Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Guam’dan ilk balistik füze önleme denemesini gerçekleştirdi

Yayınlanma

Washington, ABD askeri yetkililerinin Hint-Pasifik bölgesinde Çin ile artan füze rekabetinin ortasında “gelişen düşman tehditlerine karşı savunma” için “kritik bir kilometre taşı” olarak nitelendirdiği Guam’dan ilk balistik füze önleme denemesini gerçekleştirdi.

ABD Savunma Bakanlığı’nın kapsamlı bir füze savunması geliştirmekten sorumlu alt kuruluşu olan Füze Savunma Ajansı (MDA) pazartesi günü bir balistik füze hedefinin ilk canlı önleme denemesini “başarıyla gerçekleştirdiğini” açıkladı.

Flight Experiment Mission-02 (FEM-02) olarak adlandırılan deney sırasında Aegis Guam sistemi, Guam’daki Andersen Hava Kuvvetleri Üssü açıklarında havadan fırlatılan orta menzilli bir balistik füze hedefini engellemek için bir Standart Füze-3 Blok IIA ateşledi.

Sistem yeni AN/TPY-6 radarını ve dikey fırlatma sistemini kullanmaktadır. Canlı bir balistik füze uçuş testi sırasında radarın ilk uçtan uca izleme kullanımında hedef fırlatıldıktan kısa bir süre sonra takip edilerek önlendi.

Füze Savunma Ajansı testin Guam’ın savunmasında “çok önemli bir adım” olduğunu ve gelecekteki Guam savunma sistemi (GDS) için “genel konsept, gereksinim doğrulama, veri toplama ve model olgunlaştırmaya kritik destek” sağladığını söyledi.

Pentagon, Guam’ı savunmak ve kalıcı katmanlı entegre hava ve füze savunma kabiliyeti sağlamak üzere savunma sistemini geliştirmek ve işletmek için uzun vadeli bir girişimin ana hatlarını çiziyor.

Ortak Görev Gücü-Mikronezya Komutanı Tuğamiral Greg Huffman “Bugünkü uçuş testi Guam ve bölgenin savunmasında kritik bir kilometre taşıdır” dedi.

“Uçuş halindeki bir hedef füzeyi tespit etme, izleme ve angaje etme kabiliyetimizi teyit ederek, gelişen düşman tehditlerine karşı savunma hazırlığımızı artırdı” diye ekledi.

Avustralya Stratejik Politika Enstitüsü’nde kıdemli bir analist olan Malcolm Davis, Pekin’in geliştirdiği ve konuşlandırdığı bir askeri yetenek olan havadan fırlatılan bir balistik füzeyi (ALBM) durdurduğu için testin önemli olduğunu söyledi.

South China Morning Post’a konuşan Davis, “Aslında bu bir uçaktan fırlatılan orta menzilli bir balistik füzeydi ve [Halk Kurtuluş Ordusu Hava Kuvvetleri’nin] H-6N bombardıman uçağından fırlatılan ve DF-21D’ye dayanan, kara hedeflerine ya da potansiyel olarak denizdeki gemilere saldırabilen orta menzilli ALBM sistemine benzer yetenekleri temsil ediyordu” dedi.

“Guam’dan fırlatmanın da önemli olduğunu” çünkü Guam’ın Hint-Pasifik bölgesinde ABD ordusu için önemli bir ileri harekat üssü olduğunu ve ‘Çin Halk Kurtuluş Ordusu Roket Gücü ve Hava Kuvvetleri uzun menzilli füzeleri için birincil hedef’ olacağını söyledi.

“Bu testin Guam’dan yapılmasıyla ABD, Çin füze tehditlerinin gerçek bir operasyonel ortamda nasıl bertaraf edilebileceğine dair son derece gerçekçi bir deneyim ve faydalı veriler elde etti” dedi.

“Test aynı zamanda yeni bir radar sistemi olan AN/TPY-6 ve bu tür çatışmalar için tasarlanmış yeni bir eğimli fırlatma sistemini de içeriyordu. ABD, Çin ile bir kriz durumunda adayı daha iyi savunmak için Guam çevresindeki savunma sistemlerini hızla genişletiyor” değerlendirmesini yaptı.

Guam, Batı Pasifik Okyanusu’nda Tayvan ve Filipinler’e yakın stratejik bir konumda ve bu da Washington’un askeri varlığını sürdürmesine ve özellikle Tayvan Boğazı ya da Güney Çin Denizi’nde Pekin ile olası bir savaşta bölgedeki potansiyel krizlere yanıt vermesine olanak sağlamakta.

ABD-Çin füze gerilimi

Guam’daki test, ABD ile Çin arasında Hint-Pasifik bölgesinde balistik füzelerin fırlatılması ve konuşlandırılması konusunda artan gerilimin ortasında gerçekleşti.

