Bizi Takip Edin

AMERİKA

ABD’nin Elon Musk sorunu

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) ve Silikon Vadisi ile karmaşık ilişkilere sahip SpaceX kurucusu ve Twitter (şu anda X) sahibi Elon Musk’ın ‘devlet içinde devlet’ olduğuna ilişkin şikayetler artıyor.

New Yorker’dan Ronan Farrow’un ‘Elon Musk’ın Gölge Saltanatı’ başlıklı makalesinde, ABD yönetiminin Musk’ın ‘kaprisleri’ olarak nitelendirilebilecek tavırlarından hayli rahatsız olduğu fakat Pentagon ve NASA’nın Musk’a bağımlılığı nedeniyle bu rahatsızlığın üzerine gidemediği anlatılıyor.

Özellikle Ukrayna savaşı ve Starlink uydularının Kiev’in hizmetine verilmesi söz konusu olduğunda bu bağımlılık daha ciddi bir hal alıyor. Farrow, geçen Ekim ayında Ukrayna hakkındaki bir hikayeyi aktarıyor. O zamanlar Pentagon’da Politikadan Sorumlu Savunma Bakanlığı Müsteşarı olan Colin Kahl, Paris’teki bir otel odasında Elon Musk ile telefonda görüşmüştü. Kahl, Musk’ın ‘teknik olarak bir diplomat ya da devlet adamı’ olmadığını kabul ediyordu, ama ‘bu konudaki etkisi göz önüne alındığında’ ona bir diplomat ya da devlet adamı gibi davranmanın önemli olduğunu hissettiğini belirtiyor.

Ukrayna ordusunun bağlantısını kesti

Musk’ın uzay şirketi SpaceX, aylardır Ukrayna genelinde internet erişimi sağlayarak Kiev güçlerinin saldırı planlamasına ve kendilerini savunmasına olanak tanıyor. Fakat o dönemde Ukrayna ordusu, Rusya’nın elindeki ‘tartışmalı bölgelere’ girdiklerinde bağlantılarının kesildiğini gördüler. Dahası, SpaceX kısa süre önce Pentagon’a bir ültimatom vermişti. Şirket, Ukrayna’da yıllık 400 milyon dolar civarında olduğunu hesapladığı maliyet üstlenilmezse, erişimi kesecekti.

Farrow’a konuşan üst düzey savunma yetkilisi, “Biraz paniklemeye başladık. [Musk] her an erişimi kapatabilirdi. Ve bunun Ukraynalılar için gerçek bir operasyonel etkisi olur,” dedi.

Silikon Vadisi’ndeki Ukraynalı göçmenlerin bağışları, ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) ve Avrupa hükümetleriyle yapılan sözleşmeler ve SpaceX’in pro bono [bedelsiz] katkıları binlerce Starlink ünitesinin Ukrayna’ya transferini sağladı. Ukrayna’nın sinyal birliklerinde görev yapan ve cephede Starlink erişiminin sağlanmasından sorumlu olan ve isminin sadece Mykola olarak açıklanmasını isteyen bir asker, New Yorker’a, “Bu, savaş alanındaki iletişimin temel omurgasıdır,” dedi.

NY Times: Elon Musk Kırım’a drone saldırısı için Starlink’i kullandırmıyor

Pentagon’a ‘maliyeti üstlenme’ çağrısı

İddiaya göre başlangıçta Musk, Ukrayna’nın dijital dönüşümden sorumlu bakanı Mıhaylo Fedorov’un sahadaki ekipmanların fotoğraflarını tweetlemesine cesaret verici bir yanıt vererek Ukrayna’ya kayıtsız şartsız destek verdi. Fakat savaş ilerledikçe SpaceX maliyet konusunda tereddüt etmeye başladı. SpaceX’in hükümet satış direktörü geçtiğimiz Eylül ayında Pentagon’a gönderdiği bir mektupta, “Ukrayna’ya daha fazla terminal bağışlayacak ya da mevcut terminalleri belirsiz bir süre için finanse edecek durumda değiliz,” diyordu.

