Amerika
ABD’li bakanlar G20’nin Ukrayna bildirisini savundu

Hafta sonu Hindistan’da yapılan G20 zirvesinin son gününde yayınlanan Ukrayna bildirisinin ‘zayıf’ olduğu yönündeki eleştirilere ABD’den yanıt geldi.
Bildiride hem Rusya’yı hem de ABD’nin başını çektiği batılı ülkeleri tatmin eden bir dil kullanıldığı düşünülüyor. Delhi bildirisi savaştan Rusya’yı sorumlu tutmaktan kaçınırken, ‘Ukrayna’daki çatışmanın küresel gıda ve enerji güvenliği üzerindeki olumsuz yansımalarına ve insani acılara’ değinildi.
ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, G20 liderlerinin ‘savaşın uluslararası gıda güvenliği üzerindeki etkisine dikkat çektiğini’ söyledi. Amerikalı bakan ABC’nin ‘This Week’ programına verdiği mülakatta, “Odadaki liderler, Rusya’nın yaptıklarının sonuçlarının dünyanın geri kalanı için de korkunç, korkunç bir etkisi olduğunu, dünya çapında gıda güvensizliği yarattığını açıkça ifade ettiler,” iddiasında bulundu.
Rusya’nın Birleşmiş Milletler’in aracılık ettiği Karadeniz Tahıl Girişimi’nden çekilme kararına atıfta bulunan Blinken, “Ukrayna uzun yıllar boyunca dünyanın ekmek sepetiydi. Rusya işgalden sonra limanlarını ablukaya aldı. Tahılın dışarı çıkmasına izin veren bir anlaşma müzakere edildi. Rusya kısa süre önce bu anlaşmayı yırtıp attı,” dedi.
Yellen’dan bildiriye övgü
ABD Hazine Bakanı Janet Yellen da G20’nin hafta sonu Ukrayna konusundaki tutumunu ‘sulandırdığı’ yönündeki suçlamaları reddederken, dünya liderleri zirvesinin gelişmekte olan ekonomilere yönelik finansmanı artırma konusundaki başarılarını övdü.
Financial Times’a verdiği bir mülakatta Yellen, Yeni Delhi’deki zirvenin sonunda kabul edilen ortak açıklamayı savunarak, Ukrayna’daki çatışmaya ilişkin ifadelerin ‘özünde çok güçlü’ olduğunu söyledi.
Yellen, “ABD bu dilin G20’nin Ukrayna konusundaki duruşunu herhangi bir şekilde zayıflattığını düşünmüyor. Açıkçası ABD’yi ve diğer ülkeleri tatmin edecek bir dil bulmak zordu ama güçlü bir dil ve özünde güçlü bir dil istediğimizi hissettik ve bu özünde çok güçlü bir dildi,” dedi.
Yellen ‘Küresel Güney ve kalkınma’ gündeminden memnun
Öte yandan ABD’nin, G20’nin ‘zor durumdaki ulusların yararına’ çok taraflı kalkınma bankalarını güçlendirme ve reforme etme konusunda anlaşmaya varmasıyla toplantıdaki en önemli hedeflerinden birine ulaştığı düşünülüyor. Bu aynı zamanda Hindistan Başbakanı ve ev sahibi Narendra Modi’nin de önceliğiydi.
Biden, ‘iklim değişikliği’ ve ‘salgın hastalıklar’ gibi gündemlerle mücadele etmek için Dünya Bankası’nın kredi verme kapasitesini 25 milyar dolar artırmaya yönelik bir ABD planı için uluslararası destek arıyordu. Bu rakam, diğer ülkelerin de katılması halinde 100 milyar doların üzerine çıkabilir.
Yellen, “Küresel Güney’i, kalkınmasını ve iklim gündemini çok önemsiyoruz ve destek toplamak için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz,” dedi.
Yellen, Dünya Bankası’na kredi desteğinin arkasındaki düşüncenin bir kısmının, bazı ülkelerin ABD’nin ‘Ukrayna’yı desteklemek için aniden milyarlarca dolarla’ ortaya çıktığını, fakat dünyadaki ‘yoksul ülkelerin kötü durumunu’ göz ardı ettiğini hissetmeleri olduğunu söyledi.