Eylül ayında Çin, ABD anakarasına ulaşabilecek 13,200 km (8,200 mil) menzile ve sahte bir savaş başlığına sahip en yeni DF-31AG füzesini kullanarak 44 yıl sonra ilk kıtalararası balistik füze denemesini gerçekleştirdi.

Füzenin Hainan’dan fırlatıldığı, Filipinler ve Guam yakınlarından geçtiği ve Fransız Marquesas Adaları bölgesi yakınlarında Pasifik’e indiği bildirildi.

Nisan ayında ABD Ordusu, Typhon Silah Sistemi olarak da bilinen orta menzilli füze sisteminin, her yıl düzenlenen ABD-Filipinler ortak canlı atış tatbikatı Salaknib Tatbikatlarının bir parçası olarak Filipinler’in kuzeyindeki Luzon adasına konuşlandırıldığını duyurdu.

Sistem, sırasıyla 240 km ve 2,500 km’den fazla operasyonel menzile sahip Standart Füze 6 (SM-6) ve Tomahawk Kara Taarruz Füzesini ateşleyebilmektedir.

Bu tür bir silah sistemi, 1987 ABD-Sovyetler Birliği Orta Menzilli Nükleer Kuvvetler (INF) Anlaşması’nın 500 km ila 5,500 km menzilli kara konuşlu füzelerin geliştirilmesini ve bulundurulmasını yasaklamasından bu yana Asya-Pasifik bölgesinde ilk kez konuşlandırılıyor.

Washington, Moskova’nın anlaşmayı ihlal ettiği iddiasıyla 2019’da anlaşmadan çekildikten sonra yeni orta menzilli füzeler geliştirmeye başladı.

Geçtiğimiz ay Manila’nın ABD’den bu orta menzilli füze sistemlerini almayı planladığı bildirilirken Japonya da olası bir Tayvan acil durumu için Japonya’nın güneybatısındaki Kagoshima ve Okinawa vilayetlerine bağlı Nansei Adaları’na füze birlikleri konuşlandırmayı da içeren ortak bir askeri plan hazırlamak üzere Washington ile görüşmeler yürütüyor.

Avustralya’daki Lowy Enstitüsü Uluslararası Güvenlik Programı Direktörü Sam Roggeveen, denemenin Guam’ı “hava ve füze saldırılarına karşı dünyadaki en ağır savunulan yerlerden biri” haline getirme çabasının bir parçası olduğunu söyledi.

AMERİKA

Biden yönetimi, Küba’yı ‘terör sponsoru devlet’ listesinden çıkarıyor

Yayınlanma

Bir hafta sonra görevden ayrılacak olan ABD Başkanı Joe Biden, Küba’yı “terör sponsoru devlet” listesinden çıkaracağını açıkladı. 

Karar kapsamında Amerikan hükümeti Küba’yı Dışişleri Bakanlığının terörizmi desteklediği iddia edilen ülkeler listesinden çıkarma; Helms-Burton Yasası Başlık III kapsamında açılan davalara karşı ABD mahkemelerinde işlem yapılmasını önlemek için başkanlık ayrıcalığını kullanma; ve ABD vatandaşlarının ve kurumlarının mali işlem yapmasının yasak olduğu bir grup kurumu belirleyen ve üçüncü ülkeler üzerinde etkisi olan kısıtlanmış Küba kuruluşları listesini kaldırma yönünde adım atacak.

Sınırlı niteliğine rağmen, Küba hükümeti katkıları ve duyarlılıkları için herkese teşekkür ettiğini duyurdu.

Bu karar, diğerleri ile birlikte Küba ekonomisine ciddi zarar veren ve halk üzerinde ciddi etkileri olan belirli zorlayıcı tedbirlere son veriyor. Bu konu Küba’nın ABD hükümeti ile yaptığı resmi görüşmelerde de yer alıyordu.

Öte yandan, Küba’ya yönelik iktisadi ablukanın ve bunu pekiştirmek üzere 2017’den bu yana uygulamaya konulan onlarca yaptırımın önemli bir kısmının yürürlükte kalmaya devam ettiği belirtiliyor.

Örneğin Küba’nın meşru olarak ithal etme hakkına sahip olduğu yakıt kaynaklarına yönelik yasadışı baskılar devam ediyor. Küba’nın diğer ülkelerle yaptığı meşru uluslararası tıbbi işbirliği anlaşmalarına yönelik engellemeler de sürüyor, ki bu, milyonlarca insanı sağlık hizmetlerinden mahrum bırakma ve Küba kamu sağlık sisteminin potansiyelini sınırlama tehdidi yaratıyor.

Küba veya Küba ile bağlantılı herhangi bir ülke vatandaşı tarafından yapılan uluslararası mali işlemler yasak ve misilleme altında kalmaya devam ediyor. Küba’ya yanaşan ticari gemiler de tehdit altında.

