Cuma günü Çin’in kuzeybatısındaki Shaanxi Eyaleti’nin başkenti Xi’an’da başlayan, “işbirliği için fırsatlar yaratmak ve kalkınmayı sürdürmek” temalı 2023 Avrupa-Asya Ekonomik Forumu sona erdi.
Üç gün süren foruma 51 ülke ve bölgeden politikacılar, iş insanları ve akademisyenler katıldı.
Bu yılki forumda politika koordinasyonu, mali işbirliği, ekonomik ve ticari alışveriş, teknolojik yenilik, ekolojik koruma, kültür ve turizm gelişimi gibi konularda 13 paralel oturum düzenlendi.
Forum kapsamında ayrıca uluslararası ithalat sergi alanı ve beş Orta Asya ülkesini içeren bir ekonomi ve ticaret fuarı da açıldı.
Çinli uzmanlar ve yetkililer, Çin’in ekonomik büyümesinin güçlü olmaya devam ettiğini ve bölgesel ekonomik işbirliğinin buna güçlü bir destek sağladığını vurguladılar.
Foruma ev sahipliği yapan Xi’an Belediye Başkanı Ye Niuping, ekonomik toparlanmanın bir dalga şeklinde geldiğini söyledi. Ye Niuping, 14 milyon daimi sakini ve büyük bir turist akışı olan Xi’an’ı örnek göstererek, ekonomik büyümeyi destekleyen güçlü bir iç ihtiyaç olduğunu belirtti.
Çin Sosyal Bilimler Akademisi Ulusal Küresel Strateji Enstitüsü Başkanı Zhang Yuyan da, ülkenin Kovid-19 kontrol önlemlerini hafifletmesinden bu yana Çin ekonomisinin istikrarlı bir şekilde toparlandığını ve bunu daha fazla toparlanmanın izleyeceğine dair güvenin olduğunu söyledi.
Şanghay İşbirliği Örgütü çatısı altında önemli bir ekonomik işbirliği mekanizması olan Avrupa-Asya Ekonomik Forumu, 2005 yılındaki başlangıcından bu yana her iki yılda bir düzenleniyor.
Kuşak Yol’da Türkiye-Çin işbirliği fırsatları
Dünya Ekonomisi ve Politikası Enstitüsü, Çin Sosyal Bilimler Akademisi, Küresel Strateji Enstitüsü, Avrupa-Asya Ekonomik Forumu Sekretaryası ve Shaanxi Sosyal Bilimler Akademisi tarafından düzenlenen paralel oturumlardan birinde ise yeni dönemde işbirliği ve kalkınma fırsatları ele alındı.
Bu oturumda, Çin, Kuşak Yol stratejisi ve Türkiye’nin stratejik konumu üzerine bir sunum yapan Harici Medya Çin temsilcisi ve Şangay Üniversitesi Küresel Çalışmalar Enstitüsüne bağlı Türkiye Araştırmaları Merkezi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan Dr. Serdar Yurtçiçek, iki ülke arasındaki işbirliği fırsatları üzerinde durdu.
Türkiye’nin Kuşak ve Yol’da kilit bir konuma sahip olduğunu belirten Yurtçiçek, özellikle de Orta Asya’da Türkiye ve Çin’in işbirliğinin önemini vurguladı:
“Türkiye’nin Orta Asya ile olan tarihsel ve kültürel bağları, bölge ülkeleriyle derin bir etkileşim ve anlayış oluşturmuştur. Türkler ve Orta Asyalılar, dil, din ve kültürde birçok benzerliğe sahiptir. Bu ortaklık, Türkiye’nin bölgede güçlü diplomatik ve kültürel ilişkiler kurmasına olanak tanımıştır. Türkiye’nin Orta Asya ülkeleri ile ilişkilerini geliştirmek için kurduğu en önemli kuruluş ise Türk Devletleri Teşkilatıdır.
Öte yandan, Çin, Orta Asya’da ekonomik bir güç olarak ortaya çıkmıştır. Bölgenin zengin doğal kaynakları ve stratejik konumu, Çin için büyük ekonomik fırsatlar sunmaktadır. BRI kapsamında, Çin, Orta Asya’da altyapı projelerine büyük yatırımlar yapmaktadır.
Bu iki ülkenin Orta Asya’daki varlıkları, birçok işbirliği fırsatını beraberinde getirmektedir:
Altyapı ve Yatırım: Türkiye’nin bölgedeki tarihsel ve kültürel bağları, Çin’in altyapı projelerine yerel destek ve anlayış sağlama kapasitesini artırabilir. Bu, projelerin daha hızlı ve verimli bir şekilde tamamlanmasına yardımcı olabilir.
Enerji İşbirliği: Orta Asya’nın zengin enerji kaynakları, hem Türkiye hem de Çin için stratejik öneme sahiptir. İki ülke, enerji taşımacılığı ve dağıtımı konularında işbirliği yapabilir.
Kültürel Değişim: Türkiye’nin bölgedeki kültürel etkisi, Çin ile Orta Asya ülkeleri arasında kültürel değişim programları oluşturulmasına yardımcı olabilir. Bu, bölgesel anlayışı ve işbirliğini teşvik edebilir.
Eğitim ve Teknoloji: Türkiye ve Çin, Orta Asya’daki üniversitelerle ortak eğitim ve araştırma programları oluşturabilir. Bu, bölgenin eğitim ve teknoloji kapasitesini artırabilir.
Sonuç olarak, Orta Asya, Türkiye ve Çin arasında işbirliği için stratejik bir bölgedir. Türkiye’nin tarihsel ve kültürel bağları ile Çin’in ekonomik gücü, bölgede sürdürülebilir ve karşılıklı yarar sağlayan bir işbirliği oluşturma potansiyeline sahiptir.”