Bizi Takip Edin

ORTADOĞU

ABD’nin Irak’taki hedefi: Mühendis’in askerleri

Yayınlanma

Gazze’yi işgal eden ve on binlerce sivilin ölümüne neden olan İsrail’e verdiği destek nedeniyle ABD’ye yönelik saldırılar devam ediyor. Bugüne kadarki en ciddi saldırı olduğu değerlendirilen Erbil’deki ABD üssünün vurulmasına, ABD üç İHA üssünü hedef alarak karşılık verdi. ABD’nin Irak’ta hedefe koyduğu Haşdi Şabi bileşenlerinden Kataib Hizbullah’ın kurucusu 3 Ocak 2020’de ABD’nin Kasım Süleymani’yi hedef alan saldırısında hayatını kaybeden Ebu Mehdi el-Mühendis’ti.

ABD, Pazartesi günü Kuzey Irak’ta üç Amerikan askerinin yaralandığı ve birinin durumunun kritik olduğu saldırı da dâhil Irak ve Suriye’deki Amerikan mevzilerine yönelik bir dizi saldırıya karşılık olarak Irak’ta üç insansız hava aracı tesisini vurduğunu açıkladı.

Savunma Bakanı Lloyd Austin yaptığı açıklamada, “Bu hassas saldırılar, İran’a bağlı Kataib Hizbullah ve bağlantılı grupların Erbil Hava Üssü’ne düzenlediği saldırı da dahil olmak üzere, İran destekli milisler tarafından Irak ve Suriye’deki ABD personeline yönelik bir dizi saldırıya bir yanıt niteliğinde ve doğrudan sorumlu olan İran’a bağlı milis grupların saldırı kapasitelerini azaltmayı hedefliyor” dedi.  Austin açıklamasında saldırıları Başkan Joe Biden’ın yönettiğini söyledi. Austin, “Bölgede çatışmayı tırmandırmak istemesek de halkımızı ve tesislerimizi korumak için daha fazla gerekli önlemleri almaya kararlıyız ve tamamen hazırız” dedi.

ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı’ndan yapılan ayrı bir açıklamada ise ilk değerlendirmelerin ABD’nin gruplara yönelik hava saldırılarının Kataib Hizbullah ve diğer gruplar tarafından kullanılan tesisleri imha ettiğini ve “muhtemelen bir dizi Kataib Hizbullah militanını öldürdüğünü” gösterdiği belirtildi. Irak’ta yerel medya organı Shafaak News’de yer alan haberde, ABD güçlerinin saldırılarında 20 Haşdi Şabi mensubunun yaralandığı belirtildi.

Beyaz Saray’dan yapılan yazılı açıklamada, dün sabah saatlerinde Kataib Hizbullah örgütünün Irak’taki Amerikan üssüne düzenlediği İHA saldırısında 3 ABD askerinin yaralandığı kaydedildi.

Kataib’i Hizbullah ya da Hizbullah Tugayları olarak bilinen örgüt Haşdi Şabi çatışı altında bulunuyor. Haşdi Şabi, IŞİD’in Irak’ta 2014’te Musul’u ele geçirmesinin ardından Irak’ın Şii dini lideri Ayetullah Sistani’nin fetvası sonrası kuruldu. Önceleri Irak’ın resmi ordusundan ayrı olarak faaliyet yürüten ve birçok milis gücün çatı örgütü konumunda bulunan Haşdi Şabi 2018’da Irak ordusuna resmen entegre edildi. ABD’nin 3 Ocak 2020’de İran Devrim Muhafızları Ordusu’na bağlı Kudüs Gücü Komutanı General Kasım Süleymani’yi hedef alan bombalı saldırıda Haşdi Şabi örgütünün Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Mühendis de hayatını kaybetmişti. Mühendis, aynı zamanda Kataib Hizbullah’ın kurucusuydu.

Mühendis’in de öldürüldüğü saldırının ardından Haşdi Şabi, ABD üslerine saldırılarını yoğunlaştırdı. Örgüt, ABD dahil tüm koalisyon güçlerinin bölgeden ayrılmasını istiyor.

İsrail’in Gazze’yi karadan işgaliyle eşzamanlı başlayan Suriye ve Irak’taki Amerikan mevzilerini hedef alan saldırılara yanıt olarak ABD, bu tür gruplara karşı beşinci kez askeri müdahalede bulunuyor.

Irak’ta daha önce düzenlenen bir saldırıda bir Amerikalı müteahhit kalp krizi geçirerek ölmüş, başka bir saldırıda ise bir kışlaya düşen insansız hava aracı herhangi bir Amerikan askerini öldürmemişti. Dün Erbil’de Amerikan üssüne isabet eden tek yönlü insansız hava aracıyla gerçekleştirilen saldırının şimdiye kadarki en ciddi saldırı olduğu anlaşılıyor.

