Rusya
Moskova Borsası, BlackRock’ın Bitcoin ETF’ine dayalı vadeli işlemleri açtı

Moskova Borsası, 4 Haziran itibarıyla en büyük kripto para birimi Bitcoin’in değerine bağlı IBIT-9.25 (IBU5) kodlu vadeli işlem sözleşmelerinin ticaretine başladı. Bu sözleşmeler yalnızca nitelikli yatırımcılara sunulacak olup, başlangıçta Eylül 2025 vadeli çeyrek dönem kontratı işlem görecek. Rusya Merkez Bankası, daha önce kripto paralara dayalı türev araçların alım satımına izin vermişti.
Moskova Borsası, 4 Haziran’dan itibaren en büyük kripto para birimi olan Bitcoin’in değerine endeksli IBIT-9.25 (kısa kodu IBU5) vadeli işlem sözleşmelerinin alım satımına başladığını duyurdu. Bu yeni finansal araç, yatırımcılara kripto para piyasasına erişim imkanı sunuyor.
Borsadan yapılan açıklamaya göre, iShares Bitcoin Trust Borsa Yatırım Fonu (ETF) paylarına dayalı (kod: IBIT-9.25, kısa kod: IBU5) vadeli işlem sözleşmeleri yalnızca nitelikli yatırımcılar tarafından alınıp satılabilecek.
Başlangıçta sadece Eylül 2025 vadeli çeyrek dönemlik bir sözleşme yatırımcılara sunulacak. Aracı kurumlar, yatırımcıların statülerini kendileri kontrol etmekle yükümlü olacak; borsa tarafında yeterlilik kontrolünün ise 23 Haziran 2025’ten itibaren uygulamaya konması planlanıyor.
Bitcoin’in değerine bağlı iShares Bitcoin Trust ETF, dünyanın en büyük varlık yönetim şirketlerinden biri olan BlackRock tarafından piyasaya sürülmüştü ve mevcut varlıkları 70 milyar dolara ulaştı.
Rusya’daki IBIT-9.25 vadeli işlem sözleşmesinin lot büyüklüğü, yatırım fonunun bir payına eşit olacak. Kotasyonlar lot başına ABD doları cinsinden yapılacakken, takas işlemleri Rus rublesi cinsinden gerçekleştirilecek.
Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı’ndan onay
Rusya Merkez Bankası, Mayıs sonunda yaptığı açıklamada, nitelikli yatırımcıların artık getirisi kripto para birimlerine bağlı olan türev araçlarla işlem yapabileceğini bildirmişti.
Bu tür araçların satın alınabilmesi için önemli bir koşul, kripto para biriminin fiili teslimatının olmaması, işlemlerin sadece nakdi uzlaşı ile yapılmasıdır.
Merkez Bankası ve Maliye Bakanlığı, geçen ay yaptıkları açıklamada, kripto paralara dayalı fiziki teslimatsız türev araçların ihracı konusunda anlaşmaya vardıklarını ve herhangi bir engel görmediklerini belirtmişlerdi.
Diğer kurumlar da kripto alanına giriyor
SPB Borsası da kripto para birimlerinin değerine bağlı nakdi uzlaşılı vadeli işlem sözleşmelerinin ve Bitcoin endeksine dayalı vadeli işlem sözleşmelerinin alım satımına başlamak için aktif bir hazırlık aşamasında bulunuyor ve bu ürünler test ortamında katılımcıların kullanımına sunulmuş durumda.
Bankalar da kendi kripto araçlarını piyasaya sürüyor. Örneğin, Sberbank, tezgah üstü piyasada getirisi doğrudan Bitcoin’in değerindeki dinamiklere bağlı olan yapılandırılmış tahviller ihraç etti.
Kripto para birimlerine bağlı sonraki yapılandırılmış tahvil plasmanlarının Moskova Borsası’nda tam teşekküllü listeleme ile yapılması planlanıyor.
Rusların kripto yatırımları artıyor
Rusya vatandaşları, yurt dışı platformlarda aktif olarak kripto para yatırımı yaparken, Rusya Federasyonu içinde şimdiye kadar böyle bir imkan bulunmuyordu.
Rusya Merkez Bankası’nın tahminlerine göre, Rusların kripto para borsalarındaki cüzdanlarında bulunan tahmini fon bakiyesi Mart 2025 sonunda 827 milyar rubleye ulaştı.