Bunların yanı sıra, tüm ABD vatandaşlarının, şirketlerinin ve bir ABD şirketinin yan kuruluşlarının, çok kısıtlı ve düzenlenmiş istisnalar dışında, Küba veya Kübalı kuruluşlarla ticaret yapmaları yasak.

Küba ile ticaret yapmayı veya bu ülkeye yatırım yapmayı teklif eden herhangi bir ülkenin vatandaşlarına yönelik taciz, gözdağı ve tehditler ABD’nin resmi politikası olmaya devam ediyor.

Dahası Küba, ABD hükümetinin vatandaşlarının ziyaret etmesini yasakladığı bir yer olma özelliğini koruyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’de TikTok yasaklanırsa en kazançlı çıkacak iki şirket Meta ve Google

Yayınlanma

eMarketer tarafından yapılan yeni bir analize göre, Meta ve Google’ın ABD’deki TikTok yasağından finansal olarak en çok yararlananlar olması bekleniyor.

TikTok ve perakende devi Amazon’un büyümesi, yıllardır ABD reklamcılık işinin yarısından fazlasına sahip olan Google ve Meta üzerinde gerçek bir rekabet baskısı yaratıyordu.

eMarketer’ın tahminlerine göre TikTok yasaklanırsa, ABD’de platforma harcanan reklam dolarlarının yarısından fazlası Meta ve Google’ın sahip olduğu varlıklara gidecek.

Instagram ve Facebook, TikTok’un yeniden tahsis edilen reklam harcamalarının sırasıyla %22,1 ve %17,1’ini alacağı tahmin ediliyor. Google’ın YouTube’u ise yaklaşık %10,7’sini alacak.

Diğer sosyal medya platformları da bu yasaktan faydalanacak. Snapchat, Linkedin, Pinterest, Reddit ve X, yeniden tahsis edilen TikTok reklam harcamalarının kabaca %18,3’ünü elde edecek. Bu platformlardan bazıları, uygulamalarını kendi TikTok benzeri kısa video ürünleri etrafında yeniden yapılandırmaya başladı bile.

Bağlı TV şirketleri veya yayıncılar ve sosyal, arama ve perakende reklamcılık alanlarındaki diğer dijital medya şirketleri, yeniden tahsis edilen reklam dolarlarının yaklaşık %30’unu toplayacaktır.

Meta ve Google gibi şirketler TikTok’a rakip ürünleri Reels ve Shorts’a büyük yatırımlar yaparak olası bir yasaktan faydalanmak için iyi bir pozisyon almış gibi görünüyorlar.

Meta CEO’su Mark Zuckerberg geçen yıl yatırımcılara Reels’in tek başına Instagram’da geçirilen kullanıcı zamanının %50’sinden fazlasını oluşturduğunu söylemişti.

Google geçen yıl, aylık 2 milyardan fazla oturum açmış kullanıcının YouTube Shorts izlediğini söyledi.

TikTok yasağı şu an muhtemel görünüyor ve Yüce Mahkemenin cuma günü yaptığı tartışmalar, mahkeme gözlemcilerinin yasaklama yasasını onaylayacağı beklentisine yol açtı.

Öte yandan pazartesi günü yayınlanan bir Bloomberg haberi, Çinli yetkililerin TikTok’u Elon Musk’a satmak için olası bir anlaşma peşinde olduğunu öne sürdü. TikTok bu haberi yalanladı.

ABD’de TikTok’a erişimin geleceğine Yüce Mahkeme tarafından her an karar verilebilir. Şimdiye kadar yargıçlar, 19 Ocak’tan itibaren uygulamayı yasaklayacak olan iki partili bir yasayı onaylama eğiliminde görünüyorlar.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Biden, dış politikasının Trump’a ‘güçlü bir el’ bıraktığını ileri sürdü

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden pazartesi günü, kendi döneminde patlak veren iki büyük dış savaşın ortasında dış politika sicilini savunarak, görevde geçirdiği dört yılın Amerika’nın karmaşık bir dünyadaki konumunu güçlendirdiğini, ittifakları yeniden canlandırdığını ve Çin ve Rusya gibi düşmanları olduklarından daha zayıf bıraktığını ileri sürdü.

Biden, “Amerika daha yetenekli ve iddia ediyorum ki uzun zamandır olmadığımız kadar hazırlıklı. Rakiplerimiz ve hasımlarımız sert rüzgârlarla karşı karşıyayken biz rüzgârı arkamıza almış durumdayız,” dedi.

