Bizi Takip Edin

Avrupa

Macron hükümetin devrilmesinden “aşırı sağ” ile “aşırı sol”u sorumlu tuttu

Yayınlanma

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron perşembe günü televizyonda yaptığı konuşmada, bir gün önce hükümeti deviren tarihi güvensizlik oylaması için “aşırı sağ ve aşırı sol ittifakını” suçladı.

Ulusa sesleniş konuşmasında Macron, 2027’deki görev süresinin sonuna kadar görevde kalacağına söz verdi ve önümüzdeki günlerde yeni bir başbakan belirleyeceğini söyledi.

Macron ayrıca Barnier hükümetinin düşürülmesinde Marine Le Pen ve partisi Ulusal Birlik’i (RN) de suçladı.

Macron, “Yapmayı değil, bozmayı seçtiler. Düzensizliği seçtiler,” dedi.

“Aşırı sağ” ve “aşırı sol”un “cumhuriyet karşıtı bir cephede” birleştiğini ileri süren Fransız lider, “Başkalarının sorumsuzluğunu üstlenmeyeceğim,” diye vurguladı.

Hem solcu Yeni Halk Cephesi (NFP) ittifakı hem de sağcı RN, Barnier’in popüler olmayan bir sosyal güvenlik bütçe tasarısını oylama yapılmadan parlamentodan geçirmesinin ardından hükümeti devirme kararı almıştı.

Macron, devletin 1 Ocak’tan itibaren vergi alabilmesi ve kapanmayı önlemek için aralık ortasına kadar özel bir yasa sunulacağını doğruladı.

Macron, kamu hizmetlerinin işler durumda olacağını, işletmelerin çalışabileceğini söyledi.

Macron, yeni hükümetin daha sonra 2025 yılı için bir bütçe kanunu hazırlayacağını ve bunun da Fransa’nın ordusuna, adaletine ve polisine planlandığı gibi yatırım yapmasına ve zor durumdaki çiftçileri desteklemesine olanak sağlayacağını belirtti.

Partisinden Macron’a hızlı hareket etme çağrısı

Dün istifasını veren Barnier ve diğer bakanlar, yeni bir hükümet atanana kadar güncel işlerden sorumlu kalacak.

Güvensizlik önergesi Ulusal Meclis’te 574 oydan 331’ini alarak Barnier’i sadece üç ay görevde kaldıktan sonra istifa etmek zorunda bıraktı. Bu, modern Fransa tarihinde bir başbakanın en kısa görev süresi.

Macron, hiçbir partinin çoğunluğa sahip olmadığı bir parlamentoda azınlık hükümetine liderlik edebilecek yeni bir isim belirlemek gibi kritik bir görevle karşı karşıya. Ulusal Meclis Başkanı ve Macron’un partisinin bir üyesi olan Yaël Braun-Pivet, cumhurbaşkanını hızlı hareket etmeye çağırdı.

Perşembe günü France Inter radyosuna konuşan Braun-Pivet, “Yeni başbakan konusunda hızla karar vermesini tavsiye ediyorum. Herhangi bir siyasi tereddüt olmamalı. Herkesle konuşabilecek ve yeni bir bütçe tasarısını geçirmek için çalışacak bir lidere ihtiyacımız var,” dedi.

Macron yönetimi henüz herhangi bir ismi teyit etmedi, fakat Fransız medyası siyasi yelpazenin her iki tarafına da hitap edebilecek merkezci adayların kısa bir listesini bildirdi.

Fransa’da yeni hükümet üyeleri: Çokça macronizm, biraz lepenizm

Boyun Eğmeyen Fransa, Macron’un görevi bırakmasını istiyor

Öte yandan güvensizlik oylaması muhalefet liderlerini harekete geçirdi ve bazıları açıkça Macron’un istifasını istedi.

NFP’nin en önemli partisi Boyun Eğmeyen Fransa’nın (LFI) lideri Manuel Bompard çarşamba gecesi BFM TV’de yaptığıaçıklamada, “İstikrar için Cumhurbaşkanının ayrılmasını gerektirdiğine inanıyorum,” dedi.

Macron bu tür çağrıları reddetti ve yeni parlamento seçimlerini dışladı. Fransız anayasası, hükümeti Ulusal Meclis tarafından düşürülen bir cumhurbaşkanının istifa etmesini öngörmüyor.

Anayasa aynı zamanda yeni yasama seçimlerinin en erken temmuz ayına kadar yapılamayacağını öngörüyor ve bu da politika yapıcılar için potansiyel bir çıkmaz yaratıyor.

