hamle, devrilen lider Beşar Esad’ın sığındığı bir ülkeden teslimatı müzakere etmek zorunda kalan ve yaptırımlar nedeniyle Batı’dan banknot tedarik etmekte zorluk çeken Suriye’nin yeni hükümeti için Rusya’ya bağımlılığın devam ettiği bir alanın altını çiziyor.

Adının açıklanmasını istemeyen bir tekstil üreticisi ve perakendeci, Financial Times’a verdiği demeçte, sıkıntının “insanlar bankaya para yatırmayı bıraktı çünkü çekemeyeceklerinden endişe ediyorlar” noktasına ulaştığını söyledi.

Suriye sosyal medyasında merakla beklenen banknotların gelişiyle ilgili söylentiler dolaşıyordu, ancak merkez bankası cuma günü yaptığı açıklamada ayrıntıları doğrulamadan “bu paranın büyüklüğü ve miktarı hakkında dolaşan rakamların” “tamamen yanlış” olduğunu söyledi.

Dışişleri Bakanı Asaad al-Shaibani geçen ay Financial Times’a yaptığı açıklamada, Esad hükümeti döneminde merkez bankası ihtiyaç duyulduğunda Rusya’dan basılı para sevkiyatı sipariş edecekti dedi. Devlet tarafından işletilen Rus matbaası Goznak, sürekli değiştirilmesi gereken banknotları tedarik ediyor.

Banknot uzmanlarına göre, Batılı banknot matbaaları tedariklerini hemen tamamlayamayacak ve ülkeye karşı devam eden yaptırımlar ışığında Suriye’ye nakit para sağlama konusunda isteksiz olacaklar.

Yeni rejimin bazı Suriye banknotlarını tedavülden kaldırmaya çalışıp çalışmadığı da belirsizliğini koruyor. En yaygın kullanılan iki banknottan biri olan 2,000 Suriye poundunda, şu anda Rusya’da yaşayan Esad’ın resmi bulunuyor.

Merkez Bankası geçen ayın sonunda para çekme işlemlerine getirdiği geçici sınırlamayı kaldırdı ancak bankalardan nakit para çekmek isteyen ticari ve bireysel müşteriler hala sık sık geri çevriliyor.

Financial Times’a konuşan ve isimlerinin açıklanmasını istemeyen iki bankacı, bazı özel bankaların son haftalarda Merkez Bankasından her gün 600 milyon Sterlin (46.000 $) kadar para aldığını söyledi.

İşadamları, bu miktarın işletmeleri ayakta tutmak için yeterli olmadığını söylüyor. Üreticiler ve tüccarlar tedarikçilere ve maaşlara ödeme yapmak için banka mevduatlarının çoğuna erişemiyor.

Bir bankacı, “Tüccarlar çalışanlarına [nakit] rezervlerinden ödeme yapıyor ve bu iki aydır işe yaradı, ancak daha ne kadar dayanabilirler?” dedi.

Bankalar arası havaleler hala mevcut ve işadamları zaman zaman mal alıp satmak için bu yöntemi kullanıyor.

Nakit sıkıntısının etkisi, tedavülde kaç Suriye poundu olduğuna dair bilgi eksikliği nedeniyle daha da kötüleşti.

Çoğu merkez bankasının aksine Suriye Merkez Bankası, dolaşımdaki banknot miktarına ilişkin ayrıntılar içeren haftalık tablolar hazırlamıyor. Web sitesine erişilememesi de faaliyetlerine ilişkin belirsizliği artırıyor.

İşletmeler, satışlarının düştüğünü söylüyor. Bazıları da ihracat kısıtlamalarının kaldırılmasının ardından baskı altında, bu da artık mevcut stokları zararına satmak zorunda oldukları anlamına geliyor.

Tekstilci bir işadamı, Financial Times’a, “İnsanlar harcama yapmıyor çünkü ne olacağını bilmiyorlar,” dedi. “Şirketler harcama yapmıyor çünkü nakit gelirleri yok ve ana öncelikleri çalışanlarına ödeme yapmak” diye ekledi.

Bu arada Batılı hükümetler Suriye’ye ve bankacılık sektörüne yönelik yaptırımların çoğunu yürürlükte tuttu. Avrupa Birliği de dahil olmak üzere bazı yetkililer önlemlerin aşamalı olarak hafifletileceğini söyledi.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

ABD’den Mısır’a “Gazze planı” baskısı

Yayınlanma

ABD’nin, Mısır’ı Trump’ın Gazze planına ve Filistinlilerin Mısır’a yerleştirilmesine razı olması yönünde baskı yaptığı öne sürüldü.