Yellen, “Durum böyle değil, hiçbir zaman böyle olmadı, dikkatimiz Ukrayna tarafından başka yöne çekilmiş gibi değil,” dedi.
ABD’li bakan, ABD’nin ve dünyanın ekonomik görünümü hakkında da konuşarak, ABD ve Avro bölgesinin ekonomik durumlarındaki farklılığa işaret etti. Yellen, Avrupa’nın büyük bir ksımının ‘ABD’den daha kötü durumda’ olduğunu söyledi.
Amerika
Lutnick: Davalar tarife müzakerelerini etkilemeyecek

ABD Ticaret Bakanı Howard Lutnick, Başkan Donald Trump’ın gümrük vergisi yetkisine ilişkin mahkeme mücadelesinin, temmuz ayı sonuna kadar önemli ortaklarla ticaret anlaşmaları üzerinde çalışan yönetimin elini zayıflatmayacağını savundu.
Lutnick, “Fox News Sunday” programında sunucu Shannon Bream’e verdiği demeçte, “Bizimle müzakere eden tüm ülkeler Donald Trump’ın gücünü ve Amerikan işçilerini koruma yeteneğini anlıyor. Bu yüzden bizimle müzakere ediyorlar. Bence bu bize bir hafta, belki bir hafta kaybettirdi. Ama sonra herkes masaya geri döndü. Herkes bizimle konuşuyor,” dedi.
ABD Uluslararası Ticaret Mahkemesinde üç yargıçtan oluşan bir heyet, geçen hafta oybirliğiyle Trump’ın kapsamlı küresel gümrük vergilerini engelleme kararı aldı ve başkanın ulusal acil durum ilanlarını cezai ekonomik önlemlere dönüştürmek için kullandığı yasanın “başkanın sınırsız gümrük vergileri uygulama yetkisi vermediğini” belirtti.
Bir temyiz mahkemesi geçen perşembe günü kararı geçici olarak durdurdu. Fakat bazı uluslararası müzakereciler, yargı kavgalarının ticaret müzakerelerinde kendi ellerini güçlendirebileceğini söylüyor.
Lutnick, Beyaz Saray’ın kararı daha yüksek mahkemelere taşıyacağını ve “başkanın her zamanki gibi kazanacağını” savundu.
Lutnick, “Gümrük vergileri kaldırılmayacak, emin olun. Başkanın o kadar çok yetkisi var ki, bu yetki tuhaf ve olağan dışı bir şekilde elinden alınsa bile, başka bir yetkiyi kullanırız. Kongre bu yetkiyi başkana verdi ve o da kullanacak,” dedi.
Bakan, Trump’ın gümrük vergisi uygulama yetkisi olduğunu çünkü “1,2 trilyon dolarlık ticaret açığı ve bunun tüm sonuçları ulusal acil durum” olduğunu söyledi.
Pazar günü ABC’ye konuşan Ulusal Ekonomi Konseyi Direktörü Kevin Hassett de Trump’ın bu yetkiye sahip olduğunu söyledi ve acil durumun nedeni olarak “tüm Amerikan savaşlarında ölenlerin toplamından daha fazla Amerikalının fentanilden öldüğü” iddiasını gösterdi.
Lutnick ayrıca, Trump’ın en ağır “karşılıklı gümrük vergileri”nin çoğuna ilişkin 90 günlük moratoryumun uzatılmasını öngörmediğini söyledi. Bu moratoryum temmuz ayı başında sona erecek.
Lutnick, “Bence çok, çok fazla anlaşma yapılacak. Bence hepsi hazırlık aşamasında. Şu anda birçok anlaşma imzalayabiliriz, ama bence bunları daha da iyi hale getirmeye çalışıyoruz,” dedi.
Bakan, anlaşma sağlanamazsa, Başkan Trump’ın ne tür bir anlaşma olacağını belirleyeceğini de vurguladı.
