Asya
Maliye Bakanı, Japonya’nın deflasyonu henüz yenemediği uyarısında bulundu

Ülkenin maliye bakanı, Japonya’nın yıllardır sürekli artan tüketici fiyatlarına ve son otuz yılın en büyük yıllık ücret artışlarına rağmen deflasyonu henüz yenemediği uyarısında bulundu.
Japonya Maliye Bakanı Katsunobu Kato’nun Financial Times’a verdiği mülakatta yaptığı bu değerlendirme, Japonya Merkez Bankası’nın (BoJ) ülkeyi düşen fiyatlardan uzaklaştırmak için çeyrek asırdır sürdürdüğü mücadelenin ardından ekonomiyi “normalleştirme” ve kademeli olarak pozitif faiz oranlarını yeniden uygulamaya koyma çabalarının 15. ayında geldi.
Kato, Japonya’ da fiyatların yükseldiğini ve diğer eğilimlerin olumlu göründüğünü kabul etmekle birlikte, hükümetin deflasyona karşı zaferini ancak geri dönüş ihtimali görmediği zaman ilan edebileceğini söyledi.
Kato, “Japonya’nın deflasyondan kurtulup kurtulmadığına sadece tüketici fiyatlarına bakarak değil, temel fiyatlara ve arka plana kapsamlı bir şekilde bakarak karar vermemiz gerektiğine inanıyorum… Şu anda bizim yargımız Japonya’nın deflasyonun üstesinden gelemediği yönünde” dedi.
Manşet enflasyon 35 aydır BoJ’un hedefi olan yüzde 2’nin üzerinde seyrediyor ve taze gıda hariç tüketici fiyatları şubat ayında bir önceki yıla göre yüzde 3 arttı.
Geçtiğimiz cuma günü, 7 milyon işçinin üye olduğunu söyleyen Japon İşçi Sendikaları Konfederasyonu, müzakerelerin ortalama yüzde 5.46’lık ücret artışıyla sonuçlandığını ve bunun 33 yılın en yüksek ücret artışı olduğunu söyledi.
Ancak ücretlerdeki artış reel olarak durgun seyretmekte, tüketici güveni zayıf kalmakta ve Teikoku Databank araştırma grubuna göre şirketler şubat ayında, geçen temmuz ayına kıyasla artan maliyetlerinin daha küçük bir kısmını tüketicilere yansıtmakta.
Kato, deflasyonist dönem boyunca fiyatlarda, ücretlerde ya da faiz oranlarında herhangi bir hareket olmadığını, bunun da ekonomik büyümeyi baskıladığını ve ülkenin potansiyelini gerçekleştirmesini engellediğini söyledi.
Kato, “Bu çok durgun bir durumdu,” dedi. “Ancak şimdi işler değişiyor. Artık fiyatların yükseldiğini, ücretlerin arttığını görüyoruz ve para politikaları açısından BoJ şimdi Japonya için en uygun para politikası duruşunun ne olacağını araştırıyor. Dolayısıyla artık değişim ve normalleşme işaretleri görüyoruz” diye ekledi.
Kato, ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük vergisi tehditlerinin yarattığı büyük belirsizlikler ve küresel ekonomik tabloya yönelik artan riskler nedeniyle BoJ’un geçen hafta kısa vadeli politika faizini sabit tutmayı tercih etmesinden kısa bir süre sonra FT’ye konuştu.
BoJ’un normalleşme süreci, 2024 yılının başlarında negatif faiz oranlarının sona erdirilmesini ve ardından aynı yılın temmuz ayında küçük bir artış yapılmasını içeriyordu. Ocak 2025’te BoJ faizleri son 17 yılın en yüksek seviyesi olan %0,5’e yükseltti. Birçok ekonomist bu yıl en az bir artış daha olacağını tahmin ediyor.
Kato, normal bir ekonomiye geçiş sürecinin, ücret artışlarının uzun vadede fiyat artışlarını geride bırakmasını sağlamaya bağlı olduğunu söyledi.
