Bizi Takip Edin

DİPLOMASİ

AUKUS’u genişletme yarışı

Yayınlanma

İngiltere, Hint-Pasifik’te güvenliği sağlamak için NATO’ya benzer bir denetleme organı kurulması ve AUKUS’un genişletilmesi çağrısında bulunurken, Avustralya Dışişleri ve Savunma Bakanları AUKUS’u görüşmek üzere İngiltere’ye gidiyor. NATO ise, ABD, Belçika, Avustralya, Fransa ve Japonya’dan uzmanlarla yeni bir Hint-Pasifik inisiyatifi başlattı.

İngiltere Parlamentosu Savunma Komitesi Başkanı Tobias Ellwood, İngiltere ve ABD’nin Avustralya’ya nükleer denizaltı teknolojisi aktarmasını öngören AUKUS savunma işbirliğine Japonya ve Hindistan’ın da dahil edilmesi çağrısı yaptı.

Halihazırda Hindistan, Japonya, ABD ve Avustralya’nın Çin’e karşı oluşturdukları bir Hint-Pasifik ittifakı var. Ancak, “Asya NATO’su” olarak adlandırılan QUAD, ortak askeri tatbikatlar dışında pek etkinlik gösteremedi.

Avustralya’nın savunma ve dışişleri bakanları ise bu hafta Fransa ve İngiltere’yi ziyaret ederek Hint-Pasifik’te “güvenlik bağlarını derinleştirme” hedeflerini görüşecekler. Programa göre Dışişleri Bakanı Penny Wong, Brüksel’de Avrupa Birliği yetkilileriyle de görüşecek, Savunma Bakanı Richard Marles ise daha sonra ABD’ye giderek Savunma Bakanı Lloyd Austin ile görüşecek.

Avustralya Savunma Bakanı Richard Marles, ziyaretler öncesi yaptığı açıklamada, Fransa ve İngiltere’de Hint-Pasifik güvenliği konulu görüşmeleri ve ABD, İngiltere ve Avustralya arasında Avustralya’ya konvansiyonel silahlı nükleer teknoloji sağlamak için yapılan AUKUS anlaşmasına yönelik desteğin devam etmesini dört gözle beklediğini söyledi.

Marles, “Birleşik Krallık ziyareti AUKUS’u tartışmak için önemli bir fırsat sunuyor” dedi.

Bu ay, Avustralya Başbakanı Anthony Albanese de, Washington’ın anlaşmanın Amerika’nın sanayi üssüne zarar vereceği yönündeki endişelerine rağmen, hükümetin AUKUS güvenlik paktı konusunda “çok olumlu” bir seviyede durduğunu söyledi.

Avustralya Dışişleri Bakanı Penny Wong ve Savunma Bakanı Richard Marles, geçen ay da ABD’li mevkidaşları ile görüşüp Amerikan ordusunun Avustralya’daki askeri varlığını artıracaklarını açıklamıştı. Hemen ardından da Japon ve Avustralyalı bakanlar bir araya gelmiş ve Hint-Pasifik’te ABD, Avustralya ve Japonya ittifakının güçlendirilmesi gündeme gelmişti.

ABD içinde tartışmalar var, İngiltere ise bastırıyor

Bu ay başında sızdırılan mektuba göre ise, iki etkili ABD senatörü, Başkan Joe Biden’ı AUKUS güvenlik paktının Amerikan denizaltı sanayi üssünü “kırılma noktasına” getirebileceği konusunda uyarmıştı.

ABD’li Demokrat Senatör Jack Reed ve önceki Cumhuriyetçi Senatör James Inhofe, 21 Aralık’ta Biden’a yazarak ABD’nin denizaltı teknolojisini Avustralya’ya satma veya devretme anlaşmasını yeniden gözden geçirmesini istemişti.

İngiltere’nin ise, Avustralya’ya Amerikan denizaltıları yerine, hipersonik füzeler taşıyabilmesini sağlayan dikey fırlatma sistemiyle geliştirilecek olan yeni nesil Astute sınıfı denizaltıları almaları için sessizce bastırdığı söyleniyor.

Paris ve Pekin’i kızdıran AUKUS anlaşması

ABD ve İngiltere’nin teknoloji transferiyle Avustralya’nın nükleer enerjiyle çalışan denizaltı filosu oluşturmasını sağlamayı hedefleyen anlaşma, 16 Eylül 2021’de imzalanmıştı.

Avustralya, anlaşmanın bir parçası olarak Fransız gemi yapımcısı Naval Group ile 90 milyar dolarlık denizaltı programını resmen iptal etmişti. Fransa büyük tepki göstermiş ve ABD ve Avustralya’daki büyükelçilerini ‘istişare amaçlı’ geri çekmişti.

Diğer yandan anlaşmada Çin’in adı anılmasa da üç ülkenin “artan bölgesel güvenlik endişelerine” yaptıkları vurgu, işbirliğinin Pekin’in bölgedeki askeri gücünü dengelemeye yönelik bir pakt olduğu şeklinde yorumlanmıştı.

