Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Haynes’in raporunda Rusya’ya dair itiraflar

Yayınlanma

ABD Ulusal İstihbarat Direktörü Avril Haynes, son raporunda Rusya’nın ABD ve diğer NATO ülkeleriyle doğrudan bir askeri çatışma istemediğini ve Moskova’nın ‘Ukrayna’nın topraklarının önemli kısmını geri alma çabalarını zayıflattığı’ kanaatinde olduğunu belirtti.

ABD Senatosunun İstihbarat Komisyonunda yapılan oturumda sunulan raporda, “Rusya, ABD ordusu ve NATO ile neredeyse kesin olarak doğrudan askeri çatışma istemiyor ve küresel ölçekte askeri çatışma eşiği olarak hesapladığı seviyenin altında asimetrik faaliyetlerini sürdürecek,” ifadelerine yer verildi.

Rapora göre Rusya, özellikle Gazze savaşı göz önüne alındığında, Batı’nın Ukrayna’ya desteğinin sınırlı olduğuna inanıyor.

Rapordan satır başları şöyle:

  • Rusya, 2023’ün sonlarından bu yana savaş alanında istikrarlı kazanımlar elde ediyor ve Batı’nın askeri yardımının belirsizliğinden faydalanıyor. Bu durum Rusya’ya stratejik bir askeri avantaj sağlıyor ve durumu giderek Moskova’nın lehine çeviriyor.
  • Rusya savunma sanayisinin büyüme hızını kayda değer ölçüde artırdı, mühimmat ve uzun menzilli silah üretimini tesis etti. Bu da gerektiğinde uzun vadeli ve yoğun bir savaş yürütmesine olanak sağlıyor.
  • Rusya ile Çin arasındaki ticaret artıyor. Çin, Rusya’ya iktisadi ve güvenlik yardımı sağlıyor, çift kullanımlı malzeme ve silah bileşenleri tedariki de dahil olmak üzere Rusya’nın savunma sanayisini destekliyor. Pekin, kendi iktisadi ve diplomatik çıkarlarını riske atmadan ilişkiyi sürdürmek için destek seviyesini ayarlıyor. Bunun karşılığında Çin, uygun enerji fiyatları ve Kuzey Kutbu’na daha fazla erişim elde ediyor.
  • Rusya, nükleer kapasitesini geliştirmeye ve en büyük ve en çeşitli nükleer silah cephaneliğini muhafaza etmeye devam edecek. Moskova, nükleer kabiliyetleri caydırıcılığı sürdürmek ve ABD ve NATO ile olası bir çatışmada hedeflere ulaşmak için gerekli görüyor.
  • Rusya, nükleer silah taşıma kapasitesine sahip uzun menzilli füzeler ve Amerikan füze savunma sistemini aşmak ya da baypas etmek üzere tasarlanmış denizaltı sistemleri geliştirmeye devam edecek. Rusya, nükleer ya da konvansiyonel savaş başlığı taşıyabilen stratejik olmayan sistemleri genişletiyor ve modernize ediyor.
  • Rusya küresel bir siber tehdit oluşturacak ve istihbarat faaliyetlerini yürütme ve siber saldırılar gerçekleştirme yöntemlerini geliştirecek.
  • Rusya, Batı ittifaklarında bir bölünme yaratmak istiyor ve 2024’teki ABD seçimlerini etkilemeye çalışacak.
  • Rusya, enerji alanında önemli bir güce sahip olacak. Moskova, Avrupa’nın en büyük ikinci doğalgaz tedarikçisi olmaya devam ediyor. Ülke, açık deniz petrol ihracatının büyük bir kısmını başka yöne çevirmekte başarılı oldu. G7 tarafından belirlenen tavan fiyatın üzerinde ciddi miktarlarda hidrokarbon satması muhtemel.

Geçen yıl yayımlanan raporda da Rusya’nın ABD ve NATO ile askeri çatışmaya yol açabilecek eylemlerden kaçındığı belirtilmişti.

Ancak ocak ayında NATO Askeri Komitesi Başkanı Rob Bauer, ittifak güçlerinin önümüzdeki yirmi yıl içinde Rusya ile tam ölçekli bir savaşa hazırlandığını idda etmişti.

Bunun ardından bir dizi Avrupa ülkesi, Moskova’nın NATO ülkelerine yönelik bir saldırısını göz ardı etmediklerini bildirmişti.

CNN: Rusya, Batı’nın Ukrayna’ya verebileceğinden üç kat daha fazla mühimmat üretiyor

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English