Londra merkezli Al-Araby Al-Jadeed gazetesinin Washington’daki Mısırlı kaynaklara dayandırdığı haberine göre, Pentagon, Kahire yönetimini Trump’ın planına uymaya zorlamak amacıyla askeri yardımları kısıtlama tehdidinde bulundu.

Haberde, özellikle Mısır ordusunun ihtiyaç duyduğu rutin bakım malzemeleri ve yedek silah parçalarının yardım kesintisinden etkilenebileceği belirtildi.

‘Trump’ın Gazze planı uluslararası bir kriz haline gelecek’

Trump, 25 Ocak’ta yaptığı açıklamada, Mısır ve Ürdün’ün Gazze’den gelen Filistinlileri kabul etmesi gerektiğini söylemişti. Devam eden günlerde ise ABD’nin Gazze’yi kontrol altına alması ve Filistinlilerin kalıcı olarak başka bölgelere yerleştirilmesi gerektiğini savunmuştu.

Mısır Dışişleri Bakanlığı ise Filistinlilerin kendi topraklarında kalmasını garanti altına alacak alternatif bir Gazze yeniden inşa planı sunacağını duyurdu. Ancak hem Mısır hem Ürdün hem de diğer Arap ülkelerinden yükselen itiraza rağmen Trump planında ısrarcı olmayı sürdürüyor.

Trump’ın Gazze planına karşı Mısır kendi “vizyonunu” sunacak

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Lübnan: İsrail’in 5 noktada kalma talebini reddettik

Yayınlanma

Lübnan Meclis Başkanı Nebih Berri, “ABD’li yetkililer bana İsrail’in Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği köylerden 18 Şubat’ta çekileceğini ancak 5 noktada kalmayı sürdüreceğini bildirdiler” dedi.

Meclis Başkanı Berri, başkent Beyrut’ta Ateşkesi Denetleme Komitesi Başkanı ABD’li Tümgeneral Jasper Jeffers ile yaptığı ABD’nin Beyrut Büyükelçisi Lisa Johnson’ın da hazır bulunduğu görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Berri, “ABD’li yetkililer bana İsrail’in Lübnan’ın güneyinde işgal ettiği köylerden 18 Şubat’ta çekileceğini ancak 5 noktada kalmayı sürdüreceğini bildirdiler. Ben de kendi adıma, Cumhurbaşkanı Joseph Avn ve Başbakan Nevvaf Selam adına bunu kesinlikle reddettiğimizi bildirdim” dedi.

İsrail ordusunun çekilme süresinin uzatılması hakkında konuşmayı reddettiğini söyleyen Berri, çekilmenin uygulanmasını sağlamanın ABD’nin sorumluluğunda olduğunu aksi takdirde mevcut Lübnan hükümetine en büyük darbeyi vurmuş olacağını dile getirdi.

İşgalin devam edip etmeyeceğini önümüzdeki günlerin göstereceğini söyleyen Berri, Lübnan ordusunun Litani Nehri’nin güneyindeki görevini tamamen yerine getirdiğini ifade etti.

İsrail ikinci kez Lübnan’dan çekilme süresinin uzatılmasını istedi

İsrail devlet televizyonu KAN’da dün yayınlanan haberde, İsrail ordusunun Lübnan’ın güneyinde işgal altında tuttuğu bölgelerde 5 yeni askeri nokta kurmaya başladığı belirtilmişti.

Haberde, ABD yönetiminin de Lübnan’ın güneyinden çekilmesi gereken tarih yaklaşırken İsrail ordusuna ülkenin bazı bölgelerinde uzun süreli kalması için izin verdiği iddia edilmişti.

Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili de Haaretz’e verdiği demeçte “İsrail’in bu beş noktadaki varlığı Lübnan hükümetinin Hizbullah’ın yeniden güçlenme çabalarına karşı koyup koyamayacağını doğrudan etkileyecektir” ifadelerini kullandı. Habere göre yetkili, yönetimin Lübnan’ın ateşkes kapsamındaki yükümlülüklerine uyup uymadığını titizlikle izleyeceğini de sözlerine ekledi.

İsrail’in Mavi Hat yakınlarında kalmak istediği 5 nokta üzerinde müzakerelerin devam ettiği ve bugün Lübnan’ın güneyindeki Ras Nakura beldesinde süreçle alakalı önemli bir toplantı yapılacağı belirtilmişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English