Bizi Takip Edin

AMERİKA

Bakır piyasası Şili maden greviyle sarsılıyor

Yayınlanma

Haber: Bilge Dilay Misir
Şili’nin kuzey bölgesinde bulunan, dünyanın bir numaralı bakır madeni Escondida’da çalışan sendikalı işçiler, 13 Ağustos Salı günü greve başladı. Grev uzadığı takdirde, bakır piyasası yüz milyonlarca dolar zarar edebilir.

Şili’nin kuzeyinde bulunan, “saklı” manasına gelen Escondida Madeni’nde, Union No.1 adlı sendikaya üye işçiler, 13 Ağustos Salı günü greve başladı. Escondida Madeni, dünyada işlenen toplam bakırın yüzde 5’ini oluşturan oldukça önemli bir kaynak. Maden, ismini Atamaca Çölü’nün altında “saklı” halde bulunan zengin cevher yataklarından alıyor. Dünyanın en büyük bakır madeni şirketi olan Avustralya merkezli BHP şirketi işçilerinin yüzde 90’ının bahsi geçen sendikaya üye olduğu biliniyorken, Escondida Madeni hisselerinin yüzde 60’ına sahip olan BHP, grevle sarsıldı. İşçilerin talepleri; iş günlerinin azaltılması, ikramiye ve tazminat ödemelerine zam gibi maddelerin yanı sıra maden hisselerinin yüzde 1’inin işçilere dağıtılmasını içeriyor. Anlaşmazlığa düşülen ana konulardan biri olan hissenin işçilere dağıtılması, çalışan başına 35 bin ABD dolarına tekabül ediyor. BHP, münakaşa sürecinde işçilere 28 bin 900 dolarlık ikramiye teklifinde bulundu, ancak işçiler beklentileri olan 35 bin dolardan oldukça düşük olan teklife sıcak bakmadı.

BHP ACİL DURUM İLAN ETTİ

BHP ile sendika arasında anlaşmaya varma süreci devam ediyor. Öne sürülen talepler karşısında sendikayla anlaşmazlığa düşen şirket, acil durum ilan ederek, sendika dışı işçilerle maden çalışmalarına devam ediyor. Sendika ise bu duruma tepki gösterdi, BHP’yi yedek işgücü kullanarak grev kurallarını ihlal etmekle suçladı ve “sendika karşıtı uygulamaya derhal son verilmesini” istedi.

BHP ise yaptığı açıklamada, salı günü görüşmelere devam etmek amaçlı sendikayı davet ilettiğini ancak davetinin yanıtsız kaldığının altını çizerken, acil durum planını hayata geçirerek maden faaliyetlerine sendika dışı çalışanlarla, asgari düzeyde çalışma saatleri kapsamında, devam ettiğini paylaştı. Şirket, 14 Ağustos’ta sendikaya, görüşmelerin devam etmesi halinde, 15 Ağustos saat 20.00’ye kadar grevi durdurma önerisinde bulundu. Ancak sendika grevin geçici de olsa askıya alınmasına sıcak bakmıyor.  Sendikanın açıklamalarına göre BHP, işçileri değiştirip sendika karşıtı faaliyetler gösterirken görüşmelerin yeniden başlaması üzerine çok fazla koşul ortaya koydu. Şirketin talep ve koşullarını “görüşmelerin başlamasını imkansız hale getirdi” olarak belirten sendika, şirketin kendilerin, koşulları değerlendirip karar vermek için çok kısa bir zaman tanıdıklarından yakındı.

“BHP, GREV UZADIĞI TAKDİRDE 795 MİLYON DOLAR ZARAR EDEBİLİR”

Grevin başlamasının ardından, bugün Fransız haber ajansı AFP, BHP hisselerinin yüzde 1’e yakın oranda düştüğünü belirtti. Konu üzerine Amerikan yatırım bankası Goldman Sachs, grevin 10 güne ulaşırsa, şirkette en az 250 milyon dolar zarar görüleceğini vurgularken Brezilyalı yatırım bankası BTG Pactual ise sendikanın 2017 yılında yaptığı greve dikkat çekti. BTG Pactual’in verilerine göre, mevcut grev 2017’de yaşanan grev kadar uzun sürerse BHP’nin günlük zararı, 25 milyon ABD doları ila 30 milyon ABD doları arasında seyredebilir. Brezilyalı yatırım bankası raporunda, mevcut durumun Şili’nin GSHY’sine (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) de zarar verdiği gözlemlendi. Goldman Sachs, grevin 44 günü bulduğu takdirde zararın 795 milyona varacağı tahmininde bulundu.