Benzer dönemde Musk da Ukrayna savaşına ilişkin kuşkularını dile getirmeye başladı. Aspen’de iş ve siyaset dünyasından isimlerin katıldığı bir konferansta Musk, “Putin barış istiyor, Putin ile barış görüşmeleri yapmalıyız,” diyordu. Bir hafta sonra Musk, Ukrayna’nın sınırlarının yeniden çizilmesi için yeni referandumlar yapılmasını ve Kırım’ın kontrolünün Rusya’ya verilmesini öngören kendi barış planını tweetledi. Musk daha sonraki tweetlerinde Rusya lehine bir sonucu kaçınılmaz olarak nitelendirdi ve bazılarının ‘Rusya’yı tercih ettiğini’ savunduğu doğu Ukrayna bölgelerini vurgulayan haritalar ekledi.

Musk ayrıca Twitter takipçilerine plan hakkında anket yaptı. Milyonlarca kişi yanıt verdi ve yaklaşık yüzde altmışı öneriyi reddetti.

Makalede görüşlerine yer verilen Ukrayna ordusundan bir sinyal uzmanı, askerlerin Rusya’ya bağlanan Donetsk, Lugansk, Herson, Zaporijya gibi bölgelere girdikleri anda Starlink bağlantılarının kesildiğini ileri sürüyor. Amerikalı ve Ukraynalı yetkililer, SpaceX’in erişim alanlarını ‘kordon altına alarak’ coğrafi sınırlama yoluyla bağlantıyı kestiğine inandıklarını söylüyorlar.

Joe Biden’ın Elon Musk sancısı

SpaceX diğer savunma sanayii tekelleri gibi değil

Üst düzey bir savunma yetkilisi, bu konuda ne yapabileceklerini anlamak için bakanlık içinde bir dizi toplantı yaptıklarını itiraf ediyor. Ona göre Musk’ın rolü, hükümetin aracı rolü gibi ‘alışılmadık zorluklar’ ortaya çıkarıyordu. Yetkili, “Onu sözleşmeyi ihlal etmekle falan suçlayamayız. Pentagon’un SpaceX ile sözleşmeye dayalı bir anlaşmaya varması gerekecekti ki en azından Musk bir sabah uyanıp artık bunu yapmak istemediğine karar veremesin,” ifadelerini kullanıyor.

Normalde bu tip bir müzakere Pentagon’un satın alma departmanı tarafından yürütülüyor. Fakat New Yorker’a göre Musk, Boeing, Lockheed ya da diğer savunma sanayi devleri türü bir satıcıdan daha fazlası haline gelmiş durumda. Farrow’un aktardığına göre, Musk’la Paris’ten telefonda görüşen Kahl ‘saygılıydı.’ Görüşmenin gizli olmayan konuşma notlarına göre, Musk’a Ukrayna’daki çabaları için teşekkür etti, katlandığı yüksek maliyetleri kabul etti ve bir sözleşme tasarlamak için birkaç hafta rica etti.

Kahl’a göre Musk hemen ikna olmamıştı: “Benim çıkarımım, Starlink’in katılımının Rusya’da giderek Ukrayna’nın savaş çabalarını desteklediği şeklinde algılanmasından tedirgin olduğu ve Rusya’nın endişelerini yatıştırmanın bir yolunu aradığı yönündeydi.”

Bakanlık ile SpaceX anlaştı

Pentagon yetkililerini ‘dehşete düşüren’ Musk, Putin ile şahsen konuştuğunu açıkladı. Farrow’a konuşan bir başka kişi de Musk’ın Rusya yanlısı barış planını tweetlemeden önceki haftalarda da aynı iddiada bulunduğunu ve Kremlin ile istişarelerinin ‘düzenli olduğunu’ söylediğini aktardı. Musk daha sonra Putin ile Ukrayna hakkında konuştuğunu inkar etti.