ORTADOĞU

İsrail’de hükümet-yargı kavgası yeniden alevlendi

Yayınlanma

İsrail’de hükümet ile yargı arasında tansiyonu yeniden yükselten bir karar geldi. Yüksek Mahkeme, gece yarısı alınan hükümet kararına karşı harekete geçerek, Şin-Bet Direktörü Ronen Bar’ın görevden alınmasını geçici olarak durdurdu.

7 Ekim’de Hamas’ın düzenlediği baskın öncesinde İsrail’de siyaset gündeminin en hararetli başlığı “yargı reformu”ydu. Bu reform girişimi, kararları üzerindeki yargı denetimini kırmak isteyen hükümet ile Yüksek Mahkeme’yi sert biçimde karşı karşıya getirmiş; ülkede kitlesel protestolara yol açmıştı. Ancak 7 Ekim sonrası başlayan savaş atmosferi bu gerilimi bir süreliğine gölgede bırakmıştı. Şimdi ise, savaşın gölgesinde geçen ayların ardından, İsrail yargısı ile hükümeti yeniden açık bir çatışma yaşıyor.

“Qatargate” skandalını soruşturan Şin-Bet Direktörü görevden alındı

Yüksek Mahkeme, Ronen Bar’ın görevden alınmasına karşı açılan davalar sonuçlanana kadar hükümetin kararına tedbir koyduğunu açıkladı. Mahkeme, ilgili itirazları en geç 8 Nisan’a kadar görüşeceğini belirtti.

Başbakan Binyamin Netanyahu liderliğindeki hükümet, yaptığı oylamayla Bar’ın en geç 10 Nisan’a kadar görevden alınmasına karar vermişti.

Hükümetten sert tepki

Kararın hemen ardından hükümet cephesinden tepki gecikmedi. İletişim Bakanı Shlomo Karhi, Yüksek Mahkeme’nin müdahalesini sert sözlerle eleştirdi. Karhi, mahkemenin böyle bir konuda yetkisi olmadığını savunarak, “Bu konuda hukuki bir yetkiniz yok. Bu, hükümetin yetki alanıdır. Verdiğiniz karar geçersizdir” dedi.

Likud Partisi üyesi Karhi, hükümetin dün gece aldığı kararı hatırlatarak Bar’ın görev süresinin 10 Nisan veya daha erken bir tarihte sona ereceğini ve yerine yeni bir bir Şin-Bet başkanının atanacağını söyledi.

Muhalefetten Yüksek Mahkeme’ye destek

Karara muhalefetten ise destek geldi. Demokratik İsrail Partisi Başkanı Yair Golan, Yüksek Mahkeme’nin tedbir kararını “önemli bir kazanım” olarak nitelendirdi. Golan, “Halkın kitlesel seferberliği etkisini gösteriyor, yılmadan süren sivil mücadele başarıya ulaşıyor” diyerek kararın arkasında halk desteğinin yattığını savundu.

Ronen Bar’ın “kötü ve tehlikeli bir hükümete karşı durarak cesaret gösterdiğini” ifade eden Golan, demokrasi için verilen mücadelenin süreceğini belirtti. Golan, hükümetin Gazze Savaşı sürecinde sıkça kullandığı bir sloganı da muhalefet lehine uyarlayarak, “Savaşacağız ve kazanacağız” dedi.

Netanyahu’nun yargı reformu Yüksek Mahkeme’den döndü

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

İsrailli Bakandan “zorunlu göç ve işgal” tehdidi

Yayınlanma

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, İsrail ordusuna “Gazze’de yeni bölgelerin ele geçirilmesi, Filistinlilerin zorla göç ettirilmesi ve Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgelerin genişletilmesi” talimatı verdiğini aktardı.

Hamas’ın İsrailli esirleri serbest bırakmayı reddettiğini ileri süren Katz, Hamas bu tavrını devam ettirdikçe “daha fazla toprak kaybedeceğini ve İsrail’in bu toprakları ilhak edeceğini” açıkladı.

Katz, “İsrail ordusunun Filistinlileri sürgün ederek kara işgaliyle ele geçirdiği noktalarda kalıcı kontrol sağlayacağını” söyledi.

Gazze Şeridi’ne yönelik havadan, denizden ve karadan şiddetli saldırıların süreceği tehdidini yineleyen Katz, şu ifadeleri kullandı: “Gazze nüfusunu güneye tahliye etmek ve ABD Başkanı (Donald) Trump’ın Gazze sakinleri için gönüllü transfer planını uygulamak da dahil tüm askeri ve sivil baskı araçlarını kullanacağız.”

