Amerika
Küba dostu ABD’li istihbaratçı Ana Belén Montes 21 yıl sonra serbest

8 Ocak 2023 tarihinde, 21 yıllık esaretin ardından, 65 yaşında bir kadın Fort Worth, Teksas’taki FMC Carswell hapishanesinden çıktı. Eskiden askeri hapishane olarak kullanılan bu yüksek güvenlikli yerleşkede yıllarca tek başına tecritte tutulan kadının adı Ana Belén Montes’ti.
Montes bir ara şöyle yazmıştı: “Hapishane, olmayı seçeceğim en son yerlerden biri ama hayattaki bazı şeyler için hapse girmeye veya hapishanede çok fazla zaman geçirmek zorunda kalmadan önce kendini öldürmeye değer.”
‘Küba Kraliçesi’ istihbarat servisinde
Ana Belén Montes, mahkûm olmadan önce ABD’nin Savunma İstihbarat Teşkilatı’nda (DIA) Küba sorumlusu olarak çalışıyordu. İstihbarat çevrelerindeki takma adı ‘Küba Kraliçesi’ idi. DIA’den önceki kariyerinde, Adalet Bakanlığı da vardı.
İki kardeşi de FBI çalışanı olan Montes, DIA adına Küba ordusunu çalışmak üzere 1990’lı yıllarda adaya gitmişti. Daha sonra yargılandığı sırada savcılar, Montes’in 1985’te Küba istihbaratına çalışmaya başladığını ileri sürecekti.
Montes John Hopkins Üniversitesi’nde öğrenciyken, Nikaragua’daki Sandinist harekete destek vermesiyle taınıyordu. Amerikan savcıları, Kübalıların Montes’i bu dönemde kendilerinin yanına çektiğini düşünüyordu.
Küba hükümeti çalıştığı iddiasıyla gözaltına alınan, tutuklanan ve yargılanan Montes’in Küba istihbaratı ile şifreli mesajlar aracılığıyla haberleştiği ve bilgi alışverişini suda derhal eriyen kağıtlarla yaptığı öne sürülüyordu.
El Salvador kampını ve ABD ajanlarını deşifre etti
Mahkemenin bulguları, Montes’in birçok bilginin yanı sıra, Küba’da faaliyet yürüten 4 Amerikan ajanının isimlerini de Küba istihbaratına verdiği yönündeydi.
2007’de bir DIA karşı istihbarat yetkilisi, El Salvador’da ABD’nin gizli bir askeri kampı olduğuna ilişkin bilgiyi Havana’ya iletenin de Montes olduğunu düşündüğünü ilan etmişti.
Aynı yetkili, Montes’in ajanlığının ‘istisna değil, kural’ olduğunu da söylemiş ve Amerikan istihbarat servisleri içerisinde çok sayıda Küba ajanı olduğunu ileri sürmüştü.
Küba’ya katkısı büyük
Montes, Küba’da kahraman olarak görülüyor. Ünlü Kübalı şarkı sözü yazarı Silvio Rodriguez, “La Maza” isimli şarkısını Ana Belén Montes’e ithaf ettiğini söylemişti.
Üstelik Montes, 16 yıl boyunca adına faaliyet yürüttüğü Küba’dan tek bir kuruş almadı. Batı Almanya doğumlu ve Porto Riko kökenli Montes, 1996 yılında Küba’nın Miami’deki karşıdevrimci Kübalıların Ada üzerinde uçurduğu provokasyon uçaklarını düşürmesinden sonra üzerine şüphe çekmeyi başlamış fakat yalan makinesi testinden geçmeyi başarmıştı.
Montes, 1999’da DIA’in Kübalılar arasındaki bir iletişimi yakalaması üzerine deşifre oldu. DIA, Montes’in Ada’ya ziyaretlerinin ve kullandığı bilgisayarın uyuştuğunu görünce ajanının dairesine baskın yaptı ve 21 Eylül 2001 tarihinde FBI tarafından gözaltına alındı.
