Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

Atina, AB-Türkiye göçmen anlaşmasının genişletilmesini istiyor

Yayınlanma

Yunanistan Göç Bakanı Dimitris Kairidis yaptığı açıklamada, ülkesinin Aralık ayında AB ile Türkiye arasında 2016 yılında imzalanan göç anlaşmasının yenilenmesini talep edeceğini söyledi.

“Biz bir anlaşma istiyoruz. Ortam olumlu,” diyen Kairidis anlaşmanın esas olarak Avrupa ile Türkiye arasında olacağını, sorunun bir ‘Avrupa-Türkiye sorunu’ olduğunu belirtti.

Bakan, amacın 2016 anlaşmasını Yunanistan’ın inisiyatifiyle değiştirmek ve genişletmek olduğunu, ülkesinin bir ‘ön cephe göç ülkesi’ olarak daha acil çıkarlara sahip olduğunu savundu.

Mart 2016 tarihli AB-Türkiye anlaşması üç kilit nokta üzerinde mutabık kalmıştı: Türkiye, Türkiye’den Yunan adalarına düzensiz seyahat eden kişileri durdurmak için gerekli her türlü tedbiri alacak; Türkiye’den adalara düzensiz olarak gelen herkes geri gönderilecek ve adalardan geri gönderilen her Suriyeli için AB üye ülkeleri Türkiye’de bekleyen bir Suriyeli mülteciyi kabul edecekti. Ankara, bunun karşılığında AB’den 6 milyar avro alacak ve Türk vatandaşları AB’de serbest dolaşım hakkı kazanacaktı.

Anlaşmanın yenilenmesi konusunun 7 Aralık’ta Selanik’te üst düzey Yunan ve Türk yetkililer arasında yapılacak bir toplantıda ele alınması bekleniyor. Bu gelişmenin Yunanistan Başbakanı Kyriakos Miçotakis ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasında bu hafta New York’ta yapılan görüşmenin ardından gerçekleştiği bildirildi.

DİPLOMASİ

Dünya Ticaret Örgütü: Nelerden sorumlu ve nasıl çalışır?

Yayınlanma

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), küresel ticaret kurallarını düzenleyen tek uluslararası organizasyon. 1995 yılında kurulan DTÖ, üyeleri arasında ticari anlaşmazlıkları çözmek, ticaret engellerini kaldırmak ve adil rekabeti sağlamak gibi temel hedeflere sahip. 164 üyesi bulunan örgüt, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 98’ini düzenliyor.

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), küresel ticaret kurallarını düzenleyen tek uluslararası organizasyon olarak öne çıkıyor. 1947 yılında yürürlüğe giren Gümrük Vergileri ve Ticaret Genel Anlaşmasının (GATT) halefi olarak kuruldu.

DTÖ, modern anlamda 1 Ocak 1995 tarihinde faaliyetlerine başladı. Örgütün üyeleri arasındaki ticari ilişkiler, 1986-1994 Uruguay Turu çok taraflı ticaret müzakerelerinde kabul edilen anlaşmalar çerçevesinde düzenleniyor. Bu anlaşmalar, modern uluslararası ticaretin hukuki temelini oluşturuyor.

Günümüzde DTÖ, dünya ticaretinin yaklaşık yüzde 98’ini düzenleniyor, fikri mülkiyet haklarının korunması ve ticarileştirilmesi gibi konuları denetliyor ve ticari anlaşmazlıkların çözümü için bir mekanizma sunuyor.

Örgütün yapısı, farklı yönetim organlarından oluşuyor. En üst karar alma organı, devletler arasındaki en önemli ticari konuları görüşmek üzere iki yılda bir toplanan Bakanlar Konferansı. Bu konferansın altında, örgütün günlük faaliyetlerini yürüten ve yılda birkaç kez İsviçre’nin Cenevre kentindeki merkezde toplanan Genel Konsey bulunuyor.

Genel Konsey’in liderliğinde, Mal Ticareti Konseyi, Hizmet Ticareti Konseyi ve Fikri Mülkiyet Konseyi (TRIPS) gibi organlar yer alıyor. Bu organlar, kendi alanlarında DTÖ anlaşmalarının ve politikalarının uygulanmasından sorumlu. Çevre sorunları, kalkınma, piyasa erişimi ve uluslararası ticaretin diğer güncel konuları ise çeşitli komiteler, çalışma grupları ve toplantılarda ele alınıyor.

Bu yapıların birçoğuna, DTÖ üyesi ülkelerin temsilcileri katılabiliyor. Ancak Temyiz Mahkemesi ve Anlaşmazlık Çözüm Panelleri gibi organların katılımcı sayısı sınırlı. DTÖ Sekretaryası ise örgütün faaliyetlerine analitik ve bilgi desteği sağlıyor.

DTÖ’nün temel amacı, açıklık, öngörülebilirlik ve ayrımcılık yapmama ilkeleri çerçevesinde uluslararası ticaretin serbestleştirilmesini teşvik etmek ve çok taraflı ticaret anlaşmalarına uygun şekilde adil rekabeti sağlamak.

rgüt, ekonomik iş birliğinin gelişmesine katkıda bulunuyor, piyasa erişimi, gümrük vergisi indirimleri ve belirli ülkelere tanınan ayrıcalıkların kaldırılması gibi konularda çözümler sunuyor.

