Diplomasi
Ukrayna’nın Rusya’nın derinliklerine saldırmak için elinde hangi silahlar var?

Almanya Başbakanı Friedrich Merz, Almanya, Fransa, ABD ve İngiltere’nin Ukrayna’ya tedarik edilen silahların Rusya toprakları içindeki hedeflere yönelik kullanımına ilişkin menzil kısıtlamalarını kaldırdığını duyurdu.
Merz, 26 Mayıs’ta WDR Europaforum’da yaptığı konuşmada, bu kararın Ukrayna’nın Rusya içindeki askeri mevzileri vurarak kendini savunmasına olanak tanıyacağını belirtti.
Merz, “Ukrayna’nın kendini savunabilmesi, örneğin Rusya’daki askeri mevzilere saldırabilmesi anlamına geliyor. Yakın zamana kadar, çok az istisna dışında bunu yapamıyordu,” dedi.
Aynı gün Almanya Başbakanı, Ukrayna ordusuna tedarik edilen silahların menzil kısıtlamalarının kaldırılması kararının “birkaç ay önce” alındığını açıkladı; ABD, Kasım 2024’te Ukrayna’nın ATACMS uzun menzilli füzelerini Rusya topraklarındaki hedeflere karşı kullanmasına izin vermişti.
Moskova’dan sert tepki
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, kısıtlamaların kaldırılmasını “oldukça tehlikeli bir karar” olarak nitelendirdi.
Daha önce Vladimir Putin, Rusya’nın derinliklerine yönelik saldırı kısıtlamalarının kaldırılmasının “NATO ülkeleri, ABD ve Avrupa ülkeleri savaşıyor” anlamına geleceği uyarısında bulunmuştu.
Kasım ayında Rusya’nın nükleer doktrininde değişiklik yapılmıştı ve artık nükleer olmayan bir devlet tarafından, nükleer bir devletin katılımıyla veya desteğiyle gerçekleştirilen bir saldırı, ortak bir saldırı olarak kabul edilecek ve nükleer caydırıcılık önlemlerinin uygulanmasına olanak tanıyacaktı.
Almanya ve Taurus füzeleri tartışması
Berlin, bugüne kadar Kiev’e uzun menzilli silah tedariki konusunda resmi bir açıklama yapmadı.
Önceki Başbakan Olaf Scholz, çatışmanın potansiyel tırmanma riskine işaret ederek Ukrayna’ya 500 kilometre menzilli Taurus havadan karaya füzelerinin verilmesine kesin bir dille karşı çıkmıştı.
Merz, muhalefetteyken Scholz’u kararsızlığı nedeniyle defalarca eleştirmişti. Ancak kabineye başkanlık ettikten sonra Almanya’nın Kiev’e Taurus füzelerini devretmeyi planlamadığını belirtti.
Merz ayrıca, Alman hükümetinin Ukrayna’ya yapılan askeri yardımlarla ilgili bilgileri kamuya açık kaynaklarda yayınlamayı durduracağını kaydetti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise Merz’in bu şekilde kamuoyunun dikkatini Taurus tedarikinden uzaklaştırmak istediğini söyledi.
Zaharova, Telegram kanalından yaptığı paylaşımda, “Başbakanın görevi, uzun menzilli füzelerin tedariki konusunu kamuoyu tartışmasından çıkarmak. Sanki onlar yokmuş gibi. Ama aslında kimse Berlin’in Kiev rejimine ne kadar ve ne zaman füze verdiğini bilmeyecek,” ifadelerini kullandı.
Almanya Başbakan Yardımcısı ve Maliye Bakanı Lars Klingbeil, Merz’in açıklamasına ilişkin yorumunda, Ukrayna’nın Alman silahlarıyla Rusya topraklarına yönelik saldırılarının menzili konusundaki kısıtlamalarla ilgili politikanın değiştiğini yalanladı.
