Haftalarca süren görüşmelerin ardından Binyamin Netanyahu, koalisyon hükümetini kurduğunu açıkladı. Hükümet, parlamento tarafından onaylandıktan sonra Netanyahu, İsrail’in en aşırı sağcı ittifakının lideri olarak 18 ay aradan sonra yeniden iktidara gelecek.
İsrail’de 1 Kasım’daki seçimlerin ardından hükümeti kurmakla görevlendirilen Likud Partisi lideri Binyamin Netanyahu (Bibi), Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’a kabinesinin hazır olduğunu iletti. Netanyahu, hükümeti kurması için 21 Aralık gece yarısı sürenin bitmesine dakikalar kala Herzog’u telefonla aradı. Netanyahu’nun basın ofisinden yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanı Herzog ile konuşmasında Netanyahu, “Sayın Cumhurbaşkanı, son seçimlerdeki büyük halk desteği sayesinde, tüm İsrail vatandaşlarına hizmet edecek bir hükümeti kurmayı başardığımı bildirmek isterim” ifadelerini kullandı. Netanyahu’nun kabine listesini hemen açıklaması gerekmiyor. İsrail basınındaki haberlere göre, Netanyahu’nun kabinesi için Meclis’teki güvenoyu oturumunun 2 Ocak’ta yapılması planlanıyor.
Son yıllarda erken seçim ve koalisyon krizi sarmalına girilen İsrail’de 1 Kasım’da yapılan erken genel seçimde, eski başbakan ve muhalefet lideri Netanyahu’nun başını çektiği sağ bloktaki partiler, 120 sandalyeli Meclis’e 64 milletvekili göndererek açık bir zafer kazanmıştı. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog, 13 Kasım’da Netanyahu’yu hükümeti kurmakla görevlendirmişti.
Netanyahu, yargı bağımsızlığını ortadan kaldırmaya, işgal altındaki Batı Şeria’da yasa dışı ilhakları genişletmeye ve Filistin’in özerkliğini azaltmaya, en dindar Yahudilere devlet desteğini en üst düzeye çıkarmaya çalışan altı partili katı bir koalisyona liderlik ediyor. Koalisyonda Netanyahu’nun Likud Partisi dışında Ultra Ortodoks Yahudi partilerden Şas ve Birleşik Tevrat Yahudiliği ile aşırı sağcı, ırkçı ve şiddet yanlısı politikalarıyla bilinen Dini Siyonizm ve Yahudi Gücü yer alıyor.
Uzun ve zorlu süren müzakereler sonucunda Netanyahu, bir zamanlar ırkçılığa tahrik ve terör örgütünü desteklemekten hüküm giymiş olan Itamar Ben-Gvir’i, ulusal polis teşkilatını da yönetmesi öngörülen güvenlik bakanlığına atadı. İsrail’in yasadışı ilhak ettiği bölgelerde ilhakı yasallaştırmayı ve genişletmeyi savunan Bezalel Smotrich ise geniş yetkilerle donatılmış bir maliye bakanlığı devralacak.
Hükümet, yemin edip göreve başlamadan önce Netanyahu, Ben-Gvir’e verilen bakanlığın ulusal polis teşkilatı üzerindeki yetkisini genişletmek ve Savunma Bakanlığı’nın denetiminde olan Batı Şeria’daki yasa dışı ilhaklarla ilgili yetkilerin Maliye Bakanlığı’na bağlanması için bir dizi yasası Meclis’ten geçirmeye çalışacak.
Siyasi istikrar diken üstünde
Dört yıllık siyasi krizde beş kez sandığa giden ülkede Netanyahu’nun koalisyonunda yer alan partilerin ideolojik uyumluluğuna yapılan vurgulara rağmen siyasi istikrarın sağlanması zor görünüyor. Henüz koalisyon anlaşmaları imzalanmadan önce ortakları ile yaşadığı anlaşmazlıklar ve ABD’de iktidarda olan Demokratların koalisyondaki tartışmalı isimlere bakışı göz önüne alındığında Netanyahu’nun önünde zorlu bir süreç olduğu görülüyor. Ukrayna krizinde görece tarafsız pozisyon alarak Kiev’e stratejik silah sağlamayı reddetmesi nedeniyle ABD ile “sorun” yaşayan İsrail’in yeni “anti-demokratik” koalisyonu, Netanyahu’nun Washington karşısında elini zayıflatacak.
‘İsrail en büyük müttefikinin değerlerini dikkate almalı’
Kendisi ultra Ortodoks olmayan Netanyahu’nun, koalisyon ortaklarını memnun etmek için yasadışı yerleşim ve ileri karakollar ya da Filistin’in özerkliği konusunda atacağı ya da atmak zorunda kalacağı adımların, Netanyahu’yu Demokratlarla karşı karşıya getirme ihtimali oldukça güçlü.