On beş dakikalık görüşmenin ardından Musk Pentagon’a daha fazla zaman vermeyi kabul etti. Ayrıca, kamuoyundan gelen tepkiler üzerine ve bariz bir kızgınlıkla, hizmeti kesme tehditlerini geri çekti. “Canı cehenneme,” diye tweet atıyordu, “Starlink hala para kaybediyor ve diğer şirketler vergi mükelleflerinin milyarlarca dolarını alıyor olsa da, biz Ukrayna hükümetini ücretsiz olarak finanse etmeye devam edeceğiz.” Nihayetinde Haziran ayında Savunma Bakanlığı, SpaceX ile bir anlaşmaya vardığını duyuruyordu.

Elon Musk’tan yapay zeka araştırmalarını durdurma çağrısı

ABD’nin Musk’a bağımlı olduğu alanlar

ABD hükümetinin birçok alanda Elon Musk’ın şirketlerine bağımlı olduğu bir sır değil.

SpaceX şu anda NASA’nın ABD topraklarından uzaya mürettebat taşımasının tek aracı ve bu durum en az bir yıl daha devam edecek. Birçok yetkili NASA’nın temel hizmetler için SpaceX’e bel bağlamasından endişe duyduklarını söylüyor. Eski NASA Başkanı Jim Bridenstine, “Devlet tekelinden daha kötü tek bir şey vardır. O da hükümetin bağımlı olduğu özel bir tekeldir. Tüm yumurtalarımızı tek bir sepete koyduğumuzdan endişe ediyorum ve bu sepet de SpaceX sepeti,” diyor.

Öte yandan, bazı yetkililer, şirketle ilgili gerginliklere rağmen, bunun hükümet bürokrasilerini ‘daha kıvrak hale getirdiğini’ öne sürüyor. NASA’nın uzay operasyonlarından sorumlu yönetici yardımcısı Kenneth Bowersox, “SpaceX ve NASA birlikte çalıştığında, optimum hıza daha yakın çalışıyoruz,” iddiasında bulunuyor.

Bunun yanı sıra, hükümetin otomobil endüstrisini elektrikli otomobillere yönlendirme planı, ABD otoyolları boyunca şarj istasyonlarına erişimin artırılmasını gerektiriyor. Tesla, ülkenin büyük bir bölümünü kendi özel şarj istasyonlarıyla doldurdu ve Biden yönetimi, Musk’ın hoşlanmadığı evrensel şarj standardı düzenlemesini gevşetti. Tesla, istasyonlarını diğer şarj standardıyla uyumlu hale getirdiği sürece milyarlarca dolar sübvansiyon almaya hak kazandı.

Son yirmi yılda Musk, onlarca yıllık özelleştirmelerin ve altyapı yatırımlarının geri çekilmesinin ardından devletin geri çekildiği kritik alanlarda iş fırsatları yaratmayı başardı. New Yorker’a konuşlan NASA, Savunma Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Federal Havacılık İdaresi ve Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresinden mevcut ve eski yetkililer, Musk’ın etkisinin işlerinde ‘kaçınılmaz hale geldiğini’ söylüyor ve birçoğu artık ona bir tür ‘seçilmemiş yetkili’ gibi davrandıklarını vurguluyor.

New Yorker muhabiri daha da ileri giderek şunları yazdı: “Bir Pentagon sözcüsü, Musk’ı Ukrayna’daki rolüyle ilgili sorularımdan haberdar ettiğini ve ancak Musk’ın izniyle konuyla ilgili bir yetkiliyle röportaj yapabileceğini söyledi. Bana, ‘Elon isterse sizinle konuşuruz,’ dedi.”

Geçen yıl bir podcast röportajında Musk’a Amerikan hükümetinden daha fazla etkiye sahip olup olmadığı sorulduğunda, cevabı “Bazı açılardan [evet],” olmuştu. Musk ile birlikte PayPal’ı kuran Reid Hoffman, Musk’ın tutumunun, ‘14. Louis gibi: ‘L’état, c’est moi [Devlet benim]’ olduğunu ileri sürüyor.

Çin ile ilişkiler

Elon Musk ve Tesla’nın Çin’deki yatırımları da ABD yönetiminin başını ağrıtıyor. Musk, Ukrayna’ya verdiği Starlink desteğinin Pekin tarafından hoş karşılanmadığını itiraf etmişti.