DTÖ’nün önemli işlevlerinden biri, ülkeler arasındaki ticaret engellerini kaldırmak için müzakereler yapmak ve çok taraflı ticaret anlaşmaları imzalamak.

Örgüt, uluslararası ticareti düzenleyen kuralları (örneğin, anti-damping tedbirleri, sübvansiyonlar vb.) belirliyor, anlaşmaların uygulanmasını kontrol ediyor ve uluslararası ticarete ilişkin ekonomik araştırmalar yürütüyor. Ayrıca, üyeler arasındaki anlaşmazlıkların çözümü de DTÖ’nün görevleri arasında.

Şu anda DTÖ’nün 164 üyesi bulunuyor. DTÖ üyeliği, örgütün ilkelerini destekleyen ve belirli şartları yerine getiren her ülkeye açık. Üyelik süreci, tüm üyelerle müzakereler yapmayı ve anlaşmalar imzalamayı gerektirdiğinden oldukça karmaşık ve uzun bir süreçtir. Kuzey Kore, DTÖ’ye üye olmayan ve gözlemci statüsü bulunmayan en büyük ülke.

DTÖ, uluslararası ticaretin düzenlenmesinde önemli bir rol oyunuyor ve ticaretin açık ve adil bir şekilde yürütülmesini sağlıyor. DTÖ üyeliğinin en büyük avantajları arasında, gümrük vergilerinin düşürülmesi ve ithalat-ihracat prosedürlerinin kolaylaştırılması sayesinde ticaret koşullarının iyileştirilmesi ve diğer ülkelerin haksız uygulamalarına karşı koruma sağlayan bir anlaşmazlık çözüm mekanizmasına erişim yer alıyor.

Öte yandan DTÖ üyeleri, belirli şartlar altında diğer üye ülkelerin mal ve hizmetlerine kendi pazarlarını açmak zorunda kalabiliyor. Bu durum, özellikle küçük ülkelerin kendi pazarlarını koruma ve yerel sanayilerini geliştirme yeteneklerini sınırlayabiliyor Örneğin, Rusya’da 2023 yılında yerel çiçek üretiminin payı sadece yüzde 17 iken, yüzde 83’lük kısım ithal edilmekteydi. İthal çiçekler genellikle Ekvador ve Kenya’dan gelmekteydi. Rusya’nın DTÖ’ye katılmasıyla gümrük vergilerinin yüzde 15’ten yüzde 5’e düşmesi, yerel çiçek üreticileri için ekonomik kayıplara neden oldu.

Ayrıca, DTÖ’nün fikri mülkiyet haklarının korunmasına yönelik yüksek standartları, yoksul ülkeler için zorluklar yaratıyor. Örneğin, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki görüş ayrılıkları nedeniyle, HIV ile yaşayan milyonlarca insan uzun süre antiretroviral tedaviye erişemedi. 2003 yılında DTÖ’nün yoksul ülkelerin ucuz ilaç ithal etmesine izin veren anlaşmayı onaylamasına rağmen, bazı Afrika ülkelerinde ilaç fiyatları hala çok yüksek seviyelerde.

DTÖ’nün resmi internet sitesinde yayınlanan listeye göre, şu anda 25 ülke gözlemci statüsünde. Bu ülkeler arasında Azerbaycan, Belarus, Türkmenistan ve Özbekistan gibi eski Sovyet cumhuriyetleri de yer alıyor.

Gözlemci statüsü, DTÖ’ye katılmak isteyen ancak henüz üyelik sürecini tamamlamamış ülkelere veriliyor. Bu statü, ülkelerin DTÖ’nün çalışmalarını daha yakından tanımasına ve sınırlı düzeyde katılım sağlamasına olanak tanıyor.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Ukrayna’dan Suriye’nin yeni yönetimine ziyaret

Yayınlanma

Ukrayna Dışişleri Bakanı Andrey Sibiga, Suriye’nin başkenti Şam’a gerçekleştirdiği sürpriz ziyarette ülkenin yeni yönetiminin lideri Ahmed eş-Şaraa (Ebu Muhammed el-Colani) ile bir araya geldi.

Suriye’nin resmi haber ajansı SANA, X sosyal medya platformunda yaptığı paylaşımda, Colani’nin Sibiga öncülüğündeki üst düzey bir Ukrayna heyetini ağırladığını bildirdi. Ancak görüşmenin gündemine ilişkin detay verilmedi.

Ukrayna yetkilileri, Dışişleri Bakanı’nın ziyaretine dair önceden herhangi bir açıklama yapmadı.

Sibiga, görüşmenin ardından X (eski adıyla Twitter) platformunda yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı: “Bugün Şam’da, Suriye yönetiminin lideri Ahmed aş-Şaraa ile bir araya geldim ve Ukrayna Devlet Başkanı (Vladimir) Zelenskiy’in mesajını Suriye halkına şahsen ilettim: Sizlerin yanındayız ve normal hayatın, istikrarın ve gıda güvenliğinin yeniden sağlanması için destek vermeye hazırız.”