Tel Aviv merkezli Ulusal Güvenlik Çalışmaları Enstitüsü’nden (INSS) Eldad Shavit, İsrail hükümetini değerlendirdiği yeni analizinde, İsrail politikaları ile Amerikan değerleri arasındaki olası çatışmalara değindi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken’ın “iki devleti çözüm” vurgusu ve “gerilimi artıran ve siyasi çözüme ulaşma şansını zayıflatan her türlü hamleye itiraz edeceğiz” açıklamasını hatırlatan Shavit, 17 Aralık’ya New York Times’ta yayınlanan başyazıya dikkat çekti.
Yazıda, “Netanyahu hükümeti… İsrail’in geleceği için önemli bir tehdittir”, “Biden yönetimi, yeni hükümet tarafından planlanan reformlara karşı mücadelelerinde İsrail siyasetindeki ılımlı güçlere yardım etmek için elinden gelen her şeyi yapmalıdır” ve “Dünyanın her yerindeki ülkelerde olduğu gibi İsrail’de de eşit haklar ve hukukun üstünlüğü ile yönetilen bir topluma desteğini ifade etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır” ifadelerine yer veren Shavit’e göre “İsrail, ulusal güvenliği için son derece önemli olan en büyük müttefikinin değerlerini ve politikalarını dikkate almalı.”
İlişkilerde uzun vadeli erozyon endişesi
Her ne kadar ABD yönetimi, seçimlere saygı duyduğunu ve bireylerden çok hükümetin izleyeceği politikalarla ilgilendiğini resmi olarak açıklasa da “İzlenim, İsrail’in beklenen politikalarının olası sonuçları konusunda Washington’da giderek artan bir endişe olduğu yönünde. Yeni hükümet, koalisyon üyelerinin Filistin sorunu, yargı sistemi ve azınlık hakları bağlamında elzem olarak sunduğu tüm politikaları hayata geçirmese bile ABD yönetimiyle çatışma neredeyse kaçınılmaz. Bu da başta İran olmak üzere zorluklarla dolu bir gerçeklikte İsrail’in ABD ile hayati konularda, özellikle de ABD yönetiminin nükleer programını ilerletmeye devam eden İran’a karşı kendi politikasını formüle etme ihtiyacı göz önüne alındığında, yakın bir diyalog sürdürme kabiliyetini daraltabilir. Hatta İsrail hükümetinin politikalarının Amerika’nın özel ilişkiyi sürdürme motivasyonu üzerinde uzun vadeli olumsuz bir etkisi olması bile mümkündür.”
Suriye’de Beşar Esad Yönetimini devirip geçici yönetim kuran HTŞ’nin Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Çin’in Suriye Büyükelçisi Shi Hongwei başkanlığındaki Çin Halk Cumhuriyeti heyetini kabul etti.
Suriye Dışişleri Bakanlığı’nın Telegram hesabından yapılan açıklamaya göre Şeybani, görüşmede Suriye ile Çin arasındaki işbirliğinin iki ülke için de refah, kalkınma ve barış açısından büyük önem taşıdığını ifade etti.
Çin’in İsrail’in saldırılarına yönelik tutumunu memnuniyetle karşıladığını belirten Şeybani, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da pekiştirmeye hazır olduklarını dile getirdi.
Çinli Büyükelçi Shi Hongwei ise ülkesinin Suriye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne saygı duyduğunu vurgulayarak, geçiş sürecinde başarılı olması için destek vermeye hazır olduklarını ifade etti.
Gazze savaşı sonrası silah ihracatını artırmak isteyen İsrail hem dışa bağımlılığı azaltmayı hem de büyüyen savunma sanayisiyle küresel pazarda daha büyük bir aktör olmayı hedefliyor. Avrupa’daki artan savunma harcamaları da bu planın zeminini oluşturuyor.
Bloomberg’de yer alan habere göre İsrail’in Gazze savaşını başlatmasının ardından ABD, İngiltere ve İtalya gibi silah tedarikçileri, Netanyahu hükümetini çatışmaya diplomatik bir çözüm bulmaya itmek umuduyla ülkeye askeri ihracatı kısıtladı. Bunun sonucu olarak, İsrail’in kendi silah üretim kapasitesi büyük ölçüde arttı. Şimdi ise İsrailli üreticiler yalnızca üretimi artırmakla kalmayıp, daha fazla ihracat yaparak küresel savunma pazarında daha fazla yer edinmeyi amaçlıyor. Satış yapılması hedeflenen ülkeler arasında, daha önce İsrail’e silah ihracatını kısıtlayan devletler de yer alıyor.
