Bizi Takip Edin

Rusya

Putin, Valday Kulübü genel oturumunda neler söyledi?

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin, çok kutuplu bir dünya düzenine geçiş sürecinin zorluklarını ve Batı’nın dayatmacı ideolojisini eleştirerek, önümüzdeki yıllarda karmaşık ve zorlu bir dönemin beklediğine işaret etti.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, çok kutuplu bir yeni dünya düzeninin doğum sancıları nedeniyle önümüzdeki on yılların, 21. yüzyılın ilk çeyreğinden bile daha zor geçebileceğini belirtti.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü’nün 21’incisi düzenlenen yıllık genel oturumunda konuşan Putin, “Son 20 yıla baktığımızda ve değişimlerin boyutunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu değişimlerin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söyleyebiliriz. Önümüzdeki yirmi yılın en az geçmiş kadar, hatta daha da zorlu olacağını öngörüyoruz” diyerek, “esaslı, temelde devrimci değişimlerin” ve günümüz dünyasının karşı karşıya olduğu karmaşık süreçlerin altını çizdi.

Valday Uluslararası Tartışma Kulübü, siyaset bilimi, ekonomi, tarih ve uluslararası ilişkiler alanlarında önde gelen yabancı ve Rus uzmanları bir araya getiren bir organizasyon. 2004 yılında kurulan kulüp, adını Valdai Gölü yakınlarındaki Velikiy Novgorod’da düzenlenen ilk konferansın yapıldığı yerden alıyor.

Putin, “Totaliter ideolojilerin dayatılması ve norm haline gelmesi bir tehdittir. Her türlü alternatife, egemen ve bağımsız düşünceye karşı aşırı hoşgörüsüzlük ve saldırganlıkla sonuçlanan ve neo-Nazizm, terör, ırkçılık ve hatta sivil halkın kitlesel imhasını meşrulaştıran günümüz Batı liberalizmi örneğiyle karşı karşıyayız,” değerlendirmesini yaptı.

Ayrıca Putin, günümüzde “demokrasinin bazı kesimlerce çoğunluğun değil, azınlığın iktidarı olarak yorumlandığını” belirterek, geleneksel demokrasi ve halk yönetiminin “demokratik usuller, çoğunluğun görüşü, ifade özgürlüğü ve medyada tarafsızlık” gibi temel değerlere dayandığını; ancak bugün soyut özgürlüklerle karşılaştırıldığını ifade etti.

Devlet Başkanı, “Bir ülkenin ya da insanlığın nispeten küçük bir kısmının yaşam modelinin evrensel bir norm gibi herkese dayatılması kabul edilemez,” diye ekledi.

‘Batılı ülkelerin ayrıcalıklı olduklarına duydukları bu körü körüne inanç, küresel bir trajediye dönüşebilir’

Diğer yandan Putin, ölümcül yeni silahların yarattığı tehlikelerden de bahsederek, “Uluslararası çatışmalar ve gerginlikler, karşılıklı güvenceli imha kapasitesiyle doludur. Ne de olsa buna imkân sağlayan silahlar mevcut ve teknoloji geliştikçe yeni formlar kazanarak sürekli geliştiriliyor. Bu tür silahlara sahip olanların sayısı da giderek artıyor. Tehditlerin çığ gibi büyümesi ve hukuki ile ahlaki normların tamamen yok olması halinde, bu silahların kullanılmayacağını kimse garanti edemez,” ifadelerini kullandı.

Batılı siyasetçilerin Rusya’yı stratejik olarak yenilgiye uğratma yönündeki çağrılarına dikkat çeken Putin, “En büyük nükleer silah cephaneliğine sahip Rusya’yı hedef almak, bazı Batılı siyasetçilerin son derece pervasız bir tutum sergilediğini gösteriyor. Kendi dokunulmazlıklarına ve ayrıcalıklı olduklarına duydukları bu körü körüne inanç, küresel bir trajediye dönüşebilir,” diye ekledi.

