Bizi Takip Edin

AMERİKA

Arjantin’de Javier Milei yemin etti

Yayınlanma

Arjantin’de başkan seçilen ‘liberteryen’ Javier Milei yemin ederek görevine başladı.

Milei, Arjantin Devlet Başkanı olarak yemin ettikten sonra harcamalarda derin kesintiler sözü verdi ve Güney Amerika ülkesini son on yılların en kötü krizinden ancak ‘radikal bir değişimin’ çıkarabileceğini söyledi.

Başkanlık yeminini ettikten sonra kongre dışında toplanan kalabalığa seslenen 53 yaşındaki Milei, “Bugün uzun ve üzücü bir çöküş ve gerileme tarihini sona erdiriyor ve ülkemizi yeniden inşa etme yolculuğuna başlıyoruz,” dedi.

Milei’nin yemin törenini izleyenler arasında Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, İspanya Kralı 6. Felipe ve Macaristan Başbakanı Viktor Orbán ile Brezilya’nın eski Devlet Başkanı Jair Bolsonaro gibi sağcı politikacılar da yer aldı.

Milei, “Önümüzde devasa bir meydan okuma var ama bir halkın gerçek gücü, karşısına çıkan zorluklara nasıl göğüs gerdiğiyle ölçülebilir,” dedi.

Yeni başkan, 35 dakika süren konuşmasını kampanya sloganı olan ‘Yaşasın özgürlük, lanet olsun!’ sözünü kalabalığın alkışları arasında tekrarlayarak bitirdi.

Arjantin’de enflasyonun bu yıl yüzde 200’ü aşması bekleniyor, nüfusun yüzde 40’ından fazlası yoksulluk içinde yaşıyor, resesyon kapıda ve pesonun değeri hızla düştü. Net uluslararası rezervler negatif ve Ocak ayı sonuna kadar IMF’ye ve özel sektör kreditörlerine 4 milyar doların üzerinde ödeme yapılması gerekiyor.

Kampanya sırasında ‘yozlaşmış bir kast’ olarak suçladığı Arjantin’in siyasi sınıfından kopuşunu işaret etmek ve ‘dışarıdan’ biri olarak konumunun altını çizmek isteyen Milei, kongreye sade koyu mavi bir Volkswagen ile geldi.

Meclisin içinde yemin ettikten sonra, Arjantin’in 1983’te askeri yönetimden demokrasiye dönmesinden bu yana adet olduğu üzere, açılış konuşmasını içeride milletvekillerine yapmak yerine dışarıda yapmak üzere merdivenlerden indi.

Konuşmasında ülkenin içinde bulunduğu vahim durum üzerinde durdu fakat kamu harcamalarında yüzde beşlik bir kesinti dışında planladığı tedbirlerin ayrıntılarını vermekten kaçındı.

Milei’nin acil ekonomik tedbirlerini içeren yasa taslağını önümüzdeki günlerde kongreye göndermesi ve burada tepkiyle karşılaşması bekleniyor. Partisi La Libertad Avanza’nın kongrede az sayıda sandalyesi bulunuyor ve eski başkan Mauricio Macri’nin merkez sağ bloğuyla yakın zamanda yaptığı ittifak ona hâlâ çoğunluk sağlamış değil.

Pazar günü öğleden sonra Milei, Arjantin hükümetinin bugünkü 18 bakanlıktan sadece 9 bakanlığa indirilerek yeniden düzenlenmesini öngören bir olağanüstü hal başkanlık kararnamesi imzaladı. 

Milei, ‘kan davası’ gütmekten kaçınacağını ve ülkeyi ‘devletin hayatlarımızı yönlendirmediği, haklarımızla ilgilendiği’ yeni bir toplumsal sözleşme altında yeniden inşa etme projesini paylaşan herkesi ‘kollarını açarak’ karşılayacağını söyledi.

Tören sırasında Milei, Milton Friedman’ın da aralarında bulunduğu serbest piyasa iktisatçılarının isimlerini taşıyan beş köpeğinin yüzleriyle süslenmiş bir başkanlık asası kullandı.

Financial Times’a (FT) göre Arjantinli patronlar Milei’nin zaferini memnuniyetle karşıladı ve ciddi bir iktisadi reform gerçekleştirebileceği umuduyla ‘siyasi deneyim eksikliği’ ve ‘aşırı görüşleriyle’ ilgili endişelerini bir kenara bıraktı.

Opinaia araştırma şirketinde kamuoyu yöneticisi Guido Moscoso, “Arjantin’de son 50 yılda sadece iki başarılı, liberal piyasa yanlısı reform deneyimi yaşadık. Milei’nin önündeki en büyük zorluk, bir reform gündemini başarılı bir şekilde nasıl uygulayacağı ve popülaritesini nasıl koruyacağıdır. Kongre’de zayıf olduğu için bu zorluk daha da büyük… Akıllı ve pragmatik olması gerekecek,” dedi.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English