Musk kısa süre önce Financial Times’a (FT) Pekin’in Kiev’e internet hizmeti sağlama kararını onaylamadığını söylemiş ve benzer teknolojiyi Çin’de kullanmayacağına dair güvence istediğini aktarmıştı. Aynı röportajda, Çin’in Tayvan üzerinde kontrol sağlama çabalarına ilişkin sorulara da başka bir barış planı ortaya atarak yanıt vermişti. Musk, Tayvan’ın, ‘ortaklaşa kontrol edilen’ bir idari bölge haline gelebileceğini öne sürmüştü.

Bu bahar Pekin’e yaptığı bir gezi sırasında Musk, Reuters’ın ‘dalkavukluk ve ziyafetler’ olarak özetlediği bir şekilde karşılanmıştı. Musk aralarında Çin Dışişleri Bakanının da bulunduğu üst düzey yetkililerle bir araya gelmişti.

Pentagon, Silikon Vadisini kıskaca aldı: Sermaye, savunma sanayisine akıyor

Musk’ın yüksek yerlerdeki tanıdıkları

Bununla birlikte, ünlü milyarderin Amerikan müesses nizamı içinde, özellikle de Pentagon’da iyi ilişkilere sahip olmaya devam ettiği görülüyor.

Örneğin Musk aralarında Genelkurmay Başkanı General Mark Milley’in de bulunduğu bazı yetkililerle hayli yakın. Milley New Yorker’a, birkaç yıl önce Milley’in Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde tanıştıklarından beri savaşta teknoloji uygulamaları-yapay zeka, elektrikli araçlar ve otonom makineler üzerine konuştuklarını söyledi. Ona göre Musk, “Savaşın karakterindeki temel değişim ve ABD ordusunun modernizasyonu konusundaki düşüncelerimi şekillendirmeme yardımcı olan bir içgörüye sahip.” Dahası, Milley’e göre, Starlink tartışmaları sırasında Musk tavsiye almak için onu aradı.

Fakat Musk’ın Pentagon üzerindeki etkisinden şikayet edenler de yok değil. Bir Pentagon yetkilisi, “Elon’un bu şirketi yönettiği ve kendi kontrolü altında özel bir işletme olduğu bir dünyada yaşarken, onun lütfuyla geçiniyoruz. Bu berbat bir şey,” diyor.

AMERİKA

Biden ile Trump bu gece ilk münazaralarına çıkacak

Yayınlanma

ABD Başkanı Joe Biden ile Cumhuriyetçi başkan adayı Donald Trump bu gece Türkiye saati ile 04:00’te ilk münazalarına çıkacak.

İki başkan adayının Gazze ve Ukrayna’daki savaşlardan ekonomiye kadar birçok başlıkta kozlarını paylaşması bekleniyor.

Münazarada Başkan Biden’ın geleneksel müttefikler arasında birliğe yönelik söyleminin, eski Başkan Trump’ın sert söylemi ve dış politika söylemiyle tezat oluşturması bekleniyor.

Anketlere göre Ukrayna ve İsrail ABD’li seçmenler için en önemli öncelikler olmasa da, iki adayın söyledikleri, özellikle Trump’ın değişimden yana tavır koymaya çalıştığı ve Biden’ın Cumhuriyetçilerin ABD çıkarlarına zarar vereceğini savunduğu bu sıkı seçim yarışında önemli olabilir.

Hem Trump hem de Biden kararsız ve bağımsız seçmenlere hitap etmeye çalışıyor ve münazara her ikisi için de çok önemli bir an olacak.

Öte yandan Pew Araştırma Merkezi’nin şubat ayında yaptığı bir ankete göre Amerikalıların çoğunluğu her iki savaşın da kendileri için bir şekilde önemli olduğunu düşünüyor. Pew araştırma müdür yardımcısı Jacob Poushter, seçmenlerin yüzde 59’unun Ukrayna’nın Rusya ile savaşının önemli olduğunu, yüzde 65’inin ise Gazze savaşının önemli olduğunu söylediğini belirtti.

