Bizi Takip Edin

Diplomasi

AB ve Filipinler serbest ticaret görüşmelerini yeniden başlatacak

Yayınlanma

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen 31 Temmuz Pazartesi günü yaptığı açıklamada, AB ve Filipinler’in ‘yeni bir işbirliği dönemini’ hızlandırmak amacıyla serbest ticaret anlaşması müzakerelerini yeniden başlatacaklarını söyledi.

Görüşmeler 2015 yılında dönemin Filipinler Devlet Başkanı Benigno Aquino döneminde başlamış fakat Batı ile diplomatik ilişkilerin gerildiği halefi Rodrigo Duterte döneminde durmuştu.

Manila’da Başkan Ferdinand Marcos ile ortak bir basın toplantısı düzenleyen von der Leyen gazetecilere, “Serbest ticaret anlaşması (STA) müzakerelerini yeniden başlatmaya karar verdiğimiz için çok memnunum,” dedi.

“Ekiplerimiz şu anda müzakerelere geri dönebilmemiz için doğru koşulları oluşturmak üzere çalışmaya başlayacaklar,” diyen Leyen, STA’nın istihdam ve büyüme açısından her iki taraf için de büyük bir potansiyel taşıdığını belirtti.

İhracat kontrolleri muafiyeti uzatılacak

Avrupa Birliği Filipinler’in en büyük dördüncü ticaret ortağı ve STA Manila’nın Japonya’dan sonra ikinci ikili anlaşması olacak.

Marcos ise Filipinler ve Avrupa Birliği’ni ‘demokrasi, sürdürülebilir ve kapsayıcı refah, hukukun üstünlüğü, barış ve istikrar ve insan hakları gibi ortak değerlere’ sahip ‘benzer düşünen ortaklar’ olarak tanımladı.

Filipinler, Avrupa Birliği’ne 6.274 ürünü vergiden muaf olarak ihraç etmesini sağlayan GSP+ statüsüne sahip ancak bu statü bu yılın sonunda sona erecek.

Gelişmekte olan ülkelere tanınan GSP+ programı kapsamında Brüksel, insan hakları, işçi hakları, çevre ve iyi yönetişime ilişkin 27 uluslararası sözleşmenin uygulanması karşılığında ürün kategorilerinin üçte ikisinde ithalat vergilerini sıfıra indiriyor.

Filipinler’in ‘uyuşturucu ile mücadele’si

Bazı insan hakları örgütleri ve AB milletvekilleri, eski başkan Duterte’nin binlerce kişinin hayatına mal olan uyuşturucu ile mücadele kampanyası nedeniyle Avrupa Birliği’ni Filipinler için anlaşma uzatımını durdurmaya çağırdı.

Rehabilitasyona daha fazla odaklandığını vurgulasa da Marcos döneminde ‘uyuşturucu savaşı’ devam etti. Yerel bir izleme grubu Haziran 2022’de iktidara geldiğinden bu yana 350’den fazla kişinin öldürüldüğünü tahmin ediyor.

Öte yandan bir AB yetkilisi Manila’dan gazetecilere yaptığı açıklamada, Marcos’un ülkesinin insan hakları sicilini iyileştirmek için ‘önemli adımlar’ attığını, ancak bunun ‘devam eden bir çalışma’ olduğunu söyledi. Adının açıklanmaması kaydıyla konuşan yetkili, Marcos’un lider olarak genel duruşunun, özellikle Avrupa ve Filipinler’in Çin ile ticarete olan bağımlılıklarını azaltma ihtiyacı gibi başka zorunluluklar da devreye girmiş olsa bile ‘işbirliğini kolaylaştırdığını’ söyledi.

466 milyon avro sözü

Filipinler’i ziyaret eden ilk Avrupa Komisyonu Başkanı olan Leyen, iki tarafın da ‘ekonomik bağımlılıkların maliyetini zor yoldan öğrendiğini’ söyledi.

Leyen’e göre serbest ticaret anlaşması tedarik hatlarının çeşitlendirilmesi için bir temel oluştururken, aynı zamanda ‘daha geniş ekonomiyi modernize edecek yeni bir teknoloji işbirliği için de bir sıçrama tahtası’ olabilir.

Başkan ayrıca AB’nin Filipinler’in ‘yeşil enerji’ ve plastik geri dönüşümünü geliştirmesine yardımcı olmak için 466 milyon avro tedarik edeceğini ve aşırı hava koşullarına daha iyi hazırlanmasına yardımcı olmak için uydu verileri sağlayacağını söyledi.