İlk çeyrek sonu itibarıyla bakiyelerin büyük bir kısmı yüzde 62,1 ile Bitcoin’e, yüzde 22 ile Ethereum’a ve yüzde 15,9 ile USDT ve USDC stabil kripto paralarına aitti.
Rusya Merkez Bankası’nın finansal istikrar raporunda belirttiğine göre, 2024’ün son çeyreği ve 2025’in ilk çeyreğinde Ruslara ait olduğu tahmin edilen kripto varlık (BTC, ETH, USDT, USDC) giriş ve çıkış hacmi 1,5 kat artarak 7,3 trilyon rubleye yükseldi.
Rusya
Lavrov, Rubio ile yaptığı görüşmenin ayrıntılarını açıkladı

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, ABD’li mevkidaşı Marco Rubio ile Malezya’da 50 dakikalık bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin ardından yaptığı açıklamada Lavrov, Ukrayna konusunda Rusya’nın tutumunu yinelediğini belirtirken, Rubio’nun yeni planıyla ilgili soruları ABD Başkanı Trump’ın ‘Büyük sürprizleri bekleyin’ sözüyle yanıtladı.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, dün Malezya’nın başkentinde düzenlenen ASEAN zirvesi kapsamında ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile ikinci kez bir araya geldi.
50 dakika süren görüşmenin ardından ertesi gün basın toplantısı düzenleyen Lavrov, görüşmenin içeriğine ve küresel gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.
TASS ajansının aktardığına göre Lavrov, Ukrayna konusunda Rusya’nın bilinen tutumunu yinelediğini belirtirken, Rubio’nun yeni Ukrayna planıyla ilgili soruları ise ABD Başkanı Donald Trump’ın bir sözüyle yanıtladı: “Size de hemen anlatacaktım. Büyük sürprizleri bekleyin.”
Rusya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, iki bakan görüşmede ihtilaflı durumlara ‘barışçıl çözümler bulunması’, Rusya-ABD iktisadi ve insani işbirliğinin yeniden tesisi ve iki ülke toplumları arasında engelsiz temasların sağlanması yönündeki karşılıklı niyeti teyit etti.
Lavrov, brifingde Ukrayna konusunu ele aldıklarını belirterek, “Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, 3 Temmuz’da Başkan Donald Trump ile yaptığı görüşmede de dile getirdiği tutumu bir kez daha teyit ettik,” diye konuştu.
Lavrov ayrıca, Ukraynalı siyasetçilerin Rusları yok etme niyetlerini içeren beyanlarından oluşan bir özeti Rubio’ya ilettiğini de sözlerine ekledi.
Görüşmede, Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’nın (DSNÖ) geleceği ve CNN‘in yayımladığı, Trump’ın Moskova veya Pekin’i bombalayabileceğine dair iddiaları içeren ses kaydının gündeme gelmediği bildirildi.
Lavrov-Rubio görüşmesinde ‘yeni yaklaşımlar’ masaya yatırıldı
‘Kore Yarımadası’nda ihtilaf potansiyeli ciddi’
Lavrov, brifing sırasında diğer küresel meselelere de değindi. Kore Yarımadası’ndaki ihtilaf potansiyelinin ciddi boyutlarda olduğunu vurgulayan Lavrov, ABD ve müttefiklerinin Kuzey Kore’ye yönelik provokasyonlarını sürdürdüğünü ifade etti.
Bakan, Moskova’nın, Pyongyang’ın meşru haklarını sağlamak ve ‘kötü sonuçlanabilecek provokasyonları önlemek’ için her türlü çabayı göstereceğini belirtti.
Batılı ülkelerin Tayvan meselesinde statükonun korunmasına yönelik açıklamalarını ‘ikiyüzlülük’ olarak nitelendiren Lavrov, “Bu durum, konuya az da olsa aşina olan herkes için aşikârdır,” diye konuştu.
Lavrov ayrıca, Rusya’nın İran ile İsrail arasındaki ateşkes rejiminin kesintisiz devam etmesi yönünde çağrıda bulunduğunu aktardı.
Birleşik Filistin emirlikleri kurma planları gibi fikirlerin, Birleşmiş Milletler kararları uyarınca bir Filistin devleti kurulması ihtimaline yönelik riskleri artırdığını söyledi.
