Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de çocuk işçiliği artıyor

Yayınlanma

“ABD’de eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.”

Çevirmenin notu: Pek çok açıdan yoksul ve çalışan kesim için yaşamanın son derece zor olduğuna dair emsallerle bezeli ABD’de çocuk işçiliği artıyor ve eyalet düzeyinde yapılan mevzuat değişiklikleriyle geçtiğimiz yüzyılda getirilen tedbirler peyderpey budanıyor. Bu manzara çok da şaşırtıcı olmasa gerek; Amerikan düzeni, iyiden iyiye defnedilmeyi bekleyen çürümüş bir naaşı andırıyor. Ağırlıklı olarak Küresel Güney üzerine yazan Amerikalı gazeteci William Finnegan’ın yorumu.

Çocuk işçiliği artıyor

William Finnegan

The New Yorker

4 Haziran 2023

Ülke genelindeki eyalet yasama organları, reşit olmayanların düşük ücretli ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasını kolaylaştırıyor.

En azından Amerika Birleşik Devletleri’nde çocuk işçiliğinin bir asır önce ortadan kaldırıldığını düşünüyor olabilirsiniz. Bu hiçbir zaman tam olarak doğru olmadı. Yeni düzen1 döneminde kabul edilen Adil Çalışma Standartları Kanunu “baskıcı çocuk işçiliğini” yasaklamış, ancak tarım işlerini pek çok kısıtlamadan muaf tutmuştu; bu da o zamandan beri yüz binlerce çocuğun tarlalarda çalışmasına neden oldu. Kanunun uygulanması tüm sektörlerde değişken oldu. Eyaletler korumaları güçlendirmekte her zaman özgürdü ve bazıları da bunu yaptı ama federal standartlara itirazlar nadir görüldü. Reagan yönetimi, iş dünyasından yana gayretiyle standartların düşürülmesini önermiş, fakat öğretmenler, ebeveynler, sendikalar ve Dickens’a atıfta bulunan Demokrat siyasetçilerin tepkisi üzerine bu fikirden vazgeçmişti.

Ancak bugün Amerika’da çocuk işçiliği artıyor. Çalışma Bakanlığı’na göre, geçen yıl çocuk işçiliği kanunlarını ihlal ederek çalıştırılan çocukların sayısı bir önceki yıla göre yüzde otuz yedi, 2015 yılına göre ise yüzde iki yüz seksen üç arttı (Bunlar hükümet tarafından tespit edilen ihlaller, bu nedenle muhtemelen gerçek rakamın bir kısmını temsil ediyor). Bu artış, tehlikeli işler de dahil olmak üzere işleri mümkün olan en düşük maliyetle kapatmak isteyen işverenlerin mutsuz birleşimi, ülkeye giren büyük “refakatsiz çocuk” dalgası, insan kaçakçılığından biraz fazlası ve endüstri gruplarına saygı duyarak ve bazen artan sayıda, federal otoriteye meydan okuyarak çocuk işçiliği yasalarını zayıflatan eyalet yasama organı tarafından teşvik ediliyor.

Economic Policy Institute’ün yakın tarihli bir raporuna göre, son iki yılda en az on dört eyalet, ya çocuk işçiliğine yönelik korumaları kaldıran kanunlar çıkardı ya da teklif etti. Yeni kanunlar genellikle reşit olmayanların çalışma saatlerini uzatıyor, tehlikeli işlerle ilgili kısıtlamaları kaldırıyor, çocukların alkol servisi yapılan mekanlarda çalışabilme yaşını düşürüyor ya da yeni asgari ücretler getiriyor. Iowa’da yeni bir kanun, on dört yaşından küçük çocukların endüstriyel çamaşırhanelerde çalışmasına izin veriyor ve bir devlet kurumunun onayıyla on altı yaşındaki çocukların çatı kaplama, kazı, yıkım, güç kaynağı ile çalışan makinelerin kullanımı ve diğer tehlikeli mesleklerde çalışmasına izin veriyor. EPI raporunun yazarlarından Jennifer Sherer, “Iowa’nın yeni yasası, ‘baskıcı çocuk işçiliğine’ ilişkin federal yasaklarla çelişen çok sayıda hüküm içeriyor. Ayrıca, bir çocuğun iş yerinde yaralanması, hastalanması ya da ölümü halinde işverenin sorumluluğunu da sınırlandırıyor,” dedi. Ergenlerin iş kazası geçirme olasılığı yetişkinlerden neredeyse iki kat daha fazla.