Büyük şirketlerin ücretleri artırmasının cesaret verici olduğunu, ancak asıl zorluğun Japonya’nın küçük ve orta ölçekli şirketlerinin artan işgücü ve girdi maliyetlerini müşterilere yansıtabilmelerini sağlamak olduğunu söyledi.
Moody’s Analytics Japonya ekonomisti Stefan Angrick, tüketici fiyat enflasyonu seviyesinin deflasyona dönüşü dışlıyor gibi görünmesine rağmen, Kato’nun yorumlarının Japonya’nın henüz istediği türde bir enflasyona sahip olmadığı gerçeğini yansıttığını söyledi.
Angrick, “Ve bunun olacağından emin olmak da çok zor,” dedi.
Angrick, arz şokunun eninde sonunda ortadan kalkacağını ve ancak o zaman daha güçlü iç talebin enflasyonu hedefte tutabileceğini sözlerine ekledi.
“Ancak iç talep oldukça zayıf. Tüketici harcamaları son üç yıldır yatay seyrediyor. Yatırım harcamaları yerinde sayıyor. İşgücü piyasaları göründüğü kadar sıkı değil” diyen Angrick, enflasyonun 2026‘ya kadar yüzde 2’nin altına düşmesini bekliyor.
Japonya Merkez bankası Trump’ın gümrük vergilerine temkinli yaklaşarak sabit kaldı
Asya
Japon yatırımcılar 20 milyar dolarlık yabancı tahvil sattı

Donald Trump’ın gümrük vergileri bu ayın başında piyasaları sarsarken, Japon yatırımcılar Wall Street çalkantısının dünya çapında nasıl yayıldığının bir işareti olarak 20 milyar dolardan fazla uluslararası tahvil elden çıkardı.
Japonya Maliye Bakanlığı’nın ön verilerine göre, bankalar ve emeklilik fonları da dahil olmak üzere özel kurumlar, 4 Nisan’a kadarki hafta içinde 17,5 milyar dolarlık, sonraki yedi gün içinde de 3,6 milyar dolarlık uzun vadeli yabancı tahvil sattı.
Japonya, kamu ve özel sektörde 1,1 milyar dolarlık ABD Hazine tahvili bulunduruyor – dünyanın en büyük uluslararası stoku – bu nedenle işlemleri yakından izleniyor ve ABD devlet borcunun alım ya da satımı için bir vekil olarak kabul ediliyor.
Son satışlar, kayıtların tutulmaya başlandığı 2005 yılından bu yana herhangi bir iki haftalık dönemdeki en büyük çıkışlardan birine işaret ediyor.
Uluslararası tahvillerden çıkış, Trump’ın 2 Nisan’daki “kurtuluş günü” gümrük vergisi açıklamasının küresel hisse senedi ve tahvil piyasalarında çalkantıya yol açmasının ardından geldi.
Wall Street’in S&P 500 endeksi 2 Nisan’dan sonraki dört işlem gününde yüzde 12 düştü ve ardından Trump’ın yüksek “karşılıklı” gümrük vergilerinin çoğunu 90 günlüğüne durdurmasının ardından bir miktar toparlandı.
ABD Hazine tahvilleri de piyasadaki dalgalanma sırasında ciddi bir satış dalgası yaşadı ve 10 yıllık tahvillerin getirileri 11 Nisan haftasında 2001’den bu yana en yüksek seviyeye çıktı.
Japonya Maliye Bakanlığı’nın raporu, ülkenin finans kurumları tarafından hangi uzun vadeli tahvillerin alınıp satıldığına dair ayrıntı vermiyor.
Ancak Japon bankası Nomura’nın kıdemli faiz stratejisti Tomoaki Shishido, “[Japonya’nın] satışlarının önemli bir kısmının muhtemelen ya ABD Hazine tahvilleri ya da ABD ajans tahvilleri olduğunu” söyledi. İkincisi, ABD hükümeti tarafından garanti edilen ipoteğe dayalı menkul kıymetleri ifade ediyor.
“Bazı yabancı tahvil satışları Japon emeklilik fonlarının yeniden dengelenmesinden kaynaklanıyor olabilir … ya da bankalar veya hayat sigortacıları faiz oranı risklerini azaltıyor olabilir,” diye ekledi.
