Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de Lina Khan gerilimi artıyor

Yayınlanma

ABD’de özellikle Büyük Teknoloji şirketlerine yönelik antitröst soruşturmalarıyla şimşekleri üzerine çeken Federal Ticaret Komisyonu (FTC) Başkanı Lina Khan topun ağzında.

Son olarak, Cumhuriyetçi aday Donald Trump’ı destekleyen SpaceX, Tesla ve X’in sahibi Elon Musk, Khan’ın yakın kovulacağını söylediği bir tweet attı.

Khan’ı görevden alma sözü, federal bütçede 2 trilyon dolarlık bir kesintiyi bizzat denetleyeceğini ve bunun kendi ifadesiyle “sıkıntıya” neden olacağını söylemesinin ardından geldi.

Musk bu yorumu Temsilciler Meclisi Gözetim ve Hesap Verebilirlik Komitesi’nin FTC ve Khan hakkında hazırladığı eleştirel bir raporun ardından yaptı.

Rapor, Khan’ı Biden-Harris yönetiminin siyasi öncelikleri doğrultusunda hareket etmekle suçluyor.

Cumhuriyetçi Kongre üyeleri ise bu hafta Khan’ın kampanya yürüten Demokratlarla birden fazla kez bir araya gelerek etik standartları ihlal edip etmediğine dair belgeler talep ettiler.

LinkedIn kurucusu Hoffman, Harris’ten FTC şefi Khan’ı kovmasını istedi

Demokrat zenginler de Khan’a karşı

Öte yandan Khan’ın gitmesini savunanlar yalnızca Musk gibi Cumhuriyetçiler değil. Reid Hoffman, Barry Diller ve Mark Cuban gibi Demokratlar da dahil olmak üzere siyasetle ilgili tüm milyarderler Khan’ın gitmesini istedi. Hatta Hoffman bir adım daha ileri giderek, Khan’ın “Amerikan işletmelerine karşı savaş yürüttüğünü” öne sürdü.

Bağış toplamak için kurulan “Harris için İş Dünyası Liderleri” grubunda Cuban, LinkedIn’in kurucu ortağı Hoffman, Netflix’in kurucu ortağı Reed Hastings ve American Express’in eski CEO’su ve şu anda bir özel sermaye şirketinin başında bulunan Ken Chenault gibi isimler yer alıyor.

İki finans yöneticisi birkaç hafta önce Financial Times’a (FT) verdikleri demeçte, Harris’in FTC ve Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonuna daha “piyasa dostu” atamalar yapmasını beklediklerini söylemişlerdi.

Kamala Harris’in ardındaki isimler

Harris Khan’a sahip çıkmıyor: FTC’nin uğraştığı şirketlerin yöneticileri Harris’le yan yana

Nitekim Harris, Arizona ve Teksas’taki Kongre adaylarının kampanyalarının aksine, Khan ile birlikte görünmeyi istemedi. Hatta FTC başkanını, “kellesini isteyen” Silikon Vadisi bağışçıları korosuna ya da Khan’ın Kongre Cumhuriyetçilerinin eleştirilerine karşı bile savunmadı.

Öte yandan, Demokratların içindeki bir grup “ilerici”, Khan’ın şirket gücüne karşı mücadelesini “popülist” bir kazanma kozu olarak görüyor. Bu nedenle Harris’in Khan’ı savunmamasının önemli oylara mal olabileceği konusunda uyarıyorlar. Bu isimler arasında New York Temsilcisi Alexandria Ocasio-Cortez ve Vermont Senatörü Bernie Sanders da yer alıyor.

Öte yandan Harris, Büyük Teknoloji ile yakın ilişkisini sürdürdü. Google’ı Adalet Bakanlığı ile olan antitröst mücadelesinde temsil eden avukat Karen Dunn, Harris’in eylül ayındaki başkanlık tartışmasına hazırlanmasına yardımcı oldu.

Harris’in kayınbiraderi Tony West, Uber’de üst düzey bir avukat. Senatodaki görevi sırasında Harris’in danışmanı olan Lartease Tiffith ise şu anda, bu hafta Khan’ın FTC’sine yeni “iptal etmek için tıkla” kuralı nedeniyle dava açan bir endüstri grubu olan Interactive Advertising Bureau’da üst düzey bir lobici.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English