‘Yasalara değil, vicdanıma uydum’
Montes, sorgucularına, yakalanmadan bir hafta önce gözetim altına alındığını fark ettiğini söyledi. Ama Montes, yardım ettiği halkı yüzüstü bırakmamak için Küba’ya kaçma seçeneğini elemişti.
2002 yılında, mahkeme salonunda yargıca ve tüm dünyaya şunu söylüyordu:
“Yasalar yerine vicdanımı dinledim. Hükümetimizin Küba’ya yönelik siyaseti zalim ve adaletsiz, derinden düşmanca. Adaya değerlerimizi ve siyasi sistemimizi empoze etme çabalarımıza karşı, onun kendisini savunmasına yardım etmek için ahlaki açıdan kendimi zorunlu hissettim.”
Amerika
Pentagon’da Asya-Orta Doğu ayrışması

Pentagon’un üst düzey yetkilileri, ABD’nin İsrail’e vereceği askeri desteğin boyutu ve Asya ile angajman konusunda bölünmüş durumda.
Bu bölünme, Başkan Donald Trump’ın ikinci dönem dış politika yönünü etkileyebilir.
Haber sitesi Semafor’un kurucusu Ben Smith, yakın zamanda yayınlanan özel bir makalesinde bu konuyu ele aldı. Smith’e göre ABD Merkez Komutanlığı (CENTCOM) Komutanı General Michael “Erik” Kurilla, İran’ın misillemelerinin artmasıyla birlikte İsrail’i savunmak için daha fazla kaynak ayrılmasını savunuyor.
Buna karşılık, ABD’nin askeri olarak Çin’e ve Hint-Pasifik’e odaklanmasını savunan Pentagon Politika Müsteşarı Elbridge Colby, ABD askeri varlıklarının Asya’dan Orta Doğu’ya aktarılmasına karşı çıkıyor.
İran savaşı, Colby ve müttefikleri için temel gerilimi somutlaştırıyor: ABD, Barack Obama’nın 2011’de ilk kez duyurduğu “Asya’ya yönelme” stratejisini uzun süredir uygulamaya çalışıyor, fakat pratik talepler ve siyasi baskılar, ABD’nin askeri müdahalesini sürekli olarak Orta Doğu’ya yönlendiriyor.
Pentagon içindeki önceliklerin değişmesi
Smith’e göre, Colby’nin muhalefeti, nisan ayında Güney Kore’deki Patriot füze bataryasının Orta Doğu’ya taşınması gibi konuşlandırmaların, ABD’nin Çin veya Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti ile gelecekteki çatışmalarda hazırlık durumunu zedeleyebileceği endişesinden kaynaklanıyor.
Trump’ın, İsrail’e askeri yardımda bulunmasına rağmen, zaman zaman açık koordinasyona tepki gösterdiği ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz’u, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile yakın bağları nedeniyle görevden aldığı iddia edilmişti.
Trump’ın Colby’yi Savunma Bakanlığında bir göreve ataması, bunu ABD’nin desteğinin azalacağına dair bir işaret olarak yorumlayan İsrail yanlısı şahinler arasında endişe yarattı.
Waltz’un görevden alınması ve Trump’ın İsrail’in İran’a “bağımsız” bir saldırı düzenlemesine izin vermesi, daha da müdahaleci olmayan bir yaklaşımı işaret etse de Colby’nin etkisi azalıyor gibi görünüyor.
CENTCOM şefi Kurilla güçleniyor
Savunma Bakanı Pete Hegseth’in nisan ayında Colby’nin müttefiklerinden birkaçını görevden aldığı ve Kurilla ile daha yakın bir ilişki kurduğu bildirildi.
Free Press’ten Eli Lake, “kısıtlayıcı” (restrainer) kamptan olan yeni Orta Doğu Savunma Bakan Yardımcısı Michael Dimino’nun, Orta Doğu’da angajmanın hayati önem taşıdığına inanan Trump destekçilerinin arasında alarm zillerini çaldığını bildirdi.
Bir Trump müttefiki, Dimino’nun görüşlerine atıfta bulunarak, “Orta Doğu politikasından sorumlu yardımcısı olacak adam, ABD’nin Orta Doğu’da olmaması gerektiğini düşünüyor. Biri DOGE’deki Elon’u arasın,” diye espri yaptı.