Putin, dünyada katı ideolojik dogmalar ve klişelerle ayakta kalan tek bir askeri blok kaldığını vurguladı: “Bugün dünyada katı ideolojik dogmalar ve klişeler tarafından bir arada tutulan tek bir askeri blok kaldı, o da Avrupa’nın doğusuna doğru genişlemesini durdurmaksızın, kendi yasal belgelerini ihlal ederek dünyanın diğer alanlarına da yaklaşmaya çalışan NATO’dur.”

Ayrıca Putin, NATO’nun doğuya genişlememe taahhüdünü yerine getirmediğini ve Rusya’nın çıkarlarını göz ardı ettiğini ifade etti.

Rusya lideri, “Tüm bu gelişmeler, abartmadan söylemek gerekirse, bir tür aşağılamayı ya da NATO için ülkenin içeriden veya dışarıdan yok edilmesini amaçlayan sürünerek ilerleyen bir müdahale gibi görünmeye başladı,” diye konuştu.

Yeni dünya düzeninin doğum sancıları

Putin’e göre, dünyada yeni bir dünya düzeni oluşturma çabaları sürecinde “ciddi ve uzlaşmaz bir mücadele” yaşanıyor. Putin bu çatışmayı, “sadece güç ya da jeopolitik nüfuz için değil, tarihin bir sonraki aşamasında ülkeler ve halklar arasındaki ilişkilerin temeline yerleşecek ilkelerle ilgili” olarak nitelendirdi.

Putin’e göre bu çatışmanın sonucu, tüm kültür ve medeniyetlere karşılıklı saygı temelinde, zorlamasız ve güç kullanmadan bir dünya inşa edip edemeyeceğimizi gösterecek.

Devlet Başkanı, “Bir anlamda, hakikat anı yaklaşıyor. Eski dünya düzeni ebediyen sona eriyor; hatta bu düzenin çoktan yok olduğunu bile söyleyebiliriz,” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda Putin, Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra Batı’nın kurduğu tekeli tehdit altında görüyor:

“Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra ortaya çıkan ve 20. yüzyılın sonunda elde edilen Batı’nın tekeli tehdit altında. Tarihten de bildiğimiz gibi her tekel er ya da geç sona erer. Tekellerin, tekelcilerin kendileri için bile her zaman zararlı olduğuna dair hiçbir yanılsama yok.”

Putin ayrıca, Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından “dünyayı adil ilkeler üzerine yeniden inşa etme şansı” varken Batı’nın bunu kendi zaferi ve “Rusya’nın teslim olması” olarak gördüğünü belirtti ve Batı’nın bu durumu, kazananın haklarına dayanarak mutlak bir hakimiyet kurma fırsatı olarak yorumladığına işaret etti.

Putin, bazı çevrelerin hâlâ Rusya’nın yokluğunda dünyanın daha iyi olacağı düşüncesine kapıldıklarını, bu sebeple SSCB’nin çöküşünden kalan her şeyi yok etmeye çalıştıklarını söyledi:

“Yine, bazı insanlar dünyanın Rusya olmadan daha iyi olacağı fikrine kapıldılar ve onu bitirmeye, SSCB’nin çöküşünden sonra kalan her şeyi yok etmeye çalıştılar ve şimdi, öyle görünüyor ki, birileri bunun hayalini kuruyor, dünyanın daha itaatkâr olacağını, daha iyi yönetileceğini düşünüyor. Fakat Rusya, dünya hakimiyeti için çabalayanları birden fazla kez durdurdu. Rusya’nın olmadığı bir dünya daha iyi olmayacaktır ve bunu başarmaya çalışanlar nihayet bunu anlamaları gerekiyor.”

Rusya Devlet Başkanı, ortaya çıkmakta olan çok kutuplu dünya düzeninin, “hiçbir ülke ya da halkın kaybeden olarak hissetmediği” bir düzen olması gerektiğini belirtti. Bu şekilde, tüm ülkeler için adil ve güvenli bir kalkınma sağlanabileceğini vurguladı.

Putin, “Yeni uluslararası ortamda herhangi bir hegemonyadan söz edilemez. Washington ve diğer Batı başkentleri bu kaçınılmaz gerçeği kabul ettiklerinde, geleceğin zorluklarına cevap verecek bir dünya sistemi kurma süreci gerçek anlamda başlayacaktır,” dedi ve bu değişimin kısa sürede gerçekleşmesi temennisinde bulundu.