‘Avrupa’nın militarizasyonunu dikkate alacağız’
Avrupa’daki mevcut liderlerin tarih derslerini unuttuğunu ve ‘Rusya’ya karşı savaş için yeniden ayağa kalkmaya çalıştığını’ savunan Lavrov, Almanya Şansölyesi Friedrich Merz’i hedef aldı.
Lavrov, Merz’in Ukrayna’da çözüm için diplomatik yöntemlerin tükendiğini söyleyerek Almanya’nın militarizasyonu yolunda nihai bir karar aldığını belirtti.
Dışişleri Bakanı, Moskova’nın, Avrupa’nın bu militarizasyon eğilimini tüm planlama alanlarında dikkate alacağını da vurguladı.
Rusya
Rusya’da bölgesel yöneticiler üç yıldan fazla koltuğunda oturamıyor

Siyaset bilimci Aleksandr Kinev’in hazırladığı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki üst düzey yönetici rotasyonu, Ukrayna’daki askeri müdahalenin ilk yıllarındaki yavaşlamanın ardından yeniden hız kazandı. 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken artan görev değişikliklerinin, elitlerin ve kamuoyunun tepkisini ölçmek için ‘test niteliği’ taşıdığı belirtiliyor. Rapora göre, 2024’te kadro değişim oranı yüzde 32,29’a ulaşarak harekât öncesi seviyelere geri döndü.
Siyaset bilimci Aleksandr Kinev tarafından hazırlanan “Rusya’da Özel Askeri Harekâtın Üçüncü Yılında Bölgesel Nomenklatura” başlıklı rapora göre, Rusya Federasyonu’na bağlı bölgelerdeki yönetici elitlerin rotasyonu, Ukrayna’daki çatışmaların başlamasının ardından geçen ilk yıllara kıyasla yeniden hız kazandı.
Rapor, 2026’daki Devlet Duması seçimleri yaklaşırken yaşanan bu hareketliliğin, siyasi ve iktisadi elitlerin yanı sıra kamuoyunun tepkilerini ve bunun bölgelerdeki sosyo-politik duruma etkilerini ölçmek için bir test niteliği taşıdığını öne sürüyor.
Raporda, 2024 yılı itibarıyla kadro değişimlerinin yeniden harekât öncesi seviyelere döndüğü vurgulanıyor. 2022 ve 2023’te beşer valinin değiştiği Rusya’da, 2024’te bu sayı 13’e yükseldi.
Kinev’in takip ettiği üst düzey yetkililer arasındaki rotasyon oranı ise 2022’de yüzde 30,63 ve 2023’te yüzde 24,6 iken, 2024’te yüzde 32,29’a ulaştı.
Rapora göre bu durum, ülkedeki siyasi atmosferin artık “yeni bir normal” statüsüne girdiğini gösteriyor.
Savaş sonrası kadrolar dondurulmuştu
Çatışmaların başlangıcında önceliğin savaş ve yaptırımlarla mücadeleye verilmesi nedeniyle kadro değişiklikleri “asgari düzeyde ve zorunlu” tutulmuştu.
2015-2022 döneminde idari istikrar endeksi hiçbir zaman yüzde 31’in altına düşmemişti; bu, her yıl üst düzey bölgesel yöneticilerin en az yüzde 31’inin görevini kaybettiği anlamına geliyordu.
Özellikle 2018-2019 yıllarındaki toplu vali değişiklikleri sırasında bu oran yüzde 50,97 ile rekor kırmıştı.
Kinev’in analizine göre, yıllık yüzde 30-35’lik değişim oranı, Rusya’da üst düzey bir bölgesel yetkilinin görevinde nadiren üç yıldan fazla kalabildiği anlamına geliyor.
Raporda Vologda, Kursk ve Samara oblastları ile Çukotka Özerk Okrugu, kadro değişimlerinin en yoğun yaşandığı bölgeler arasında sayılıyor.
Uzman, her yıl 1 Ocak ve 1 Temmuz tarihlerinde valiler, yardımcıları, bölgesel hükümet başkanları, maliye bakanları, idari personel şefleri, bölgesel meclis başkanları ve bölgesel merkezlerin başkanlarından oluşan üst düzey bölgesel nomenklaturanın listesini çıkarıyor. İdari elitlerin istikrar endeksi, dönem başında görevden alınanlar ve yeni atananların bölgedeki toplam yetkili sayısına oranlanmasıyla hesaplanıyor.