Bu ayın başlarında, Al-Monitor, Kurilla’nın bölgeye ikinci bir uçak gemisi saldırı grubunun konuşlandırılmasını talep ettiğini bildirmişti. Pentagon bu konuşlandırmayı doğrulamasa da, ABD bölgeye savaş gemileri ve uçakları sevk etmeye başladı. USS Nimitz’in Vietnam’a planlanan ziyareti, “acil operasyonel gereklilikler” nedeniyle aniden iptal edildi.
Amerikan politikasının geleceği
“Kısıtlayıcı” ideolojinin arkasındaki temel güçlerden biri, Charles Koch’un Stand Together “filantropi grubu” tarafından finanse edilen “Defense Priorities.”
Örgüt, kısa süre önce İsrail’in ABD’nin askeri garantilerine bağımlılığını azaltmayı savunan dikkatli bir bildiri yayınladı: “Daha güvenli, diplomatik bağları daha güçlü bir İsrail, geleceğini güvence altına almak için Amerikan askeri desteğine daha az, bölgesel ortaklıklara daha fazla güvenecektir.”
Colby ve Pentagon basın ofisi medya sorularına yanıt vermedi, fakat iç dinamikler, Orta Doğu’da geleneksel ABD müdahalesini destekleyenlerin avantajının arttığını gösteriyor.
Smith’e göre Trump, “Önce Amerika” politikasını bölgesel ittifaklarla dengelemeye çalışırken, bu iç tartışmanın sonucu, bölgesel istikrarsızlığın yaşandığı bir dönemde ABD-İsrail ilişkilerinin gidişatını belirleyecek.
Elbridge Colby’nin Çin takıntısı
Haberde yer alan bir iddiaya göre Colby Asya’ya o kadar odaklanmış durumda ki,” Trump’ın sadık destekçileri de dahil olmak üzere dış politikada başka bir şey yapan herkesle ters düşüyor.”
Smith’in haberi yayınlandıktan sonra, Pentagon baş sözcüsü Sean Parnell, e-posta ile yaptığı açıklamada, herhangi bir iç bölünmeyle ilgili haberlerin doğru olmadığını ve Colby’nin “liderlik ekibiyle tamamen uyumlu olduğunu ve her adımda birlikte hareket ettiğini” söyledi.
Colby, geçen temmuz ayında POLITICO‘ya verdiği bir mülakatta, kişisel görüşünün, NATO’nun doğusunu savunmak için, ABD’nin Tayvan’ı savunma kabiliyetini azaltmayacak miktarda kuvvet ayırmak gerektiği yönünde olduğunu vurgulamıştı.
Colby ayrıca uzun menzilli ateş, lojistik, komuta kontrol ve C4ISR olarak bilinen lojistik, mühimmat ve hava savunması gibi “kilit yetenekleri”, ABD’nin Avrupa’ya değil Asya’ya odaklanması gereken alanlar olarak göstermişti.
Daha önce de ABD’nin Ukrayna’ya taahhütlerinin fazla olduğunu savunan Colby, ülkesine ve çıkarlarına yönelik en somut meydan okumanın, iktisadi ve askeri olarak Çin’den geldiğinin altını çizmişti.
Ukrayna’ya da ‘Çin merceğinden’ baktığını söyleyen stratejist, Kiev’e bir anda tüm yardımların kesilmesini söylemediğini, Rusya’nın yaptıklarının şeytani olduğunu ama ABD’nin yaptığı yardımların Amerikalıların somut çıkarlarıyla uyuşmadığını savunuyordu.
Colby, şu anda ABD Başkanının danışmanı olsa ne yapmasını tavsiye edeceği yönündeki bir soruya şu cevabı veriyordu: “Şöyle derdim: ‘Şu anda Ukrayna hakkında konuşmak istemiyorum. Önce Tayvan, Çin ve Asya hakkında konuşacağız ve bu sorunu tatmin edici bir şekilde çözdükten sonra Ukrayna için zaman, siyasi sermaye ve kaynak harcayacağız.’”