Bu teşebbüsleri haklı çıkarmak için sunulan gerekçeler genelde çocuk refahına vurgu yapıyor. Cumhuriyetçi karar alıcıların da daha zayıf kanunlar önerdiği Ohio’da, Ohio Restoran Birliği Sözcüsü, reşit olmayanların çalışma saatlerinin uzatılmasının ekran başında geçirdikleri zamanı azaltacağını ifade etti (milletvekilleri, Kongre’yi federal çocuk işçiliği standartlarını Ohio’nun önerdiği kurallara uyacak şekilde düşürmeye çağıran eş zamanlı bir karar tasarısı sundu). Arkansas’ın Cumhuriyetçi valisi Sarah Huckabee Sanders, kısa bir süre önce on dört ve on beş yaşındaki çocukların çalışmaya başlamadan önce ebeveynlerinin onayını ve eyalet iznini alma zorunluluğunu ortadan kaldıran kanunu imzaladı. Tasarıyı tuhaf bir şekilde ebeveynlerin haklarına bağlayan valilik, izni “ebeveynler üzerinde keyfi bir yük” olarak nitelendirdi.

EPI raporunun diğer ortak yazarı Nina Mast, “Tek sayfalık bir formdu. Temel bilgileri içeriyor ve ebeveynleri çocuğun hakları konusunda bilgilendiriyordu. Bunun kaldırılması evrak takibini ortadan kaldırıyor, uygulama ve izlemeyi çok daha zor hale getiriyor. Sömürüye kapı aralıyor,” ifadelerini kullandı. Sherer, eyalet yasama organlarında çocuk işçiliği yasalarının içini boşaltmak için kullanılan lobi şablonunun, Florida merkezli bir düşünce kuruluşu olan Foundation for Government Accountability gibi muhafazakâr gruplar tarafından hazırlandığını kaydetti.

Pek çok işverenin kanunların değişmesini beklemediği aşikâr. Genç yaştaki işçilerle dönen fast-food zincirleri, kanunları ihlal ettikleri için kesilen cezaları iş yapmanın bir maliyeti olarak görüyor (Aslında yasaları çiğneyenler zincir restoranlar, ana şirketler ise yasaların gevşetilmesi için lobicilere para ödüyor). Şubat ayında Çalışma Bakanlığı, ülkenin en büyük gıda sanitasyon şirketlerinden biri olan Packers Sanitation Services’ın sekiz eyaletteki et paketleme tesislerinde ve mezbahalarında çalışan on üç ile on yedi yaşları arasında yüzden fazla çocuk bulduğunu açıkladı. Tesislerin sahibi Tyson Foods ve JBS gibi büyük şirketler (Her üç şirket de herhangi bir suiistimalde bulunduklarını reddetti.) Çocuklar gece vardiyalarında kemik testerelerini ve kafa ayırıcıları tehlikeli kimyasallarla temizlemek gibi işlerde çalışıyorlar. En az üçü yaralandı. Dünyanın en büyük özel sermaye şirketi olan Blackstone’un sahibi olduğu Packers, bir buçuk milyon dolar idari para cezası ödedi.

Sosyal hizmet kurumları, Çalışma Bakanlığı’nın Packers’tan gelen çocuklardan hiçbirini kendilerine yönlendirmemesinden dolayı hayal kırıklığına uğradı. Times, bazılarının başka fabrikalarda iş bulduğunu bildirdi. Her halükârda bir dizi rapordan, bu çocukların tamamının ya da yaklaşık olarak tamamının, son yıllarda sınırı geçen reşit olmayan çocuklardan oluşan büyük işçi havuzundan seçildiği açıktı. Komşu olmayan ülkelerden gelen “refakatsiz çocukların” —ki bu aslında Orta Amerika anlamına geliyor— ABD’de kalmalarına izin veriliyor ve Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın gözetimine veriliyor, bu bakanlık da sığınma başvuruları işleme alınırken onları mümkün olan en kısa sürede bir sponsora teslim ediyor. İltica işlemleri genellikle yıllar alıyor.