BRICS’in, bu yeni uluslararası ortamda gerçekten yapıcı bir işbirliği sunduğuna inandığını ifade eden Putin, “NATO üyeleri arasında bile BRICS ile yakın çalışmak isteyenler var,” diyerek uluslararası işbirliğine olan talebin arttığını belirtti.

Rusya lideri, “Bu arada, adil ve kalıcı bir barış yaratmakla ilgilenenler, düşmanlarımızın tekelleri uğruna giriştikleri yıkıcı eylemlerin üstesinden gelmek için çok fazla çaba harcamak zorunda kalıyorlar. Bunun böyle olduğu son derece bariz; bunu herkes görüyor, Batı’da, Doğu’da, Güney’de, hepsi görüyor,” yorumunu yaptı.

Putin, Rusya’nın Batı medeniyetini bir düşman olarak görmediğini, “biz ya da onlar” sorusunu ortaya atmadığını ve kendi iradesini kimseye dayatmaya çalışmadığını söyledi.

ABD ve müttefiklerinin son yıllardaki politikasının bu olduğunu ve bunun bir felaket formülü olduğunu kaydeden Putin, “Akut, temel, duygusal olarak yüklü çatışmalar elbette küresel kalkınmayı önemli ölçüde zorlaştırır, ancak kesintiye uğratmaz. Siyasi kararlar ve hatta askeri araçlarla yok edilen etkileşim zincirlerinin yerine başkaları ortaya çıkıyor. Evet, çok daha karmaşık, bazen kafa karıştırıcı ama iktisadi ve sosyal bağları koruyan çatışmalar. Bunu son yıllarda gördük,” diyerek Batı’nın kolektif olarak ‘Rusya’yı hem iktisadi hem de siyasi olarak dünya sisteminden dışlama’ konusundaki başarısızlığının altını çizdi.

Trump’ı seçim zaferi için tebrik etti

Bununla beraber Putin, Donald Trump’ı yeniden seçilmesinden dolayı tebrik etti. Putin, “Bu vesileyle kendisini [Trump’ı] Amerika Birleşik Devletleri Başkanı seçildiği için tebrik etmek istiyorum. Her şeyden önce, hayatına kastedilmesi sırasındaki davranışının beni etkilediğini söyleyebilirim. Cesur bir insan olduğu ortaya çıktı” dedi.

Devlet Başkanı, Trump’a övgüde bulunarak “Bir insan olağanüstü koşullarda kendini ispat eder. Bu, bir insanın kendini ispat ettiği bir örnektir ve bence o kendini çok doğru bir şekilde, cesurca, bir erkek gibi kanıtladı,” ifadesini kullandı.

Siyaset söz konusu olduğunda ise Putin, Trump’ın ilk döneminde ABD liderinin köşeye sıkıştığı izlenimini edindiğini söyledi: “Her taraftan sıkıştırılıyordu, hareket etmesine izin vermiyorlardı. Sola ya da sağa bir adım atmaktan korkuyordu. Şimdi ne olacağını bilmiyorum, hiçbir fikrim yok. Trump için bu görevdeki son dönemi olacak, dolayısıyla ne yapacağı onun için soru işareti.”

Moskova’nın Trump ile temaslarını sürdürmeye hazır olduğunu dile getiren Putin, “Amerikan halkının güven duyduğu her devlet başkanıyla çalışacağımızı daha önce de söylemiştim. Bu pratikte de böyle olacaktır,” diye konuştu.

Putin sözlerini şöyle sürdürdü:

“Trump’ın Rusya ile ilişkileri düzeltme ve Ukrayna krizinin çözümüne yardımcı olma arzusuna ilişkin söyledikleri bana öyle geliyor ki en azından bizim ilgimizi hak ediyor. Onu aramamın benim için utanç verici olacağını düşünmüyorum. Bunu yapmadım, zira bir noktada Batılı liderler beni neredeyse her hafta arıyordu ve sonra aniden bıraktılar. Eğer istemiyorlarsa, gerek yok. Gördüğünüz üzere hayattayız ve iyiyiz, gelişiyoruz, ilerliyoruz. Eğer herhangi biri temaslara devam etmek isterse, her zaman söyledim ve tekrar söylemek istiyorum ki buna karşı değiliz, temaslara devam edeceğiz ve görüşmeleri yürüteceğiz.”