Geçen ay da Financial Times (FT), Colby’nin İngiliz yetkililere Trump yönetiminin İngiliz ordusunun Avrupa-Atlantik bölgesine odaklanmasını artırması gerektiğini söylediğini aktarmıştı.
Amerika
Vance: Trump, İran’ı nükleersizleştimek için uzun vadeli bir anlaşma yapmak istiyor

ABD Başkan Yardımcısı Vance pazartesi günü (23 Haziran), Başkan Trump’ın İran’ın nükleer programını yeniden inşa etmemesini temin etmek için “uzun vadeli bir anlaşma” yapmak istediğini söyledi.
Vance, Fox News’in “Special Report” programında Bret Baier’e verdiği demeçte, “İran’ın nükleer programını tamamen ortadan kaldırmış olsak da, umudumuz ve beklentimiz, onların bu programı yeniden inşa etmeye çalışmayacaklarıdır,” dedi.
Vance, Trump’ın çözmeye çalıştığı şeyin, “bölgede barışın sağlanabileceği, bölgesel müttefiklerimizin ve elbette en önemlisi Amerikan halkının güvenliğinin sağlanabileceği, fakat İran’ın yok edilen nükleer programının yeniden inşa edilmeye çalışılmayacağının garanti edilebileceği uzun vadeli bir anlaşma oluşturmak” olduğunu söyledi.
Trump cumartesi günü, ABD’nin üç İran nükleer tesisini bombaladığını duyurarak, bu ayın başlarında başlayan İran ve İsrail arasındaki çatışmaya müdahil olmuştu.
Bugün itibariyle ise İsrail ile İran arasında ateşkes rejiminin devreye gireceği duyuruldu.
Vance pazar günü NBC News’in “Meet the Press” programında, ABD’nin İran ile savaşta olup olmadığı sorusuna hayır cevabını vermiş, fakat Tahran’ın nükleer silah programıyla savaşta olduğunu söylemiş ve ülkenin nükleer tesislerinin tamamen yok edildiğini %100 kesin olarak doğrulamayı reddetmişti.
Vance bu programda, ABD’nin İran’ın nükleer silah geliştirme kabiliyetini “önemli ölçüde geciktirdiğini” düşündüğünü söylemişti.
ABC News’in “This Week” programında Fordo tesisinin hasar görmüş mü yoksa yok edilmiş mi olduğu sorusuna muhatap olan Vance, bu iki kavram arasında bir ayrım yapmaktan kaçınmıştı.
Vance, “Ciddi hasar görmekle tamamen yok olmak arasında ne fark var, tam olarak emin değilim. Bildiğimiz tek şey, nükleer programlarını önemli ölçüde geriletmiş olduğumuz,” demişti.
Vance ayrıca İran’da “rejim değişikliği” istemediklerini, yalnızca İran’ın “nükleer programını sona erdirmek” istediklerini ve bunun ardından da İranlılarla uzun vadeli bir çözüm için görüşmeyi hedeflediklerini söylemişti.
Amerika
İran’a saldırı ile birlikte MAGA büyük ölçüde hizaya girdi

Donald Trump’ın cumartesi gecesi İran’ı bombaladığını duyurması, askeri harekata şüpheyle yaklaşan MAGA Cumhuriyetçilerinin Başkan’ın arkasında dizilmesine yol açtı.
İran’a yönelik saldırı olasılığı, “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (MAGA) koalisyonu içinde günlerce süren iç çekişmelere yol açmıştı fakat Başkan, ABD’nin İran’ı bombaladığını duyurduktan sonra, birçok Cumhuriyetçi eleştirmen saldırıları “sınırlı bir eylem” olarak alkışladı.
İran’a saldırı olasılığı, ABD’nin rejim değişikliğine yardım etmesi için baskı yapan Cumhuriyetçiler ile tam ölçekli bir savaşın Trump’ın “Önce Amerika” yaklaşımına ihanet edeceği uyarısında bulunan izolasyonist sesler arasında tartışma başlatmıştı.