Savaşa katılanlara öncelik
Raporda, bölgesel yetkililerin, federal merkezin savaşa katılan veya ilhak edilen topraklarda çalışan kişileri teşvik etme yönündeki taleplerine uyum sağlamaya çalıştığı belirtiliyor.
Bu kişiler iki kategoriye ayrılıyor: Harekâta katılmış olan ve önceki deneyimleri sayesinde daha geniş kariyer olanaklarına sahip olan yetkililer ile harekâta katılan eski askerler veya siviller.
İkinci grup için şimdilik özel pozisyonlar oluşturulduğu, ancak gelecekte bu grubun beklentilerinin artabileceği öngörülüyor. Kinev, yaklaşan Devlet Duması seçimlerinde bölgelerin rolünün büyük olduğunu ve birçok yetkilinin yorgunluk ve tükenmişlik nedeniyle de görev değiştirdiğini ekliyor.
Uzmanlar farklı görüşte
Öte yandan Vedomosti gazetesine demeç veren Sivil Toplumu Geliştirme Vakfı Başkanı Konstantin Kostin, 2022’de yaşanan atama durgunluğunun ardından sistemin “yeni normale” adapte olduğunu ve kadro değişikliklerinin olağan seyrine döndüğünü belirtiyor.
Fakat Kostin, “Raporda, vali değişiklikleri sonrası yaşanan rotasyonların ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekirdi, çünkü bölgesel ekipler en çok bu durumlarda yenileniyor,” diyerek bir eleştiri getiriyor.
Siyasi Teknolojiler Merkezi Başkan Yardımcısı Rostislav Turovskiy ise rotasyon dinamiklerinin köklü bir değişim veya sistemin “donduğu” sonucuna varacak kadar güçlü değişmediğini savunuyor.
Turovskiy, “Ayrıca, belirtilen eğilim özel askeri harekâtın hemen ardından başlamadı, bu nedenle nedenleri çeşitli olabilir. Her halükârda, kadro değişikliklerinin yoğunluğu ve yolsuzluk vakalarının sayısı şu anda çığ gibi büyüyor. Eğer rotasyonlarda bir yavaşlama yaşandıysa bile bu kısa sürdü ve artık geçmişte kaldı,” diye konuştu.
Rusya
Rusya, finansal piyasalarda yapay zekâ kullanımına yönelik etik kurallarını açıkladı

Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı. Beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, teknolojiye olan güveni artırmayı, gelişimi teşvik etmeyi ve riskleri en aza indirmeyi amaçlıyor. Merkez Bankası, mevcut aşamada ‘yumuşak düzenlemenin’ yeterli olacağını belirterek bankalara deneyimlerini paylaşma çağrısında bulundu.
Rusya Merkez Bankası, finansal piyasalarda yapay zekâ teknolojilerinin geliştirilmesi ve uygulanmasına yönelik tavsiye niteliğinde bir etik kurallar belgesi yayımladı.
Vedomosti gazetesinin haberine göre beş temel ilkeye dayanan bu kurallar, yeni teknolojiye duyulan güveni artırmayı, finans piyasasında yapay zekânın gelişimini teşvik etmeyi ve kullanımından kaynaklanan riskleri en aza indirmeyi hedefliyor.
Merkez Bankası Finansal Teknolojiler Dairesi Başkanı Stanislav Korop, yayımlanan açıklamada, yapay zekâ düzenlemelerindeki küresel eğilimleri incelediklerini ve piyasa katılımcılarıyla görüştüklerini belirtti.
Korop, bu görüşmeler sonucunda mevcut aşamada bu tür teknolojilerin uygulanması için “yumuşak bir düzenlemenin” uygun olacağı sonucuna vardıklarını ifade etti.
Merkez Bankası ayrıca, kuralların hedeflerine ulaşılması için bankalara deneyimlerini paylaşmalarını ve ortak belgeler hazırlamalarını tavsiye etti.
Beş temel ilke belirlendi
Yayımlanan belgede, yapay zekâ kullanımına dair beş temel ilke sıralanıyor: İnsan odaklılık, adalet, şeffaflık, güvenlik ve sorumlu risk yönetimi.