Rusya

Rus iş dünyası, merkez bankasından faiz indirimi bekliyor

Yayınlanma

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, iş dünyasının Rusya Merkez Bankası’nın bir sonraki toplantısında politika faizinde indirime gidilmesini beklediğini belirtti. Şohin, enflasyondaki yavaşlama gibi makroekonomik gerekçelerin bu beklentiyi desteklediğini ifade etti.

Rusya Sanayici ve Girişimciler Birliği (RSPP) Başkanı Aleksandr Şohin, iş dünyasının Rusya Merkez Bankası’nın bir sonraki toplantısında politika faizinde indirime gidilmesini umduğunu açıkladı.

TASS‘a verdiği mülakatta Şohin, böyle bir sonuç için halihazırda “makroekonomik gerekçeler” bulunduğunu ifade etti.

Enflasyondaki yavaşlama indirim beklentisini güçlendiriyor

RSPP Başkanı Şohin, faiz indirimi kararı için gerekçeler arasında enflasyon hızındaki düşüşü gösterdi. Şohin, “26 Mayıs itibarıyla yıllık bazda tüketici fiyat endeksi yüzde 9,78, ay başından itibaren ise yüzde 0,21 olarak gerçekleşti. RSPP’nin yaptığı anketler de fiyatlardaki pozitif dinamikleri teyit ediyor. Mayıs ayında katılımcılar ‘fiyatlar arttı’ yanıtını daha az, ‘satın alma fiyatları değişmedi’ yanıtını ise daha sık belirtti,” diye açıkladı.

Şohin’e göre, merkez bankasının yüksek faiz oranı ekonomiyi olumsuz etkiliyor. Bu konuda bizzat düzenleyici kurumun verilerine, özellikle de 28 Mayıs 2025 tarihli finansal istikrar raporuna atıfta bulundu.

Raporda, madencilik, ticaret, makine mühendisliği ve hafif sanayi gibi sektörlerdeki bazı büyük kurumsal borçluların borçlarını ödemede zorluklar yaşadığı belirtiliyor.

Rusya’da yüksek faizler KOBİ’lerin satışlarını vurdu, kredi iştahı arttı

Yatırım faaliyetleri zorlu bir dönemden geçiyor

Yatırım faaliyetlerinin de zor bir dönemden geçtiğini belirten Şohin, kendi verilerine göre şirketlerin yüzde 20’sinin yatırım projelerinde takvimden geri kaldığını, yüzde 14’ünün ise bütçe kesintisine gitmek zorunda kaldığını kaydetti.

Şohin, bazı projelerin ancak devlet desteğiyle gerçekleştirilebileceğini, ancak bu desteğin hacminin de azaldığını ekledi.

Geçen hafta Rusya’nın önde gelen bankalarından VTB’nin yöneticisi Andrey Kostin, bankanın birinci başkan yardımcısı Dmitriy Pyanov’un merkez bankasının bir sonraki toplantıda politika faizini sabit tutacağı yönündeki tahmini üzerine 10 fiske karşılığında iddiaya girmeyi teklif etmişti.

Kostin, ekonomide kademeli bir soğuma ve enflasyonda yavaşlama işaretleri olduğunu belirtmişti.

Rusya Merkez Bankası, 25 Nisan’daki bir önceki toplantısında politika faizini dördüncü kez üst üste yüzde 21 seviyesinde sabit tutmuştu. Bir sonraki faiz kararının yarın (6 Haziran) açıklanması bekleniyor.

Rusya’da yatırım ve tüketim frenlendi, sanayi daralıyor

Okumaya Devam Et

Rusya

Rusya, The British Council’ı ‘istenmeyen kuruluş’ ilan etti

Yayınlanma

Rusya Başsavcılığı, Birleşik Krallık’ın uluslararası kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatları organizasyonu olan The British Council’ı ülkede ‘istenmeyen kuruluş’ ilan etti. Başsavcılığa göre Konsey, eğitim ve kültür faaliyetleri kisvesi altında İngiliz çıkarlarını ve değerlerini destekleyerek Moskova’nın politikasını itibarsızlaştırıyordu. The British Council, 2018 yılında ‘Skripal olayı’ sonrası Rus diplomatların sınır dışı edilmesine misilleme olarak Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın talebiyle ülkedeki faaliyetlerini durdurmuştu.