BAKIR BORSASI SALLANTIDA

Şirketin uğrayacağı zararın yanı sıra bakır piyasasının bu grevden nasıl etkileneceği de merak konusu. Bakır piyasası geçtiğimiz yılın son aylarında Panama’da bulunan Cobre Panama bakır şirketinin kapatılmasıyla sarsılmıştı. Piyasada oldukça önemli bir yere sahip olan Escondida Madeni’ndeki mevcut grevin ise, 2017 grevinin etkisiyle oluşan bakır fiyat artışına benzer sonuç vermesi, piyasada ağır hasar bırakabilir. Avustralya Mining haber ajansına göre bakır borsası, Kovid-19 döneminden kalma kazanımlarını korumakta zorlanıyor. Aksama riskine rağmen bakır fiyatları şu an Çin’den gelen zayıf talepler doğrultusunda, Londra Metal Borsası’nın açıkladığı ton tutarı olan 8.968,50 ABD dolarında sabit kalmış gözüküyor. Fakat bu durum grevin devam etmesi halinde değişebilir.

AMERİKA

ABD’li senatör: Musk’ın Çin bağlantıları ABD ulusal güvenliği için ‘derin bir tehdit’

Yayınlanma

Elon Musk’ın yeni Donald Trump yönetimine katılımı, olası çıkar çatışmaları nedeniyle incelemeye alınırken, bir senatör Tesla ve SpaceX CEO’sunun Çin ile olan iş bağlarının ABD ulusal güvenliğini tehlikeye atabileceği uyarısında bulundu.

Senato’nun gizlilik, teknoloji ve hukuk alt komitesi başkanı Richard Blumenthal, “Bunun tehlikeli olmanın ötesinde olduğunu düşünüyorum. Bay Musk ve SpaceX’in bu pozisyonda olmasının ulusal güvenliğimiz için derin bir tehdit olduğunu düşünüyorum,” dedi.

Cumhuriyetçi Trump, Musk’ın federal kurumlarda potansiyel olarak büyük kesintilerin yanı sıra düzenlemelerde yapılacak değişiklikleri denetlemeyi amaçlayan bir hükümet verimlilik komisyonuna eş başkanlık edeceğini söyledi.

Tesla araçlarının yarısını, satışlarının da üçte birini gerçekleştirdiği Çin’de üretirken, ABD Savunma Bakanlığı ve diğer devlet kurumları da SpaceX’e giderek daha fazla bağımlı hale geliyor.

Musk’ın Çin ve Başbakan Li Qiang da dahil olmak üzere bazı üst düzey yetkilileriyle olan yakın iş ilişkileri, Pekin tarafından özellikle geçiş döneminin ilk günlerinde Trump’a bir arka kanal olarak değerlendirilebileceğine dair haberlere yol açtı.

Salı günü ABD’li teknoloji şirketleri ve bu şirketlerin Çin ile olan ilişkilerinin ele alındığı bir oturumda konuşan ve 2011 yılından bu yana Connecticut’ta Demokrat senatör olarak görev yapan Blumenthal, Musk’ın Pekin ile olan bağlarının istismar edilebileceğini savundu.

ABD’de Musk ve Ramaswamy “hükümet verimliliğini” denetleyecek

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD, Filipinler’e Pekin’e karşı kullanması için insansız deniz aracı veriyor

Yayınlanma

Analistler, Washington’ın Manila’ya gelişmiş insansız hava araçları sağlamasının Filipin Donanması için bir “güç çarpanı” görevi göreceğini ve ABD’nin müttefikinin Güney Çin Denizi’nde Çin’e karşı gözetleme ve operasyonel kabiliyetlerini artıracağını söylüyor.

ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin salı günü Filipinler’e yaptığı iki günlük ziyaret sırasında ABD hükümetinin Filipin Donanmasına Batı Filipin Denizi’ndeki operasyonları için açıklanmayan sayıda insansız deniz aracı (USV) verdiğini açıkladı.

Biden yönetimi sona ermeden önce “çok daha fazlasının” teslim edileceği sözünü verdi.