ABD’li varlık yöneticilerinin satışları ve ABD’li ve uluslararası hedge fonlarının kaldıraçlı işlemlerini çözmesi de Hazine tahvillerinde bu ayki satışa katkıda bulunmuş olabilir.
Ancak Japonya’nın uluslararası tahvil satışlarındaki telaş, Wall Street çalkantısının küresel piyasalara nasıl yayıldığının bir işareti.
Bazı yatırımcılara göre, ABD hisse senetlerindeki düşüş Japon emeklilik fonlarının uluslararası borç ve hisse senedi tahsisatlarını dengesiz hale getirecekti.
Sonuç olarak, fonların portföylerini yeniden hizaya getirmek için Hazine tahvilleri ve diğer ABD hükümeti destekli borçları satma baskısı altında kalacağını söylediler.
Analistlere göre, özel Japon yatırımcıların satışlarının bir kısmı da Japon bankaları tarafından kullanılan riskten korunma stratejilerinin çözülmesinin bir sonucu olabilir.
“Taşıma işlemleri” olarak adlandırılan bu işlemlerde, yatırımcılar daha yüksek getirili piyasalarda bahis oynamak için düşük getirili piyasalardan borç alırlar. Nispeten düşük getirileri nedeniyle Japonya bu işlemler için yaygın bir “fonlama” piyasası.
Ancak Moody’s Analytics Japonya ekonomisti Stefan Angrick, Japon fonları tarafından satılan Hazine tahvillerinin hacmi önemli olsa da, nisan ayının ilk iki haftasındaki getiri artışlarını tam olarak açıklayacak kadar büyük olmayacağını söyledi.
ABD Hazine piyasasının ortalama bir günde 1 trilyon dolara yakın ciro yaptığına dikkat çeken Angrick, “Manşet rakamlar büyük görünebilir, ancak tahvil piyasası açısından bunlar ancak bir dalgalanma” dedi.
Çin devlet fonları, ABD özel sermaye yatırımlarından geri çekiliyor
Asya
CATL, elektrikli araç şarj süresini 5 dakikaya indirdiğini duyurdu

Çinli CATL, elektrikli araçlar için rakibi BYD’den bile daha hızlı şarj sunabileceğini iddia ettiği yükseltilmiş pil hücrelerini tanıttı.
Dünyanın en büyük elektrikli araç aküsü üreticisi CATL, pazartesi günü yaptığı açıklamada, amiral gemisi Shenxing akü hücresinin yeni bir versiyonunun sadece beş dakikalık şarj süresiyle 520 km menzil sunabileceğini söyledi.
Geçtiğimiz ay BYD, bataryalarına yaklaşık aynı sürede 470 km menzil ekleyebilen yeni bir şarj sistemini tanıtarak sektörü şok etmişti.
Çinli batarya gruplarının iddiaları, onları Batılı büyük rakiplerinin önüne geçirecek. Şu anda Tesla araçları 15 dakika içinde 200 mil (321 km) menzile kadar şarj edilebilirken, Alman Mercedes-Benz kısa süre önce hızlı şarj istasyonu kullanılarak 10 dakika içinde 325 km’ye kadar şarj edilebilen tamamen elektrikli CLA kompakt sedanını piyasaya sürdü.
Analistler, BYD ve CATL’nin yüksek hızlı şarj sistemlerinin yaygınlaştırılmasının, artan jeopolitik gerilimler nedeniyle şirketlerin bu teknolojileri Çin dışına ne kadar hızlı çıkarabilecekleri konusunda soru işaretleri olsa da, tüketicilerin elektrikli araç sürüş menzili konusundaki korkularını ortadan kaldırmaya yardımcı olacağını söyledi.
Şirket, bu haftaki Şanghay otomobil fuarı öncesinde düzenlenen bir medya etkinliğinde yaptığı açıklamada, tek şarjla 800 km menzile sahip olan Shenxing bataryasının ikinci neslinin saniyede 2,5 km’lik en yüksek şarj hızına ulaşabileceğini söyledi.