Klingbeil, 26 Mayıs’ta, “Ukrayna’ya tedarik edilen silahların menzili konusunda, önceki hükümetin yaptıklarının ötesine geçen yeni bir anlaşma olmadığını söylemek istiyorum,” açıklamasını yaptı.
Öte yandan Tagesspiegel gazetesi, askeri tedarik verilerinin yayınlanmasının yasaklanması nedeniyle Berlin’in Ukrayna’ya Taurus füzelerini verip vermediğinin “ancak füzelerden ilkinin Rusya topraklarına düşmesinden sonra” anlaşılabileceğini belirtiyor.
Gazete, federal hükümetin askeri tedarikler konusunda Federal Meclis’in ilgili komitesine rapor vermekle yükümlü olduğunu, ancak parlamenterlerin bu bilgiyi ifşa etmelerinin yasaklanma olasılığının bulunduğunu da ekliyor.
Spiegel ve Süddeutsche Zeitung dahil olmak üzere Alman basını, Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy’nin 28 Mayıs’ta Berlin’i ziyaret edeceğini bildirdi.
Bazı uzmanlar, bu görüşme sırasında Merz’in Taurus tedariki konusunda bir açıklama yapabileceğini öne sürdü.
Almanya’nın envanterinde toplam 600 adet Taurus seyir füzesi bulunuyor ve bunların yaklaşık yarısı şu anda operasyonel durumda. Üretici MBDA’ya göre, geri kalanı yakın gelecekte yeniden hizmete alınabilir.
Geçen yılın ekim ayında Almanya Savunma Bakanı Boris Pistorius, daha da uzun menzile sahip olabilecek 600 adet modernize edilmiş Taurus Neo füzesinin üretilmesi kararını duyurmuştu.
Bu füzelerin Alman ordusuna teslimatları ancak 2029’da başlayacak.
Bugün Ukrayna ordusunun elinde Alman yapımı Mars II çok namlulu roketatar sistemi (Amerikan M270 MLRS’nin Alman versiyonu) bulunuyor. Alman ordusunun web sitesinde yayınlanan özelliklere göre, hedeflerin maksimum imha bölgesi 84 kilometre.
Almanya Savunma Bakanlığı’nın internet sitesindeki son güncellemelere göre, Berlin Kiev’e beş adet Mars II tedarik etti.
Mayıs ayında The New York Times (NYT), ABD Kongresi’nden bir temsilciye dayandırdığı haberinde, Washington’un Ukrayna’ya çok namlulu roketatar sistemleri (Mars II, M142 HIMARS) için 125 adet uzun menzilli füze ile daha önce Almanya’nın envanterinde bulunan 100 adet Patriot uçaksavar füzesinin transferini onayladığını bildirdi.
ABD’nin ATACMS kararı ve diğer yardımlar
ABD, Ukrayna’nın Amerikan yapımı ATACMS (menzili 165 ila 300 kilometre) uzun menzilli füzelerini Rusya’nın iç kesimlerine yönelik saldırılar için kullanmasına daha Kasım 2024’ün ortalarında, Joe Biden yönetimi sırasında izin vermişti.
Amerikan makamları o dönemde bu kararlarını Kursk oblastındaki savaş bölgesinde Kuzey Koreli askerlerin ortaya çıkmasıyla açıklamıştı.
Aralık ayında Donald Trump bu adımı aptalca olarak nitelendirmiş ve başkanlık görevine başladıktan sonra önceki yönetimin kararını gözden geçirebileceğini duyurmuştu.
Beyaz Saray’a yerleştikten sonra, en azından kamuoyuna açık bir şekilde bu konuya geri dönmedi.
Merz’in açıklamasının arifesinde Trump, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik son saldırılarıyla ilgili hayal kırıklığını dile getirdi.
Trump, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile her zaman çok iyi ilişkilerim oldu ama ona bir şeyler oldu,” dedi ve Vladimir Zelenskiy’nin barışçıl çözümü zorlaştıran açıklamalarından da yakındı. Kremlin’den yapılan açıklamada ise Kiev’in “sosyal ve sivil altyapı tesisleri vurduğu”, Moskova’nın ise “askeri hedeflere misilleme yaptığı” belirtildi.