2022 yılında, neredeyse yarısı Guatemala’dan olmak üzere yüz otuz bin refakatsiz çocuk H.H.S.2 sistemine kaydedildi. Bu sayıya ev sahipliği yapma telaşı içinde sponsorlar neredeyse hiç incelenmiyor. Bazıları akraba, bazıları insan taciri, bazıları da bunların kombinasyonu. H.H.S.’nin takibi zayıf; kurum çok sayıda çocuğun izini yerleştirilmelerinden sonraki bir ay içinde kaybediyor. Fakat kesin olan bir şey var; bu çocuklar da diğer çocuklar gibi okula gitmek zorunda olsalar —bazı eyaletlerde on altı, bazılarında on sekiz yaşına kadar— ve birçoğu daha fazlasını istemese de çalışmak zorundalar. Ödenmesi gereken borçlar, yaşam giderleri ve eve gönderilmesi gereken havaleler var. İşverenler kimlik veya sosyal güvenlik numarası isterse, sahte belgeler kolayca satın alınabilir, pek çok işveren bunu sorgulamaz.

Biden yönetiminin çocuk işçiliği kriziyle yüzleşmeye başladığına dair işaretler var; bir baskı duyurusu, işverenlere karşı cezaların artırılması yönünde Kongre’ye talebi söz konusu oldu. Yine de düzenleyici devletin bütçesi borç limiti müzakerelerinin baskısı altında daralırken yaptırımların güçlendirilmesi pek mümkün görünmüyor. Cumhuriyetçiler sorunun güvensiz bir sınır olduğunu söylüyor. Elbette bu krizi Orta Amerika’da çökmekte olan ekonomiler derinleştiriyor. Ancak asıl sorun, kârlar söz konusu olduğunda çocukların refahına yönelik yaygın kayıtsızlık hali.

1. New Deal (Türkçe: Yeni Düzen), 1930’lu yıllarda ABD’de Başkan Franklin D. Roosevelt’in ilk döneminde uygulanan ekonomi programı. Programın asıl amacı Büyük Buhran sonrası toparlanmayı kolaylaştırmaktı. İşsizlere ve yoksullara rahatlama, ekonominin normal seyrine dönmesi ve tekrar çöküşü önlemek adına mali sistemin reforme edilmesi amaçlanmıştı. (ç.n.)

2. ABD Sağlık ve İnsani Hizmetler Bakanlığı’nın İngilizce kısaltımı. (ç.n.)

AMERİKA

ABD, Google’ı reklam teknolojisi pazarında tekelcilikle suçluyor

Yayınlanma

ABD Adalet Bakanlığı’nın, Büyük Teknoloji şirketlerine karşı açılan son antitröst davası pazartesi günü başladı.

Bakanlık, Google’ı potansiyel rakiplerinin önünü kesen ve kârını maksimize etmek amacıyla yayıncılar ve reklamverenler için maliyetleri artıran devasa bir reklam teknolojisi tekeli işletmekle suçluyor.

Adalet Bakanlığı avukatlarından Julia Tarver Wood, Virginia’daki bir federal mahkemede yaptığı açılış konuşmasında “Google dışında kimse kazanamaz,” dedi.

Dava, Washington’daki bir yargıcın Google’a karşı açılan bir başka Adalet Bakanlığı antitröst davasında Google’ın çevrimiçi arama pazarında tekelleştiğine karar vermesinden sadece haftalar sonra görülüyor.