Biden bu yorumları, Dışişleri Bakanlığında yaptığı konuşmada yaptı. Yardımcıları ve Dışişleri Bakanlığı yetkililerinden oluşan destekleyici bir kalabalığın önünde Biden, dört yıl önce aynı salonda yaptığı ve “otokratları dizginleme, ittifakları yeniden kurma ve dünyaya daha fazla istikrar getirme” çabalarının merkezine “diplomasi ve demokratik değerleri” yerleştirme sözü verdiği konuşmasına atıf yaptı.

Doğu Avrupa ve Orta Doğu’da yeni savaşlar sürerken ve Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşüne sadece yedi gün kalmışken, içinde bulunulan ana da değindi ve Kongre üyelerine, yeni yönetime ve sıradan Amerikalılara “angaje ve güvenilir bir Amerika’nın elzem olduğunu” takdir etmelerini rica etti.

Biden, “Önümüzdeki aylarda ve yıllarda kesinlikle yeni zorluklar ortaya çıkacaktır. Fakat yine de benim yönetimimin bir sonraki yönetime çok güçlü bir el bırakacağı açık,” dedi.

Biden, dış politikadaki başarılarının “iki partili” olduğunu ve daha güçlü bir Amerika ile daha güvenli bir dünyanın tüm Amerikalıların yararına olduğunu ifade ederek Trump ve Kongredeki Cumhuriyetçi liderleri çabalarını tersine çevirmeye değil, üzerine inşa etmeye ikna etmeye çalıştı.

Başkan, “Amerika Birleşik Devletleri, yarattığımız diplomatik ve jeopolitik fırsatlardan tam olarak yararlanmalıdır: ülkeleri bir araya getirmeye devam etmek, Çin’in yarattığı zorluklarla başa çıkmak, [Rusya Devlet Başkanı Vladimir] Putin’in savaşının Ukrayna için adil ve kalıcı bir barışla sona ermesini sağlamak ve daha istikrarlı, daha entegre bir Orta Doğu için yeni bir andan yararlanmak,” dedi.

Kariyeri boyunca dünyanın muazzam bir değişim geçirdiğini, fakat “bazı şeylerin her zaman doğru kaldığını” ileri süren Biden, “Amerika sadece gücümüzle değil, örneğimizin gücüyle de liderlik ediyor. Geçtiğimiz dört yılda bu gücü tek başımıza hareket etmek için değil, ülkeleri bir araya getirmek, ortak güvenlik ve refahı arttırmak, saldırganlığa karşı durmak ve mümkün olan her yerde sorunları diplomasi yoluyla çözmek için kullandık,” dedi.

Biden, Avrupa ve Pasifik’teki ittifakları güçlendirmekten söz ederken, Amerika’nın Çin ve diğer ülkelere olan iktisadi bağımlılığını azaltmayı amaçlayan yeni yerli üretim yatırımlarından da söz etti.

Trump’tan açıkça bahsetmeden ya da Trump’ı eleştirmeden, 2021’de devraldığı durumu bir karşılaştırma noktası olarak kullanan Biden, selefinin görevde geçirdiği dört yılın müttefiklerin Washington’a olan güvenini sarstığını ve hâlâ salgının etkisinde olan “demokratik dünyayı”, Çin’in zemin kazanmaya hazır olmasıyla baş başa bıraktığını ileri sürdü.

Biden, “Çin ile ortaklarımızla birlikte mücadele etmek, tek başımıza mücadele etmekten daha etkilidir. Fakat güçlü bir şekilde rekabet ederken bile, Çin ile ilişkilerimizi sorumlu bir şekilde yönettik, böylece hiçbir zaman çatışmaya dönüşmedi,” iddiasında bulundu.

Biden, Çin Lideri Xi Jinping ile yaptığı bire bir diplomasiyi övdü. Ayrıca Trump’a yapay zeka konusunda Çin’e zemin vermemesi ya da Pekin’in pazara hakim olma çabalarına karşı temiz enerjiye yönelik Amerikan yatırımlarını (Enflasyonu Düşürme yasası – IRA) tersine çevirmemesi çağrısında bulundu.

Moskova’dan Tahran ve Pyongyang’a kadar “otokratların oluşturduğu koalisyona” dikkat çeken Biden, “haydut devletlerin güçten ziyade zayıflıktan” bir araya geldiğini iddia etti ve ABD’nin “dört yıl öncesine kıyasla temelde daha güçlü bir konumda olduğunu” söyledi.

Afganistan’dan çekilme kararını da savunan Biden, kararından tarihçilerin gelecek yıllarda yeniden değerlendireceği bir şey olarak bahsetti.

Biden, “Savaşı sona erdirmek yapılacak en doğru şeydi ve tarihin bunu yansıtacağına inanıyorum,” dedi.

Biden ayrıca İsrail ve Hamas arasında uzun zamandır beklenen rehine anlaşması konusunda iyimser konuştu ve bunun ısrarlı diplomasinin en zor koşullarda bile başarılı olabileceğinin bir kanıtı olduğunu söyledi.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English