Bölge jeopolitiği hakkında da konuşan Leyen, “Avrupa’nın güvenliği ve Hint-Pasifik’in güvenliği birbirinden ayrılamaz. Birbirine bağlı dünyamızda kurallara dayalı düzene yönelik meydan okumalar hepimizi etkilemektedir,” dedi ve AB’nin ‘özgür ve açık’ bir Hint-Pasifik’i desteklediğini sözlerine ekledi.

Global Times: Ziyaretin diplomatik önemi sınırlı

Öte yandan Çin Komünist Partisi’ne (ÇKP) yakın Global Times’ta, Leyen’in Manila ziyareti hakkında bir değerlendirme yer aldı.

Uzman görüşlerine yer veren Global Times, Avrupa Komisyonu Başkanının ziyaretinin ‘diplomatik açıdan sınırlı bir önemi’ olduğunu savundu.

Ziyaretin Çin-Filipinler ilişkisine ‘minimal bir etki’ yaratacağı öne sürülürken, Çin’in ikili ve bölgesel ilişkilerde ‘yeri doldurulamaz bir rol’ oynamaya devam edeceği vurgulandı.

Haberde görüşlerine yer verilen uzmanlar, Leyen’in açıklamasının ‘Güney Çin Denizi’ndeki jeopolitik durumun daha karmaşık hale geleceği anlamına geldiğini’, NATO üyelerinin hakim olduğu AB’nin kollarını Asya-Pasifik bölgesine doğru uzattıkça küresel jeopolitik rekabetin merkezinin giderek Asya-Pasifik bölgesine kaydığını belirttiler.

Global Times, “Güney Çin Denizi meselesinin Çin-Filipinler ilişkilerinde bazı istikrarsızlıklar yaratmasına rağmen, her iki taraf da yakın iletişim ve koordinasyonu sürdürmeye devam ediyor,” diye yazdı.

Diplomasi

Trump, ABD-Vietnam ticaret anlaşmasını duyurdu

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump, çarşamba günü Vietnam ile bir ticaret anlaşmasına vardığını duyurdu. ABD-Vietnam anlaşması, 9 Temmuz son tarihinden önce İngiltere ve Çin’le yapılan anlaşmaların ardından üçüncü anlaşma oldu.

Buna göre ABD, Vietnam ile Amerikan şirketlerine Güneydoğu Asya ülkesinin pazarlarına geniş erişim hakkı tanıyan bir ticaret anlaşması imzaladı.

Trump haberi ilk olarak Truth Social platformunda paylaştı. Şöyle yazdı: “Vietnam ile bir Ticaret Anlaşması yaptım. Detaylar yakında gelecek!”

Daha sonra anlaşmanın şartlarını açıkladı. Vietnam, ABD’ye gönderilen tüm mallar için yüzde 20 ve herhangi bir aktarma için yüzde 40 tarife ödeyecek. Karşılığında Vietnam, Amerikan ürünlerine sıfır gümrük vergisiyle “tam erişim” sağlayacak.

Trump şöyle yazdı: “Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti ile, Vietnam Komünist Partisi’nin Çok Saygın Genel Sekreteri To Lam ile konuştuktan sonra bir Ticaret Anlaşması yaptığımı duyurmaktan Büyük Onur duyuyorum. İki ülkemiz arasında Harika bir İşbirliği Anlaşması olacak.”

Trump, “Büyük Motorlu Araçlar” olarak da adlandırdığı Amerikan SUV’larının “Vietnam’daki çeşitli ürün hatlarına harika bir katkı” olabileceğini belirtti. Genel Sekreter To Lam ile kişisel olarak görüşmenin “tam bir zevk” olduğunu da ekledi.

Duyuru başlangıçta ABD hisselerini yükseltti. Deckers Outdoor yüzde 2,4, V.F. Corporation yüzde 4,4 ve On Holding yüzde 5,3 değer kazandı. Ancak anlaşmanın belirli şartları açıklandıktan sonra bu hisseler kazançlarını sildi ve düşüşe geçti.

9 TEMMUZ

Donald Trump, önceki gün, 9 Temmuz’da yürürlüğe girecek olan gümrük vergisi artışlarını ertelemeyi düşünmediğini açıklamıştı. ABD Başkanı, Japonya dahil birçok ülke ile ticaret müzakerelerini kesme ve bu ülkelere gümrük vergisi uygulama tehdidini yinelemişti.

ABD Başkanı, haftalardır müzakerelerin zorlu geçtiği hükümetlere yüksek vergiler uygulama tehdidiyle ticaret ortakları üzerinde baskı kurmaya çalışıyor. En üst düzey ekonomi danışmanı Kevin Hassett önceki gün anlaşmaların 4 Temmuz tatili ve ABD Senatosu’nun onayladığı vergi ve harcama tasarısının imzalanmasının ardından açıklanacağını belirtti.