Mart ayında Associated Press (AP) ajansı, ABD’nin Ukrayna’ya 40’tan az ATACMS füzesi sağladığını ve bunların Ocak ayı sonunda tükendiğini bildirdi.
Aynı zamanda Washington’un, 150 kilometreye kadar menzile sahip Karadan Fırlatılan Küçük Çaplı Bomba (GLSDB) tedarikine yeniden başlayacağı da öğrenildi. Reuters‘ın haberine göre, bu mühimmatlar Rus elektronik harp sistemlerine karşı daha etkili mücadele için modernize edildi.
Mayıs 2024’te Ukrayna, Rusya topraklarına yönelik saldırılar için 80 kilometreye kadar menzile sahip GMLRS mühimmatlarını kullanma izni aldı.
ATACMS füzeleri gibi bunlar da HIMARS çok namlulu roketatar sistemi kullanılarak fırlatılabiliyor.
Pentagon, Trump’ın göreve başlama töreninden önce, 8 Ocak 2025’te Ukrayna’ya yapılan silah sevkiyatlarıyla ilgili verileri son kez açıklamıştı.
Amerikan askeri kurumunun bültenine göre, askeri yardım paketleri arasında özellikle 40’tan fazla HIMARS sistemi ve bunlara ait belirtilmemiş miktarda mühimmat yer alıyordu. GLSDB füzelerinin ve fırlatma rampalarının sayısı da belirtilmedi.
İngiltere’nin Storm Shadow katkısı ve mevcut tutumu
Londra, Ukrayna’nın uzun menzilli saldırı hakkına sahip olduğunu ilk kez Mayıs 2024’te açıklamıştı. Dönemin Başbakanı Rishi Sunak, The Times‘a verdiği mülakatta, “Ukrayna silahlı kuvvetlerinin nasıl hareket edeceği onların kendi meselesi. Ancak Ukrayna’ya daha uzun menzilli silahlar sağlayan ilk ülke olmamızdan gurur duyuyorum,” demişti.
Sunak’ın kabinesinin yerini geçen yılın temmuz ayında Keir Starmer liderliğindeki İşçi Partisi hükümeti aldı. Londra’nın Ukrayna’daki çatışmaya ilişkin tutumu değişmedi.
Bununla birlikte, The Guardian‘ın haberine göre, İşçi Partisi’nin iktidara gelmesiyle iki ülke arasındaki ilişkiler kötüleşti: Ukraynalı yetkililere göre bunun nedeni, Starmer’ın Sunak’ın aksine Ukrayna’ya uzun menzilli silah vermemesi.
The Times‘a konuşan İngiliz yetkililer birkaç olası nedene işaret ediyor: Ya Londra’nın yeterli füzesi yok ya da ABD’nin füzelerin uzak hedeflere karşı kullanılmasına izin vermesini beklemek gerektiğini düşünüyorlar; bu olmadan füzelerin kullanımı yeterince etkili olmayacak.
İngiltere Savunma Bakanlığı’ndan yapılan resmi açıklamada, “Birleşik Krallık’ın Ukrayna’ya desteği sarsılmazdır ve Başbakan [Starmer], hükümetinin Ukrayna’yı gerektiği sürece destekleyeceğini her zaman açıkça belirtmiştir,” denildi.
Londra, Kiev’e maksimum 250 kilometre menzilli Storm Shadow havadan karaya seyir füzeleri teslim etti. İngiltere bunu ilk kez Mayıs 2023’te duyurmuştu; Ukrayna ordusunun tam olarak kaç füze aldığı bilinmiyor ancak
The Guardian‘ın tahminine göre o dönemde krallığın envanterinde 700 ila 1000 adet bulunuyordu. Bir yıl sonra Kiev, Rusya topraklarına yönelik saldırılar için Batı silahlarını kullandığını açıkladı.