CATL’nin baş teknoloji sorumlusu Gao Huan, “Gerçek inovasyon yoluyla süper şarjın sınırlarını zorlamak için daha fazla endüstri lideriyle işbirliği yapmayı dört gözle bekliyoruz” dedi ve yeni bataryaların “elektrikli araçlar için standart” haline gelmesini istediğini sözlerine ekledi.
Huan, yeni Shenxing bataryasının bu yıl 67’den fazla elektrikli araç modeline monte edileceğini söyledi.
Teknoloji gününde CATL, bu yıl içinde seri üretime geçeceğini söylediği yeni sodyum-iyon bataryasını da tanıttı. Huan’a göre Naxtra adı verilen yeni batarya markası, hibrid bir araç için yaklaşık 200 km ve elektrikli bir araç için 500 km menzil sağlayabiliyor.
Sodyum-iyon piller, hem çok yüksek hem de düşük sıcaklıklarda daha iyi çalıştıkları için enerji depolamada yaygın olarak kullanılan lityum bazlı pillere göre daha ucuz ve daha güvenli bir alternatif olarak görülüyor. Ancak boyutlarına göre üretebildikleri enerji miktarı uzun süredir lityum pillerin gerisinde kaldığından sodyum hücreleri şimdiye kadar pratik değildi.
Sodyum-iyon piller lityum kaynaklarını kullanmadığından, yeni teknoloji aynı zamanda dünyanın kritik mineraller konusunda Çin’e olan bağımlılığını azaltacak potansiyel bir çözüm olarak da yakından izleniyor.
Etkinlikte Huan, yeni sodyum iyon pilin endüstrinin “tek kaynağa bağımlılıktan” “enerji özgürlüğüne” geçişini sağlayacağını ve küresel enerji manzarasını büyük ölçüde yeniden şekillendireceğini söyledi.
Amerika
TSMC ABD’de ‘bağımsız’ çip merkezi kuracağını açıkladı

Taiwan Semiconductor Manufacturing Co. (TSMC) ABD’nin “bağımsız” bir çip kümesi oluşturmasına yardımcı olmak için dünyanın en ileri yarı iletkenlerinin %30’unu Arizona’da üretmeyi planlıyor, ancak diğer çip üreticileriyle ortak girişimler kurmak veya teknoloji paylaşmak için görüşmelerde bulunmadığını söyledi.
TSMC Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su C.C. Wei perşembe günü yaptığı açıklamada şirketinin “diğer şirketlerle herhangi bir ortak girişim, teknoloji lisansı veya teknoloji transferi ve paylaşımı konusunda herhangi bir görüşme yapmadığını” belirterek, ABD’li çip üreticisinin üretimini artırmak için Intel ile ortaklık söylentilerine ilişkin piyasa endişelerini ele aldı.
Wei, TSMC’nin Arizona’daki ikinci ve üçüncü çip tesislerinin inşasını hızlandıracağını söyleyerek, ikinci tesisin üretim zaman çizelgesinin orijinal 2028 hedefinden “en az birkaç çeyrek” yukarı çekilebileceğini de sözlerine ekledi. Üçüncü tesisin inşaatına bu yıl içinde başlanması planlanıyor, ancak işgücü sıkıntısı ve izin alma ihtiyacı nedeniyle genel zaman çizelgesi belirsizliğini koruyor.
Wei, TSMC’nin şu anda piyasada bulunan en gelişmiş 2 nanometre çiplerinin yaklaşık %30’unu ABD’de üreteceğini ve Arizona tesisinin müşterilerin talepleri doğrultusunda bir ABD yarı iletken kümesi olarak “bağımsız bir şekilde faaliyet göstermesine” yardımcı olmak için daha fazla mühendis tahsis etmeyi hedeflediğini de sözlerine ekledi.
Bu arada Wei, Trump yönetiminin “karşılıklı” gümrük tarifeleri konusundaki son belirsizlikler nedeniyle müşterilerin davranışlarında “herhangi bir değişiklik” olmadığını söyledi, ancak önümüzdeki potansiyel belirsizlik ve riskler konusunda uyardı. Çip üreticisinin piyasa talebini yakından izleyip değerlendireceğini ve ihtiyatlı davranacağını söyledi.