‘Mükemmel bir cerrahi saldırı’
Örneğin Muhafazakâr aktivist ve Cumhuriyetçi savaş şahinlerini sık sık eleştiren Charlie Kirk X’te yaptığı açıklamada, İran’ın Trump’a “başka seçenek bırakmadığını” öne sürdü ve “On yıldır İran’ın asla nükleer silaha sahip olmayacağı konusunda kararlıydı. İran, bomba peşinde diplomasiyi terk etmeye karar verdi. Bu, mükemmel bir şekilde gerçekleştirilmiş cerrahi bir saldırıdır. Başkan Trump, ihtiyatlı ve kararlı bir şekilde hareket etti,” dedi.
Trump’ın bir dönem başsavcı adayı olan ve Orta Doğu’daki çatışmanın ABD için uzun süreli bir savaşa dönüşeceği konusunda uyarıda bulunan eski Florida milletvekili Matt Gaetz, X’te yaptığı açıklamada, Başkanın saldırısının “mutlaka daha büyük bir çatışmanın habercisi” olmadığını ileri sürdü ve bombardımanı, Trump’ın ilk döneminde Kasım Süleymani’ye düzenlediği suikaste benzetti.
Ne var ki bazı Cumhuriyetçiler, Fordo nükleer tesisinin bombalanmasının tehditleri sona erdireceğinden şüphe ediyor. Bu isimlerin arasında Senato Silahlı Kuvvetler Komitesi üyesi Senatör Tim Sheehy de vardı.
Fakat saldırılardan sonra Sheehy, cumartesi günkü askeri harekatı “doğru karar” olarak nitelendirdi.
Senatör, “Karşı çıkanlara şunu söylemek istiyorum: Bu bir savaşın başlangıcı değil, sonu. İran 46 yıldır Amerika ile savaş halinde. İran halkı ayaklanmalı ve bu katil rejime son vermelidir,” dedi.
Senatonun en “şahin” Cumhuriyetçilerinden Lindsey Graham de bombardımanın “doğru karar” olduğunu ve “rejimin bunu hak ettiğini” söyledi.
Bazı şahin Cumhuriyetçiler, saldırılardan önce Trump’ın, İran’ın Orta Doğu’daki Amerikan üslerine ve müttefiklerine karşı olası misillemelerine rağmen, İran’ın nükleer programını geri püskürtmek için “tarihi bir fırsatı” olduğunu savunuyordu.
Örneğin Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Tom Cotton, “İran, 46 yıldır Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı bir terör savaşı yürütüyor. İran’ın nükleer silaha sahip olmasına asla izin veremeyiz. Cesur askerlerimize Tanrı yardımcımız olsun. Başkan Trump doğru kararı verdi ve Ayetullahlar, Amerikalılara saldırmamaları yönündeki uyarısını hatırlamalıdır,” dedi.
Bannon, Trump ile yemekteyken saldırı kararı çoktan verilmişti
Yine de saldırı, bazı “MAGA izolasyoncularını” rahatsız etti. ABD’nin askeri müdahalesine karşı temkinli olan MAGA ideolğu Steve Bannon, Başkanın açıklamayı yaptığı sırada kendi programında canlı yayın yapıyordu.
Bannon, Trump’ın cumartesi akşamı yaptığı konuşmada “MAGA’ya seslenerek” İran’a saldırmayı neden tercih ettiğini açıklaması gerektiğini savundu.
ABC‘de yer alan habere göre, perşembe günü (19 Haziran) Trump ve Bannon öğle yemeği için masaya oturduklarında, başkan ABD’nin İran’ın nükleer tesislerine nasıl saldırılacağına dair bir planı çoktan onaylamıştı.
Öğle yemeğinden önce başkanla telefonda görüşen Bannon, kendisine yakın birkaç kişiye göre, tüm bunların kötü bir fikir olduğunu düşünüyordu.
Kaynaklara göre, Trump ile önceden planlanmış öğle yemeği için Beyaz Saray’a geldiğinde, belirli konuşma konuları hazırlamıştı: “İsrail istihbaratına güvenilemez” ve “sığınak delici bomba planlandığı gibi çalışmayabilir.”