Gazze’deki çatışma Biden’ı zorlarken bazı eyaletlerde Demokrat tabandan tepki gördüğü biliniyor. Trump ise kendisinin başkan olması durumunda İsrail’in güvenliğine birincil önem vereceğine işaret ediyor.

Amerikan seçmenlerin ABD’nin dışarıya yayılmasına da karşı olduğuna yönelik anketler var. Trump’ın “Önce Amerika” sloganı bu gruba hitap ediyor. Trump’ın destekçileri ayrıca eski başkanın felsefesinin ve Amerikan müdahalesinin bir bedeli olduğu yönündeki açık mesajının ABD müttefiklerini kendi güvenlikleri ve savunmaları için daha fazla sorumluluk almaya ittiğini söylüyor.

Öte yandan POLITICO’da yer alan habere göre, Trump’ın iş dünyasına yönelik olumlu sinyallerine karşı, Biden’ın ekibi münazarada daha “popülist” söylemleri ön plana çıkararak Başkan’a “milyarderlere ve büyük sermayaye” vurmasını öneriyor.

Trump’ın ise ana hücum noktasının göç meselesi olması bekleniyor. New York Times, Trump’ın Biden’ın geçen haftalarda yayınladığı Meksika sınırına ilişkin başkanlık emrine de yüklenmesinin beklendiğini yazıyor.

Biden’ın ise, Trump’ın son haftalarda yalpaladığı ve sağcı-muhafazakâr Cumhuriyetçilerin de tepkisini çektiği federal kürtaj yasağı ile rakibini vurmak isteyeceği konuşuluyor.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Küresel birleşme ve satın almalarda toparlanmayı ABD yönlendiriyor

Yayınlanma

Küresel birleşme ve satın alma anlaşmaları, ABD’deki devralma işlemlerindeki artış ve mega birleşmelerdeki yükselişin azalan satın alma sayısını dengelemesiyle 2024 yılının ilk yarısında 1,5 milyar dolara ulaştı.

Financial Times’ın Londra Menkul Kıymetler Borsası Grubu tarafından derlenen yıl ortası verilerinden aktardığına göre, 10 milyar doların üzerindeki büyük anlaşmalardaki yüzde 70’lik artışın etkisiyle, yapılan anlaşmaların değeri bir önceki yıla göre yüzde 22 daha yüksek oldu.

Fakat toplam anlaşma sayısı yüzde 25 azalarak son dört yılın en düşük seviyesine gerilerken, anlaşma piyasasının bel kemiğini oluşturan 500 milyon dolar ve altındaki satın almalar değer bazında yüzde 13 düştü.

JPMorgan’da birleşme ve satın almalar küresel başkanı olan Anu Aiyengar, “Bu yıl birleşme ve satın almalar geçen yıla göre çok daha iyi. Fakat bu düşük bir çıta, çünkü geçen yıl zor bir yıldı,” dedi.

Geçici toparlanma, faiz oranlarının pandemi dönemi anlaşma patlamasını tetikleyen ultra düşük seviyelerden yükselmesiyle 2023’te birleşme ve satın alma faaliyetlerinin son 10 yılın en düşük seviyesine gerilemesinin ardından geldi.

Fakat durum kırılganlığını koruyor. Üst düzey bir Avrupalı bankacı, “Tüketici ile ilgili endişeler var, seçimlerle ilgili endişeler var, faizler insanların umduğu kadar hızlı düşmedi. Tüm bunlar daha fazla dalgalanma getiriyor,” ifadelerini kullandı.

ABD bu yılın ilk yarısında birleşme ve satın alma faaliyetlerinin lokomotifi oldu ve anlaşma değeri yüzde 43 artışla 796 milyar dolara ulaştı. Bu rakam küresel toplamın yarısından fazlası ve ülkenin 2019’dan bu yana küresel pazardaki en büyük payı.

Avrupa’daki anlaşma sayısı değer bazında yüzde 43 artarken, Asya-Pasifik bölgesi yüzde 21 geriledi.