İsrail ordusu Gazze’ye bomba yağdırıyor

İsrail ordusu, Gazze Şeridi’nde 19 Ocak’ta yürürlüğe giren ateşkesin ardından 18 Mart sabahı şiddetli saldırılarına yeniden başladı.

İsrail ordusunun saldırıları yeniden başlatmasından itibaren çoğunluğu yaşlı, kadın ve çocuk olmak üzere 600’e yakın Filistinli hayatını kaybetti, yaklaşık 1000 kişi yaralandı.

Ateşkesi bozan İsrail, yeni ateşkes tekliflerini reddettiği gerekçesiyle Hamas’a karşı “gittikçe artan askeri güçle” hareket edeceğini duyurdu.

Hamas ise “İsrail’in verdiği sözlere uymadığını ve ateşkese arabulucu ülkelerin gözü önünde sorumluluklarını yerine getirmeyerek Gazze Şeridi’nde Filistin halkına karşı soykırımını yeniden başlattığını” açıkladı.

İsrail’in saldırıları, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun iç istihbarat teşkilatı Şin-Bet Direktörü’nü görevden alması gibi tartışmalı siyasi adımlarının gölgesinde başlatması dikkati çekti.

Okumaya Devam Et

ORTADOĞU

Eski Şin-Bet Direktörü: Netanyahu “gayrimeşru” taleplerde bulundu

Yayınlanma

Yoram Cohen

İsrail iç istihbarat servisi Şin Bet’in eski direktörü Yoram Cohen, görev süresi boyunca Başbakan Binyamin Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez gayimeşru taleplerde bulunduğunu açıkladı. Cohen, güvenlik teşkilatının yeni başkanının bu tür taleplere karşı duramayabileceğinden endişe ettiğini belirtti.

İsrail’in Kanal 12 televizyonuna verdiği röportajda Cohen, Netanyahu kabinesinin mevcut Şin-Bet Başkanı Ronen Bar’ın görevden alınmasına onay vermesinin ardından, kurumun etkinliğinin yeni atanacak isme bağlı olduğunu söyledi.

Cohen, “Eğer [Bar] görevini tamamlar ve yerine şu anki iki yardımcısından biri ya da eski yardımcılarından biri atanırsa ki bu üç isim de değerli kişiler, o zaman işlerin usulüne uygun yürütüleceğine dair içimiz rahat olabilir” dedi.

Ancak Cohen, bu üç ismin dışında biri atanırsa, “Başbakana karşı kendini ‘borçlu’ hisseden biri göreve gelebilir. Böyle biri göreve başlarken daha en baştan işi gerektiği gibi yapmaktan kaçınabilir” ifadelerini kullandı.

“Başbakan, gelecekte karşılaşacağımız pek çok mesele nedeniyle, yeni direktörden de gayrimeşru taleplerde bulunabilir. Zira Başbakan, Şin-Bet başkanından meşru olmayan taleplerde bulunuyor” diyen Cohen, bu iddiaların kişisel deneyimlerine dayandığını da belirtti.

Netanyahu’nun kendisinden birden fazla kez “meşruiyeti sorgulanabilir ve yasal sınırda” taleplerde bulunduğunu söyleyen Cohen, aynı taleplerin kendisinden sonra göreve gelen Nadav Argaman ve mevcut başkan Ronen Bar’a da iletildiğini ifade etti.

İsrail’in, devlete değil kişilere sadakat gösteren bir Şin-Bet direktörüyle karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Cohen, böyle bir ismin, Başbakana siyasi muhalefet edenlere karşı “siyasi gerekçelerle” harekete geçebileceği uyarısında bulundu.

Cohen, daha önce 2011’de Netanyahu’nun, gizli bir güvenlik toplantısından bilgi sızdırıldığı şüphesiyle üst düzey savunma yetkililerinin telefonlarının dinlenmesini istediğini öne sürmüştü.

“Şin-Bet direktörünün görevden alınması ve yakında gerçekleşmesi beklenen [Başsavcı Gali Baharav-Miara’nın] görevden alınması, toplum içinde büyük çatışmalara, daha derin ayrışmalara yol açacaktır” diyen Cohen, bu sürecin şiddeti artıracağını ve bunun sadece Netanyahu’nun değil, tüm hükümetin sorunu olacağını kaydetti.

“Bunun nereye gideceğini biliyorlar ama koyun gibi sessizce hareket ediyorlar” ifadelerini kullanan Cohen, bakanları “siyasi, ekonomik ve kişisel çıkarlar uğruna koltuklarına yapışmakla” suçladı.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English