Bannon ayrıca İran’ın misilleme yapması halinde, Orta Doğu’daki ABD askerleri, özellikle Irak’taki 2.500 askerin maruz kalacağı kesin riskin de net olmadığını savunuyordu.
Bannon, Fox News’e savaş açtı
Bannon, İran’ın bombalanmasına karşı tutumunu Fox News‘e karşı şiddetli bir meydan okumaya dönüştürdü. Bannon, cuma günkü programına savaş yanlısı seslerin bir montajıyla başladı ve izleyicilerine “kafalarının patlayacağını” vaat etti.
Bannon ve konukları, Fox News‘i defalarca “propaganda” yapmakla suçladı. Bannon, pazar günü Semafor‘a verdiği demeçte, “Sağcılar şu anda hoş olmayan bir gerçekle, büyük bir maskenin düşmesiyle karşı karşıya: Murdochlar Amerika’nın çıkarlarını ön planda tutmuyor,” dedi.
Fox’un yabancı bir güçle olan ilişkisi hakkında kapsamlı bir FARA (Yabancı Acentalar Soruşturma Yasası) soruşturması yapılması gerektiğini savunan Bannon, “izleyicileri yaşlılar, 70 yaş ve üstü insanlar” olduğunu ve Fox’un “aktivist bir tabanı olmadığı için etkisi olmadığını” da sözlerine ekledi.
Cumhuriyetçi Kongre üyelerinden ‘anayasa’ uyarıları
Temsilci Thomas Massie ise Başkanın paylaşımının ardından X’te, “Bu anayasaya aykırı,” dedi. Kentucky temsilcisi, Trump ile çatışmış ve ABD’nin İran’a müdahalesini en yüksek sesle eleştiren Cumhuriyetçilerden biri.
Bu hafta Massie, birkaç Temsilciler Meclisi Demokratı ile birlikte, ABD’nin çatışmaya müdahalesini engellemek için bir Temsilciler Meclisi kararı sunmuştu.
Muhafazakâr Kongre üyesi Warren Davidson da, “Başkan Trump’ın kararı haklı çıkabilir, ama Anayasaya uygun bir gerekçe bulmak zor. Bu akşamki açıklamalarını sabırsızlıkla bekliyorum,” diye tweet attı.
Cumhuriyetçi Senatör Tim Kaine de Kongrenin onayı olmadan İran’a karşı harekete geçilmesini engellemek için kendi karar tasarısını oylamaya sunmayı planladı ve bunu bu hafta içinde gerçekleştirebilir.
Kaine, “Amerikan halkı, ABD’nin İran’a savaş açmasına ezici bir çoğunlukla karşıdır. İsrail Dışişleri Bakanı dün, İsrail’in bombardımanının İran’ın nükleer programını ‘en az 2 veya 3 yıl’ geriye attığını itiraf etti. Peki Trump’ı bugün bu kadar aceleci bir şekilde bombalamaya karar vermeye iten ne oldu? Korkunç bir karar,” dedi.
Sanders’tan ‘oligarşiye karşı mücadele’ kampanyası
Kendi İran yasasını zorlayan bağımsız Vermont Senatörü Bernie Sanders da Oklahoma’nın Tulsa kentinde düzenlediği “Oligarşiye Karşı Mücadele” turunda Trump’ın saldırısını sert bir şekilde eleştirdi.
Sanders, İran’a saldırmak için başkanın yasal yetkisini tutkuyla sorgularken, kalabalık yumruklarını havaya kaldırarak “Artık savaş yok” sloganları attı.
Sanders, “Az önce duyduğum bu haber sadece endişe verici değil, aynı zamanda anayasaya da aykırı. Hepiniz biliyorsunuz ki, bu ülkeyi savaşa sokabilecek tek kurum ABD Kongresidir. Başkanın bu hakkı yoktur,” diye konuştu.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Asya2 hafta önce
Huawei kurucusu: Çiplerimiz ABD’nin bir nesil gerisinde
-
Ortadoğu6 gün önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa6 gün önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Amerika2 hafta önce
ABD’de göçmen isyanı büyüyor: Deniz piyadeleri Los Angeles’ta
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş7 gün önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?