İkinci çeyrekte öne çıkan anlaşmalar arasında ABD’li petrol ve gaz üreticisi ConocoPhillips’in küçük rakibi Marathon Oil’i 22,5 milyar dolara satın alma hamlesi yer alırken, bu hamle ExxonMobil’in rakibi Hess’i satın almasıyla Permian Havzası’nda yaşanan bir dizi birleşmenin sonuncusu oldu.

Bu arada Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi, bu ay önerdiği teklifi artırmasının ardından Alman kimya grubu Covestro’yu devralmak için 14,4 milyar avroluk bir anlaşmaya yaklaşıyor.

Rapora göre, enerji alanındaki anlaşmalar bu yıl yüzde 27 artarak 254 milyar dolara ulaştı ve teknolojinin ardından en iyi sektör oldu.

Yine de büyük anlaşmalardaki artış birleşme ve satın almaları Covid-19 sonrası durgunluktan tamamen kurtarmaya yetmedi ve Haziran sonuna kadarki üç aylık dönemde anlaşma hacmi art arda sekizinci çeyrekte de 1 trilyon doların altında kalmaya devam etti.

Orta piyasa işlemleri daha yavaş bir hızda devam ederken, finansal hizmetler, Capital One’ın Şubat ayında rakibi Discover Financial’ı 35,3 milyar dolara satın almak için yaptığı anlaşmayla desteklenen sektördeki işlem hacminin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 60 artmasıyla işlemler için parlak bir nokta olduğunu kanıtladı.

Goldman Sachs, JPMorgan ve Morgan Stanley gibi büyük bankalar birleşme ve satın alma danışmanlık ücretleri pazarındaki paylarını küresel toplamın yaklaşık yüzde 35’ine yükseltse de bu oran New York’lu Centerview Partners’ın başını çektiği “butik bankaların” biraz altında kaldı.

Goldman Sachs yılın ilk yarısında ABD ve Avrupa’da şirket birleşmelerinde en çok danışmanlık yapan şirket oldu.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

Bolivya’da darbe girişimi başarısız oldu

Yayınlanma

Bolivya’da çarşamba günü zırhlı araçlar hükümet sarayının kapılarını kırarak Devlet Başkanı Luis Arce’ye karşı bir darbe girişiminde bulundu. 

Arce’nin destekçileri ve sendikalar darbeye karşı sokağa çıkma çağrısı yapıp Arce de teslim olmayı reddedince, darbe girişimi sönümlenmeye başladı.

Devlet Başkanın destekçileri ellerinde Bolivya bayrakları ile meydanlara dökülürken askerler başkanlık sarayından geri çekildi. Aynı zamanda Arce askerlere geri çekilme emri veren yeni bir ordu komutanı atadı.

Bolivya lideri, “İşte buradayız, Casa Grande’de herhangi bir darbe girişimine karşı koymak için sağlam duruyoruz. Bolivya halkının örgütlenmesine ihtiyacımız var,” açıklamasında bulundu.

Bolivya televizyonunda yayınlanan videoda görüldüğü üzere Arce, saray koridorunda isyana liderlik ettiği anlaşılan ordu genel komutanı Juan José Zúñiga ile karşı karşıya geldi. Arce, “Ben sizin liderinizim ve size askerlerinizi geri çekmenizi emrediyorum ve bu itaatsizliğe izin vermeyeceğim,” derken görüldü.

Darbeci Zúñiga’nın tereddüdü yenilgi getirdi

Hükümet binasına girmeden önce Zúñiga meydanda gazetecilere demeç verdi ve “Elbette yakında yeni bir bakanlar kurulu olacak; ülkemiz, devletimiz bu şekilde devam edemez,” dedi fakat “şimdilik” Arce’yi başkomutan olarak tanıdığını söyledi.

Zúñiga açıkça bir darbeye liderlik ettiğini söylemedi, fakat sarayda, ordunun “demokrasiyi geri getirmeye ve siyasi mahkumları serbest bırakmaya” çalıştığını söyledi.

Arce ise, X hesabından yayınladığı bir mesajda “demokrasiye saygı gösterilmesi” çağrısında bulundu. Haber kaynaklarına gönderdiği video mesajında Arce, hükümet yetkilileriyle çevrili sarayın içinden, “Bolivyalıların canını almaya yönelik darbe girişimlerine bir kez daha izin veremeyiz,” dedi.

