Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’de üniversite mezunları ile lise mezunları arasındaki ücret farkı açılıyor

Yayınlanma

Yeni ABD Merkez Bankası (Fed) verilerine göre, yeni üniversite ve lise mezunları arasındaki ücret farkı on yıllardır genişliyor ve geçen yıl daha da arttı.

Bununla birlikte Gallup ve Wall Street Journal’ın anketine göre, ‘Amerikan rüyasının’ temel taşı olan üniversite eğitiminin değerine olan güven düşüyor. Fakat ekonomik veriler, bir üniversite diplomasının bireylere ömür boyu kazanç avantajı ve diğer faydalar sağladığını gösteriyor.

2023’te, tam zamanlı çalışan 22-27 yaş arası yeni üniversite mezunları, yalnızca lise diplomasına sahip 22-27 yaşındakilerden yılda 24.000 dolar daha fazla kazandı.

1990’da, New York Fed tarafından takip edilen rakamlara göre, bugünün doları cinsinden fark 15.000’di.

Bu veriye, 20’li yaşların başında lise mezunu işçilerin muhtemelen yeni üniversite mezunlarından çok daha uzun yıllara dayanan iş tecrübesine sahip oldukları da ekleniyor. Buna rağmen üniversite mezunları, lise mezunlarından çok daha fazla kazanıyor.

Axios’a göre araştırma ekonomisti David Deming, yalnızca ücretlerde değil primlerde de arada fark olduğuna işaret ediyor. Üniversite eğitimi almış bir grup işçiyi çalışma hayatları boyunca takip eden Deming’in bulgularına göre, 25 yaşındaki bu kişiler, lise mezunlarına göre %27’lik daha fazla  prime sahipti. 55 yaşına gelindiğinde bu artı prim %60’a yükseliyordu.

Harvard Kennedy Okulunda profesör olan Deming, “Bir gence, üniversite diplomasının artık gerekli olmadığını söylemek yanlıştır,” diyor.

Araştırmalar, üniversiteye gidip mezun olamayanların bile hiç gitmeyenlerden daha fazla ücret aldığını gösteriyor. Daha eğitimli çalışanların, uzaktan çalışma yeteneği, ücretli hastalık ve aile iznine erişim ve sağlık sigortası gibi başka avantajlara da sahip olma olasılığı daha yüksek.

2022’de, pandemi sonrası dönemde, düşük ücretliler için reel ücret artışları arttıkça üniversite mezunlarınınki daralmıştı. Bu, restoranlar gibi sektörlerde işgücü kıtlığıyla karşı karşıya kalan işletmelerin işçilere yönelik talebinden kaynaklandı.

Bu dönemin kapandığı ve şimdilerde iki grup arasındaki ücret farkının yeniden açıldığı tespit ediliyor.  NY Fed’de kentsel ve bölgesel çalışmalar başkanı Jaison Abel, bu verileri yıllardır takip ediyor ve “Sadece lise diplomasına sahip olanlar için giderek daha az fırsat, özellikle de iyi ödeme fırsatları var,” diyor.

Öte yandan, üniversite mezunlarının ortalama ücretlerinin 1990’dan bu yana dramatik bir artış gösterdiği de söylenemez. 1990’da 55.000 dolar civarında olan ortalama üniversite mezunu işçi ücreti ancak geçen sene 60.000 dolara yükseldi. Fakat aynı yıl 40.000 dolar olan ortalama lise mezunu işçi ücreti, şimdilerde 36.000 dolar civarına gerilemiş durumda.

Öte yandan ABD’de daha az iş ilanı üniversite diploması gerektirdiğini yazıyor. Yine de bu, işverenlerin aslında üniversite diploması olmayan daha fazla işçiyi işe aldığı anlamına gelmiyor.

Indeed İşe Alım Laboratuvarından alınan verilere göre, ocak ayında Indeed’de yayınlanan iş ilanlarının %52’sinde herhangi bir örgün eğitim gereksinimi yer almıyordu. Bu oran 2019’da %48’di.