Ukrayna Stratejik Endüstriler Bakanı Danışmanı Yuriy Sak, Bloomberg‘e yaptığı açıklamada, “İngiliz makamları daha önce Ukrayna’nın tedarik ettikleri Storm Shadow uzun menzilli füzelerini kullanmasına izin vermişti ve biz bunları zaten başarıyla kullanıyoruz,” dedi.
Fransa’nın SCALP ve Mirage hamlesi
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, uzun zamandır Rusya topraklarına yönelik saldırılardan bahsediyordu.
Haziran 2024’te TF1 ve France 2 televizyon kanallarına verdiği mülakatta tutumunu net bir şekilde ifade etti.
Macron, “Eğer Ukraynalılara ‘Bu potansiyeli, yani Rusların size saldırmak için kullandığı silahları etkisiz hale getiremezsiniz’ dersek, bu onlara artık kendilerini savunamayacaklarını söylediğimiz anlamına gelir,” dedi ve ekledi:
“Silahlarımızın sivil halka saldırmak, Rusya’nın şu ya da bu noktasına darbe indirmek için kullanılmasına izin vermediğimizi söylüyoruz. Ancak saldırının geldiği yerleri etkisiz hale getirmek için izin veriyoruz.”
Kasım ayında Le Figaro gazetesi, NYT‘nin ardından Fransa ve İngiltere’nin Rusya’ya yönelik uzak menzilli saldırı kısıtlamalarını kaldırmaya karar verdiğini bildirdi. Fakat kısa süre sonra makalede düzeltmeler yapıldı.
Daha önce “Fransızlar ve İngilizler, ABD’nin ardından Ukrayna’nın SCALP/Storm Shadow uzun menzilli füzeleriyle Rusya topraklarını vurmasına izin verdi,” iddiasında bulunulurken, güncellenmiş versiyonda sadece ABD Başkanı Joe Biden’in ATACMS füzeleri için böyle bir izin verdiği bilgisi kaldı.
Fransa, 2023 yazından bu yana Ukrayna’ya SCALP (Système de Croisière Autonome à Longue Portée — Uzun Menzilli Otonom Seyir Sistemi) füzeleri tedarik ediyor; bu, Storm Shadow’un Fransız versiyonu.
2024 yılı başlarında düzenlediği basın toplantısında Macron, Paris’in bu türden 40 füze teslim edeceğini bildirdi.
Macron, Fransız televizyon kanallarına verdiği mülakatta ayrıca Kiev’e “Ukrayna’nın kendi topraklarını, hava sahasını korumasına olanak tanıyacak” Fransız yapımı Mirage 2000-5 çok amaçlı savaş uçaklarının verileceğini duyurdu. Bu uçaklar SCALP füzelerini de taşıyabiliyor.
Fransa Cumhurbaşkanı, Kiev’in bu türden kaç uçak alacağını ve ne zaman alacağını belirtmedi.
Defense News‘e göre, Dassault Aviation şirketi toplam 600 adet Mirage 2000 üretti ve Fransa bunların yarısını sekiz ülkeye ihraç etti. Mirage 2000-5 versiyonu, geliştirilmiş radara sahip güncellenmiş bir model.
Diplomasi
NATO liderleri %5 savunma harcaması hedefinde anlaştı

32 NATO üyesi, ABD’den gelen savunma harcamalarını GSYİH’nin %5’ine çıkarma talebini kabul etti ve bu hedefe ulaşmak için “inandırıcı ve kademeli bir yol haritası içeren yıllık planlar” hazırlayacaklarını taahhüt etti.
Lahey’de düzenlenen zirvede bugün (25 Haziran) yayınlanan ortak bildiride müttefikler, “kolektif savunmaya olan sarsılmaz bağlılıklarını yeniden teyit ettiklerini” de belirtti.
Bildiride, harcama hedefinin 2029 yılında gözden geçirileceği belirtildi. Yeni harcama hedefi, temel savunma harcamaları için %3,5 ve altyapı ve siber güvenlik dahil ilgili yatırımlar için %1,5’i içeriyor.