Bakanlık: Google her 1 dolarlık reklamdan 37 sent kazanabiliyor

Google’ın nasıl cezalandırılacağına ilişkin kararın önümüzdeki yıl verilmesi bekleniyor. Her iki dava da, Amazon, Meta ve Apple gibi şirketlerin pazar gücüne meydan okuyan kapsamlı davalar açan Washington’daki antitröst uygulayıcıları tarafından Büyük Teknoloji’nin gücünü dizginlemek için artan bir çabanın parçası olarak görülüyor.

Hükümetin Google’a karşı açtığı mevcut dava, ekranın üst ya da yan tarafında olduğu gibi çevrimiçi reklamların gösterilmesi gibi kazançlı bir işi hedef alıyor.

Adalet Bakanlığı, 17 eyaletle birlikte açtığı davada Google’ın bu işe, reklam satan yayıncılardan reklam verenlere kadar hakim olduğunu savundu.

Bakanlık, Google’ın alıcı ve satıcıları eşleştirdiğinde her 1 dolarlık reklam için 37 sent pay alabildiğini ve dünya çapında reklam sunucuları ve reklamveren ağları pazarlarının yaklaşık yüzde 90’ını kontrol ettiğini söyledi.

Google: Tekel değilim, pastayı büyüttüm

Google ise cevaben tekel olmadığını ve bunun yerine son derece rekabetçi bir pazarda üstün bir ürün sunduğunu savundu.

Google’ı temsil eden Karen Dunn, şirketin reklam teknolojisi pazarını dönüştürdüğünü, bir dizi başka şirkete karşı her reklam gösterimi için “milisaniye milisaniye” rekabet ettiğini ve son yirmi yılda yaptığı yeniliklerle sektördeki tüm işletmeler için “pastayı büyüttüğünü” ileri sürdü.

Dunn defalarca hükümetin “işi anlamadığını” ve şirketi teknolojisini rakiplerine vermeye zorlayamayacağını iddia etti. Avukat, hükümetin Google’a karşı açtığı davanın “ticari gerçekliği olmayan” ve dava amacıyla “uydurulmuş” analizlere dayandığını söyledi.

Google avukatı, davanın diğer Büyük Teknoloji şirketlerine fayda sağlayacağını söyledi 

Nihayetinde Dunn, Google’ın kaybetmesi halinde bundan yayıncıların, reklamcıların ya da müşterilerin değil, teknoloji devinin pazar payı kazanan büyük rakiplerinin, yani Microsoft, Amazon, Meta ve TikTok’un faydalanacağını savundu.

Ayrıca, yapay zekanın hızla gelişen doğası göz önüne alındığında, davanın geriye dönük olduğunu da sözlerine ekledi.

Paul Weiss hukuk bürosunun ortaklarından Dunn, ABD hükümetinin “eski tarihin merceğinden” baktığını söyledi.

Dunn’ın ayrıca Demokrat başkan yardımcısı ve başkan adayı Kamala Harris’in salı günkü başkanlık münazarasına hazırlanmasına yardımcı olması bekleniyordu.

Dönemin başkanı Bill Clinton tarafından kürsüye atanan 80 yaşındaki ABD Bölge Yargıcı Leonie Brinkema, birkaç hafta sürmesi beklenen duruşmanın sonuçlanmasının ardından davaya karar verecek.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’de “Çin casusu” ve “Rusya’dan para alan influencerlar” tartışması

Yayınlanma

ABD’de geçen hafta, Çin Komünist Partisi (ÇKP) adına casusluk yapmakla suçlanan bir New York eyaleti çalışanı ile Rusya’dan para alarak propaganda yaptıkları ileri sürülen “influencerlar” meselesi büyük gündem oldu.

ABD’de hazırlanan bir iddianameye göre, New York eyalet yönetiminin üst düzey bir çalışanı olan Linda Sun, Pekin için gizli bir ajan olarak lüks bir yaşam tarzının tadını çıkarırken, Çin hükümetinin Covid-19 ile ilgili resmi bir çağrıya erişmesine gizlice yardımcı oldu.

İddianameye göre Sun, yaklaşık 14 yıllık bir süre içinde yükselerek New York Valisinin özel kalem müdür yardımcısı oldu.