İşgücü piyasasında, patronların reklamlarını daha fazla kısıtlama ile yüklemeye daha az eğilimli olduğu öne sürülüyor. Bir diğer etken de, iş ilanlarında bazen zaten aşikar olan diploma isteğine yer verilmemiş olması. Örneğin ‘hekim’ aranıyor ilanlarından bazılarının eğitim gereksinimlerine tıp alanında diploma alınmış olması gerektiği yazmıyor ama bunun için özel bir ibareye de gerek duyulmuyor.

AMERİKA

Venezuela’da ‘Turuncu Devrim’ senaryosu

Yayınlanma

Uluslararası Anti-Faşist Kongre Türkiye Temsilcisi Ulaş Can yaptığı yazılı açıklamada, Venezuela’da temmuz ayındaki seçimlerin ardından, emperyalist güçlerin tüm desteğine rağmen seçimi kaybeden Edmundo González’in, Maduro’nun yemin töreni öncesinde provokasyon peşinde olduğunu söyledi.

Can yaptığı açıklamada ‘Venezuela’yı ve Latin Amerika’yı yıllarca arka bahçesi olarak görüp sömüren emperyalist güçler Venezuela’da yeni bir provakasyon peşinde koşmaktadırlar. Ukrayna’da ve Ortadoğu’da olduğu gibi bir turuncu devrim planı yapmaktadırlar. Ancak tüm çabalarının boşa çıkacağını bilmekteyiz’ dedi.

Ayrıca, Arjantin’in sağcı faşist Cumhurbaşkanı Javier Gerardo Milei ve bazı Latin Amerika ülkelerinin, Edmundo Gonzalez’i ülkelerine davet etmelerini üzüntüyle karşıladıklarını belirten Can, “Temmuz seçimlerinin kazananı Venezuela halkıdır ve bu halkın seçtiği başkan Nicolas Maduro’dur. Venezuela’nın meşru hükümetinin yanındayız” şeklinde bir açıklama yaptı.

Açıklamanın tümü şu şekilde: 

Kamuoyuna Duyuru

Venezuela’da geçtiğimiz Temmuz ayında yapılan seçimlerde bir kez daha başkan seçilen Nicolas Maduro’nun 10 Ocak’ta yemin edeceğini biliyoruz. Ancak Temmuz ayındaki seçimlerde emperyalist güçlerin tüm desteğine rağmen seçilemeyen Edmundo Gonzalez’in Venezuela’nın meşru başkanı Nicolas Maduro’nun yemin töreni öncesi bir provakasyon peşinde olduğu haberlerini endişeyle takip ediyoruz.

Ne yazık ki başta Arjantin’in sağcı faşist başkanı Javier Gerardo Milei’nin ve bazı Latin Amerika ülkelerinin provakasyon peşinde olan Edmundo Gonzalez’i ülkelerine davet ettiğini üzüntüyle takip ediyor ve kınıyoruz. Edmundo Gonzales Temmuz ayındaki seçimleri kaybetmiştir. Kazanan Venezuela’nın Devlet Başkanı Nicolas Maduro’dur. Venezuela’yı ve Latin Amerika’yı yıllarca arka bahçesi olarak görüp sömüren emperyalist güçler Venezuela’da yeni bir provakasyon peşinde koşmaktadırlar. Ukrayna’da ve Ortadoğu’da olduğu gibi bir turuncu devrim planı yapmaktadırlar. Ancak tüm çabalarının boşa çıkacağını bilmekteyiz.

Uluslararası Anti – Faşist kongrenin Türkiye temsilciliği olarak Venezuela’nın seçilmiş meşru hükümetinin ve başkanı Nicolas Maduro’nun arkasında olduğumuzu bir kez daha bildirmek isteriz.

Uluslararası Anti-Faşist Kongre Türkiye Temsilciliği

04.01.2025

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD Kongresindeki finans komitesi Silikon Vadisinin egemenliğine girdi

Yayınlanma

Arkansaslı 68 yaşındaki eski bir bankacı olan Temsilci French Hill, ABD Kongresinde Silikon Vadisinin desteğini almak için büyük bir çaba gösterdi ve Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi lideri oldu.

POLITICO’nun aktardığına göre Hill, son yıllarda Temsilciler Meclisi Finansal Hizmetler Komitesi üyesi olarak, kripto para ve yapay zeka da dahil olmak üzere gelişmekte olan teknoloji sektörlerini desteklemeye yardımcı olacak politikaların önde gelen savunucularından biri haline geldi.