Amerika
Bir İngiliz, ABD’de Çin adına casusluk yapmakla suçlanıyor

ABD’li yetkililer, bir İngiliz vatandaşının Çin adına casusluk yapmakla suçlandığını doğruladı.
ABD Adalet Bakanlığı, 63 yaşındaki John Miller’ın eyaletler arası takip yapmak için komplo kurmak, komplo, kaçakçılık ve Silah İhracatı Kontrol Yasasını ihlal etmekle suçlandığını açıkladı.
Mail on Sunday gazetesi, bir komşusunun ifadesine göre, Miller’ın Kent’in Tunbridge Wells kasabasında yaşadığını ve iş için sık sık Uzak Doğu’ya seyahat ettiğini yazdı.
Adalet Bakanlığı, ABD’nin Miller’ı, suç ortağı olan 43 yaşındaki Çinli Cui Guanghai ile birlikte Sırbistan’dan iade edilmesini istediğini açıkladı.
ABD Savcılığı tarafından yayınlanan mahkeme belgelerinde, ikilinin “ABD’den Çin Halk Cumhuriyeti’ne yasadışı ihracat amacıyla füzeler, hava savunma radarları, insansız hava araçları ve ilgili kriptografik anahtarları içeren kriptografik cihazların tedarikini talep ettikleri” belirtildi.
İki adamın, bir kriptografik cihazı ABD’den Çin’e ihraç etmenin yollarını tartıştıkları ileri sürüyor. Bu tartışmalara cihazı bir blenderin içine saklamak ve önce Hong Kong’a göndermek de dahil.
İki adamın, kriptografik cihaz için ABD’deki bir kurye aracılığıyla ve bir ABD banka hesabına havale yoluyla yaklaşık 10.000 dolar depozito ödediği belirtildi.
İkiliye yöneltilen en ciddi suçlama olan Silah İhracat Kontrol Yasası’nı ihlal etmek. Bu suçun üst sınırdan cezası 20 yıl hapis.
İki adamın, Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’i eleştiren bir kişinin Kasım 2023’te Asya Pasifik Ekonomik İşbirliği (APEC) zirvesine katılmasını engellemek için bir komplo kurdukları da iddia ediliyor.
APEC zirvesinden önceki haftalarda, kurbanın arabasına takip cihazı yerleştirip lastiklerini keserek onu izlemek için eyaletler arası bir plan koordine ettikleri iddia ediliyor.
Diğer bir suç ise, muhalifin Xi ve eşinin iki yeni sanat eserini gösteren bir video kaydını internette yayınlamayı planlaması.
Bu “komplolarla” bağlantılı olarak, sanıkların kurbanı heykellerin çevrimiçi olarak sergilenmesinden vazgeçmesi için iki kişiye yaklaşık 36.500 dolar ödediği iddia ediliyor. Bu iki kişi FBI ile bağlantılıydı ve FBI’ın talimatıyla hareket ediyordu.
Başsavcı yardımcısı Todd Blanche, “İddia edildiği gibi, sanıklar anayasal ifade özgürlüğü hakkını kullanan bir ABD vatandaşını hedef aldı ve Çin rejimine hassas Amerikan askeri teknolojisini kaçırmak için komplo kurdu.
Bu, hem ulusal güvenliğimize hem de demokratik değerlerimize yönelik açık bir saldırıdır. Adalet Bakanlığı, ABD topraklarında yabancı baskıyı hoş görmeyecek ve düşman ülkelerin savunma sistemlerimize sızmasına veya bunları istismar etmesine izin vermeyecektir,” dedi.
Kaliforniya Merkez Bölgesi ABD savcısı Bill Essayli ise, iddianamede, Çinli yabancı aktörlerin, Çin hükümetini ve başkanını eleştirdiği için bir Amerikan yurttaşını hedef aldıklarının ileri sürüldüğünü açıkladı.
Essayli, “Ofisim, topraklarımızda suç faaliyetlerinde bulunan yabancı uyrukluları sorumlu tutmak için mevcut tüm yasal yöntemleri kullanmaya devam edecek,” dedi.