Yapay zeka bilişim çiplerine olan talebin çok güçlü olmaya devam ettiğini söyledi: “Çin dışında, özellikle ABD’de yapay zeka [çiplerine] olan talep hala çok güçlü, bu nedenle bu yıl yapay zeka gelirimizi iki katına çıkaracağımıza eminiz.”
TSMC 2025 yılı için sermaye harcama bütçesini değiştirmeyerek 38 milyar ila 42 milyar dolar arasında tuttu ve sektörün ortalama büyüme tahminlerinden daha iyi olan bu yıl dolar bazında %20 aralığında gelir artışı tahminini korudu.
Ocak-Mart çeyreğinde şirketin net kârı bir önceki yıla göre %60,3 artarak 361,56 milyar Yeni Tayvan dolarına (10,9 milyar $) ulaşırken, gelirleri %41,6 artışla 839,25 milyar NT$’a yükseldi.
Pazar bazında Çin, 2019’daki %20’lik zirve seviyesinden bu çeyrekte gelirinin sadece %7’sini oluşturdu. 2024 yılı için bu rakam %11’di.
TSMC, mevcut çeyrek için gelirinin yıllık %38 artışla 28,4 milyar NT$ ile 29,2 milyar NT$ arasında, orta noktada ve piyasanın konsensüs tahmininin üzerinde gerçekleşeceğini tahmin ediyor.
TSMC’nin en büyük müşterilerinden ikisi olan Nvidia ve AMD, Washington’ın Çin’e indirgenmiş yapay zeka çipleri gönderme kurallarını sıkılaştırmasının ardından sırasıyla yaklaşık 5,5 milyar dolar ve 800 milyon dolar gelir kaybı yaşadı. TSMC’nin önemli bir ekipman tedarikçisi olan ASML, Trump’ın gümrük vergilerinin çip endüstrisini daha da rahatsız edebileceği konusunda uyardı.
Nikkei Asia‘nın haberine göre TSMC, ABD ihracat kontrollerine uyma konusunda son derece dikkatli davranarak Çin’in çip endüstrisinde beklenenden daha büyük aksaklıklara yol açtı. Şirket ayrıca, Trump yönetiminin yüksek gümrük vergileri tehdidinin ortasında, en büyük denizaşırı taahhüdü olan Arizona’da 100 milyar dolarlık ek yatırım sözü verdi.
Bu arada analistler, teknoloji sektörünün son iki yıldır en önemli büyüme motoru olan yapay zeka bilişim talebinin, daha sıkı ihracat kontrolleri, rekabet baskısı ve yüksek gümrük vergileri nedeniyle tüketici elektroniği talebindeki potansiyel yavaşlama nedeniyle duraksayabileceği uyarısında bulunuyor.
JPMorgan Chase genel müdürü Gokul Hariharan bir araştırma notunda, “Yavaşlayan ABD ve Çin tüketim talebinden kaynaklanan talep etkisi, 2025 ve 2026’nın ikinci yarısında muhtemelen hala bir risk” dedi.
Nvidia, ABD’nin Çin’e çip satışını kısıtlaması nedeniyle 5,5 milyar dolarlık darbe alacak
-
Görüş1 hafta önce
Avrupa’da savaşa hazırlık tam gaz: Fransız askeri haritacılar Romanya’da ne arıyor?
-
Söyleşi2 hafta önce
Çin uluslararası sistemi nasıl değerlendiriyor? Şanghay, Hangzhou ve Pekin’den akademisyenlerle özel söyleşi
-
Görüş2 hafta önce
Trump’ın gümrük vergileri ticaret savaşını tetikliyor
-
Amerika2 hafta önce
Trumpizmin iktisadi aklı – 1: Stephen Miran ve doların devalüasyonu planı
-
Ortadoğu1 hafta önce
“Suriye ve İsrail normalleşmeye hazırlanıyor” iddiası
-
Görüş1 hafta önce
İran-ABD müzakereleri: Maskat görüşmesi ne anlama geliyor?
-
Dünya Basını2 hafta önce
Mearsheimer: Trump Ukrayna konusunda haklı
-
Dünya Basını2 hafta önce
Beyaz Saray’da “İran” çekişmesi