Sibiga ayrıca, “Yeni Suriye’nin uluslararası hukuka, Ukrayna’nın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne saygı göstereceğine güveniyoruz. Bu, diplomatik ilişkilerimizin, siyasi diyaloğun ve diplomatik varlığımızın tamamen yeniden tesis edilmesinin yolunu açacaktır. Birçok alanda iş birliği geliştirmeye hazırız,” diye ekledi.

Söz konusu ziyaret, Zelenskiy’in Kiev’in “tahıl girişimi” kapsamında Suriye’ye 500 ton buğday unu gönderdiğini açıklamasından üç gün sonra gerçekleşti.

Zelenskiy, X platformunda yaptığı paylaşımda, “Buğday ununun önümüzdeki haftalarda 33 bin 250 aileye ya da yaklaşık 167 bin kişiye dağıtılması planlanıyor. Her paket 15 kilogram ağırlığında ve beş kişilik bir aileyi bir ay boyunca besleyebiliyor,” demişti.

Geçtiğimiz pazartesi günü Zelenskiy, Ukrayna Dışişleri Bakanlığı’na Suriye’nin yeni yönetimiyle “tüm gerekli temasların” kurulması için daha fazla çaba göstermesi talimatını verdiğini duyurmuştu.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Azerbaycan, Rusya vatandaşlarının ülkede kalış süresine kısıtlama getirdi

Yayınlanma

Azerbaycan, Rusya vatandaşlarının ülkede vizesiz kalış süresini yılda toplam 90 gün ile sınırlayan bir düzenleme yaptı. Yeni uygulama 1 Ocak’tan itibaren yürürlüğe girecek. Benzer bir düzenleme daha önce Rusya tarafından yürürlüğe konulmuştu.

Azerbaycan, Rusya vatandaşlarının ülkesinde geçici olarak kalış süresini yılda 90 gün ile sınırlayan bir karar aldı. Söz konusu karar, Azerbaycan Başbakanı Ali Esadov tarafından imzalandı ve hükümetin resmi internet sitesinde yayımlandı.

Kararda, “Vizesiz olarak Azerbaycan Cumhuriyeti’ne gelen Rusya Federasyonu vatandaşlarının ve Rusya’da sürekli ikamet eden vatansız kişilerin geçici kalma süresi, bir takvim yılında 90 günü aşamaz,” ifadesine yer verildi. Düzenleme 1 Ocak itibarıyla yürürlüğe girecek.

Önceden, Rusya vatandaşları Azerbaycan’da 90 gün boyunca vizesiz kalabiliyor ve bu süre 60 güne kadar uzatılabiliyordu. Fakat bu sürenin yıllık bir sınırlamaya tabi olduğuna dair bir düzenleme bulunmuyordu.

Bu gelişme, Rusya’nın da benzer bir değişikliğe gitmesinin ardından geldi. Rusya Dışişleri Bakanlığı 26 Aralık’ta, yabancıların ülkede bulunma kurallarındaki değişiklikleri hatırlattı.

Buna göre, 1 Ocak itibarıyla, vizesiz olarak Rusya’ya giriş yapan yabancılar, yılda toplam 90 gün kalabilecek. Daha önce, bu süre 6 aylık bir dönemde 90 gün olarak belirlenmişti. Vize ile giriş yapanlar için ise kalma süresi, vizede belirtilen süreye bağlı olacak.

Rusya Dışişleri Bakanlığı, Bakü’nün bu adımı “parite ve karşılıklılık ilkelerine” dayalı olarak attığını belirtti. Azerbaycan’ın kararını yorumlayan Rusya Dışişleri Bakanlığı, bu düzenlemenin Azerbaycan’ın hakkı olduğunu vurguladı.

Rusya’daki düzenlemeler yalnızca süre sınırlamalarıyla sınırlı değil. Ağustos ayında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, vizesiz olarak ülkeye giriş yapan yabancıların belirli ihlaller durumunda İçişleri Bakanlığı tarafından sınır dışı edilmesine olanak tanıyan bir yasayı imzaladı. Bu düzenleme, şubat ayında yürürlüğe girecek.

Şu anda sınır dışı kararları yalnızca mahkemeler ve sınır yetkilileri tarafından alınabiliyor.

Ayrıca, askerlik kaydından kaçınma gerekçesiyle vatandaşlık iptali de bu dönemde alınan kararlardan biri oldu.

Rusya pasaportu alan yabancıların, zorunlu askerlik hizmetinden kaçma vakalarının artması üzerine bu düzenleme hayata geçirildi.

Azerbaycan’ın bu kararı, 25 Aralık’ta Kazakistan’ın Aktau kentinde meydana gelen bir uçak kazasının ardından duyuruldu.

Embraer 190 model uçak, Çeçenistan’ın başkentinde iniş yapamayıp Aktau’ya yönelmiş ve burada kaza yapmıştı. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, uçağın yerden hasar aldığını belirmişti. Rusya lideri Putin, 28 Aralık’ta Aliyev’den özür dilemişti.

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English