Fakat federal savcılara göre 41 yaşındaki Sun, Tayvanlı diplomatların eyalet hükümeti ile temas kurmasını engellemek ve iç belgeleri Pekin’le gizlice paylaşmak da dahil olmak üzere pozisyonunu Çinli yetkililere yardım etmek için kullandı.

Bunun karşılığında Çin’in Sun ve kocası Christopher Hu’ya New York’ta 4,1 milyon dolarlık bir ev satın almalarına yardımcı olan milyonlarca dolarlık komisyon ve “eve özel tuzlu ördek” teslimatları gibi avantajlar sağladığı iddia ediliyor.

İddianameye göre çift ayrıca Honolulu, Hawaii’de 2,1 milyon dolarlık okyanus manzaralı bir apartman dairesi ve aralarında 2024 model Ferrari Roma spor otomobilin de bulunduğu lüks araçlar satın aldı.

Sun’ın hakkındaki suçlamalar

Çift salı günü Brooklyn federal mahkemesinde yabancı acenta olarak kayıt yaptırmamaktan vize dolandırıcılığına ve kara para aklamaya kadar bir dizi suçlamayı kabul etmedi.

Salı sabahı federal ajanlar çiftin Long Island’daki evine girerek onları 10 suçtan gözaltına aldı.

ABD yasaları, yabancı ülkeler ya da siyasi partiler adına ya da çıkarları doğrultusunda hareket eden kişilerin yabancı acenta olarak kayıt yaptırmalarını gerektiriyor.

Savcılara göre Çin doğumlu ve vatandaşlığa kabul edilmiş olan Sun, Çin hükümet yetkilileri ve temsilcilerinin “emri, talebi ya da yönlendirmesiyle hareket ettiğini aktif olarak gizlemiştir.”

Savcılar, 2020 yılında Covid-19 salgını eyalete yayılırken, Sun’ın Çinli konsolosluk yetkililerinin New York liderlerine erişim sağlamaları için yollar bulduğunu iddia ediyor.

Savcılara göre, Sun bir keresinde Çinli bir yetkiliyi virüse karşı halk sağlığı müdahalesiyle ilgili özel bir eyalet hükümeti görüşmesine gizlice eklemişti.

New York’un Tayvan ile ilişki kurmasını engellediği öne sürülüyor

Sun hakkındaki iddianamede, Tayvanlı temsilcilerin ABD hükümetindeki üst düzey yetkililerle iletişim kurmasını ya da görüşmesini engellemek için çalıştığı durumlar sıralanıyor.

Sun’ın 2016 yılında Çinli bir konsolosluk yetkilisine gönderdiği bir mesajda, New York’lu üst düzey bir siyasetçiyi Tayvan’ın ev sahipliği yaptığı bir etkinlikten başarıyla uzaklaştırdıktan sonra, “Her şey tatmin edici bir şekilde halledildi,” diyerek övündüğü söyleniyor.

Sun’ın, Tayvan’ın başkanı 2019’da New York’a gittiğinde, ziyarete karşı Pekin yanlısı bir protestoya katılırken görüntülendiği de öne sürülüyor.

Valiye Çin’den “konuşma talimatları” gitti iddiası

Çinli yetkililer valinin bir Ay Yeni Yılı videosu çekip çekemeyeceğini sorduklarında, Sun hangi “konuşma noktalarını” istediklerini sordu. 

Çinli yetkililer ise karşılığındai “Çoğunlukla tatil dilekleri ve dostluk ve işbirliği umudu. Çok siyasi bir şey yok,” cevabını verdiler.

Sun daha sonra başka bir Çinli yetkiliye, Bayan Hochul’un konuşma yazarıyla tartışarak valinin sözlerinin bir taslağından “Uygurların durumu” ifadesinin çıkarılmasını sağladığını söyledi.

2023 yılında New York Çalışma Bakanlığı’nda çalışırken Sun, Vali Kathy Hochul’dan çerçeveli resmi bir Yeni Ay Yılı bildirisi aldı ve bunu Çinli bir yetkiliye sundu.