Fransa’da “Macro-Lepenizm” dönemi başladı

Le Pen, Macron’a istifa çağrısı yapmaktan yine kaçındı

Öte yandan Marine Le Pen, bir sonraki başbakanın bütçe açığını daha yavaş azaltmaya hazır olması koşuluyla, Fransa’nın hükümetin çöküşünün üstesinden gelerek “birkaç hafta içinde” bir bütçe sunabileceğini söyledi.

Le Pen, eski yönetimin bütçe açığını 2029 yılına kadar ekonomik çıktının %3’üne düşürme planının ülke için inandırıcı olmadığını ve zenginlik yaratma ve tasarrufa dayalı “makul bir yörüngeye” ihtiyaç olduğunu söyledi.

Bloomberg’den Francine Lacqua’ya verdiği mülakatta Le Pen, “Açıkları absorbe etmek istiyoruz ama bunu akıllıca, kendimizi yeniden sanayileşme ve şirketlere yardım etme şansından mahrum bırakmadan yapmak istiyoruz. Bu bizim için çok önemli bir sorun,” dedi.

Macron’a istifa çağrıları hakkındaki fikrini de söyleyen Le Pen, Fransa Cumhurbaşkanının böyle bir hamlesinin “dramatik” olmayacağını fakat zamanlamanın Macron’un istifası için doğru olmadığını savundu.

Bunun yerine önceliğin, Macron’un temmuz ayından itibaren düzenleyebileceği olası seçimlerde çoğunluğu sağlayabilecek yeni bir oylama sistemi bulmak olduğunu söyledi.

RN lideri, “Siyasi bir kriz ya da kurumsal bir kriz ortaya çıktığında, Cumhurbaşkanının istifasından başka bir çözüm olamaz. Şu anda böyle bir durum söz konusu değil,” dedi.

Macron’un yeni başbakanı Barnier: Le Pen’in ideolojisine saygı duyuyorum

Avrupa

İngiliz yargısı: İsrail’e silah satışı yargının konusu değil

Yayınlanma

Yüksek Mahkeme, İsrail’e silah satışı kararının mahkemelerin değil, yürütmenin yetki alanına girdiğine hükmetti. Kararda, İsrail’e silah satışı konusunun anayasal olarak son derece siyasi bir mesele olduğu vurgulandı.

Filistin merkezli insan hakları örgütü Al-Haq ile İngiltere merkezli Küresel Hukuki Eylem Ağının (GLAN) İsrail’e silah satışını sürdüren İngiltere hükümeti aleyhine açtıkları davada Yüksek Mahkeme, konunun yargının meselesi olmadığına hükmetti.

İngiltere’de Yüksek Mahkeme, Al-Haq ile GLAN’ın, İsrail’e askeri teçhizat ihracatı konusunda İngiliz hükümetine karşı açtıkları davaya ilişkin kararını yazılı açıkladı.

Yargıçlar Stephen Males ve Karen Steyn, 72 sayfalık karar metninde davanın yalnızca muafiyet düzenlemesiyle ilgili genel tartışmadan ibaret olmadığını, bunun ötesinde “çok daha dar ve odaklanmış mesele”ye ilişkin olduğunu belirtti.

Karar metninde şu ifadelere yer verildi:

“Bu mesele, İngiltere’de üretilen bazı bileşenlerin İsrail’e tedarik edileceği ya da edilebileceği ve Gazze’deki çatışmada uluslararası insancıl hukukun ciddi şekilde ihlal edilmesinde kullanılabileceği ihtimali nedeniyle, sorumlu bakanlar tarafından makul şekilde İngiltere’nin savunması ve uluslararası barış ve güvenlik için hayati önem taşıdığı düşünülen belirli birçok taraflı savunma işbirliğinden çekilmesi gerektiğine karar vermenin mahkemeye açık olup olmadığıdır.”

Yargıçlar, bu konunun Anayasa’ya göre son derece hassas ve siyasi olduğunun, mahkemelerin meselesi olmadığının, buna karşın demokratik açıdan parlamentoya ve seçmenlere karşı sorumlu bulunan yürütmenin sorunu olduğunun altını çizdi.

İsrail’e tüm silah satış lisanslarının durdurulması talep edilmişti

Al-Haq ve GLAN, İsrail’e yönelik silah satışlarının askıya alınmasına ilişkin yazılı taleplerinin sürekli görmezden gelinmesi üzerine geçen yıl Yüksek Mahkemeye İngiltere aleyhine başvuru yapmıştı. İngiltere hükümetinden, F-35 savaş uçaklarının parçaları dahil İsrail’e tüm silah satış lisanslarının durdurulması talep edilmişti.

Başvuruda, İsrail’in sivillere, sivil altyapıya, sivillerin sığındığı hastane, fırın, okul gibi yapılara, gıda depolarına, su rezervlerine saldırıları ile zorla yerinden etme ve açlığa mahkûm etme gibi politikalarına ilişkin detaylar paylaşılmıştı.