Çin, anlaşmaya tepki göstermiş, ittifakın bölgesel barış ve istikrara olduğu kadar nükleer silahların yayılmasına yönelik uluslararası çabalara zarar vereceğini vurgulamıştı.

Avustralyalı bakanlar destek turuna çıkıyor

Avustralya hem ABD’nin kaygılarını gidermeye hem de AUKUS sebebiyle aralarının açıldığı Fransa’yı ikna etmeye çalışırken, İngiltere de Japonya’yı AUKUS’a dahil etmenin yollarını arıyor. Birleşik Krallık ile Japonya arasında ay ortasında imzalanan savunma işbirliği anlaşması, İngiltere’ye Hint-Pasifik’te Çin’e karşı angajmanını güçlendirme imkanı tanımıştı.

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, 18 Ocak’ta düzenlediği basın toplantısında, Pasifik’teki bloklaşmaya dikkat çekerek AUKUS’un yeni üyelerin kabulü de dahil olmak üzere genişleyeceğini ve şişeceğini söylemişti.

NATO’dan Hint-Pasifik için “uzman inisiyatifi”

Diğer yandan NATO, Hint-Pasifik bölgesindeki ortaklarından uzmanlarla yeni bir işbirliği girişimi başlattı.

25 Ocak’ta lansmanı yapılan girişimin açılış konuşmasında, kamu diplomasisinden sorumlu genel sekreter yardımcısı Carmen Romero, “Avrupa ve Atlantik’i doğrudan etkileyebileceği düşünüldüğünde, Hint-Pasifik bölgesinin NATO için önemini” vurgulayarak, İttifakın yeni Stratejik Konsepti doğrultusunda Hint-Pasifik’teki ülkelerle güçlü ortaklıklar kurmasının önemine işaret etti.

DİPLOMASİ

AB ve Ukrayna, Biden’ı 2022’de Kiev’in ‘zaferine’ engel olmakla suçluyor

Yayınlanma

Joe Biden’ın başkanlık süresi sona yaklaşırken, ABD’nin Rusya’ya karşı Ukrayna’ya 90 milyar doları aşan yardım sağlamasına rağmen, Avrupa Birliği (AB) ve Ukrayna, Amerikan başkanını kararsız davranmakla suçluyor.

Bazı Avrupalı liderlere göre bu kararsızlık, Ukrayna’nın 2022 sonbaharında Rusya ordusunu Harkov ve Herson’dan püskürtmesine rağmen savaşı kendi lehine çevirememesine neden oldu.

‘Çok az, çok geç’

Bloomberg‘in haberine göre, Biden yönetimi Ukrayna’ya yoğun bir şekilde askeri yardım sağlama konusunda çaba gösterdi ve hatta Batı menşeli uzun menzilli füzelerle Rusya topraklarına saldırılara izin verdi.

Fakat Ukraynalı yetkililer, savaş boyunca defalarca dile getirdikleri bir şikâyeti yineledi: “Çok az, çok geç.”

Bir yılı aşkın süredir devam eden savaş ve Donald Trump’ın başkanlık yarışında yükselişi, Ukrayna’yı işgal altındaki topraklardan vazgeçme veya NATO üyeliğinden yoksun bir barış anlaşmasını kabullenme gibi ihtimallerle karşı karşıya bıraktı.

Bloomberg’e konuşan Ukraynalı yetkililer, böyle bir sonucun büyük ölçüde Biden’ın aldığı ya da almadığı kararlardan kaynaklanacağını savundu.

Avrupa ne ediyor?

Letonya Dışişleri Bakanı Baiba Brazhe, ABD’nin daha erken ve daha güçlü bir şekilde silah sağlaması durumunda bunun “geniş kapsamlı sonuçları” olabileceğini, ancak “olan oldu” diyerek konuyu değerlendirdi.

2022 sonbaharında Ukrayna ordusu, Harkov ve Herson’da hızlı bir taarruz gerçekleştirerek bazı bölgeleri geri aldı. Fakat Ukrayna lideri Vladimir Zelenskiy, bu zaferlerin sürdürülebilmesi için daha fazla silah talep etti. Biden ise bu konuda tereddütlü davrandı.

Biden’ın bu temkinli yaklaşımı, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan tarafından doğrulandı. Sullivan, ABD’nin nükleer bir tırmanış riskini dikkate aldığını belirtti.

Eski İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps, Biden’ın Ukrayna’ya desteği konusunda genelde temkinli ve kararsız bir tutum sergilediğini, bu yüzden gerekli desteğin cephe dengelerini değiştirecek şekilde verilmediğini söyledi.

Diğer bazı Amerikalı yetkililer ise, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’yı desteklemek ve yaptırım uygulamak konusunda yavaş davrandığını belirtti.

Örneğin, Almanya ve diğer AB ülkeleri, Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki Amerikan tavrının yumuşamasına rağmen şiddetle karşı çıkmaya devam etti.

Biden’ın bir Soğuk Savaş gazisi olarak nükleer tırmanma tehdidine takıntılı hale geldiği belirtilirken, Avrupa’daki bazı liderler Biden’ın stratejisinin Ukrayna’nın yenilmesini önlemeye odaklandığını ancak zafer için gerekli yolu sunmadığını savundu.