Yatırımcılar da nisan ayında tarifelerin devreye girmesi için verilen 90 günlük aranın sonunda Trump’ın nasıl bir tavır takınacağını yakından takip ediyor. Salı günü, ABD’nin pirinç ihracatını kabul etmemesi nedeniyle Japonya’ya yönelik eleştirilerini artıran Trump, iki ülke arasındaki otomobil ticaretinin dengesiz olduğunu da belirtti.

Anlaşabilen ülkeler ise 9 Temmuz’dan önce müzakereleri tamamlamaya çalışıyor.

Trump’ın gümrük vergilerini erteleme süresi 9 Temmuz’da doluyor, şimdi ne olacak?

Okumaya Devam Et

Diplomasi

QUAD Dışişleri Bakanları toplandı: Kritik mineraller gündemdeydi

Yayınlanma

ABD Başkanı Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönmesinden bu yana ikinci kez, ABD, Japonya, Hindistan ve Avustralya’nın (QUAD) dışişleri bakanları salı günü Washington’da bir araya gelerek, Hint-Pasifik ortakları arasında işbirliğini derinleştirmenin yollarını araştıracaklarını taahhüt ettiler.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, güvenlik grubunu yeni bir aşamaya taşıma zamanının geldiğini, üyelerin kavramları tartıştığı toplantılardan sonuçlara ulaşmaya yönelik adımlara geçilmesi gerektiğini açıkça belirtti.

“Bu büyük ortaklığın bir sonraki adımı, somut adımların atılmaya başlanmasıdır“ dedi.

Rubio, örnek olarak, dört ülkeden yaklaşık 40 şirketin salı günü Dışişleri Bakanlığı’nda bir araya gelerek işbirliği alanlarını görüşeceğini söyledi.

Bakan, gazetecilere, kişisel olarak “kritik minerallerin küresel tedarik zincirinin çeşitlendirilmesine, sadece hammaddeye erişimin değil, aynı zamanda bu hammaddeleri işleyip kullanılabilir hale getirme kabiliyetine erişimin de çeşitlendirilmesine” odaklandığını söyledi. Dörtlü Kritik Mineraller Girişimi’nin başlatıldığını duyurdu.

Hindistan Dışişleri Bakanı S. Jaishankar, Rubio’nun ardından yaptığı açıklamada, “daha uyumlu, çevik ve odaklanmış bir Dörtlü’nün kesinlikle daha iyi sonuçlar elde edilmesine yardımcı olacağını” söyledi.

Onlara Japonya Dışişleri Bakanı Takeshi Iwaya ve Avustralya’nın mevkidaşı Penny Wong da katıldı.

Toplantının ardından bakanlar, “hukukun üstünlüğünü, egemenliği ve toprak bütünlüğünü savunma” taahhütlerini vurgulayan ortak bir bildiri yayınladı.

Açıklamada Çin ve Kuzey Kore de hedef alındı. Güney Çin Denizi konusunda, “Filipin gemilerini taciz eden Çin sahil güvenlik gemilerinin eylemlerine” atıfta bulunularak, su toplama ve çarpma gibi “güvenli olmayan” yöntemlerin kullanılmasına ilişkin “ciddi endişeler” dile getirildi.

Kuzey Kore konusunda ise açıklama, “Kore Yarımadası’nın tamamen nükleer silahlardan arındırılması” taahhüdü yinelendi.

Trump yönetimi ile anlaşmazlıklar sürüyor

Öte yandan QUAD toplantısı, Trump yönetimi ile diğer ülkeler arasında artan ikili gerilimin ortasında gerçekleşti.

Trump, Japonya ile “karşılıklı” gümrük vergilerinin askıya alınmasının sona ereceği 9 Temmuz tarihinden önce ticaret anlaşması yapılmayacağını ima etti. Başkan, Japonya’yı Amerikan arabaları ve pirinç almayı reddedip ABD’ye mal ihraç eden “şımarık” bir ülke örneği olarak nitelendirdi. Japonya ise, ülke tarımını ABD ile müzakereler için feda etmeyeceğini söyledi.

Avustralya ile Pentagon, İngiltere’nin de dahil olduğu üçlü savunma bloğu AUKUS’u 30 gün süreyle gözden geçiriyor.

Eski ABD Başkanı Joe Biden’ın görev süresi sırasında, Avustralya’ya nükleer enerjili denizaltılar satılması ve nihayetinde teknolojinin paylaşılması konusunda bir anlaşma sağlanmıştı.