İddiaya göre bildiri olağan kanalların dışında ve hatta Hochul’un ofisinin izni olmadan hazırlanmıştı.

Sun’ın ayrıca Çinli politikacıların ABD’ye seyahat etmeleri için sahte davet mektupları hazırladığı ve New York valisinin Asyalı Amerikalılar danışma konseyine bir vatandaşını eklemek için yetkisiz bir istihdam mektubu yazdığı öne sürülüyor.

Çin’e bilgi karşılığında ekonomik çıkar

Savcılar, tüm bunların karşılığında Sun ve Hu’nun “[Pekin] temsilcilerinden önemli ekonomik ve diğer faydalar elde ettiklerini” öne sürüyor.

Hediyeler arasında tüm masrafları karşılanan Çin seyahatleri; en iyi gösterilere, konserlere ve spor etkinliklerine biletler; Sun’ın kuzeni için Çin’de istihdam ve Çinli bir hükümet yetkilisinin kişisel aşçısı tarafından hazırlanan Nanjing usulü tuzlanmış ördeklerin eve teslimatı yer alıyordu.

İddianameye göre, tuzlu ördek teslimatı Sun’ın evine en az 16 farklı vesileyle yapıldı.

İkili kefaletle şimdilik serbest

Sun’ın avukatı Jarrod Schaeffer AP haber ajansına yaptığı açıklamada, “Bu suçlamaları mahkemede ele almak için sabırsızlanıyoruz. Müvekkilimiz bu suçlamalardan dolayı anlaşılabilir bir şekilde üzgün,” dedi.

Bir yargıç ikiliyi kefaletle serbest bıraktı fakat üç ABD eyaletine seyahatlerini sınırladı ve Sun’a New York’taki Çin konsolosluğu veya misyonundan temsilcilerle herhangi bir temastan kaçınmasını emretti.

Sun ve eşi Hu suçsuz olduklarını savunurken, avukatları suçlamaların “aşırı agresif soruşturmaların bir sonucu” olduğunu söyledi.

Rusya’nın “etki ajanlarına” yönelik soruşturma

Çarşamba günü hazırlanan başka bir iddianamede, aralarında Tim Pool, Dave Rubin ve Benny Johnson gibi tanınmış şahsiyetlerin de bulunduğu altı muhafazakâr influencer ile bağlantılı bir medya şirketinin Rusya tarafından fonlandığı öne sürülüyor.

İddianamede Kremlin’in Ukrayna’daki savaş gibi “Rus çıkarlarına karşı ABD’nin muhalefetini zayıflatmak” için, “ABD’nin iç bölünmelerini güçlendirmeye olan ilgisi” olan İngilizce videolar yayınlamak amacıyla Rus devlet medya çalışanları tarafından gizlice finanse edildiği iddia ediliyor.

ABD Adalet Bakanlığı, bazılarına şirketin finansman kaynağı hakkında yanlış bilgi verildiğini söylediği influencerların herhangi bir suç işlediğini iddia etmiyor.

Bunun yerine, bir Rus devlet medya şirketi olan RT’nin iki çalışanını, Rusya dostu içerik için Tennessee merkezli bir içerik oluşturma şirketine yaklaşık 10 milyon dolar aktarmakla suçluyor.

Kostiantyn Kalashnikov ve Elena Afanasyeva kara para aklamak için komplo kurmak ve Yabancı Ajanlar Kayıt Yasasını ihlal etmekle suçlanıyor.

İnfluencer çabuk döndü: Putin bir pisliktir, şan olsun Ukrayna’ya!

İddianamelerin açıklanmasının ardından hem Pool hem de Johnson sosyal medya üzerinden Rubin’in de retweet ettiği açıklamalar yaparak iddia edilen suçların mağduru olduklarını ve yanlış bir şey yapmadıklarını söylediler.

Pool, “Bunlar sadece iddialar olduğu için neyin doğru olduğunu hâlâ bilmiyoruz. Putin bir pisliktir,” dedi.

Pool, bir başka paylaşımında da, Ukrayna milliyetçileri tarafından kullanılan “Slava Ukraine!” (“Şan olsun Ukrayna’ya!”) sözünü tweet olarak attı.