FBI Los Angeles saha ofisinin müdür yardımcısı Akil Davis ise, kurumunun, ABD’de yabancı liderler hakkında muhalif görüşler ifade eden kişileri hedef alan uluslararası baskıya müsamaha göstermeyeceğini belirtti.
Davis, “Her iki sanık da Los Angeles’ta ciddi takip suçlamalarıyla karşı karşıya ve ofisim, Çin Halk Cumhuriyeti’ni eleştiren bir kurbanı zorbalıkla ve şiddetle hedef aldıkları için onları sorumlu tutmayı planlıyor,” dedi.
Suçlu bulunması halinde Miller, komplo suçundan en fazla beş yıl, eyaletler arası takip suçundan en fazla beş yıl ve kaçakçılık suçundan en fazla 10 yıl hapis cezasına çarptırılabilir.
Amerika
Bessent: Temerrüde düşmeyeceğiz

ABD Hazine Bakanı Scott Bessent, federal borç tavanının artırılması için son tarih yaklaşırken ABD’nin “asla temerrüde düşmeyeceğini” söyledi.
Bakan, pazar günü CBS’nin “Face the Nation” programında verdiği röportajda, “Bu asla olmayacak. Uyarı aşamasındayız ve asla duvara çarpmayacağız,” dedi.
Cumhuriyetçi kongre liderleri, borç limitinin artırılmasını Başkan Donald Trump’ın vergi ve harcama tasarısına eklediler. Bu durum, temerrüdün önlenmesini, yasayla ilgili karmaşık müzakerelerin sonucuna bağlı hale getiriyor. ABD Senatosu, bu hafta tasarıyı görüşmek üzere yeniden toplanacak.
Bessent, Hazinenin nakit kaynaklarının tükeneceği ve borç tavanının içinde kalarak federal yükümlülüklerini zamanında yerine getirmesini sağlayan özel muhasebe önlemlerinin sona ereceği “X tarihi”ni belirtmeyi reddetti.
Yetkili, “X tarihini açıklamıyoruz çünkü bunu tasarıyı ilerletmek için kullanıyoruz,” dedi.
Geçen ay Bessent, Kongre üyelerine, borç tavanı o zamana kadar yükseltilmez veya askıya alınmazsa ABD’nin ağustos ayına kadar borçlanma yetkisini tüketmesinin muhtemel olduğunu söyledi.
Wall Street analistleri ve özel tahminciler, son tarihin ağustos sonu ile ekim ortası arasında olacağını öngörüyor.
Bessent, JPMorgan CEO’su Jamie Dimon’un tahvil piyasasında bir çatlak olacağı yönündeki uyarısına da karşı çıktı.
Bessent, “Jamie’yi uzun zamandır tanıyorum ve tüm kariyeri boyunca bu tür tahminlerde bulundu. Neyse ki hiçbiri gerçekleşmedi. Bu yüzden o harika bir bankacı. Geleceği öngörmeye çalışıyor,” dedi.
Bessent, açığı yavaş yavaş azaltacaklarını, bunun uzun bir süreç olacağını ve bu yüzden hedefin dört yıl içinde açığı azaltmak olarak belirlendiğini söyledi.
-
Dünya Basını1 hafta önce
Çin’de üretilen güneş panelleri ve bataryalar neden bu kadar ucuz?
-
Amerika2 hafta önce
İki İsrail elçiliği çalışanını öldüren Elias Rodriguez manifesto yazmış
-
Görüş2 hafta önce
Çin-Afrika enerji işbirliği: Kurak bölgelerin temiz enerji vahalarına dönüşümü
-
Ortadoğu2 hafta önce
Robert Ford: Ahmed Şara ile 2023’te İdlib’de görüştüm
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın Orta Doğu’daki ‘hasat turu’ dolu dolu sona erdi
-
Görüş2 hafta önce
İspanya’dan Türkiye’ye bakmak
-
Diplomasi1 hafta önce
Lavrov’un ziyareti ve Ermenistan’da son durum: Denge mi, savrulma mı?
-
Görüş1 hafta önce
Rusya ile müzakerelerde aklıselimin galip gelme ihtimali