Davanın duruşmaları, 18 Kasım 2024’te ve 13 Mayıs 2025’te yapılmıştı.

Oxfam, Uluslararası Af Örgütü (Amnesty) ve İnsan Hakları İzleme Örgütü gibi uluslararası sivil toplum kuruluşları da İngiltere’nin silah satışlarını sürdürerek uluslararası hukuk kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği yönündeki kanıtları mahkemeye sunmuştu.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Trump’ın gümrük vergileri nedeniyle Avrupa limanları ‘taşıyor’

Yayınlanma

Nakliye ve lojistik şirketleri uyardı: Donald Trump’ın düzensiz gümrük vergisi politikaları ve nehir seviyelerinin düşmesi, koronavirüs pandemisinden bu yana Avrupa’nın en kötü tedarik zinciri tıkanıklığına neden oluyor. Avrupa limanları “taşıyor”.

Financial Times’a göre, Mavnalar, malları almak için günlerce beklemek zorunda kalırken, konteyner gemileri de uzun bekleme süreleriyle karşı karşıya kaldı. En kötü durumun Rotterdam, Anvers ve Hamburg limanlarında yaşandığı belirtilirken, sorunların en az birkaç ay daha devam etmesi bekleniyor.

“Hollanda merkezli nakliye şirketi WEC Lines’ın genel müdürü Caesar Luikenaar, “Tüm büyük merkezler dolup taşıyor” dedi. FT’ye konuşan Luikenaar, Avrupa’daki bir dizi önemli limanın maksimum kapasiteyle çalıştığını söyledi.

Hollanda merkezli lojistik şirketi Euro-Rijn Group’un CEO’su Albert van Ommen, kargo akışının beklenmedik bir şekilde dirençli kalması ve personel sıkıntısı çeken limanları zorlaması nedeniyle, bu tıkanıklığın pandemiden bu yana en kötüsü olduğunu düşündüğünü söyledi.

Bu sorunlar, yakın zamana kadar birçok şirketin, planlı nakliye hizmetlerinin sabit bir takvime göre düzenli olarak stokları yenileyeceği bilgisiyle minimum stok seviyelerini korumasını sağlayan küresel lojistik sistemine son darbe oldu.

Alman lojistik şirketi Contargo, müşterilerine Antwerp’te mavnaların konteyner yüklemek için ortalama 66 saat, Rotterdam’da ise 77 saat beklediğini bildirdi. Mavnalara normalde konteyner terminallerinde yükleme için sabit zaman dilimleri verilir, böylece konteynerleri hızlı ve verimli bir şekilde boşaltabilmeleri sağlanır.

Almanya’nın DHL şirketinde üst düzey yönetici olan Casper Ellerbaek, gecikmelerin henüz hiçbir müşterisini bileşen kıtlığı nedeniyle üretimi durdurmaya zorlamadığını, ancak bu tür “dramların” risk olmaya devam ettiğini söyledi.

Van Ommen, Avrupa’nın en yoğun ikinci konteyner limanı olan Antwerp’te gemilerin planlanan programın üç ila beş gün gerisinde yük boşaltma yaptığını söyledi.

Van Ommen, “Mavnalarla konteynerleri topladığımızda, deniz araçları zamanında gelmediği için konteynerleri zamanında yükleyemiyoruz” dedi ve ekledi: “Sonunda, müşteri veya nihai kullanıcı mallarını geç alıyor.”

Lojistik şirketleri, krizi ABD Başkanı Donald Trump’ın ABD gümrük vergisi politikasında yaptığı keskin değişiklikler gibi sorunlara bağladı. Bu değişiklikler, konteyner nakliye şirketlerini, hızla değişen küresel ticaret akışlarına uyum sağlamak için ağlarını yeniden düzenlemeye zorladı.

Kuru bir bahar mevsiminin ardından Ren Nehri’nde su seviyesinin olağanüstü derecede alçalması nedeniyle mavnaların yükleme kısıtlamaları getirilmesi, sorunları daha da ağırlaştırdı.

Bu arada, Avrupa limanları da ABD’nin yüksek gümrük vergileri nedeniyle malların başka yerlere yönlendirilmesinden kaynaklanan Asya’dan gelen ithalat hacminin artmasıyla başa çıkmaya çalışıyor. Bu durum, malların başka yerlere yönlendirilmesine neden oluyor.

DHL’den Ellerbaek, Asya’dan Avrupa’ya konteyner hacmindeki keskin artışı (yıllık yaklaşık %7 olarak tahmin ediyor) Asyalı ihracatçıların strateji değişikliklerine bağladı.