Yetkililer Financial Times’a (FT) yaptıkları açıklamada, liderlerin üzerinde anlaştığı metnin, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte’nin Donald Trump’ın “dikkatini kaybetmemek” için toplantıyı “kısa, odaklı ve olabildiğince basit tutma” stratejisi doğrultusunda sadece beş paragraf uzunluğunda tutulduğunu söyledi.
Buna karşılık, Washington ve Vilnius’ta yapılan son iki NATO zirvesinin bildirileri sırasıyla 44 ve 90 paragraf uzunluğundaydı.
Bildiride, “Müttefikler, bireysel ve kolektif yükümlülüklerimizi yerine getirmek için 2035 yılına kadar yıllık GSYİH’nin %5’ini temel savunma ihtiyaçlarına ve savunma ve güvenlikle ilgili harcamalara ayırmayı taahhüt ederler,” denildi.
Metin, Trump’ın Avrupa müttefiklerinin ABD’nin savunma harcamalarına aşırı bağımlı olduğunu söylediği uzun süredir devam eden rahatsızlığına yanıt olarak hazırlanmıştı.
Trump’ın geçen hafta yaptığı, yeni %5’lik savunma harcaması taahhüdünün Washington için geçerli olmayacağı yönündeki açıklamasına yanıt olarak Rutte, ABD’nin zaten “neredeyse bu seviyede” olduğunu söyledi.
Zirve sırasında NATO’nun 5. maddeye ilişkin tutumunu netleştirmesi istenen Trump, “Bu yüzden buradayım,” dedi ve ittifaka destek vermeseydi “burada olmayacağını” söyledi.
Açıklamada Rusya’ya sadece bir kez değinildi ve “Rusya’nın Avrupa-Atlantik güvenliğine oluşturduğu uzun vadeli tehdit”ten bahsedildi. Ayrıca “Ukrayna’ya destek sağlama konusundaki kalıcı egemenlik taahhütleri”ne atıfta bulunan bir cümle yer aldı.
Bildiride, önceki taslaklarda yer alan ve İspanya tarafından veto edilen “biz kabul ediyoruz” ifadesinin yerine, harcama taahhüdüne ilişkin “müttefikler kabul ediyor” ifadesi kullanıldı.
Madrid, NATO’nun talep ettiği %5 harcama oranına itiraz ediyordu.
Diplomasi
Rutte, Trump’ı ‘övdü’: Babacık sert bir dil kullanmak zorunda

NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, ABD Başkanı Donald Trump’ın İran ve İsrail’i sert bir şekilde eleştirmesinin ardından, ABD liderine “babacık” diye hitap etti.
Hollanda’da düzenlenen NATO zirvesine gitmeden önce Trump, her iki ülkenin de anlaşmanın şartlarını ihlal ettiğini ve “ne halt ettiklerini bilmediklerini” söylemişti.
Rutte, ABD başkanının küfürlü sözlerini normal karşılarken, “Babacık sert bir dil kullanmak zorunda,” dedi.
NATO liderinin bu sözleri, Trump’ı Tahran yakınlarındaki üç nükleer tesise saldırı izni verdiği ve üye ülkeleri savunma harcamalarına daha fazla yatırım yapmaya zorladığı için övdükten sonra geldi.
Rutte, bu ayın başlarında müttefiklerin başkanın yüzde 5’lik talebini kabul etmenin eşiğinde olduğunu söylemişti.
Rutte salı günü Sky News’e verdiği demeçte, “Düşmanlarımızdan kendimizi korumalıyız, ama aynı zamanda ABD ile eşit olmak adil olduğu için de bunu yapmalıyız,” dedi.
Rutte ayrıca Trump’ı, Ukrayna’nın Rusya ile savaşında ve diğer askeri operasyonlarda desteklediği için övdü.
Öte yandan Politico’nun haberine göre, İspanya savunma harcamaları oranına itiraz etti ve yeni hedeften muaf tutuldu.