İsrail’in savunma sanayiinde faaliyet gösteren birçok şirket, üretim kapasitesini önemli ölçüde artırdı. Bloomberg’e konuşan İsrailli bir kaynağa göre, Tel Aviv ve New York borsalarında işlem gören Elbit Systems Ltd., MK84 adı verilen bir tonluk havadan atılan bombalar ile daha küçük versiyonlarının üretim hatlarını kuruyor. İsrailli yetkililere göre, Elbit ile Savunma Bakanlığı arasında 2,5 milyar şekel (yaklaşık 700 milyon dolar) değerinde, silah ve mühimmat için gerekli çeşitli kimyasal bileşenlerin üretimini artırmak için anlaşmalar imzalandı. Elbit CEO’su Bezhalel Machlis, “İsrail silah üretiminde daha bağımsız hale gelmeli” dedi.
Savunma Bakanlığı, geçen yıl İsrail ordusunun ihtiyaçlarını karşılayabilmek için milyarlarca şekellik sözleşmelere imza attı. Mayıs 2023’te Elbit ile 2,8 milyar şekel değerinde havan topu, füze ve roket üretimi için anlaşma sağlandı. Ekim ayında ise Elbit ve devlete ait Rafael Advanced Defense Systems Ltd. ile lazer tabanlı bir füze önleme sistemi olan Iron Beam’in üretim kapasitesini artırmak için 2 milyar şekellik bir anlaşmayı onayladı. Savunma Bakanlığı Başekonomisti Zeev Zilber, Tel Aviv’de yaptığı bir konuşmada “İsrail’de sahip olmadığımız bir şeyi başka bir yerde bulamayacağımızı zor yoldan öğrendik” dedi.
7 Ekim 2023’te Hamas’ın sürpriz baskınıyla başlayan, başka cephelere de sıçrayan savaş, İsrail ekonomisine ağır bir yük getirdi. 2024’te hükümet 278 milyar şekelle rekor düzeyde borçlandı, bütçe açığı GSYİH’nin %6,8’ine ulaştı ve büyüme oranı %0,9 ile son on yılların en düşük seviyesine geriledi.
İsrail, Ekim 2023’ten bu yana Gazze’nin büyük ölçüde yıkılması ve en az 50.000 Filistinlinin hayatını kaybetmesine rağmen saldırılarına devam ediyor. Yetkililer şimdi, ülkenin savaş kapasitesini artırmasının uzun vadede ekonomik ve stratejik fayda sağlayacağını savunuyor.
Resmi verilere göre Savunma Bakanlığı, savaş öncesi bütçesini iki katından fazla artırarak 154 milyar şekele çıkardı. Önümüzdeki yıllarda cephane, silah, yakıt ve diğer askeri malzemeler için toplam 220 milyar şekel harcama taahhüdünde bulundu. Bu harcamaların üçte ikisinden fazlası yurt içinde yapılacak; bu oran savaş öncesine göre dört kat artış anlamına geliyor. Bakanlık, bu yatırımın “ülkenin savunma sanayisini büyük ölçüde güçlendireceğini ve dışa bağımlılığı azaltacağını” belirtti.
İsrail, savunmaya yapılan yatırımı, uzun zamandır tüm siyasi pazarlıkların dışında tutuyor.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI)’ne göre, bugün İsrail dünya çapında sekizinci büyük silah ihracatçısı. 2023’te toplam 13,2 milyar dolarlık askeri ekipman ihraç eden İsrail’in, toplam ihracatının %6’sı bu sektörden geldi.
Bloomberg’e göre şimdi yeni teknolojilerle bu konum daha da güçlendirilmeye çalışılıyor. Şubat ayında, start-up’lardan büyük firmalara kadar birçok şirket, çeşitli menzillerde, hızlarda ve irtifalarda insansız hava araçlarına karşı geliştirdikleri savunma sistemlerini test etti.
Elbit, uçaklara entegre edilecek lazer tabanlı füze savunma sistemleri üzerinde çalışıyor. Ayrıca F-16 savaş uçakları ve pilotları için koruma sistemlerinin geliştirilmesi hedefleniyor. Bu teknolojilerin yurt dışına da pazarlanması planlanıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın küresel düzeni sarsan politikaları nedeniyle Avrupa’ya savunma harcamalarının artırılması yönünde baskıların arttığına dikkat çekilen haberde “Bu bağlamda İsrail’in ‘savaşta test edilmiş’ silah sistemleri büyük ilgi görüyor. İsrail Savunma Bakanlığı eski genel müdür yardımcısı Avi Dadon, ‘Her hükümet ilk olarak şunu sorar: İsrail ordusu bu sistemi kullanıyor mu? Ülkeler, İsrail’in benzersiz ürünleri ve ileri teknolojisi nedeniyle satın alım yapmaya devam ediyor’ dedi.”