Rusya Başsavcılığı, Birleşik Krallık’ın uluslararası kültürel ilişkiler ve eğitim fırsatları organizasyonu olan The British Council’ın ülkede faaliyet göstermesinin istenmediğini duyurdu. Başsavcılığın internet sitesinde yapılan açıklamada, kararın gerekçeleri sıralandı.

The British Council, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın talebi üzerine 2018 yılında ülkedeki faaliyetlerini sonlandırmıştı.

‘İngiliz hükümetinin önceliklerine göre çalışıyor’

Başsavcılık, The British Council’ın kendisini bağımsız bir yapı olarak konumlandırmasına rağmen tüm çalışmalarını Birleşik Krallık hükümetinin önceliklerine göre yürüttüğünü, parlamentoya karşı sorumlu olduğunu ve bu ülkenin dış politika bakanlığı tarafından finanse edildiğini belirtti.

Kurumdan yapılan açıklamada, Konsey’in eğitim ve kültürel faaliyetler kisvesi altında (eğitim etkinlikleri, İngilizce dil öğretimi vb.) “eğitim, kültür ve gençlik politikası alanlarında uzun vadeli İngiliz çıkarlarını ve değerlerini” desteklediği ifade edildi.

Başsavcılık, bu faaliyetler arasında Rusya’da aşırılıkçı bir örgüt olarak tanınan ve yasaklanan “uluslararası LGBT hareketi” propagandasının ve Moskova’nın politikasını itibarsızlaştırma çabalarının da bulunduğunu iddia etti.

İddialar arasında ‘ajan ağı oluşturma’ da var

Başsavcılığın Konsey’e yönelik sıraladığı hedefler arasında ayrıca “eski Sovyet cumhuriyetleri nüfusunu Rus kimliğinden koparma”, “dünya çapında bir İngiliz etki ajanı ağı oluşturma” ve “Rusya karşıtı Baltık topluluğunu birleştirme” gibi suçlamalar da yer aldı.

The British Council, 2018 yılında Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın talebiyle ülkedeki faaliyetlerini durdurmuştu. Bu talep, Mart 2018’de eski GRU çalışanı Sergey Skripal ve kızı Yuliya’nın zehirlenmesiyle ilgili olarak Rus diplomatların Birleşik Krallık’tan sınır dışı edilmesine yönelik misilleme önlemlerinden biriydi.

Kuruluşun internet sitesinde Rusya’da bir temsilciliğinin bulunmadığı belirtiliyor. Londra, Moskova’yı Skripal olayına karışmakla suçlarken, Rusya ise sorumluluğun kendisine yüklenmesi girişimlerini kınamış ve olayı “uydurma” olarak nitelendirmişti.

FSB’den casusluk suçlaması

2024 yılında Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), The British Council’ın Birleşik Krallık’ta yaşayan Ukraynalı mültecileri “Herson oblastındaki yakın bağlantıları aracılığıyla askeri-politik nitelikte istihbarat bilgisi elde etmek amacıyla” devşirmeye çalıştığını iddia etmişti.

Ağustos 2024’te ise Devlet Duması’nın yabancı devletlerin Rusya’nın içişlerine müdahale ettiği iddialarını araştırma komisyonu, Başsavcılığa The British Council’ın Rusya’daki her türlü faaliyetinin yasaklanmasını önermişti.

Bu öneri, sadece sivil toplum kuruluşlarının değil, devlet kuruluşlarının da istenmeyen olarak tanınmasına olanak tanıyan yasanın yürürlüğe girmesinin ardından gelmişti.