Bu stratejinin, Ukrayna’yı uzun ve maliyetli bir çatışmanın içine çektiği iddia edildi.

Ukrayna’da kamuoyu yoklamaları: Halk, Rusya ile müzakereler hakkında ne düşünüyor?

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

Trump’tan AB’ye gümrük tarifesi tehdidi

Yayınlanma

ABD’nin yeni başkanı Donald Trump, AB’yi “büyük ölçekli” miktarlarda ABD petrol ve doğalgazını satın almayı taahhüt etmemesi halinde gümrük vergileriyle karşı karşıya kalacağı konusunda uyardı.

Trump cuma günü Truth Social platformunda yayınladığı mesajda, “Avrupa Birliği’ne, ABD ile aralarındaki muazzam açığı petrol ve doğalgazımızı büyük ölçekte satın alarak kapatmaları gerektiğini söyledim. Aksi takdirde, her şekilde TARİFELER!!!” diye yazdı.

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen kasım ayında yaptığı açıklamada AB’nin ABD’den daha fazla sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) almayı değerlendirebileceğini söylemişti.

Leyen gazetecilere verdiği demeçte, “Rusya’dan hâlâ çok miktarda LNG alıyoruz ve neden bunu bizim için daha ucuz olan ve enerji fiyatlarımızı düşüren Amerikan LNG’si ile değiştirmeyelim?” diye sormuştu.

Financial Times’a (FT) konuşan bir AB yetkilisi, “Leyen’in tam da bunu yapma olasılığını ima ettiği göz önüne alındığında, bu bir ‘tehdit’ olarak tuhaf görünüyor,” dedi.

ABD halihazırda Avrupa’nın en büyük LNG tedarikçisi konumunda, fakat Rusya’dan yapılan ithalat ikinci sıradaki yerini koruyor.

Trump, Çin menşeli olmayan tüm ithalata yüzde 20’ye varan genel bir gümrük vergisi uygulama tehdidinde bulunuyor.

Geçtiğimiz ay Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, Avrupa’nın siyasi liderlerini gümrük vergileri konusunda Trump ile işbirliği yapmaya ve ABD’de üretilen daha fazla ürünü satın almaya çağırmıştı.

Trump’ın ilk başkanlığı sırasında, dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, ticaret savaşı tehditlerini engellemek için daha fazla ABD gazı satın almayı teklif etmişti.

Uluslararası petrol göstergesi Brent ham petrol fiyatları cuma günü yüzde 0,4 düşüşle varil başına 72,61 dolar oldu. West Texas Intermediate vadeli işlemleri de yüzde 0,4 düşüşle varil başına 69,14 dolardan işlem gördü.

ABD dünyanın en büyük ham petrol üreticisi ve en büyük sıvılaştırılmış doğalgaz ihracatçısı. Aralarında AB ve Vietnam’ın da bulunduğu LNG alıcıları, kısmen gümrük vergisi tehdidini caydırmak için ABD’den daha fazla yakıt satın almayı şimdiden konuşmaya başladılar.

Okumaya Devam Et

DİPLOMASİ

ABD’den Türkiye Gazprombank yaptırımlarında özel muafiyet

Yayınlanma

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank yaptırımlarında Türkiye’ye muafiyet tanıdığını belirterek, doğalgaz ödemelerinin sorunsuz devam edeceğini duyurdu.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, ABD’nin Gazprombank’a uyguladığı yaptırımlar konusunda Türkiye’ye özel bir muafiyet tanıdığını duyurdu.

Bakan Bayraktar, bu sayede Türkiye’nin doğalgaz borcu ödemelerini Gazprombank üzerinden yapmaya devam edebileceğini belirtti.

Bloomberg’e yaptığı açıklamada Bayraktar, bu kararın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile Dışişleri Bakanlığı’nın ABD’li yetkililerle yürüttüğü yoğun görüşmelerin ardından alındığını ifade etti.

Türkiye’nin uzun süredir talep ettiği muafiyetin, Rusya ile doğal gaz ticaretinde önemli bir rol oynayacağını vurguladı.

Gazprombank’ın ABD tarafından yaptırım listesine alınması, Türkiye açısından ciddi endişelere yol açmıştı.

Bakan Bayraktar, yaptırımların Türkiye’yi de hedef alması durumunda bunun ekonomik ve stratejik sonuçlarının büyük olabileceğine dikkat çekmişti.

Türkiye’nin geçmişte İran yaptırımları sürecinde de benzer bir muafiyet elde ettiğini hatırlatan Bayraktar, bu kararın iki ülke arasındaki iş birliğini destekleyeceğini söyledi.

Muafiyetin sağlanmasına rağmen Türkiye, Rusya ile alternatif ödeme yöntemleri üzerinde de görüşmeler gerçekleştirdi.

Geçen ay Ankara’da yapılan toplantılarda, her iki tarafın bürokratları olası senaryoları masaya yatırdı. Ancak Bayraktar, alternatif çözümlerle ilgili detaylı bir değerlendirme yapmaktan kaçındı.

Türkiye, Gazprombank yaptırımında ABD’den muafiyet istiyor

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English