Trump NATO zirvesinde gazetecilere verdiği demeçte, “NATO bizimle birlikte çok güçlü olacak. Onların yanındayız,” dedi.
Bu açıklamalar, NATO liderlerinin Trump’ın üye ülkelerle geçmişteki anlaşmazlıklar nedeniyle ABD’yi ittifaktan çekebileceğinden endişe duymasının ardından geldi.
Diplomasi
Finlandiya Cumhurbaşkanı Stubb: Batı’nın hakimiyet dönemi sona erdi

Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Batı’nın hakimiyet döneminin sona erdiğini ve dünyanın çok kutuplu yeni bir düzene geçtiğini belirtti. Lahey’deki NATO zirvesine katılan Stubb, ittifakın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararının tarihi olduğunu söyledi.
Finlandiya Cumhurbaşkanı Alexander Stubb, Batı ülkelerinin hakimiyet döneminin sona erdiğini ve dünyanın çok kutuplu yeni bir düzene doğru ilerlediğini açıkladı.
Hollanda’nın Lahey kentinde düzenlenen NATO zirvesine katılan Stubb, ittifakın savunma harcamalarını GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarma kararının, askeri harcamaları Soğuk Savaş dönemindeki seviyelere yükselteceğini belirtti.
‘Batı hakimiyetinin zamanı geçti’
Zirveye gelişi sırasında konuşan Stubb, “Sanırım dünya düzeninde bir değişiklik gözlemliyoruz. Bu, Birinci ve İkinci Dünya Savaşları’ndan sonra ve Soğuk Savaş’tan sonra yaşanan anı çok andırıyor,” dedi.
Stubb, sözlerine şöyle devam etti:
“Şimdi Batı hakimiyetinin zamanının geçtiğini anlamamız gerekiyor. Daha çok kutuplu, daha düzensiz bir dünya düzenine doğru ilerliyoruz ve bu, en azından Finlandiya gibi bir devlet için yakın müttefiklere ihtiyacımız olduğu ve savunmamızı ve güvenliğimizi güçlendirmek için çalışmamız gerektiği anlamına geliyor.”
NATO’dan tarihi savunma harcaması kararı
Hollanda’da devam eden ittifak zirvesini “tarihi” olarak nitelendiren Stubb, savunma harcamalarının GSYİH’nin yüzde 5’ine çıkarılmasının önemine dikkat çekti.
Lahey’deki zirvede NATO liderleri, mevcut yüzde 2 olan askeri harcamaların 2035 yılına kadar yüzde 5’e yükseltilmesi yönünde karar alacak.
24 Haziran’da NATO’nun, üye ülkelerin savunma harcamalarını kendi GSYİH’lerinin yüzde 5’ine çıkarması konusunda anlaşmaya vardığı öğrenilmişti.
24-25 Haziran tarihlerinde Lahey’de gerçekleştirilen NATO zirvesinin ana gündem maddelerini caydırıcılık ve savunma konuları oluşturuyor.
Zirvedeki en önemli konulardan biri, üye devletleri toplam bütçe katkılarını GSYİH’nin yüzde 5’ine yükseltmeye teşvik etmek olarak öne çıkıyor.
-
Görüş1 hafta önce
Çin, İsrail’i Kınamaktan Daha Fazlasını Yapabilir mi?
-
Ortadoğu1 hafta önce
İsrail’de hangi ‘halk’ yaşıyor?
-
Diplomasi1 hafta önce
Çinli akademisyen İsrail-İran savaşını Harici’ye değerlendirdi: İran, Çin için stratejik öneme sahip
-
Avrupa1 hafta önce
Merz: İsrail hepimizin kirli işlerini yapıyor
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran’la savaş kapıda mı?
-
Görüş1 hafta önce
İsrail’in ‘Bildiği Şeytan” ile İşi Bitti mi?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Savunma sanayiinde ‘Amerikan malı’ baskısı geri tepiyor
-
Dünya Basını3 gün önce
Sınıfsız modern para teorisi muhasebedir