Ellerbaek, “Farklı ticaret hacimlerindeki büyüme seviyelerine bakıldığında, Avrupa’nın tarihsel olarak ABD pazarına ait olan büyük bir payı aldığından şüphe yok” dedi.

Sektör yetkilileri, çoğunluğu kamuya ait liman idarelerinden rıhtım alanı kiralayan özel şirketlerden oluşan terminal işletmecilerinin, bu sıkıntıları hafifletmek için yeni personel alımı ve yeni ekipman satın almaya koştuğunu belirtti.

Luikenaar, Avrupa’daki yerel pazara hizmet veren bazı nakliye şirketlerinin, bölgedeki limanlara dağıtım için Rotterdam’daki farklı terminallerden konteynerleri toplamak için normalde en fazla üç gün süren işlemi bir hafta boyunca yapmak zorunda kaldığını söyledi.

Kapasiteye yapılacak yatırımların tüm sorunları çözmesinin yıllar alacağını belirtti. “Bu kolayca çözülecek bir sorun değil” diye ekledi.

Okumaya Devam Et

Avrupa

Estonya, nükleer silah taşıyan ABD savaş uçaklarına ev sahipliği yapmaya hazır

Yayınlanma

Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur, ülkesinin nükleer silah taşıma kapasitesine sahip NATO müttefiki savaş uçaklarını topraklarında kabul etmeye hazır olduğunu açıkladı.

Estonya Savunma Bakanı Hanno Pevkur, ülkesinin nükleer silah taşıyan NATO müttefiki savaş uçaklarına ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu duyurdu.

Pevkur, F-35 savaş uçaklarının daha önce Estonya’da bulunduğunu ve yakın gelecekte ülkenin hava sahasını korumak için yeniden görev yapacağını belirtti.

Estonya’dan nükleer silahlı uçaklara yeşil ışık

Savunma Bakanı Pevkur, Postimees gazetesine yaptığı açıklamada, Estonya’nın F-35’leri kabul etme konusundaki tutumunun net olduğunu vurguladı.

Pevkur, “Eğer bu uçaklardan bazıları, menşei ülke fark etmeksizin, çift amaçlı nükleer silah taşıma kabiliyetine sahipse, bu durum bizim F-35’leri kabul etme pozisyonumuzu hiçbir şekilde etkilemez. Elbette müttefiklerimizi kabul etmeye hazırız,” ifadelerini kullandı.

Daha önce NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ittifak üyesi ülkelerin önümüzdeki dört yıl içinde ABD’den 700 adet F-35 uçağı satın alacağını açıklamıştı.

İngiltere de nükleer misyona katılıyor

NATO içindeki bu hareketliliğe paralel olarak İngiltere, yakın zamanda 12 adet F-35 savaş uçağı satın alma ve Kuzey Atlantik İttifakı’nın nükleer misyonuna katılma niyetini açıkladı.

İngiliz hükümeti, yeni uçakların Norfolk’taki Marham üssünde konuşlandırılacağını belirtti. Bu uçakların hem konvansiyonel mühimmat hem de 50 kilotona kadar güç üretebilen Amerikan B61-12 nükleer bombalarını fırlatma kapasitesine sahip olduğu bilgisi paylaşıldı.

The Telegraph‘a konuşan bir İngiliz askeri kaynak, F-35’lerin uzun menzilli ve gizli teknolojiye sahip olmasının, “nükleer bombaları yüksek hassasiyetle atmak için son derece önemli” olduğunu söyledi.

Rusya’dan ‘karşı tedbir’ uyarısı

Geçen yıl Washington ve Londra, artan Rusya tehdidi karşısında Amerikan nükleer silahlarının yeniden İngiltere topraklarına döndürülmesi konusunda anlaşmaya varmıştı.

The Telegraph‘ın haberine göre, savaş başlıklarının 2008’den bu yana ilk kez Suffolk’taki Lakenheath üssüne yerleştirilmesi ve güçlerinin 1945’te Hiroşima’ya atılan bombanın üç katı olması bekleniyordu.

Daha önce ABD, en yeni F-35 savaş uçaklarından oluşan iki filoyu Lakenheath üssüne kaydırmayı planladığını duyurmuştu.

The Telegraph‘ın kaynakları, bunun taktik nükleer silah taşıyabilen 54 bombardıman uçağını kapsadığını iddia etmişti.

Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Moskova’nın, Amerikan nükleer silahlarının İngiltere’ye dönüşünü bir “tırmanış” olarak göreceğini ve “telafi edici karşı tedbirlerle” yanıt vereceğini açıklamıştı.

İngiltere, Soğuk Savaş’tan bu yana ilk kez uçaklara nükleer silah yerleştirecek

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English