Bir saat sonra Arce, destekçilerinin tezahüratları arasında ordu, donanma ve hava kuvvetlerinin yeni başkanlarını açıkladı. Videoda askerlerin hükümet sarayının dışında barikatlar kurduğu görüldü.

Yeni atanan ordu komutanı José Wilson Sánchez, “Seferber olan herkese birliklerine dönmelerini emrediyorum. Kimse sokaklarda gördüğümüz görüntüleri istemiyor,” açıklamasında bulundu.

Darbeci general, Arce’yi “darbeyi kurgulamakla” suçladı

Bolivya Başsavcılığının General Zúñiga hakkında tutuklama emri çıkarmasının ardından Zúñiga gözaltına alındı.

Subay tutuklandığı sırada Luis Arce’yi “popülaritesini artırmak” için darbe girişimi düzenlemekle suçladı.

Zúñiga gözaltına alınırken, “Pazar günü La Salle okulunda başkanla görüştüm ve başkan bana ‘Durum çok berbat, bu hafta kritik olacak. Bu yüzden popülaritemi arttırmak için bir şeyler hazırlamam gerekiyor’ dedi,” iddiasında bulundu.

Arce ile yaptığı iddia edilen konuşmayı anlatmaya devam eden general, Arce’ye “zırhlı araçları çıkarmaları gerekip gerekmediğini” sorunca Arc’nin olumlu yanıt verdiğini öne sürdü. Zúñiga’ya göre, aynı gece askeri araçlar seferber edilerek hazırlıklara başlandı.

Gözaltına alınmadan önce Zúñiga bunun bir “kendi kendine darbe” olduğunu iddia etti.

Yerel basın, generalin terörizm ve devletin güvenliğine ve egemenliğine karşı silahlı ayaklanma suçlarından yargılanacağını iddia ediyor.

Daha sonra yetkililer çarşamba günkü olaylara adı karışan ikinci bir kişinin, Bolivya donanmasının eski komutanı Juan Arnez Salvador’un tutuklandığını duyurdu.

ABD “durumu yakın izliyor”

Darbe girişiminin ardından Brezilya, Küba, Kolombiya, Meksika, Venezuela, Şili ve Honduras gibi Latin Amerika ve Karayipler ülkeleri de Arce’ye desteklerini açıkladılar.

ABD ise yalnızca “durumu yakından izledikleri” yönünde bir açıklama yaptı.

Hafta başında Bolivya’da iktidar çevreleri, ABD destekli bir darbe girişiminin hazırlandığına ilişkin uyarılarda bulunmuşlardı.

İktidar partisi MAS’ta Morales-Arce çekişmesi mi?

Bolivya, ekonomik sorunların yanı sıra bir süredir iktidar partisinin en üst kademelerinde yaşanan çatlaklarla da sarsılıyordu.

Arce ve bir zamanlar müttefiki olan eski Devlet Başkanı Evo Morales, 2025’teki seçimler öncesinde Sosyalizme Doğru Hareket’in (MAS) geleceği için mücadele ediyor.

Zuniga, pazartesi günü televizyona çıkıp gelecek yıl yeniden aday olması halinde Morales’i tutuklayacağını söylemesinin ardından görevden alınmıştı.

Başkanlık görev dönemini sınırlayan yasalar, Morales’in yeniden aday olmasına izin vermiyor.

Arce, kamuoyuna yaptığı çeşitli açıklamalarda, “görev süresini kısaltmayı” amaçlayan “yumuşak bir darbenin” hedefi olduğunu ve bunun arkasında Morales’in takipçilerinin bulunduğunu ileri sürmüştü.

Eski başkan ise Arce’nin MAS liderliğini ele geçirerek yeniden başkanlık adaylığı isteğini baltalamaya çalıştığını söyledi.

Bolivya aynı zamanda yakıt ve döviz kıtlığı nedeniyle ciddi bir ekonomik krizle karşı karşıya. Buna karşı sendikaların sokağa çıkması nedeniyle Arce, Morales’i suçluyordu.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English