Tüm bu yerli üretim hamlelerine rağmen İsrailli yetkililer, ABD desteğinin hâlâ kritik önemde olduğunu vurguluyor. Son 18 ayda İsrail’e yaklaşık 17 milyar dolarlık Amerikan askeri yardımı sağlandı ve ordudaki F-15, F-16 ve F-35 savaş uçaklarının tamamı ABD menşeli. Ancak savunma yetkililerine göre, ABD ve diğer geleneksel müttefiklerdeki siyasi belirsizlikler göz önüne alındığında, İsrail’in kendi savunma sanayisini geliştirmeye devam etmesi şart. Yeni İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir, şubat ayında yaptığı açıklamada, “Bu savaş, kendi kendimize yeterli olmamız gerektiğini net biçimde gösterdi. Atıl olan üretim hatlarını canlandırdık, mevcutları genişlettik, yenilerini kurduk. Dışa bağımlılığı azaltmak güvenliğimizi, ekonomimizi ve sanayimizi güçlendiriyor” dedi.
İsrail Meclisi, yargıç atamaları üzerindeki hükümet kontrolünü büyük ölçüde artıran tartışmalı yasayı kabul etti.
The Times of Israel gazetesinin haberine göre, yüksek yargı mensuplarının atamalar üzerindeki etkisini azaltan, bu yetkiyi hükümetin kontrolüne devreden tartışmalı tasarı 67 milletvekilinin evet oyuyla kabul edildi.
Kabul edilen yasaya göre, yargıç atamalarını gerçekleştiren 9 üyeli komiteye, biri hükümet biri de muhalefet tarafından seçilen iki hukukçu seçilmesi öngörülüyor.
Siyasetin atadığı söz konusu üyelerin yargıç atamaları üzerinde veto yetkisi de bulunuyor.
Kabul edilen ve gelecek dönem yürürlüğe girecek yasaya ilişkin muhalefet tarafıyla hukukçuların eleştirileri ise yargı atamalarını siyasallaştıracağı yönünde.
İsrail muhalefeti Yüksek Mahkeme’ye başvurdu
İsrail basınına göre, yargıç atamaları üzerinde hükümet kontrolünü büyük ölçüde artıran yasanın Mecliste onaylanmasının hemen ardından ana muhalefet partisi Gelecek Var lideri Yair Lapid, İsrail barosu ve sivil toplum kuruluşları yasanın iptali için yargının en yüksek mercisi İsrail Yüksek Mahkemesi’ne başvurdu.
Muhalefet, İsrail Meclisinde görüşülen tasarıya karşı 71 bin gibi rekor sayıda itirazda bulundu. İtirazlar nedeniyle, yasanın kabul edilmesi için yapılan oturumlar, Mecliste 18 saat sürdü.
Tartışmalı yargı düzenlemesindeki kritik yasaya karşı çıkan muhalefet milletvekilleri tasarının son tur oylamasını boykot ederek, genel kurulu terk etti.
İsrail Meclisinde bir yasanın kabul edilmesi için toplam üç oturum yapılıyor ancak en kritik oylama 120 sandalyeli Mecliste en az 61 oyun sağlanması gereken birinci oylama olarak öne çıkıyor.
Tartışmalı yargı reformu
İsrail’de, Hamas’ın 7 Ekim 2023’teki sürpriz saldırısına kadar Netanyahu’nun iktidara geldiği 2023 boyunca bir numaralı gündem hükümetin tartışmalı yargı düzenlemesiydi.
Netanyahu hükümetinin, bir dizi yasayla Başsavcı ve Yüksek Mahkeme’nin yürütme üzerindeki yetkilerinin kısıtlanacağı, iktidarın yargıç atamalarında söz sahibi olmasının sağlanacağı tartışmalı “yargı paketi”, yıl boyunca sokak hareketleri, sivil itaatsizlik eylemleri, grevler, orduda bölünmeler, iş dünyasından itirazlar gibi büyük tepkilere neden olmuştu.
İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze’ye saldırılarının başlamasının ardından tartışmalı yargı düzenlemesi ertelenmişti.
İsrail Yüksek Mahkemesi, hükümetin, mahkemenin yetkilerini kısıtladığı ve Mecliste kabul ettiği bazı yasaları Ocak 2024’te “İsrail’in anayasası niteliğindeki temel kanunlara aykırı olduğu” gerekçesiyle bozmuştu.
Netanyahu hükümeti, yakın zamanda tartışmalı yargı düzenlemesi için yeniden düğmeye basmıştı.