Johnson paylaşımında, bir yıl önce kendisinden bir “medya girişimine” içerik sağlamasının istendiğini yazdı. Avukatlarının daha sonra feshedilen “standart, mesafeli bir anlaşma” müzakere ettiğini ileri sürdü.

İsim verilmese de odakta şirket Tenet Media

İddianame Tennessee merkezli şirketin adını vermese de, ayrıntılar “Batılı siyasi ve kültürel konulara odaklanan heterodoks yorumculardan oluşan bir ağa” ev sahipliği yapmakla övünen bir çevrimiçi medya şirketi olan Tenet Media ile birebir örtüşüyor.

Tenet’in web sitesinde Pool, Johnson, Rubin, Lauren Southern, Tayler Hansen ve Matt Christiansen dahil olmak üzere içerik sağlayan altı influencer listeleniyor.

Tenet Media’nın altı ana influencerının YouTube’da 7 milyondan fazla abonesi ve X’te 7 milyondan fazla takipçisi bulunuyor.

İddianame, bazı influencerlara çalışmaları karşılığında yüklü miktarda ödeme yapıldığını gösteriyor. Kimliği açıklanmayan bir influencerın sözleşmesinde aylık 400.000 dolar ücret, 100.000 dolar imza bonusu ve ek bir performans bonusu yer alıyor.

Tenet Media’nın son aylardaki programlarında Cumhuriyetçi Ulusal Konvansiyonu eş başkanı Lara Trump, eski Cumhuriyetçi başkan adayı ve Trump destekçisi Vivek Ramaswamy ve ABD Senatosu adayı Kari Lake gibi yüksek profilli muhafazakâr konuklar yer aldı. 

Savcılar, şirket tarafından yayınlanan yaklaşık 2.000 videonun sadece YouTube’da 16 milyondan fazla izlendiğini söyledi.

İnfluencerlar Trump destekçisi

İlk olarak Occupy Wall Street protestolarını canlı yayınlayarak kamuoyunun dikkatini çeken gazeteci kökenli YouTuber Pool, bu yılın başlarında Trump’ı podcast’inde ağırlamıştı.

Açık sözlü bir Trump destekçisi ve internet kişiliği olan Johnso ise, başka çalışmalarından intihal yaptığına dair kanıtlar bulunması üzerine BuzzFeed’den kovulmuştu.

Rubin daha önce liberal haber yorum programı “The Young Turks”ün bir parçasıydı fakat o zamandan beri kendisini “liberteryen” olarak tanımlıyor.

Tenet’in influencer listesindeki en büyük YouTube takipçisine sahip ve “The Rubin Report” adlı bir programa ev sahipliği yapıyor.

Tenet Media Başkanı Liam Donovan, Tenet Media’nın çeşitli videolarında konuk olarak yer alan Kanadalı bir influencer olan Lauren Chen’in kocası.

Chen muhafazakâr gençlik örgütü Turning Point USA ile bağlantılı ve sağcı ağ Blaze Media için programlar sundu.

Chen’in RT’nin web sitesinde de 2021 ve 2022 yıllarında çeşitli fikir makalelerine katkıda bulunduğu belirtiliyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Venezuelalı muhalif, İspanya’ya sığınmadan önce haftalarca Hollanda elçiliğinde saklanmış

Yayınlanma

Hollanda’nın, Venezuela muhalefetinin seçimlerdeki başkan adayı Edmundo González’i pazar günü İspanya’ya kaçmadan önce altı hafta boyunca Caracas’taki Hollanda Büyükelçiliğinde gizlice barındırdığı ortaya çıktı.

González’e İspanya’da siyasi sığınma hakkı verildi. Venezuelalı yetkililer Nicolás Maduro’nun üçüncü dönem için yeniden seçildiğini ilan etmiş ve González’in gözaltına alınmasını emretmişti.

Hollanda Dışişleri Bakanı Caspar Veldkamp pazar günü parlamentoya gönderdiği mektupta, “Seçimlerin ertesi günü acil talebi üzerine González’i Hollanda’nın Caracas’taki maslahatgüzarının konutunda gerektiği sürece misafir etmeye karar verdim,” dedi.