Bu odaklanma, yeni Başkan Donald Trump ile derin bağları olan Silikon Vadisindeki yeni bir siyasi güç odağının desteğini artırdı.

Bu bağlantılar Trump’ın kampanya bağışı toplamasına yardımcı oldu ve diğer üç üst düzey Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçisine karşı Hill’i güçlendiren etkili bir destek sağladı.

POLITICO’ya göre Hill’in yükselişi Silikon Vadisinin Washington’da sahip olduğu yeni etkiyi gösteriyor.

Komite liderlerini seçen Cumhuriyetçi Parti yönlendirme grubunun bir üyesi ve kripto endüstrisinin önde gelen destekçilerinden biri olan Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi Tom Emmer, “Topluluğu tanıyor, sektörü tanıyor ve yeni gelen bir başkanınız var; odaklanmak istediği yer burası,” dedi.

Uzun zamandır Wall Street odaklı bir komite olarak bilinen ve finansörlerin banka düzenlemelerini etkilemeye çalıştığı Finansal Hizmetler Komitesi, yeni ortaya çıkan endüstrilerin yeni bir nüfuza sahip olmasının kapısını açan finansal teknoloji konularına giderek daha fazla odaklanıyor.

Eski bankacılık sektörünün öncelikleri her zaman teknoloji endüstrisi ile aynı doğrultuda değil fakat Hill bu değişime yardımcı oldu ve şimdi kripto gibi yeni gelişen teknoloji sektörlerine, ikinci Trump yönetimi sırasında Kongre aracılığıyla endüstri dostu politikaları yönlendirmek için güçlü bir müttefik vermeye hazırlanıyor.

Milyarder Elon Musk ve Trump’ın kripto ve yapay zeka için Beyaz Saray çarı olarak seçtiği risk sermayedarı David Sacks gibi Silikon Vadisinin önde gelen isimleri, Trump’ın yeni döneminde politikayı şekillendirmeye yardımcı olmak için hazırlanırken, risk sermayesi ve gelişmekte olan teknoloji sektörlerine her zamankinden daha fazla etki sağlıyor.

Risk sermayesi şirketlerini temsil eden ticaret grubu National Venture Capital Association’ın başkanı ve CEO’su Bobby Franklin, “Bu sektör için harika bir seçim. French’in bizim için önemli olan pek çok şeyi daha da ileriye taşımasını bekliyorum,” dedi.

Hill’in Silikon Vadisi bağlantıları, Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin en iyi bağış toplayıcılarından biri olmasına yardımcı oldu ve bu özelliği Finansal Hizmetler Komitesi liderliği için girdiği yarışı destekledi.

Geçtiğimiz yıl, aralarında girişim sermayesi devi Andreessen Horowitz’i kuran Trump destekçisi milyarder Marc Andreessen ve ABD’nin en büyük kripto borsası Coinbase’in CEO’su Brian Armstrong’un da bulunduğu kripto ve risk sermayesi şirketlerindeki birçok üst düzey yöneticiden bağış topladı.

Hill’in ekim ayında Silikon Vadisinin Woodside, Kaliforniya banliyösünde düzenlenen bağış toplama etkinliğine teknoloji ve risk sermayesi iş dünyasının önde gelen isimleri katılmıştı.

Etkinlik hakkında bilgi sahibi üç kişi, etkinliğe kripto yatırım firması Paradigm’ın kurucuları Fred Ehrsam ve Matt Huang’ın yanı sıra Sequoia Heritage’dan Kevin Kelly, Greenoaks Capital’den Neil Mehta, Haun Ventures’dan Katie Haun ve Stripe’tan Patrick Collison ile Robinhood’dan Vlad Tenev gibi diğer teknoloji CEO’larının ev sahipliği yaptığını söyledi.

FEC dosyalarına göre, Hill ve Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçilerinin kampanya kolu için yaklaşık yarım milyon dolar toplanan etkinlik öncesinde Hill’e bağış yapan diğer kişiler arasında Multicoin Capital kurucu ortağı Kyle Samani ve Solana Labs kurucu ortakları Anatoly Yakovenko ve Raj Gokal da bulunuyor.