Rusya, İngiliz devlet kuruluşu British Council’i istihbarat faaliyeti yürütmekle suçladı

Okumaya Devam Et

Rusya

Putin: Kiev terör eylemlerine geçti, müzakereler provokasyonlara gelinmeden sürmeli

Yayınlanma

Rusya Devlet Başkanı Putin, hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda Ukrayna ile müzakereler ve Bryansk ile Kursk oblastlarındaki demiryolu patlamalarına ilişkin açıklamalarda bulundu. Putin, Kiev’in terör eylemlerine yöneldiğini belirterek, askeri müdahalenin hedeflerine ulaşmak için müzakereler dahil tüm araçların kullanılması gerektiğini vurguladı.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, hükümet üyeleriyle toplantı gerçekleştirdi. Toplantının ana gündem maddesi iletişim hizmetleri alanında teknolojik egemenliğin sağlanması olarak açıklanmış olsa da, devlet başkanı görüşmenin başında Ukrayna ile müzakere heyetinin başkanı ve Rusya liderinin yardımcısı Vladimir Medinskiy’den İstanbul’da varılan mutabakatlar hakkında ve Rusya Soruşturma Komitesi Başkanı Aleksandr Bastrıkin’den Bryansk ve Kursk oblastlarındaki demiryolu patlamalarının soruşturma sonuçları hakkında rapor aldı.

Ukrayna’daki askeri müdahalenin hedeflerine ulaşmak için müzakereler de dahil olmak üzere tüm araçların kullanılmaya devam edilmesi ve provokasyonlara boyun eğilmemesi gerektiğini belirten Putin, Ukrayna’daki çatışma ve çözümünün Rusya Güvenlik Konseyi’nin bir sonraki toplantısında ele alınacağını ifade etti.

‘Kiev, Ukraynalıları kendi halkı olarak görmüyor’

Putin, “Kiev, Ukraynalıları kendi halkı olarak görmüyor ve barışçıl bir çözüme de yanaşmıyor, çünkü bu onlar için iktidarın kaybı anlamına gelecektir,” dedi.

Putin, Ukrayna ordusunun birbiri ardına yenilgiler aldığını ve Kursk oblastında “çok büyük ve tamamen anlamsız kayıplar” verdiğini dile getirdi.

Rusya lideri, “Kiev tarafından Rusya Federasyonu ile bir zirve talebi, Ukrayna oluşumlarının düzenlediği açık terör saldırıları fonunda kulağa garip geliyor,” diye ekledi.

Putin’e göre, herhangi bir mola, Kiev rejimi tarafından silah pompalamak, zorla seferberlik yapmak ve Rusya topraklarında terör saldırıları hazırlamak için kullanılacak.

Rusya lideri, “Ukrayna yönetimi hiçbir uzmanlık becerisine sahip değil ve bu nedenle baştan aşağı çürümüş ve yolsuzluğa batmış rejimin, müzakerelerdeki Rus heyetinin yeteneklerini ve statüsünü değerlendirme yetkisi yok,” ifadelerini kullandı.

Putin ayrıca, Ukrayna’nın Rusya’daki barışçıl hedeflere yönelik saldırılarının, “zaten gayri meşru olan Kiev rejiminin bir terör örgütüne dönüştüğünü teyit ettiğini” söyledi.

Bryansk ve Kursk oblastlarındaki köprülerin bombalanması hakkında

Putin, Bryansk ve Kursk oblastlarındaki trenlerin havaya uçurulmasının “kesinlikle bir terör eylemi” olduğunu belirtti. Bryansk ve Kursk oblastlarındaki tren olaylarında hayatını kaybedenlerin ailelerine başsağlığı dileyen ve yaralananlara acil şifalar temenni eden Putin, “Kiev, kayıplar vererek ve Rusya’yı korkutmaya çalışarak terör eylemleri organize etmeye geçti,” değerlendirmesini yaptı.

Rusya lideri, Bryansk ve Kursk oblastlarındaki demiryolunda meydana gelen terör eylemlerine ilişkin kararların Ukrayna tarafından siyasi düzeyde alındığını vurguladı.

Putin, hükümete ve bölgesel makamlara, Bryansk oblastındaki tren olaylarında hayatını kaybedenlerin ailelerine yardım etmek için gerekli tüm önlemleri alma talimatı verdi.

Putin, “Bryansk ve Kursk oblastlarındaki trenlerin havaya uçurulması, sivillere yönelik kasıtlı bir saldırıdır. Tüm uluslararası normlara göre bu tür eylemler terörizm olarak adlandırılır,” diye konuştu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English