Austin, Filipinler Savunma Bakanı Gilberto Teodoro Jnr ile birlikte Batı Filipin Denizi’ne bakan ve ABD-Filipin ortak askeri tesisine ev sahipliği yapan Puerto Princesa, Palawan’da düzenlediği basın toplantısında şunları söyledi: “Temmuz ayındaki ziyaretim sırasında açıkladığım 500 milyon ABD doları tutarındaki yabancı askeri finansmanla, Filipinler’in münhasır ekonomik bölgesi (MEB) boyunca haklarını ve egemenliğini savunacak yetenek ve araçlara sahip olmasını sağlamaya yardımcı olmak için bunun gibi daha birçok platformun teslim edilmesini bekliyoruz.”

Austin, ABD’nin “Filipinler’in savunmasına derinden bağlı olduğunu” ve Manila ile olan Karşılıklı Savunma Anlaşmasının “Güney Çin Denizi’nin herhangi bir yerinde, sahil güvenlik güçlerimiz de dahil olmak üzere silahlı kuvvetlerimize, uçaklarımıza veya kamu gemilerimize yönelik silahlı saldırılar için geçerli olduğunu” yineledi.

Okumaya Devam Et

AMERİKA

ABD’nin nükleer modernizasyon planı: Pentagon’dan kritik açıklama

Yayınlanma

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), ülkenin nükleer cephaneliğini artırma ve modernize etmeyi planlandığını açıkladı. Bu adımın, caydırıcılık kabiliyetini güçlendirmek amacıyla hayata geçirileceği ifade edildi.

Nükleer politikalardan sorumlu savunma bakan yardımcısı Richard Johnson, bu hedefin gerekirse nükleer kuvvetlerdeki stratejik ayarlamaları da içereceğini belirtti.

Johnson, Washington merkezli Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi’nde (CSIS) düzenlenen konferansta yaptığı konuşmada, “Bugün mevcut ABD kuvvetlerine ve doktrinine güveniyoruz. Fakat, eğer caydırıcılık kabiliyeti yetersiz kalırsa, bu eksikliği zamanında gidermeye hazır olmalıyız,” dedi.

Johnson, ABD’nin nükleer doktrinini, silahların modernizasyon programını ve kuvvetlerin hazır olma durumunu gerektiğinde yeniden değerlendireceğini vurguladı.

Yetkili, “Caydırıcılık başarısız olsa bile Washington, belirlediği hedeflere ulaşabilecek kapasitededir,” ifadesini kullandı.

20 Kasım’da, ABD Silahlı Kuvvetleri Stratejik Komutanı (STRATCOM) General Anthony Cotton, ABD’nin, Rusya ve Çin’e ek olarak “üçüncü taraf” tehditlerine karşı yeterli güçlere sahip olup olmadığını inceleyeceğini bildirmişti.

Cotton, günümüz tehditlerinin, nükleer modernizasyonun başladığı dönemden çok daha karmaşık hale geldiğini belirterek, “Stratejik planlama artık Rusya ve Çin’in giderek artan agresif tavırlarına uygun şekilde yeniden şekillendirilmelidir,” değerlendirmesini yapmıştı.

STRATCOM temsilcisi Tuğamiral Thomas Buchanan ise ABD’nin, potansiyel düşmanlara karşı caydırıcılık sağlayacak bir cephaneliğe sahip olması gerektiğini, aksi takdirde nükleer saldırı senaryolarının devreye girebileceğini söylemişti.

Öte yandan, 19 Kasım’da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Rusya’nın nükleer doktrininde önemli değişiklikler içeren güncellemeleri onayladı.

Yeni doktrine göre, insansız hava araçları veya nükleer olmayan seyir füzeleri ile yapılan saldırılarda ya da toprak kaybetme tehdidi karşısında nükleer silah kullanımının mümkün olduğu açıklandı.

Ayrıca, diğer nükleer güçlerin dolaylı olarak çatışmaya dahil olması, Moskova tarafından “saldırı” olarak değerlendirilecek.

Bu kapsamda, yalnızca Rusya’nın değil, müttefiki Belarus’un toprak bütünlüğüne yönelik tehditler de agresif bir tutumla karşılanacak.

Stockholm Barış Araştırmaları Enstitüsü’ne (SIPRI) göre, Ocak 2023 itibarıyla Rusya’nın 4 bin 500, ABD’nin ise 3 bin 700 nükleer savaş başlığı bulunuyor.

Rusya’nın nükleer doktrinini güncellemesi ne anlama geliyor?

Okumaya Devam Et

Çok Okunanlar

English