İnsan odaklılık: Merkez Bankası, bu ilke doğrultusunda bankaların müşterileri yapay zekâ ile etkileşime girdiklerinde bilgilendirmesi ve bu etkileşimden vazgeçme seçeneği sunması gerektiğini belirtiyor.
Ayrıca, yapay zekâ kullanılarak alınan kararların yeniden gözden geçirilmesi için bir mekanizma oluşturulması isteniyor. Bankaların, yapay zekânın kalitesini ve bu teknolojiyle hizmet alan müşterilerin memnuniyetini düzenli olarak kontrol etmesi öneriliyor.
Finansal erişilebilirliği artırmak amacıyla, yapay zekâ geliştirilirken müşterilerin yaş, eğitim ve engellilik gibi hassas durumlarının dikkate alınması tavsiye ediliyor.
Adalet: Bu ilke, bankaların müşteri verilerini meşru gerekçelerle kullanmasını ve veri toplama süreçlerinde ayrımcılık yapmamasını öngörüyor.
Merkez Bankası, yapay zekâ destekli karar alma süreçlerinde müşterinin milliyeti, dili, ırkı, siyasi görüşleri veya dini inançlarının dikkate alınmamasını tavsiye ediyor.
Şeffaflık: Bankaların, müşterilere yapay zekânın riskleri ve kullanım koşulları hakkında tam bilgi vermesi gerekiyor.
Özellikle büyük üretken modellerle oluşturulan bilgilerin, yapay zekâ kullanımının bariz olduğu veya sadece düzenleme amaçlı kullanıldığı ve müşteriye zarar riski taşımadığı durumlar haricinde, etiketlenmesi öneriliyor.
Güvenlik, güvenilirlik ve verimlilik
Güvenlik ilkesi kapsamında Merkez Bankası, kuruluşlara veri setlerinin ve yapay zekânın kalitesini kontrol etme, kişisel verilerin gizliliğini koruma, bilgi güvenliğini sağlama ve faaliyetlerin sürekliliğini temin etme gibi önlemler almalarını tavsiye ediyor.
Bankaların, denetimlerde referans alınmak üzere yapay zekâ için kalite göstergeleri belirlemesi de öneriler arasında yer alıyor.
Ayrıca, hassas verilerin anonimleştirilmesi ve yetkisiz yayılmasını önleyecek teknolojik ve organizasyonel tedbirlerin geliştirilmesi isteniyor.
Sorumlu risk yönetimi: Bu ilke, bankaların risk yönetimi kurallarını geliştirip onaylamasını, bu kurallara ve etik koduna uyumu denetleyecek sorumlu bir kişi atamasını gerektiriyor.
Merkez Bankası, kullanılan yapay zekâ modellerinin kaydının tutulmasını, risklerin tespit edilip değerlendirilmesini, bu risklere müdahale edilmesini ve risk olayları veri tabanlarının oluşturulmasını tavsiye ediyor.
Bu süreçlere ilişkin tüm bilgilerin belgelenmesi zorunlu tutuluyor.
Kurum, yapay zekâya risk atanırken kullanım alanı, hassas veri kullanımı, olası kayıp veya itibar zararı ve yapay zekâdan etkilenen müşteri sayısı gibi faktörlerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor.
-
Söyleşi2 hafta önce
İsrail-İran savaşını kim kazandı? E. Tuğamiral Alaettin Sevim Harici’ye anlattı
-
Görüş1 hafta önce
Altı Gün Savaşı’ndan ‘On İki Gün Savaşı’na
-
Ortadoğu2 hafta önce
Reuters: Suriye’de Şara’ya bağlı güçler 1.500 Alevi’yi katletti
-
Dünya Basını2 hafta önce
İran-İsrail savaşı ve Orta Asya
-
Avrupa2 hafta önce
Yeni MI6 şefinin dedesi, “Kasap” olarak bilinen Nazi casusu çıktı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Kimler faşist olabilir? Önce Mussolini’nin İtalya’sına, sonra İsrail’e bakalım
-
Amerika2 hafta önce
Zohran Mamdani: Canavarın ininde bir ‘nepo bebek’
-
Görüş2 hafta önce
Modi dönemi, Hindistan’ın ‘karanlık döneminin’ ileri bir uyarlaması mı?