Veldkamp, bu ayın başlarında González’in konuttan ayrılmak ve “mücadelesine İspanya’dan devam etmek” istediğini de sözlerine ekledi.

Bakan, göstericilerin yanı sıra Venezuela muhalefetinin üyelerinin de güvenliklerinden endişe ettiğini savundu ve “Seçimlerden bu yana bir kısmı tutuklandı ve bazılarından o zamandan beri haber alınamıyor,” iddiasında bulundu.

RTL’nin aktardığına göre bakan, bakanlıktaki küçük bir memur grubuna danıştıktan sonra González’in sığınmasına yeşil ışık yaktı.

Veldkamp RTL’ye verdiği demeçte, “Hollanda Krallığı Venezuela’da insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilmesine olan bağlılığını sürdürmektedir,” dedi.

İspanya, González’in Madrid’e indiğini doğruladı

ABD ve diğer ülkeler González’in başkanlık oylamasını kazandığını iddia ediyor. Seçimlerin ardından Venezuela’da ülke çapında protestolar patlak vermiş, hükümet 2.400 protestocuyu gözaltına almış ve önde gelen dört muhalif siyasetçiyi tutuklamıştı.

İspanya, Edmundo González’in, temmuz ayındaki tartışmalı başkanlık seçimleriyle ilgili olarak kendisini “terörizm, komplo ve diğer suçlarla itham eden” bir tutuklama emriyle ülkesinden kaçtıktan sonra pazar günü öğleden sonra Madrid’e geldiğini söyledi.

İspanya Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre González, eşi ve İspanyol yetkililer Torrejon de Ardoz askeri hava üssüne iniş yaptı. CNN’in edindiği bilgiye göre González şu anda İspanya’dan sığınma talep ediyor.

Venezuela: González’in dosyasını kapatacağız

Venezuela Başsavcısı Tarek William Saab pazar günü CNN’e yaptığı açıklamada, yetkililerin González’in ülkeden ayrılmasının ardından aleyhindeki davayı kapatacaklarını söyledi.

Saab, “Edmundo González’in avukatıyla birlikte önümüzdeki günlerde bu davayı adli olarak kapatmak için şekil, zaman ve yer belirleyeceğiz,” dedi.

Bir gün önce Venezuela Başkan Yardımcısı Delcy Rodriguez yaptığı açıklamada González’in “ülkeyi terk ettiğini ve İspanya’dan siyasi sığınma talebinde bulunduğunu” söylemişti.

Başkan Yardımcısı, González’in İspanya’nın başkent Caracas’taki büyükelçiliğinde “gönüllü mülteci” olarak kaldığını ve Venezuela’nın “ülkenin huzuru ve siyasi barışı için” ayrılmasına izin verdiğini de sözlerine ekledi.

Blinken: González’in gidişi anti-demokratik tedbirlerin sonucu

ABD Dışişleri Bakanı Anthony Blinken pazar günü yaptığı açıklamada González’in ayrılışının “anti-demokratik tedbirlerin doğrudan sonucu” olduğunu ileri sürdü.

Blinken, “Seçim sonuçları ve halkın iradesi Maduro ve Venezuela seçim yetkilileri tarafından bir kenara atılamaz. González Urrutia’nın Venezuela’da özgürlük ve demokrasinin yeniden tesisi için mücadeleye devam etme çağrısının yanındayız,” dedi.

González pazar günü yaptığı açıklamada, ülkeden ayrılmasına izin verilmeyeceğine dair “baskı ve tehditlere” rağmen ülkeden ayrıldığını söyledi fakat bu tehditleri kimin yaptığını açıkça belirtmedi.

Basın ekibi tarafından CNN ile paylaşılan sesli bir notta Gonzalez, “çok yakında Venezuela’da özgürlük ve demokrasi için mücadeleye devam edeceğine” inandığını söyledi ve takipçilerine dayanışma mesajları için teşekkür etti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English