Franklin gibi risk sermayedarları, Hill’in kendilerini kazanmasına yardımcı olan şeyin sadece kripto politikası taslağı hazırlamak olmadığını söylüyor. Franklin, Hill’in kendi şirketini (bir kamu bankası) kurma deneyiminin yanı sıra “erken aşamadaki girişimler için sermayeye erişimi artıracak” DEAL Yasasına verdiği desteğe de işaret ediyor. Hill aynı zamanda Kongre Girişimcilik Grubu’nun da eş başkanlığını yürütüyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin LNG ihracatı artıyor

Yayınlanma

Finans şirketi LSEG’nin ön verilerine göre, ABD LNG ihracatı aralık ayında rekor seviyelere yaklaşarak iki yeni tesisin faaliyete geçmesiyle 8,5 milyon metrik tona (MT) yükseldi ve tüm yıl sevkiyatlarını 2023’e kıyasla %4,5 artırdı.

LSEG verilerine göre aralık ayı üretimi, Aralık 2023’te kaydedilen 8,6 MT’lik rekor aylık ihracatın hemen altında kaldı ve kasım ayında ihraç edilen 7,75 MT’den %9 daha yüksek.

LSEG verilerine göre, yıl boyunca LNG ihracatı 2023’teki 84,5 MT’den 88,3 MT’ye ulaşarak ABD’nin dünyanın en büyük LNG ihracatçısı olarak yerini korumasını sağladı.

Cheniere Energy’nin Texas Corpus Christi’deki 3. Aşama genişlemesini başlatması ve Venture Global LNG’nin Louisiana’daki Plaquemines tesisini faaliyete geçirmesinin ABD’nin yıllık üretimine zaman içinde 30 MTPA eklemesi bekleniyor.

Danışmanlık şirketi Rapidan Energy Group’un küresel gaz ve LNG araştırmaları direktörü Alex Munton, “Özellikle Plaquemines’te devreye girecek yeni kapasiteden kaynaklanan ABD ihracatındaki büyüme, büyük ölçeği göz önüne alındığında, 2025’te beklediğimiz küresel LNG fiyat oynaklığının bir kısmını hafifletmek için çok önemli olacaktır,” dedi.

LNG pazarı 2025’te değişecek

Geçen yıl küresel LNG arzındaki artış minimum düzeydeydi fakat geçen kış Avrupa’da ılıman geçtiği ve depolardaki gazın yüksek kalmasına yardımcı olduğu için fiyatlar üzerindeki etkisi sınırlı oldu.

Munton, Rus gazının da Ukrayna üzerinden Avrupa’ya akmaya devam ettiğini, bu koşulların hiçbirinin bu yıl devam etmesinin beklenmediğini ve arz-talep koşullarının önemli ölçüde daha sıkı olacağını, bunun da ABD ihracat büyümesine odaklanacağını söyledi.

Avrupa, kasım ayındaki 5,09 MT’ye kıyasla aralık ayında 5,84 MT veya süper soğutulmuş gazın %69’unun satıldığı ABD LNG ihracatı için tercih edilen varış noktası olmaya devam etti.

Türkiye, ABD LNG’sinin Avrupa’daki başlıca varış noktalarından biri

LSEG verilerine göre, ABD’nin Avrupa’ya ihracatı kış mevsiminin başlamasıyla birlikte çok sayıda ülkenin süper soğutulmuş gazı satın almasına sahne olurken, Türkiye aralık ayında ABD LNG’sinin Avrupa’daki başlıca varış noktalarından biri oldu.

Asya’ya yapılan toplam ihracat kasım ayındaki 1,64 MT ya da toplam ihracatın %21’inden aralık ayında hafif bir artışla 2,01 MT ya da %24’e yükseldi.

LSEG verilerine göre, Latin Amerika Kasım 2024 ile aynı olan 0,58 MT aldı. LSEG verilerine göre, Ürdün’e de 0,07 MT’lik bir kargo satıldı.

LSEG verilerine göre, 2024 yılında Avrupa toplam ABD LNG ihracatının %55’ini oluştururken, toplam ABD ihracatının %34’ü Asya’ya, %11’i ise başta Mısır ve Ürdün olmak üzere Orta Doğu’ya giden birkaç kargoyla birlikte ağırlıklı olarak Latin Amerika’ya gitti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English