Ancak incelemeyi yöneten mevcut Savunma Bakanlığı Politika Müsteşarı Elbridge Colby, uzun süredir, yurt içinde üretim kısıtlamaları varken böyle bir gemiyi yabancı bir ülkeye satmanın Çin’e karşı caydırıcılığı zayıflatacağı görüşünü savunuyor.

Bu arada, Yeni Delhi, Hindistan’ın Pakistan ile son çatışmaları konusunda Washington’un aynı görüşte olmamasından dolayı hayal kırıklığı yaşıyor. Trump, ateşkesin sağlanmasında kendi rolünü öne çıkararak ve ticari baskı uygulayarak iki tarafı masaya oturttuğunu iddia etti. Trump’ın Pakistan ordusu komutanı Asim Munir’i Beyaz Saray’da öğle yemeğine davet etmesi, Yeni Delhi’de hoş karşılanmadı.

Jaishankar salı günü, çatışmaları tetikleyen nisan ayında Hindistan’ın kontrolündeki Keşmir bölgesinde turistlere yönelik militan saldırıya atıfta bulunarak, dünyanın terörizme karşı “sıfır tolerans” göstermesi gerektiğini vurguladı.

“Hindistan, halkını terörizme karşı savunma hakkına sahiptir ve bu hakkı kullanacağız” dedi. “Quad ortaklarımızın bunu anlamasını ve takdir etmesini bekliyoruz” diye ekledi.

Geçen hafta Japonya, Avustralya ve Güney Kore liderleri Hollanda’daki NATO zirvesine katılmadı.

Okumaya Devam Et

Diplomasi

Huawei, ABD’nin cezai suçlamalarıyla karşı karşıya

Yayınlanma

Bir ABD yargıcı salı günü, Çinli telekomünikasyon şirketi Huawei Technologies’in, ABD’li rakiplerinden teknoloji sırlarını çalmaya çalıştığı ve İran’daki faaliyetleri hakkında bankaları yanılttığı iddiasıyla federal savcılık tarafından açılan davanın büyük bir kısmının reddedilmesini talep eden başvuruyu reddetti.

Brooklyn’deki ABD Bölge Yargıcı Ann Donnelly, 52 sayfalık kararında, Huawei’nin markasını genişletmek için şantaj yaptığı, altı şirketten ticari sırları çaldığı ve banka dolandırıcılığı yaptığına dair 16 maddelik iddianamede yeterli delil bulunduğuna karar verdi.

İran’la ilgili suçlamalar, Huawei’nin bu ülkede faaliyet gösteren Hong Kong şirketi Skycom’u kontrol ettiği iddiasından kaynaklanıyor.

Donnelly, savcıların Skycom’un “Huawei’nin İran’daki iştiraki olarak faaliyet gösterdiğini ve nihayetinde ABD finans sistemi üzerinden aktarılan 100 milyon dolardan fazla paradan dolaylı olarak fayda sağladığını” tatmin edici bir şekilde iddia ettiklerini söyledi.

Huawei suçlamaları reddetti ve 16 suçlamadan 13’ünün reddedilmesini talep ederek, kendisini “suç arayan savcılığın hedefi” olarak nitelendirdi.

Duruşma 4 Mayıs 2026’da yapılacak ve birkaç ay sürebilir.

Ne Huawei ne de avukatları yorum taleplerine hemen yanıt vermedi. Brooklyn’deki geçici ABD savcısı Joseph Nocella’nın sözcüsü yorum yapmayı reddetti.

Ceza davası, ABD Başkanı Donald Trump’ın ilk görev döneminde, 2018 yılında, Adalet Bakanlığı’nın Pekin’in “fikri mülkiyet hırsızlığı” iddialarını ele almak için Çin Girişimi’ni başlattığı yıl başladı.

Şirketin kurucusunun kızı olan Huawei’nin finans direktörü Meng Wanzhou, davanın sanıkları arasındaydı ve Çin’e dönmesine izin verilmeden önce yaklaşık üç yıl boyunca Kanada’da gözaltında tutuldu. Aleyhindeki suçlamalar 2022 yılında reddedildi.

2022’de, Başkan Joe Biden’ın yönetimi, eleştirmenlerin bunun ırkçı profil oluşturmaya eşdeğer olduğunu ve bilimsel araştırmaları soğutacak bir korku yarattığını söylemesi üzerine Çin Girişimi’ni iptal etti.

Shenzhen merkezli Huawei, 170’ten fazla ülkede faaliyet gösteriyor ve yaklaşık 208.000 çalışanı var.

ABD hükümeti, ulusal güvenlik endişelerini gerekçe göstererek 2019’dan beri Huawei’nin Amerikan teknolojisine erişimini kısıtlıyor. Huawei, bir tehdit oluşturduğu iddialarını reddediyor.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English